Tarihi yapılarda ve saraylarda yangın önlemleri ve topkapı sarayı arşiv deposu yangın söndürme sistemi örneğinin incelenmesi
Fire prevention measures in historical buildings and palaces: the case study of the fire extinguishing system in the archive warehouse of topkapi palace
- Tez No: 965521
- Danışmanlar: PROF. DR. HAKAN SERHAD SOYHAN
- Tez Türü: Yüksek Lisans
- Konular: Mühendislik Bilimleri, Engineering Sciences
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2025
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Sakarya Üniversitesi
- Enstitü: Fen Bilimleri Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Yangın ve Yangın Güvenliği Anabilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 133
Özet
Tarihi yapılar, geçmişte belirli bir zamanda inşa edilmiş, büyük bir kısmı önemli bir akım ya da tarihi bir olaya ev sahipliği yapmış, yapıldığı dönemin kültürel, mimari, ekonomik.vb değerlerini taşıyan, geçmiş dönem hakkında bizlere bilgiler verebilen, toplumların hafızalarında yer etmiş ya da keşfedilmeyi bekleyen, günümüze kadar ulaşmış tarihsel, sanatsal, sosyo kültürel etkilere sahip her türlü yapılardır. Bu yapılar, estetik güzelliklerinin yanı sıra toplumların, geçmişten günümüze kadar yaşadıkları kültürel değişimleri, sosyal etkileşimleri, ekonomik faaliyetleri, tarihi dönüm noktalarının belgelenmesine kaynaklık etmektedir. Geçmişin izlerini taşıyan bazı önemli tarihi yapılar ve saraylar, içerisinde bulunan eserler sebebiyle müze olarak kullanılmaktadır. Bununla birlikte bazı tarihi yapılar ise kültürel etkinlikler için konser salonları, turizm, ofis olarak işlev kazandırılmıştır. Tarihi yapılara kazandırılan bu fonksiyonlarla kültürel miras sürdürülebilirliğine katkı sağlanmıştır. Tarihi yapılar belirli önlemlerle korunup işlev kazandırılmış olsa da bir çok tehlikeye karşı savunmasızdır. Bu tehlikelerden en büyüğü de yangın riskidir. Yangınlar, tarihi yapıların kısmi veya tamamen yok olmasına,insan faktörünün içerisinde bulunduğu büyük can kayıplarına, evrensel değere sahip ve insanlık medeniyetinin izlerini taşıyan alanların,doğal güzelliklerin, kültürel mirasın, soyut ve somut unsurların tamamen yok olmasına sebep olmaktadır. Öncelikle tarihi yapılarda bir çok yangın kaynağının bulunduğu kabul edilmelidir.Yapılarda kullanılan yanıcı geleneksel malzemeler,hatalı yapım ve onarım teknikleri,ısıtma sistemleri , elektrik sistemleri ve tesisatlarındaki eksiklikler ve hatalar,temizlenmeyen bacalar, yapıların özellikle çatı kısımlarında biriken tozlar,havalandırma eksikliği ve insan hataları başlıca yangın sebepleridir. Tarihi yapılarda kullanılan malzemeler estetik görünümüne katkı sağlasa da, yangın güvenliği açısından risk taşımaktadır. Ahşap, tekstil, kağıt, saman, hayvansal bazlı malzemeler ve organik bağlayıcılar gibi yanıcı özelliklere sahip malzemeler yangının hızlı yayılmasına zemin hazırlamaktadır. Bu faktörlerin birleşmesi, tarihi yapıların yangına karşı hassasiyetini artırmaktadır. Tarihi yapılarda yangın tehlikesinin boyutlarını anlamak için dünya genelinde ve Türkiye'de meydana gelen büyük yangınlar incelenmiştir. Dünya genelinde Büyük Roma Yangını (MS 64), Notre Dame Katedrali Yangını (2019) ve Windsor Kalesi Yangını (1992) gibi olaylar, yangınların tarihi yapılar üzerindeki yıkıcı etkilerini ortaya koymaktadır. Türkiye'de Ayasofya Yangınları ( 404- 532-859), Kapalıçarşı Yangınları (1515, 1954) gibi olaylar, kültürel mirasımızın yangınlardan nasıl etkilendiğini göstermektedir. Bu yangınlar, tarihi yapıların korunması için önleyici tedbirlerin ne kadar önemli olduğunu ortaya koymaktadır. Bu çalışmada, tarihi yapıların yangın tehlikesine karşı korunması için alınması gereken önlemler, mevcut yangın güvenliği sistemleri ve yangın riskleri detaylı bir şekilde incelenmiştir. Tarihi yapıların yangından korunması için alınması gereken önlemler iki ana başlık altında ele alınmıştır: pasif önlemler ve aktif önlemler. Pasif önlemler, özellikle yapısal yangın güvenliğini artırmayı hedefleyen mühendislik ve mimari çözümleri içermektedir. Yangına dayanıklı malzemelerin kullanımı, yangın bölümlendirme sistemleri, doğal havalandırma çözümleri, modern elektrik sistemlerinin entegrasyonu ve yangın çıkış yollarının düzenlenmesi gibi önlemler, yangın riskini önemli ölçüde azaltmaktadır. Acil çıkış kapıları ve tahliye sistemleri, risk analizlerinin yapılması, yangın tatbikatları ve personel eğitimi, tarihi yapıların yangına karşı korunmasında büyük önem taşımaktadır. Aktif önlemler ise yangın sırasında yangının algılanmasını ve söndürülmesini amaçlayan aynı zamanda hızlı müdahale edilmesini amaçlayan sistemleri kapsamaktadır. Yangın algılama ve ikaz sistemleri, yangın söndürme sistemleri aktif önlemlerdir. Bu sistemlerin doğru tasarlanması ve düzenli bakım-kontrollerinin yapılması, tarihi yapıların güvenliği açısından büyük öneme sahiptir. Bu çalışmada vaka analizi olarak, Topkapı Sarayı Arşiv Deposu'nda kullanılan Argon Gazlı Yangın Söndürme Sistemi detaylı bir şekilde incelenmiştir. Bu sistemde kullanılan argon gazı sayesinde mahaldeki oksijen seviyesi düşürülerek yanma olayının durdurulması ve yangının kontrol altına alınması amaçlanır. Söndürme işlemi sonrası kimyasal iz bırakmayan ve su bazlı sistemlere kıyasla eserlere ve yapıya çok daha az zarar veren bu sistem özellikle müze, kütüphane ve arşivlerde kullanılmaktadır. Bu sistemin uygulama detayları ve sağladığı avantajlar ele alınarak, tarihi yapıların ve eserlerin korunmasında nasıl daha yaygın hale getirilebileceği tartışılmıştır. Çalışmanın sonuç bölümünde, tarihi yapıların yangınlara karşı korunmasında mevcut sorunlar ele alınmış ve yapıları korumaya yönelik geliştirilebilecek stratejiler tartışılmıştır. Tarihi yapıların korunması sadece yapısal önlemlerle sınırlı kalmamalı, aynı zamanda mevzuat, denetim ve toplum bilinci ile desteklenmelidir. Özellikle, tarihi yapıların yangına karşı korunmasına yönelik farkındalığın artırılması, yangın risk analizlerinin düzenli olarak yapılması, eğitim programlarının oluşturulması ve restorasyon süreçlerinde yangın güvenliği unsurlarının göz önünde bulundurulması büyük bir önem taşımaktadır. Bu çalışma sonucunda, tarihi yapıların yangın güvenliği açısından korunmasına yönelik olarak bazı temel öneriler geliştirilmiştir. Öncelikle, tarihi yapıların düzenli yangın risk analizleri yapılmalı ve güncellenmelidir. Mevcut yangın yönetmeliklerinin ihtiyaçlara daha çok cevap verebilmesi adına kapsamı genişletilmeli ve güncellenmelidir. Tarihi yapıların yangından korunması için gerekli standartlar oluşturulmalıdır. Mevzuata uygunluk açısından yapılar denetlenmeli ve periyodik kontroller yapılmalıdır. Restorasyon süreçlerinde yangın güvenliği unsurları ön planda tutulmalı ve modern yangın söndürme sistemleri, tarihi dokuyu bozmadan entegre edilmelidir. Gelişen teknoloji ile birlikte yangın algılama ve söndürme sistemlerindeki çözümler daha yaygın hale getirilmelidir. Tarihi yapılar,geçmiş ve gelecek arasında köprüler kurar ve medeniyetlerin zenginliğini yansıtır. Kültürel mirasın korunması bu yapıları barındıran ülkelerin değil, tüm insanlığın ortak sorumluluğudur. Bu nedenle gelişmiş yangın güvenlik önlemleri ve modern yangın söndürme teknolojileri kullanılarak, kapsamlı bir yaklaşım benimsenmelidir.Yangına dayanıklı malzemelerin kullanımı, otomatik yangın algılama ve söndürme sistemleri, düzenli bakım ve onarım çalışmaları, personel eğitimi gibi önlemler, tarihi yapıların korunmasında çok önemlidir. Tarihi yapıların kullanım amaçlarına uygun olarak işlevlendirilmeli,gelişmiş yangın güvenlik önlemleri ve modern yangın söndürme teknolojileri kullanılarak,gelecek nesillere aktarılması sağlanmalıdır.
Özet (Çeviri)
Historical buildings are structures built at a specific time in the past, many of which have hosted significant movements or historical events. They carry the cultural, architectural, and economic values of the period in which they were built, providing information about past eras. These structures have found a place in the collective memory of societies or remain undiscovered, possessing historical, artistic, and socio-cultural influences that have survived to the present day. Beyond their aesthetic beauty, historical buildings serve as valuable sources for documenting cultural changes, social interactions, economic activities, and historical turning points from the past to the present. Given these aspects, historical buildings and heritage sites should be preserved under universal norms and passed on to future generations. Historical buildings are preserved through scientific restoration and conservation efforts carried out in accordance with international and local regulations. Additionally, they are integrated into modern life for different purposes, maintained, and repaired to ensure their sustainability for future generations. Some significant historical buildings and palaces, which bear traces of the past, are used as museums due to the artifacts they house. Meanwhile, other historical structures have been repurposed for cultural activities such as concert halls, theaters, art galleries, tourism, accommodation, hotels, restaurants, offices, and residential use. These functions contribute to the sustainability of cultural heritage. Despite efforts to protect and repurpose historical buildings, they remain vulnerable to various threats, the most significant being fire hazards. Fires can partially or completely destroy historical buildings, leading to significant loss of life due to human factors. They can also result in the complete destruction of areas carrying traces of human civilization, natural beauty, cultural heritage, and both tangible and intangible elements of historical significance. First and foremost, it should be acknowledged that historical buildings contain multiple sources of fire risk. The use of combustible traditional materials, faulty construction and repair techniques, heating systems, electrical installations with deficiencies or errors, uncleaned chimneys, dust accumulation in roof sections, poor ventilation, and human negligence are the primary causes of fires in these structures. Although the materials used in historical buildings enhance their aesthetic appeal, they also pose a fire risk. Flammable materials such as wood, textiles, paper, straw, animal-based materials, and organic binders facilitate the rapid spread of fire. The combination of these factors increases the vulnerability of historical buildings to fire. To understand the extent of fire hazards in historical buildings, major fires around the world and in Turkey have been examined. Globally, events such as the Great Fire of Rome (AD 64), the Fire of the Temple of Artemis at Ephesus (356 BC), the Notre Dame Cathedral Fire (2019), and the Windsor Castle Fire (1992) illustrate the destructive impact of fires on historical structures. In Turkey, incidents such as the Hagia Sophia Fires (404-532-859), the Old Palace Fire (1540), and the Grand Bazaar Fires (1515, 1954) demonstrate how cultural heritage has been affected by fires. These fires highlight the critical importance of taking preventive measures to protect historical structures. This study examines, in detail, the necessary precautions to protect historical buildings from fire hazards, existing fire safety systems, and fire risks. The measures required to protect historical structures from fire have been categorized into two main groups: passive measures and active measures. Passive measures primarily consist of engineering and architectural solutions aimed at enhancing structural fire safety. The use of fire-resistant materials, fire compartmentalization systems, natural ventilation solutions, the integration of modern electrical systems, and the proper organization of fire escape routes significantly reduce fire risks. Emergency exit doors and evacuation systems, risk analyses, fire drills, and personnel training are essential for ensuring fire protection in historical buildings. Active measures, on the other hand, focus on detecting and extinguishing fires and enabling quick intervention. Fire detection and alarm systems, as well as fire suppression systems, fall into this category. The proper design, maintenance, and regular inspection of these systems are crucial for the safety of historical buildings. As a case study, this research examines the Argon Gas Fire Suppression System used in the Archive Storage of Topkapi Palace. This system functions by reducing the oxygen level in the area, thereby halting combustion and controlling the fire. Since argon gas leaves no chemical residue after extinguishing the fire and causes far less damage to artifacts and structures compared to water-based systems, it is particularly used in museums, libraries, and archives. The implementation details and advantages of this system have been discussed, along with strategies for making it more widespread in the preservation of historical structures and artifacts. In the conclusion section of this study, existing issues related to fire protection in historical buildings have been addressed, and strategies for improving their protection have been discussed. Protecting historical structures should not be limited to structural measures alone but must also be supported by regulations, inspections, and public awareness. Increasing awareness of fire protection for historical buildings, conducting regular fire risk assessments, establishing training programs, and considering fire safety elements in restoration processes are of great importance. Based on this study, several fundamental recommendations have been developed for improving fire safety in historical buildings. First, regular fire risk assessments should be conducted and updated. Existing fire regulations should be expanded and updated to better meet the needs of historical buildings. Fire protection standards should be established specifically for historical structures. Compliance with regulations should be ensured through inspections and periodic checks. During restoration processes, fire safety considerations should be prioritized, and modern fire suppression systems should be integrated without damaging historical integrity. With the advancement of technology, fire detection and suppression solutions should become more widespread. Historical buildings serve as bridges between the past and the future, reflecting the richness of civilizations. The protection of cultural heritage is not only the responsibility of the countries that house these structures but a shared duty of all humanity. Therefore, a comprehensive approach should be adopted, utilizing advanced fire safety measures and modern fire suppression technologies. The use of fire-resistant materials, automatic fire detection and suppression systems, regular maintenance and repair work, and personnel training are crucial for protecting historical buildings. These structures should be repurposed in line with their intended functions, and by implementing advanced fire safety measures and modern fire suppression technologies, their preservation for future generations should be ensured.
Benzer Tezler
- Osmanlı arşiv belgeleri ışığında 22 Mayıs 1766 İstanbul depremi ve ardından gerçekleştirilen yapı onarımları
The İstanbul earthquake of 22 May 1766 and building repairs that followed. An evaluation based on Ottoman documents
DENİZ MAZLUM
- İstanbul'da 19. yüzyıl kentsel yaşamında koşut olarak değişen saray ve konut mimarlığı
The Palace and house architecture changing parallel to urban life in nineteenth century Istanbul
NEVİN KURTAY
Doktora
Türkçe
2001
Sanat Tarihiİstanbul Teknik ÜniversitesiSanat Tarihi Ana Bilim Dalı
PROF. DR. METİN SÖZEN
- Tarihi minarelerin dinamik özellikleri ve deprem performansları
Dynamic properties of the historic minarets and their earthquake performance
CİHAN CALP
Yüksek Lisans
Türkçe
2018
İnşaat Mühendisliğiİstanbul Teknik Üniversitesiİnşaat Mühendisliği Ana Bilim Dalı
PROF. DR. ABDULLAH GEDİKLİ
DR. ÖĞR. ÜYESİ AYKUT ERKAL
- Tommaso Campanella ve Thomas More'un ütopyalarının karşılaştırılması
Comparing Thomas More and Tommaso Campanella's utopias
MAHMUT AVCI
Yüksek Lisans
Türkçe
2006
FelsefeAtatürk ÜniversitesiFelsefe ve Din Bilimleri Ana Bilim Dalı
YRD. DOÇ. DR. OSMAN ELMALI
- 19. yüzyıl İstanbul mimarisinde endüstriyel camın kullanımı
The use of industrial glass in 19th century architecture of Istanbul
İPEK KOSOVA
Yüksek Lisans
Türkçe
2014
Mimarlıkİstanbul Teknik ÜniversitesiMimarlık Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. ZEYNEP KUBAN