Panik bozukluğu hastaları ve birinci derece akrabalarında duygu düzenleme güçlüğü: Bir endofenotip çalışması
Emotion regulation difficulty in panic disorder patients and their first-degree relatives: An endophenotype study
- Tez No: 957145
- Danışmanlar: PROF. DR. MEHMET MURAT DEMET
- Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
- Konular: Psikiyatri, Psychiatry
- Anahtar Kelimeler: Panik Bozukluğu, Duygu Düzenleme Güçlüğü, Endofenotip, Birinci Derece Akraba, Aile Çalışması, Panic Disorder, Emotion Regulation Difficulty, Endophenotype, First-Degree Relatives, Family Study
- Yıl: 2025
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Manisa Celal Bayar Üniversitesi
- Enstitü: Tıp Fakültesi
- Ana Bilim Dalı: Psikiyatri Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 250
Özet
Giriş ve Amaç: Psikiyatrik bozuklukların karmaşık genetik yapısını aydınlatmada, genotip ile klinik fenotip arasında yer alan ölçülebilir ve kalıtsal ara- fenotipleri hedefleyen endofenotip yaklaşımı güçlü bir stratejidir. Duygu Düzenleme Güçlüğü (DDG), panik bozukluğunun (PB) psikopatolojisinde merkezi bir rol oynayan transdiagnostik bir yapı olarak kabul edilmektedir. Bu araştırmanın temel amacı, DDG'nin PB için potansiyel bir endofenotip olup olmadığının; PB hastaları, onların sağlıklı birinci derece akrabaları (BDA) ve sağlıklı kontrol (SK) grupları arasında karşılaştırmalı olarak incelenmesidir. Çalışmada, DDG'nin gruplar arasında“PB > BDA > SK”şeklinde bir gradyan örüntüsü sergileyerek ailesel bir yatkınlığı yansıtıp yansıtmadığı test edilmiştir. Yöntem: Çalışmaya DSM-5 tanı ölçütlerine göre PB tanısı alan 40 hasta, bu hastaların hastalıktan etkilenmemiş 40 BDA'sı ve 40 SK dahil edilmiştir. Katılımcıların duygu düzenleme güçlükleri Duygu Düzenlemede Güçlükler Ölçeği (DDGÖ), panik-agorafobi belirti şiddeti Panik Agorafobi Ölçeği (PAÖ), depresif ve anksiyöz belirtileri Hamilton Depresyon (HDDÖ) ve Anksiyete (HADÖ) Değerlendirme Ölçekleri ve işlevsellikleri Sheehan Yeti Yitimi Ölçeği (SYYÖ) ile değerlendirilmiştir. Veri analizinde ANOVA, ANCOVA ve Jonckheere-Terpstra testi gibi istatistiksel yöntemler kullanılmıştır. Bulgular: DDGÖ toplam puanları, gruplar arasında istatistiksel olarak ileri düzeyde anlamlı bir gradyan örüntüsü sergilemiştir (PB > BDA > SK). Bu temel gradyan farkı, yaş, cinsiyet, eğitim ve mevcut depresyon/anksiyete düzeyleri gibi karıştırıcı değişkenler kontrol edildikten sonra dahi anlamlılığını korumuştur.“Dürtüsellik”ve“Stratejiler”alt boyutlarında da benzer bir gradyan saptanmıştır.“Duygusal Açıklık”alt boyutunda“PB ≈ BDA > SK”örüntüsü ,“Farkındalık”alt boyutunda ise“BDA < SK < PB”şeklinde özgün bir sıralama gözlenmiştir5. PB grubunda, DDGÖ toplam puanı ile PAÖ puanları arasında anlamlı pozitif bir ilişki bulunmuştur . PB grubu içinde aile öyküsü varlığı veya agorafobi eştanısı, DDG düzeylerini anlamlı olarak değiştirmemiştir. Sonuç: Çalışma bulguları, DDG'nin PB için yalnızca bir semptom eşlikçisi olmadığını; aksine, hastalıkla ilişkili, ailesel geçiş gösteren, klinik durumdan görece bağımsız ve ölçülebilir bir özellik olduğunu göstererek, umut vadeden bir endofenotip adayı olduğunu güçlü bir şekilde desteklemektedir. Özellikle dürtü kontrolündeki zorluklar, etkili stratejilere sınırlı erişim ve duygusal netlik eksikliği, PB'ye yönelik kalıtsal yatkınlığın çekirdek bileşenleri olarak öne çıkmaktadır. Bu bulgular, PB riski taşıyan bireylerin erken tanısında ve duygu düzenleme becerilerini hedefleyen önleyici müdahalelerin geliştirilmesinde DDG'nin önemli bir biyobelirteç olabileceğini düşündürmektedir.
Özet (Çeviri)
Introduction and Objective: The endophenotype approach is a powerful strategy for elucidating the complex genetic architecture of psychiatric disorders by targeting measurable and heritable intermediate phenotypes between genotype and clinical phenotype. Emotion Regulation Difficulty (ERD) is considered a transdiagnostic construct that plays a central role in the psychopathology of Panic Disorder (PD). The primary aim of this study was to investigate whether ERD is a potential endophenotype for PD by conducting a comparative analysis among PD patients, their unaffected first-degree relatives (FDR), and healthy controls (HC). The study tested whether ERD exhibits a gradient pattern (PD > FDR > HC), which would reflect a familial vulnerability. Method: The study included 40 patients diagnosed with PD according to DSM-5 criteria, 40 of their unaffected FDRs, and 40 HCs. Participants' emotion regulation difficulties were assessed using the Difficulties in Emotion Regulation Scale (DERS), panic-agoraphobia severity with the Panic and Agoraphobia Scale (PAS), depressive and anxiety symptoms with the Hamilton Depression (HAM-D) and Anxiety (HAM-A) Rating Scales, and functional impairment with the Sheehan Disability Scale (SDS). Statistical methods such as ANOVA, ANCOVA, and the Jonckheere-Terpstra test were used for data analysis. Results: DERS total scores exhibited a statistically highly significant gradient pattern among the groups (PD > FDR > HC; p < .001, ηp2 = .41). This fundamental gradient difference remained significant even after controlling for confounding variables such as age, gender, education, and current depression/anxiety levels. A similar gradient was detected in the 'Impulse' and 'Strategies' subscales. The 'Clarity' subscale showed a 'PD ≈ FDR > HC' pattern, while the 'Awareness' subscale revealed a unique 'FDR < HC < PD' ranking. In the PD group, a significant positive correlation was found between DERS total scores and PAS scores (r = .412, p < .01). Within the PD group, the presence of a family history of PD or comorbid agoraphobia did not significantly alter ERD levels. Conclusion: The study findings strongly support that ERD is not merely an epiphenomenon of PD but a promising endophenotype candidate, as it is associated with the illness, shows familial transmission, is relatively independent of the current clinical state, and is a measurable trait. Specifically, difficulties in impulse control, limited access to effective strategies, and a lack of emotional clarity emerge as core components of the hereditary vulnerability to PD. These findings suggest that ERD could be a crucial biomarker for the early identification of individuals at risk for PD and for the development of preventive interventions targeting emotion regulation skills.
Benzer Tezler
- Panik bozukluk tanılı hastalar ve birinci dereceden yakınlarında anksiyete duyarlılık indeksi, aleksitimi ve yaşam kalitesi ilişkisi
The relationship between anxiety sensitivity, alexithymia and quality of life in patients with panic disorder and their first degree relatives
SEVGİ BAYRAM
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2014
PsikiyatriErciyes ÜniversitesiPsikiyatri Ana Bilim Dalı
PROF. DR. MUSTAFA BAŞTÜRK
- Panik bozukluğu hastaları, birinci derece akrabaları ve sağlıklı kontrollerde %35 karbondioksite duyarlılık
Sensitivity to 35% carbon dioxide in patients with panic disorder, their first-degree relatives and healthy controls
EMEL SERAP MONKUL
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2004
PsikiyatriDokuz Eylül ÜniversitesiPsikiyatri Ana Bilim Dalı
PROF. DR. HÜRAY FİDANER
PROF. DR. TUNÇ ALKIN
- Panik bozukluğu hastaları ve birinci dereceden yakınlarında mizaç özellikleri ve yaşam kalitesi
Temperament characteristics and quality life in patients with panic disorder and their first-degree relatives
GÜLÇİN ALTINBAŞ
- Panik bozukluğu hastalarında ve birinci derece yakınlarında anksiyete duyarlılığı ve panik agorafobi spektrumu
Anxiety sensitivity and panic agoraphobic spectrum in patients with panic disorder and their first degree relatives
HÜSEYİN BULUT
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2005
PsikiyatriHacettepe ÜniversitesiPsikiyatri Ana Bilim Dalı
PROF. DR. BERNA ULUĞ
- Elazığ bölgesinde obsesif kompulsif bozukluk tanısı alan erişkin hastalarda psikososyal ve görüngüsel özellikler
Başlık çevirisi yok
MURAD ATMACA