1991 yılından itibaren Güney Kore'nin nükleer enerji politiklarının bölgesel güvenlik üzerindeki etkileri
Since 1991 the impact of South Korea's nuclear energy policies on regional security
- Tez No: 962262
- Danışmanlar: PROF. DR. ARZU AL
- Tez Türü: Yüksek Lisans
- Konular: Uluslararası İlişkiler, International Relations
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2025
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Marmara Üniversitesi
- Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Uluslararası İlişkiler Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Uluslararası Politik Ekonomi Bilim Dalı
- Sayfa Sayısı: 162
Özet
Soğuk Savaş sonrası değişen küresel sistemin etkisi ve nükleerleşme Kore Yarımadası'ndaki güvenlik mimarisini şekillendiren önemli faktörler arasında yer almıştır. Güney ve Kuzey Kore fiilen günümüzde savaştadır çünkü henüz bir barış anlaşması imzalanmamıştır. Bu kapsam hem Güney Kore hem de Kuzey Kore kendi ideolojileri doğrultusunda dış politika hedefleri oluşturmuştur. 1991 yılı sonrasında sivil hükümete geçen Güney Kore küreselleşme politikaları kapsamında nükleer enerji ve bölgesel güvenlik politikalarını şekillendirmiştir. Bu duruma istinaden Güney Kore'nin nükleer enerji politikalarının bölgesel güvenlik üzerindeki etkilerini realizm teorisi çerçevesinde incelenecektir. Realist teorinin temel varsayımı olan anarşik uluslararası sistemde devletin hayatta kalma ve güvenlik arayışı, Güney Kore'nin nükleer enerji stratejilerinde belirleyici bir unsur olarak öne çıkmıştır. Ayrıca Güney Kore'nin, Kuzey Kore'nin nükleer tehditleri karşısında nükleer enerjiyi sadece bir kalkınma aracı olarak değil, aynı zamanda bir güvenlik ve dış politika unsuru olarak yeniden konumlandırdığı düşünülmektedir. Bu duruma istinaden nükleer enerji, yalnızca ekonomik kalkınma ve enerji arz güvenliği bağlamında değil; aynı zamanda askeri caydırıcılık, ittifak siyasetleri ve dış politika hedefleriyle doğrudan ilişkilendirilmiştir. Güney Kore'nin ABD ile olan güvenlik ittifaklarını güçlendirdiğini, NATO ve IAEA gibi uluslararası kurumlarla teknik iş birlikleri geliştirmesi ve nükleer enerji teknolojisini uluslararası pazarda bir diplomasi aracı olarak kullanması dış politika ve güvenlik mimarisini şekillendiren unsurlar arasında yer almıştır. Bölgesel güvenlik bağlamında ise Güney Kore, Çin, Japonya ve Rusya ile olan ilişkilerini stratejik denge çerçevesinde yürütmüştür. İç politikada ise farklı hükümetlerin nükleer enerjiye dair tutumları, kamuoyu beklentileriyle birlikte değişiklik göstermiştir. Özellikle Japonya ile olan ilişkiler, tarihsel gerilimlere rağmen ortak güvenlik tehditleri karşısında stratejik iş birliği sağlanmak istenmiştir. Çin ile ekonomik bağımlılığa dayalı temkinli bir diplomasi izlenirken, Rusya ile enerji ve jeopolitik çıkarlar temelinde bir denge politikası yürütülmüştür. Bu üç bölgesel aktörle ilişkiler, Güney Kore'nin nükleer politikalarının yönünü belirleyen önemli dış etkenler arasında yer almıştır. Sonuç olarak Güney Kore'nin nükleer enerji politikası; enerji arz güvenliği, ekonomik kalkınma, stratejik caydırıcılık ve bölgesel güvenlik arasında çok boyutlu bir dengeye dayanmaktadır. Güney Kore'nin hem bölgesel hem de küresel güvenlik ortamındaki pozisyonunu güçlendiren stratejik bir araç haline gelmiştir. Bu bağlamda nükleer enerji, yalnızca teknik bir tercih değil; Güney Kore'nin bölgesel güvenlik mimarisi içindeki konumunu şekillendiren kritik bir stratejik araç olarak değerlendirilmektedir. Çalışma kapsamında Güney Kore'nin iç ve dış politikaları kapsamında 1991 yılı sonrasında küreselleşmenin etkisi ile nükleer enerji ve bölgesel güvenlik mimarisini nasıl şekillendirdiği hangi perspektiften bu dinamikleri oluşturduğu incelenecektir.
Özet (Çeviri)
The impact of the changing global system after the Cold War and nuclearization has been among the important factors shaping the security architecture on the Korean Peninsula. South and North Korea are effectively at war today because no peace agreement has yet been signed. In this context, both South Korea and North Korea have established foreign policy objectives in line with their respective ideologies. After 1991, South Korea, which transitioned to civilian rule, shaped its nuclear energy and regional security policies within the scope of globalization. In light of this situation, the effects of South Korea's nuclear energy policies on regional security will be examined within the framework of realism theory. The state's quest for survival and security in the anarchic international system, which is the basic assumption of realist theory, has emerged as a decisive factor in South Korea's nuclear energy strategies. In addition, it is considered that South Korea has repositioned nuclear energy not only as a means of development but also as an element of security and foreign policy in the face of North Korea's nuclear threats. In this context, nuclear energy has been directly linked not only to economic development and energy supply security but also to military deterrence, alliance policies, and foreign policy objectives. South Korea's strengthening of its security alliances with the United States, development of technical cooperation with international institutions such as NATO and the IAEA, and use of nuclear energy technology as a diplomatic tool in the international market have been among the factors shaping its foreign policy and security architecture. In the context of regional security, South Korea has conducted its relations with China, Japan, and Russia within the framework of strategic balance. In domestic politics, the attitudes of different governments toward nuclear energy have changed in line with public expectations. In particular, despite historical tensions, strategic cooperation has been sought with Japan in the face of common security threats. While cautious diplomacy based on economic dependence has been pursued with China, a policy of balance has been maintained with Russia based on energy and geopolitical interests. Relations with these three regional actors have been among the important external factors determining the direction of South Korea's nuclear policies. As a result, South Korea's nuclear energy policy is based on a multidimensional balance between energy supply security, economic development, strategic deterrence, and regional security. It has become a strategic tool that strengthens South Korea's position in both the regional and global security environment. In this context, nuclear energy is not merely a technical choice; it is considered a critical strategic tool that shapes South Korea's position within the regional security architecture. Within the scope of this study, it will be examined how South Korea's domestic and foreign policies have shaped nuclear energy and the regional security architecture since 1991 under the influence of globalization, and from which perspective these dynamics have been formed.
Benzer Tezler
- Türkiye'nin dış ticaretinde 1980 sonrası dönemde meydana gelen yapısal değişiminin ekonometrik analizi (1973-1992)
Başlık çevirisi yok
ZEKERİYA MIZIRAK
- Contribution a la recherche d'un cadre juridique pour un droit international de laconcurrence plus efficace
Daha etkin bir uluslararası rekabet için hukuki çerçeve arayışı
ALİ CENK KESKİN
Doktora
Fransızca
2009
HukukGalatasaray ÜniversitesiKamu Hukuku Ana Bilim Dalı
PROF. DR. JEAN MARC SOREL
PROF. DR. HALİL ERCÜMENT ERDEM
- Dünyada ve Türkiye'de futbol organizasyonları analitik bir yaklaşım
Football organizations in Turkey and the world an analytical approach
LALE ORTA
Doktora
Türkçe
2000
SporMarmara ÜniversitesiBeden Eğitimi ve Spor Ana Bilim Dalı
PROF.DR. H. FEHİM ÜÇIŞIK
- Rusya Federasyonu'nun askeri güvenlik refleksindeki dönüşüm
Transformation in military security reflex of Russian Federation
AHMET SAPMAZ
Doktora
Türkçe
2016
Uluslararası İlişkilerKara Harp Okulu KomutanlığıGüvenlik Bilimleri Ana Bilim Dalı
PROF. DR. SERTAÇ HAMİ BAŞEREN