20. yüzyıl İngiliz oryantalizminde tasavvuf: Arthur John Arberry örneği
Sufism in 20th century British orientalism: The case of Arthur John Arberry
- Tez No: 953498
- Danışmanlar: DR. ÖĞR. ÜYESİ SAMİ BAYRAKCI
- Tez Türü: Yüksek Lisans
- Konular: Din, Religion
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2025
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Selçuk Üniversitesi
- Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Temel İslam Bilimleri Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Temel İslam Bilimleri Bilim Dalı
- Sayfa Sayısı: 119
Özet
Tasavvuf gerek ilgilendiği konular gerek etkilediği kitleler dolayısıyla yalnızca Müslümanlara arasında değil, Batı dünyasında da ilgi görmüş; özellikle oryantalist araştırmaların önemli araştırma konularından biri olmuştur. Batılı ilim çevreleri, tasavvufu hem teorik hem de pratik boyutlarıyla anlamaya çalışmıştır. 20. yüzyılda İngiliz oryantalizminin önde gelen isimlerinden biri olan Arthur John Arberry, bu bağlamda dikkat çeken çalışmalara imza atmıştır. Bu çalışmada Arberry'nin hayatı ve eserleri bir bütün halinde değerlendirilmiş ve telif eserleri üzerinden onun tasavvufa ve tasavvufi kavramlara yaklaşımı analiz edilmiştir. Arberry'nin Arapça ve Farsça üzerindeki yetkinliği, onun tasavvufî metinleri birincil kaynaklardan hareketle doğrudan incelemesine olanak tanımış; aynı zamanda tasavvuf literatürünün İngilizce'ye aktarılmasında da önemli katkılar sunmuştur. Arberry, tasavvufu İslam'ın mistik ve evrensel yönü olarak değerlendirmiştir. Bu yaklaşımı doğrultusunda tasavvufun tarihsel gelişimini klasik dönemlendirme çerçevesinde, yani zühd, tasavvuf ve tarikatlar dönemlendirmesiyle ele almıştır. Zühd dönemini bireysel arınma ve zahitlik anlayışıyla özdeşleştiren Arberry, tasavvuf dönemini teorik derinliğin arttığı ve mistik öğretilerin sistemleştirildiği bir evre olarak görmüş; tarikatlar dönemini ise bu öğretilerin kurumsallaşarak geniş kitlelere yayıldığı bir aşama olarak değerlendirmiştir. Arberry, tasavvufun temel iki dayanağının Kur'an ve Sünnet olduğunu vurgulamakla birlikte, zühd döneminden tasavvufa geçiş sürecinde Hristiyanlık ve Neoplatonizm gibi dış etkenlerin etkili olduğunu düşünmektedir. Tasavvuf terminolojisini incelerken daha çok Kuşeyrî'den (ö. 465/1072) hareketle kavramların anlamlarına atıfta bulunmuş, derin analizlere girmemiştir. Arberry'nin öne çıkan görüşlerinden biri de tasavvufun zaman içinde bozulduğunu ve önemini yitirdiğini ileri sürmesidir.
Özet (Çeviri)
Sufism has attracted attention not only among Muslims but also in the Western world due to the subjects it deals with and the masses it influences; it has been one of the important research topics of orientalist studies. Western scholarly circles have tried to understand Sufism in both its theoretical and practical dimensions. In the 20th century, Arthur John Arberry, one of the leading figures of British Orientalism, has carried out remarkable studies in this context. In this study, Arberry's life and works are evaluated as a whole and his approach to Sufism and Sufi concepts is analysed through his works. Arberry's proficiency in Arabic and Persian enabled him to analyse Sufi texts directly from primary sources; he also made significant contributions to the translation of Sufi literature into English. Arberry considered Sufism as the mystical and universal aspect of Islam. In line with this approach, he analysed the historical development of Sufism within the framework of the classical periodisation, namely the periodisation of zuhd, tasawwuf and tariqas. Arberry, who identified the period of zuhd with individual purification and asceticism, saw the period of Sufism as a stage in which the theoretical depth increased and mystical teachings were systematised, and the period of tariqas as a stage in which these teachings were institutionalised and spread to large masses. Although Arberry emphasises that the two main pillars of Sufism are the Qur'an and the Sunnah, he believes that external factors such as Christianity and Neoplatonism were influential in the process of transition from asceticism to Sufism. While analysing Sufi terminology, he mostly referred to the meanings of concepts based on al-Qushayrī (d. 465/1072) and did not go into deep analyses. One of Arberry's prominent views is that Sufism has deteriorated over time and lost its importance.
Benzer Tezler
- 19. yüzyılda İngiliz kadın ressamların gözünden Osmanlı dünyası: VAM Searight koleksiyonu
Ottoman world from the perspective of British women painters in the 19th century: VAM Searight collection
ZEKİYE REYHAN ASLAN
Doktora
Türkçe
2022
Güzel SanatlarHacettepe ÜniversitesiSanat Tarihi Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. A. PELİN ŞAHİN TEKİNALP
- John Millington Synge'in The Well of the Saints, Harold Pinter'in The Room ve Sarah Kane'in Blasted adlı oyunlarında körlük
Blindness in John Millington Synge's The Well of the Saints, Harold Pinter's The Room and Sarah Kane's Blasted
UFUK BULUT
Yüksek Lisans
Türkçe
2021
İngiliz Dili ve EdebiyatıAnkara ÜniversitesiBatı Dilleri ve Edebiyatları Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. ZEYNEP ZEREN ATAYURT FENGE
- 20. Yüzyıl İngiliz romanında mizah ve hiciv: Samuel Beckett, Kingsley Amis ile P.G. Wodehouse
Humour and Satire in 20th Century English novel: Samuel Beckett, Kingsley Amis and P.G. Wodehouse
YAKUP YAŞAR
Doktora
Türkçe
2017
Batı Dilleri ve EdebiyatıAnkara ÜniversitesiBatı Dilleri ve Edebiyatları Ana Bilim Dalı
YRD. DOÇ. DR. ZEYNEP ZEREN ATAYURT FENGE
- The anti-militarist attitude of Virginia Woolf as a step that shapes her perception of feminism
Virginia Woolf?un feminizm anlayışını şekillendiren bir basamak olarak anti-militarist tutumu
FATMA DİLEK KOÇ
Yüksek Lisans
İngilizce
2011
İngiliz Dili ve EdebiyatıDumlupınar ÜniversitesiBatı Dilleri ve Edebiyatları Ana Bilim Dalı
YRD. DOÇ. DR. ÖZLEM ÖZEN
- Viyolaya yansıyan yüzleriyle 20. yüzyıl İngiliz bestecilerinden Walton, Britten ve Vaughan Williams
Walton, Britten ve Vaughan Williams the British composer of the 20 th century and his reflections on viola
NESLİHAN DİKİCİGİLLER