Klasik galaktozemi tanılı hastalarda ileri glikasyon son ürünlerinin değerlendirilmesi
Başlık çevirisi mevcut değil.
- Tez No: 952107
- Danışmanlar: ÖĞR. GÖR. MEHMET CİHAN BALCI
- Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
- Konular: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları, Child Health and Diseases
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2025
- Dil: Türkçe
- Üniversite: İstanbul Üniversitesi
- Enstitü: Tıp Fakültesi
- Ana Bilim Dalı: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 71
Özet
Klasik galaktozemi, galaktoz-1-fosfat üridil transferaz (GALT) enziminin eksikliği nedeniyle ortaya çıkan galaktoz metabolizmasındaki en yaygın bozukluklardan biridir. Galaktoz-1-fosfat düzeyleri artarak karaciğer, böbrek, beyin, dil, göz merceği ve deri fibroblastlarında birikir; bu birikim dokularda hasara yol açar. Yenidoğan döneminde zayıf emme refleksi, sarılık, gelişim geriliği ve kanama eğilimi gibi belirtiler görülebilir. Tedavi edilmezse, bu durum beslenme zorlukları, karaciğer hasarı, büyüme geriliği ve yaşamı tehdit edebilecek komplikasyonlarla sonuçlanabilir. Erken tedavi ile semptomlarda hızlı bir düzelme sağlanabilir. Ancak tanının gecikmesi, uzun vadede ciddi sağlık sorunlarına neden olabilir. Kesin tanı, galaktoz-1-fosfat üridil transferaz enzim aktivitesinin eksikliğinin gösterilmesiyle konur. Hastalığın görülme sıklığı genel olarak 1/40.000 ila 1/80.000 arasında değişirken, Türkiye'de bu oran yaklaşık 1/23.775'tir. Genetik geçişi otozomal resesif özellik gösterir. Birçok olgu, yenidoğan tarama programları sayesinde tanımlanabilmektedir. Bu nedenle hekimlerin semptomlara karşı dikkatli olması ve galaktozemiden şüphelenildiğinde hastanın diyetinden laktozun çıkarılması gerekir. İleri glikasyon son ürünleri (AGE'ler), protein, lipid ve nükleik asitlerin enzimatik olmayan glikasyonu sonucunda oluşan ve organizmada hem endojen hem de ekzojen kaynaklardan birikebilen heterojen bileşiklerdir. Diyabet, ateroskleroz gibi kronik metabolik hastalıkların ilerleyişinde rol oynamaktadır. Bunun yanı sıra Alzheimer ve Parkinson gibi nörodejeneratif hastalıklar ile alkol kaynaklı beyin hasarlarında da önemli patolojik etkiler göstermektedir. Bu çalışmada, İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Çocuk Beslenme ve Metabolizma Bilim Dalı tarafından takip edilen klasik galaktozemi tanısı almış bireylerde, serumdaki ileri glikasyon son ürünleri düzeylerinin incelenmesi amaçlanmıştır. Elde edilecek bulguların, klasik galaktozemi yönetimi ve takibi açısından literatüre katkı sunması hedeflenmektedir. Araştırmaya, klasik galaktozemi tanısı almış toplam 46 hasta ile 41 sağlıklı kontrol birey dahil edilmiştir. Çalışmamızda hasta serum örneklerinden ileri glikasyon son ürünlerinin analizi amacıyla enzime bağlı immünosorbent testi (ELISA) kullanılmıştır. Çalışmamızda elde edilen bulgulara göre, vaka grubunda ölçülen AGE konsantrasyonları kontrol grubuna göre istatistiksel olarak anlamlı biçimde yüksek bulunmuştur (p=0.010). ROC analizi sonucunda AGE düzeylerinin vaka ve kontrol gruplarını ix ayırt etme gücü anlamlı bulunmuş (AUC=0.661; %95 GA: 0.547–0.775; p=0.010) ve 350 ng/l cut-off değeri için duyarlılık %73.9, özgüllük %56.1, pozitif kestirim değeri %65.4 ve negatif kestirim değeri %65.7 olarak hesaplanmıştır. Galaktozemi hastaları arasında yapılan alt grup analizlerinde, AGE konsantrasyonu >350 ng/l olan bireylerin yaş ortalamasının, AGE konsantrasyonu ≤350 ng/l olan bireylerden anlamlı düzeyde daha düşük olduğu belirlenmiştir (p=0.022). Bununla birlikte, AGE düzeyine göre değerlendirilen sözel apraksi, entelektüel kapasite azalması/mental gerilik, özel eğitim alma durumu ve nöroloji takibi değişkenleri açısından gruplar arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark saptanmamıştır (tüm karşılaştırmalar için p>0.05). Sonuç olarak, klasik galaktozemi hastalarında AGE düzeylerinin sağlıklı bireylerle karşılaştırıldığında belirgin şekilde yüksek olduğu saptanmıştır. Bu artışın, çocukluk yaş grubunda daha belirgin olması, hastalığın biyokimyasal etkileriyle ilişkili olabileceğini düşündürmektedir. Klasik galaktozemide AGE'lerin rolünün daha iyi anlaşılması, bu hastalık için yeni tedavi hedeflerinin belirlenmesi açısından kritik öneme sahiptir. Özellikle AGE oluşumunu engelleyen veya RAGE aracılı sinyal yollarını modüle eden terapötik stratejiler, galaktozemi yönetiminde gelecekte tamamlayıcı tedavi seçenekleri sunma potansiyeline sahiptir. Bu nedenle, daha geniş örneklem gruplarıyla yapılan, uzun süreli ve moleküler düzeyde detaylandırılmış çalışmalara ihtiyaç duyulmaktadır.
Özet (Çeviri)
Classic galactosemia is one of the most common disorders of galactose metabolism, caused by a deficiency of the enzyme galactose-1-phosphate uridyltransferase. Elevated levels of galactose-1-phosphate accumulate in the liver, kidneys, brain, tongue, eye lens, and skin fibroblasts, leading to tissue damage. In the neonatal period, symptoms such as poor sucking reflex, jaundice, developmental delay, and bleeding tendency may occur. If left untreated, the condition can result in feeding difficulties, liver damage, growth retardation, and life- threatening complications. With early treatment, symptoms can improve rapidly. However, delayed diagnosis can lead to serious long-term health problems. A definitive diagnosis is made by demonstrating the absence of galactose-1-phosphate uridyltransferase enzyme activity. The incidence of the disease generally ranges between 1 in 40,000 to 1 in 80,000, while in Turkey it is approximately 1 in 23,775. The disorder is inherited in an autosomal recessive manner. Many cases can be identified through newborn screening programs. Therefore, physicians should be alert to the symptoms and remove lactose from the patient's diet when galactosemia is suspected. Advanced glycation end products (AGEs) are heterogeneous compounds formed by the non-enzymatic glycation of proteins, lipids, and nucleic acids, and can accumulate in the body from both endogenous and exogenous sources. They play a role in the progression of chronic metabolic diseases such as diabetes and atherosclerosis. In addition, they have significant pathological effects in neurodegenerative diseases such as Alzheimer's and Parkinson's, as well as in alcohol-induced brain damage. This study aimed to investigate the serum levels of advanced glycation end products in individuals diagnosed with classic galactosemia who are followed by the Department of Pediatric Nutrition and Metabolism at Istanbul University, Istanbul Faculty of Medicine. The findings are intended to contribute to the literature on the management and follow-up of classic galactosemia. xi The study included a total of 46 patients diagnosed with classic galactosemia and healthy control individuals matched for age and sex. Enzyme-linked immunosorbent assay (ELISA) was used to analyze advanced glycation end products in the patients' serum samples. According to the findings obtained in our study, AGE concentrations measured in the case group were statistically significantly higher than those in the control group (p=0.010). ROC analysis showed that AGE levels had a significant discriminatory power between the case and control groups (AUC=0.661; 95% CI: 0.547–0.775; p=0.010). At a cutoff value of 350 ng/l, sensitivity was 73.9%, specificity 56.1%, positive predictive value 65.4%, and negative predictive value 65.7%. In subgroup analyses among galactosemia patients, individuals with AGE concentrations >350 ng/l had a significantly lower mean age than those with AGE concentrations ≤350 ng/l (p=0.022). However, no statistically significant differences were found between the groups in terms of variables such as verbal apraxia, intellectual disability/mental retardation, need for special education, or neurology follow-up based on AGE levels (p>0.05 for all comparisons). In conclusion, AGE levels in classic galactosemia patients were found to be significantly higher compared to healthy individuals. The fact that this increase is more pronounced in the pediatric age group suggests it may be related to the biochemical effects of the disease. A better understanding of the role of AGEs in classic galactosemia is of critical importance for identifying new therapeutic targets for this disease. In particular, therapeutic strategies that inhibit AGE formation or modulate RAGE-mediated signaling pathways have the potential to offer complementary treatment options in the future management of galactosemia. Therefore, long-term, molecular-level studies with larger sample groups are needed.
Benzer Tezler
- Klasik galaktozemi hastalarında ömür boyu beslenme tedavisi ve besin destekleri kullanımına bağlı kemık sağlığı durumu ve besın ögeleri alımının değerlendirilmesi
Evaluation of bone health status and nutrient intake depending on lifelong nutritional therapy and use of nutrient supplements in classical galactosemia patients
GÜLİZ UYAR
Yüksek Lisans
Türkçe
2024
Çocuk Sağlığı ve Hastalıklarıİstanbul ÜniversitesiÇocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
ÖĞR. GÖR. MEHMET CİHAN BALCI
- Kongenital kataraktlı hastalarda galaktoz-1-fosfat üridil transferaz enzim mutasyonunun araştırılması
Investigation on mutation of galactose-1-phosphate uridyl transferase enzyme in patients with congenital cataracts
BERİ HOCAOĞLU BOZARSLAN
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2010
BiyokimyaDicle ÜniversitesiTıbbi Biyokimya Ana Bilim Dalı
PROF. DR. F. BİRGÜL IŞIK
- Klasik galaktozemili hastaların klinik ve moleküler değerlendirilmesi
Clinical and molecular evaluation of patients with classical galactosemia
SEZEN UGAN ATİK
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2012
Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıSağlık BakanlığıDOÇ. DR. SERVET ERDAL ADAL
DR. HASAN ÖNAL
- Kalıtsal metabolik hastalıklarda otofaji, oksidatif stres ve inflamasyon ilişkisi
The relationship between autophagy, oxidative stress and inflammation in inherited metabolic diseases
EDA ÖZAYDIN
Doktora
Türkçe
2023
Moleküler TıpHacettepe ÜniversitesiPediatrik Temel Bilimler Ana Bilim Dalı
PROF. DR. ALİ DURSUN
- Klasik galaktozemi'de GALT geni mutasyon spektrumu ve genotip-fenotip ilişkisinin araştırılması
The contribution of molecular genetic methods to the diagnosis of classical galactosemia and investigation of genotype-phenotype correlation
İREM KALAY
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2019
Genetikİstanbul ÜniversitesiTıbbi Genetik Ana Bilim Dalı
PROF. DR. ZEHRA OYA UYGUNER
DR. ÇAĞRI GÜLEÇ