Primer sezaryen olgularında uterin skar defektinin 3d transvajinal sonografi ve sonohisterografi ile değerlendirilmesi
Evaluation of uterine scar defect in primary cesarean section cases with 3d transvaginal sonography and sonohysterography
- Tez No: 959501
- Danışmanlar: DOÇ. DR. RECEP ERİN
- Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
- Konular: Kadın Hastalıkları ve Doğum, Obstetrics and Gynecology
- Anahtar Kelimeler: Cesarean scar defect, Isthmocele, sonohysterography, 3D Transvaginal Ultrasonografi
- Yıl: 2025
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Sağlık Bilimleri Üniversitesi
- Enstitü: Tıp Fakültesi
- Ana Bilim Dalı: Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 77
Özet
Sezaryen doğum oranlarının dünya genelinde ve Türkiye'de giderek artması, sadece maternal ve neonatal komplikasyon riskini değil, aynı zamanda uzun vadeli jinekolojik sorunların da daha sık görülmesini beraberinde getirmektedir. Bu sorunlardan biri olan uterin skar defekti (istmosel), özellikle primer sezaryen geçiren kadınlarda dikkatle değerlendirilmesi gereken önemli bir klinik durumdur. Istmosel, anormal uterin kanama, sekonder infertilite, kronik pelvik ağrı gibi jinekolojik sorunların yanı sıra ilerleyen gebeliklerde plasenta previa, plasenta akreta spektrum bozuklukları ve uterin rüptür gibi ciddi obstetrik komplikasyonlara da zemin hazırlayabilmektedir. İstmosel tanısında sıklıkla kullanılan yöntemler arasında iki boyutlu transvajinal ultrasonografi (TVUS), salin infüzyon sonohisterografi (SHG) ve üç boyutlu transvajinal ultrasonografi (3D TVUS) yer almaktadır. Primer sezaryen sonrası istmosel gelişimini etkileyen risk faktörleri ile görüntüleme yöntemlerinin tanısal doğruluğu günümüzde hâlâ tartışmalı konular arasındadır. Bu çalışmanın amacı, primer sezaryen geçirmiş kadınlarda postoperatif 6. ayda uterin skar defekti sıklığını belirlemek, 3D TVUS ve SHG yöntemleriyle defektin varlığını ve morfolojik özelliklerini karşılaştırmak ve istmosel gelişimiyle ilişkili olabilecek obstetrik ve klinik faktörleri araştırmaktır GEREÇ VE YÖNTEM Bu çalışma, daha önce geçirilmiş uterin cerrahi öyküsü bulunmayan primer sezaryen olgularında, postoperatif 6. ayda uterin skar defekti gelişimini değerlendirmek amacıyla planlanmış, tek merkezli, prospektif, randomize kontrollü bir araştırmadır. Çalışmaya, 18 yaş ve üzeri, 37–42. gebelik haftasında primer sezaryenle doğum yapmış ve doğum sonrası 6. ayda kontrole gelen, gebe olmayan ve yazılı onam veren gönüllü bireyler dahil edilmiştir. Toplam 430 hasta çalışmaya davet edilmiş, uygunluk kriterlerini karşılayan ve değerlendirmeleri tamamlanan 203 hasta ile analiz gerçekleştirilmiştir. Postoperatif 6. ayda tüm hastalara mesane boşken dorsolitotomi pozisyonunda transvajinal üç boyutlu ultrasonografi (3D TVUS) ve ardından salin infüzyon sonohisterografi (SHG) uygulanmıştır. Her iki yöntemle istmosel varlığı araştırılmıştır. Elde edilen ölçümler iki yöntem açısından karşılaştırılmış ve uterin skar defekti ile ilişkili olası klinik ve obstetrik risk faktörleri analiz edilmiştir. BULGULAR Elde edilen veriler ve yapılan analizler sonucunda SHG ve 3D TVUS gruplarına göre aynı hastalarda yapılan derinlik, genişlik, komşu myometrium, rezidu myometrium ölçümlerinin istatistiksel olarak benzer olduğu ve ölçümlerin tutarlı sonuçlar verdiği, yapılan bu ölçümlerin arasındaki farkların %95 kabul sınırları dahilinde olduğu görülmektedir. SHG ve 3D TVUS gruplarına göre aynı hastalarda yapılan derinlik, genişlik, komşu myometrium, rezidu myometrium ölçümlerinin farkları arasındaki ilişkinin (regresyon katsayısı) ilişkili olduğu görüldüğünden, SHG ve 3D TVUS yöntemlerinin birbirine alternatif birer yöntem olarak kullanılabilir seviyede olduğu ifade edilebilmektedir. TARTIŞMA Bu çalışmada, primer sezaryen sonrası uterin skar defekti prevalansı, morfolojik özellikleri ve tanısal yöntemlerin karşılaştırılması amaçlanmıştır. SHG ve 3D TVUS ile tespit edilen istmosel oranları sırasıyla %44,7 ve %49,7 olup, iki yöntem arasında yüksek uyum ve benzerlik gösterilmiştir. Bland-Altman analizine göre morfolojik ölçümler (derinlik, genişlik, rezidüel ve komşu myometriyum kalınlığı) arasında anlamlı fark saptanmamıştır Sigara içen hastalarda ise skar defekti görülme oranı anlamlı derecede yüksek olup, sigaranın yara iyileşmesini bozarak istmosel gelişimine katkı sağladığı düşünülmektedir. İstmosel saptanan hastalarda doğum eylemi süresi anlamlı şekilde uzun bulunmuş, servikal dilatasyon ve efasman düzeyleri istmosel pozitif olgularda daha yüksek saptanmıştır. Anne yaşı ve tahmini fetal ağırlık ile uterin skar defekti gelişimi arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki saptanmamıştır. Bununla birlikte, makat prezentasyonu ile istmosel oluşumu arasında anlamlı bir ilişki bulunmuştur. Ayrıca, doğum eyleminin indüklenmesi de artmış istmosel riski ile ilişkili bulunmuştur. Bu sonuçlar, skar defekti gelişiminde çok faktörlü bir etki alanı olduğunu ve bazı parametrelerin önlenebilir risk faktörleri olabileceğini göstermektedir. Anahtar kelimeler : Sezaryen skar defekt, istmosel, sonohistergrafi, 3D Transvajinal Ultrasonografi
Özet (Çeviri)
The global and national increase in cesarean delivery rates has raised concerns due to elevated risks of maternal and neonatal complications, as well as long-term gynecological issues. Among these complications, uterine scar defect (isthmocele) is particularly significant in women undergoing primary cesarean sections. Isthmocele is associated with gynecological conditions such as abnormal uterine bleeding, secondary infertility, chronic pelvic pain, and severe obstetric complications including placenta previa, placenta accreta spectrum disorders, and uterine rupture in subsequent pregnancies. Common diagnostic methods include two-dimensional transvaginal ultrasound (TVUS), saline infusion sonohysterography (SHG), and three-dimensional transvaginal ultrasound (3D TVUS). However, the factors influencing isthmocele development after primary cesarean and the diagnostic accuracy of imaging methods remain debated. This study aimed to determine the incidence of uterine scar defects at six months post-primary cesarean, compare 3D TVUS and SHG methods regarding the presence and morphological characteristics of defects, and investigate associated obstetric and clinical risk factors. MATERIALS AND METHODS This was a single-center, prospective, randomized controlled study included voluntary participants aged ≥18 years, who had undergone primary cesarean delivery between 37–42 weeks of gestation, attended follow-up at six months postpartum, were not pregnant at the time of evaluation, and provided written informed consent. Out of a total of 430 invited patients, 203 met the eligibility criteria and completed the evaluations, thus being included in the study. At the six-month follow-up, all patients underwent simultaneous evaluation with 3D TVUS followed by SHG in a dorsolithotomy position with an empty bladder. Both methods assessed the presence of isthmocele. The measurements obtained by each method were compared, and associated clinical and obstetric risk factors for uterine scar defects were analyzed. RESULTS The analysis of the collected data revealed that, measurements of defect depth, width, adjacent myometrial thickness, and residual myometrial thickness obtained through SHG and 3D TVUS methods demonstrated statistically similar and consistent results across the same patient cohort. Differences between these measurements generally remained within the 95% limits of agreement. Regression analysis further confirmed a strong correlation between SHG and 3D TVUS measurements for all evaluated parameters, reinforcing the interchangeability and clinical equivalence of these two diagnostic modalities DISCUSSION This study evaluated the prevalence, morphological features, and diagnostic approaches of uterine scar defects after primary cesarean. The incidence rates determined by SHG and 3D TVUS were 44.7% and 49.7%, respectively, demonstrating substantial agreement between methods. No significant differences were observed in morphological measurements. Gravidity and BMI showed no statistically significant correlation with isthmocele development. However, smoking was significantly associated with higher rates of scar defects, possibly due to impaired wound healing. Prolonged labor duration and higher cervical dilation and effacement were significantly correlated with isthmocele presence, suggesting increased mechanical stress on uterine tissues. Age and estimated fetal weight did not correlate significantly with defect occurrence. A significant relationship was found between breech presentation and isthmocele formation. Induction of labor was also linked to higher isthmocele risk. These findings underscore a multifactorial etiology for scar defects and highlight specific preventable risk factors.
Benzer Tezler
- Farklı uterus kapatma tekniklerinin sezaryen skar defekti gelişimi üzerine etkisinin değerlendirilmesi
Evaluation of the effect of different uterine closure techniques on the development of cesarean scar defect
LEYLA MERDA EKMEN AYKUT
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2025
Kadın Hastalıkları ve DoğumVan Yüzüncü Yıl ÜniversitesiKadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. ONUR KARAASLAN
- İkinci trimester gebelik terminasyonlarında misoprostol ve foley kateterin tek başına veya birlikte kullanımlarının etkinliğinin incelenmesi
Investigation of the effectiveness of misoprostol and foley catheter use alone or together in second trimester pregnancy terminations
ŞEYMA KARA
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2020
Kadın Hastalıkları ve DoğumSakarya ÜniversitesiKadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı
PROF. DR. SELÇUK ÖZDEN
DR. KORAY GÖK
- Üçüncü basamak merkezde doğum yapmış kırk yaş üstü gebelerin maternal ve perinatal sonuçlarının değerlendirilmesi
Evaluation of maternal and perinatal outcomes of pregnant women over forty years old who gave birth in a tertiary care center
DİLARA ÖZER
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2024
Kadın Hastalıkları ve DoğumSağlık Bilimleri ÜniversitesiKadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı
PROF. DR. OĞUZ YÜCEL
- Sezaryen endikasyonları ve komplikasyonları (retrospektip çalışma)
Başlık çevirisi yok
AYTEN ÇELEBİ
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
1984
Kadın Hastalıkları ve DoğumUludağ ÜniversitesiKadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı
- Sezaryen sütür tekniklerinin istmosel oluşumuna etkisinin değerlendirilmesi
Evaluation of the effect of cesarean suture techniques on isthmocele formation
YASAMAN YAMRALI
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2023
Kadın Hastalıkları ve DoğumAfyonkarahisar Sağlık Bilimleri ÜniversitesiKadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı
PROF. DR. MEHMET YILMAZER