Geri Dön

Kent imajı bağlamında yüksek yapı formunun kütlesel potansiyelinin yapay zekayla geliştirilmesi: diyarbakır örneği

Improving the formal potential of high-rise buildings by artificial intelligence in the context of city image: the case of diyarbakir

  1. Tez No: 955222
  2. Yazar: ZEHRA KARAHAN
  3. Danışmanlar: PROF. DR. FATMA DEMET AYKAL
  4. Tez Türü: Yüksek Lisans
  5. Konular: Mimarlık, Architecture
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2025
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Dicle Üniversitesi
  10. Enstitü: Fen Bilimleri Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Mimarlık Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Bina Bilgisi Bilim Dalı
  13. Sayfa Sayısı: 154

Özet

Tarih boyunca değişim ve dönüşümlere maruz kalan kentler, yaşayan canlı organizmalar olarak nitelendirilebilmektedir. Bu perspektiften bakıldığında kentlerin dinamik karakteri, özellikle küreselleşme süreci ile birlikte büyük bir ivme kazanmıştır. Kentlerin geleneksel dokusu değişmeye başlamış ve kentler dünya ekonomisinin odak noktası haline gelmişlerdir. Dolayısıyla kentlerin farklılaşmasını ve ayrışmasını sağlayan yerel kimlik kavramının yerine küresel kimlik kavramı ön plana çıkmıştır. Globalleşme ile birlikte imaj değiştiren kentler, küresel bağlamdaki tanınırlığını arttırabilmek için modern kent imajı yaratmaya başlamışlardır. Bu durumun kentsel mekana yansıması olan yüksek yapılar, kent imajının en göze çarpan öğeleri arasında yer almaktadırlar. Çeşitli kentlerde yüksek yapılar kent dokusundan farklılaşarak ön plana çıkmış ve kentin önemli küresel kimlik öğeleri olmuşlardır. Yüksek yapılar farklı kullanım tiplerine uygun olarak tasarlanabilmektedir. Bu yapıların sahip olduğu fonksiyonlar formunu şekillendirmektedir. Yüksek yapılar, kütlesel biçimleri ile dikkat çekmekte ve kollektif bellekte yer edinebilmektedir. Dolayısıyla bu yapıların biçimsel ve fonksiyonel özellikleri kent silüetinde büyük önem arz etmektedir. Farklı formlara sahip ve farklı mekansal deneyim sunan aynı zamanda kentsel bağlam ile uyumlu yapı biçimlerinin üretilebilmesi yüksek yapı tasarımında önemli bir parametre olarak değerlendirilebilmektedir. Ancak küresel kent imajının yaratılmaya çalışıldığı kentlerdeki yüksek yapılar, benzer form veya malzemeler kullanılarak sıradanlaşmış; dolu gövdeli kütleler ya da cam dikdörtgenler olarak tasarlanmıştır. Kentlerdeki bu aynılaşma, özgün kent kimliğini ve aidiyet duygusunu zedelediği için kentlerin imgelenebilirliğini olumsuz yönde etkilemiş ve tartışmalara konu olmuştur. Belirtilen nedenler doğrultusunda yüksek yapı, mimari forma yapılan müdahale, kentsel imaj kavramları araştırılmaya değer görülmüştür. Yapılan kaynak incelemelerinde söz konusu kavramların bağımsız olarak ele alındığı tespit edilmiştir. Bahsedilen kavramların senkronize olması gerektiği düşünülerek bu yönde literatürde saptanan boşluk giderilmeye çalışılmıştır. Söz konusu kavramları birbiriyle yoğurarak irdeleyen ilk çalışma olması araştırmanın özgün değerini oluşturmaktadır. Tez kapsamında, kentsel planlama açısından kent imajı bağlamında dikkat çeken yüksek yapıların formunun analizi aracılığıyla mevcut durumun belirlenmesi ve bu formun kütlesel potansiyelinin son zamanlarda ön plana çıkan yapay zeka ile desteklenerek geliştirilmesi amaçlanmıştır. Amaçlanan gelişim iklimsel ve sosyokültürel parametrelerin arakesitine yöneliktir. Diyarbakır kenti, yakın geçmişte yüksek yapılaşma trendine dahil olmuştur. Bu bağlamda yapay zekanın alternatif kentsel imgelerin üretilmesi aşamasındaki etkinliği Diyarbakır kent merkezi özelinde sorgulanmıştır. Çalışma alanı kentin en önemli yol akslarından olan Elazığ Bulvarı ile sınırlandırılmıştır. Yüksek yapıların biçimsel sıradanlık zincirinin kırılabilmesi için form analizi yapılmak üzere bu yapılar parametrik ve parametrik olmayan dönemlere ayrılmıştır. Modern, postmodern ve parametrik tasarımlar alt kategoriler oluşturularak ele alınmıştır. İncelenen örneklerin mimari formuna yapılan müdahaleler, matrisler aracılığıyla nitel gözlem tekniği kullanılarak irdelenmiştir. Oluşturulan kavram havuzu ile genel çerçeve belirlenmiştir. Kent kimliğinin oluşumunda ve sürdürülmesinde kent yönetimlerinin benimsediği yaklaşımlar etkili olmaktadır. Belediyeler, yerel halkı temsil eden ve yerel nitelikli kentsel planlamada yetkili olan yerel yönetim yapıları arasında yer almaktadır. Bu nedenle kentsel tasarımda yüksek yapılaşmadaki kentsel dengeleri alt üst eden parçacı uygulamaların yerine bütüncül uygulamaların benimsenmesi gerekliliği yönündeki bilincin arttırılması önem taşımaktadır. Dolayısıyla çalışma alanın bağlı olduğu Yenişehir Belediyesi ile görüşmeler yapılmıştır. Bu görüşmeler sonucunda belirlenen alan için kentsel bağlamın dikkate alındığı, alanın emniyet ve güvenliğinin sağlanması amacıyla gece-gündüz yaşayan mekanları barındıran karma kullanımlı bir yüksek yapı modeli önerilmiştir. Ayrıca bu model ile Diyarbakır'daki yüksek yapı tasarımlarının, yerel bağlam ile bağlantısının güçlendirilmesi ve küresel çapta rekabet edebilecek nitelikte olması hedeflenmiştir. Dolayısıyla hem form-fonksiyon ilişkisi hem de form-bağlam ilişkisi açısından eş baskın nitelikte tasarlanmıştır. Önerilen model, hazırlanan matris ve kavram havuzundan elde edilen bilgiler ışığında“Fabrie Ai”yapay zeka programı ile alternatif çıktılara dönüştürülmüştür. Söz konusu programın seçilme nedeni kullanıcı dostu bir arayüze sahip olması ve yapılan pilot uygulamalarda benzer programlara nispeten tatmin edici sonuçlar elde edilmesidir. Mimarinin insanlar ve kentler üzerindeki etkisinin belirlenmesi amacıyla mimarlık alanında uzman akademisyenlere anket uygulanmıştır. Bu noktada araştırmanın nicel gözlem tekniğini ile desteklenmesi çalışmanın güvenirliliğini ve özgün değerini arttırmaktadır. Sonuç olarak uygulama öncesi aşamalarda yapay zeka destekli alternatif çıktıların tasarımının mimarlık pratiğinin form üretme sürecinde yaşanan kısır döngünün kırılmasında önemli role sahip olduğu saptanmış, bu bakış açısının tasarım süreçlerine dahil edilmesi gerekliliği ortaya konmuştur. Ayrıca gelecek çalışmaların, farklı yapı türleri için farklı alternatifler üretilmesinde yapay zekanın etkinliğini ele alabileceği düşünülmüştür. Bu bağlamda araştırma, sonraki irdelemeler için kaynak niteliği taşımaktadır.

Özet (Çeviri)

Cities, which have been exposed to changes and transformations throughout history, can be described as living organisms. From this perspective, the dynamic character of cities has gained great momentum, especially with the globalization process. The traditional fabric of cities has started to change and cities have become the epicenter of the world economy. Accordinly the concept of global identity has come to prominence instead of the concept of local identity, which enables the differentiation and diversification of cities. Cities that have changed their image with globalization have started to create a modern city image in order to raise their profile in the global context. High-rise buildings, which are the reflection of this situation in urban space, are among the most stood-out elements of the city image. In various cities, high-rise buildings have come to the forefront by differentiating from the urban fabric and have become significant global identity elements of the city. High-rise buildings can be designed for different types of use. The functions of these buildings give shape to their form. High-rise buildings draw attention with their mass forms and take place in the collective memory. Thus, the formal and functional characteristics of the buildings drastically affect the city silhouette. The ability to produce building forms that have different forms and offer different spatial experiences and are in accordance with the urban context can be considered as an substantial parameter in high-rise building design. However, high-rise buildings in cities where the global city image is tried to be created have become commonplace by using similar forms or materials; they are designed as monoblock, without substractions, masses or glass rectangles. This sameness in cities has negatively affected the imaginability of cities and has been the argument of discussions as it damages the unprecedented urban identity and belongingness. In accordance with the reasons laid out for the concepts of high-rise building, interventions to architectural form and urban image were deemed worthy of being researched. These concepts were established to be independently addressed in the literature review. Taking into consideration that the mentioned concepts should be synchronized, the relevant gap in the literature has been tried to be eliminated. The originality of the research is due to the case that it is the first master's thesis to examine the concepts in question by handling them collectively. Within the objectives of the thesis, the form of high-rise buildings that attract attention in terms of urban planning in the context of city image is analyzed to determine the current situation of them. The form's mass potential is then developed by utilizing artificial intelligence, which has gained popularity recently. The intended development is served by the intersection of climatic and sociocultural parameters. The city of Diyarbakır has recently been involved in getting high-rise building trend. Within this context, the efficiency of artificial intelligence in the production of alternative urban images has been questioned in the city center of Diyarbakır. The case study is limited to Elazığ Boulevards, one of the most important road axes of the city. In order to break the chain of formal sameness of high-rise buildings, these buildings were divided into parametric and non-parametric periods for form analysis. Modern, postmodern and parametric designs are discussed by creating sub-categories. The interventions made to the architectural form of the examined examples were analyzed by using qualitative observation technique through matrices. The theorical framework was determined with the conceptual keyword pool created. The approaches embraced by city administrations are operative in the formation and continuation of urban identity. Municipalities are among the local government structures that represent the local people and are authorized in local urban planning. Accordingly, it is key to heighten awareness of the need to adopt holistic practices in urban design instead of fragmentary practices that overturn urban balances in getting high-rise buildings. Therefore, interviews were held with Yenişehir Municipalitiy on which the study area is dependent. As a result of these interviews, a mixed-use high-rise building model that takes into account the urban context for the determined area and includes living spaces day and night to warrant the safety and security of the area was proposed. Besides, this model aims to strengthen the connection of high-rise building designs in Diyarbakır with the local context and make them globally competitive. Therefore, it is designed to be co-dominant in terms of both form-function relationship and form-context relationship. The proposed model was turned into alternative outputs with the artificial intelligence powered design tool“Fabrie Ai”in line with information obtained from the prepared matrix and conceptul keyword pool. The tool was chosen because of it's easy-to-use interface and the pilot applications obtained satisfactory results compared to similar tools. In order to interpret the impact of architecture on people and cities, a survey was conducted to academicians specialized in architecture. In this respect, supporting the research with quantitative observation technique increases the reliability and originality. To sum up, it has been established that the design of alternative outputs powered by artificial intelligence in the pre-application stage has an considerable role in breaking the vicious circle experienced in the form production process of architectural practice, and it has been turned out that this perspective should be included in the design processes. Besides, it is thought that future works can address the effectiveness of artificial intelligence in generating distinctive alternatives for different building types. Within this context, the study serves as a resource for researches to come.

Benzer Tezler

  1. Kentsel dönüşüm projelerinde yeni fiziksel çevrenin, kentsel süreklilik bağlamında irdelenmesi: Tarlabaşı örneği

    Evaluation of new physical environment according to urban continuity in urban renewal projects: Tarlabasi case

    EMRE PUR

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2018

    Mimarlıkİstanbul Teknik Üniversitesi

    Mimarlık Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. GÖKSENİN İNALHAN

  2. Formation of the city image: The role of the train station in the image formation process of Ankara

    Kent imgesinin biçimlenmesi: Gar?ın Ankara kent imgesinin biçimlenmesindeki rolü

    SEGAH SAK

    Yüksek Lisans

    İngilizce

    İngilizce

    2008

    Mimarlıkİhsan Doğramacı Bilkent Üniversitesi

    İç Mimarlık ve Çevre Tasarımı Ana Sanat Dalı

    YRD. DOÇ. DR. İNCİ KALE BASA

  3. Tasarım rehberleri bağlamında yüksek yapıların zemin biçimlenişi ile kent ilişkisine yönelik değerlendirme; Ankara örneklemi

    The relationship between the ground floor of tall buildings and the city in the context of design guidelines; the case study of Ankara

    MELEK ADIŞEN AKILLI

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2023

    MimarlıkGazi Üniversitesi

    Mimarlık Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. ZEYNEP YEŞİM İLERİSOY

  4. Architectural design in historical urban setting ( Context ) and an alternative approach to design process : contextualism

    Başlık çevirisi yok

    HÜSEYİN SELÇUK YELKEN

    Yüksek Lisans

    İngilizce

    İngilizce

    1994

    MimarlıkDokuz Eylül Üniversitesi

    Mimarlık Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. ORCAN GÜNDÜZ

  5. Kentsel yoksunluk bağlamında kentsel yeşil alanlar: Osmaniye örneği

    Urban green spaces in the context of urban deprivationo: The example of Osmaniye

    DAMLA ERGAN

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2011

    Şehircilik ve Bölge PlanlamaYıldız Teknik Üniversitesi

    Şehir ve Bölge Planlama Ana Bilim Dalı

    YRD. DOÇ. DR. ERCAN KOÇ