Helicobacter pylori (+) ve (-) gastritis ve dispepsili vakalarda eradikasyon öncesi ve sonrası epidermal growth faktör (EGF) düzeyleri, bunların birbirleriyle ilişkisi ve prognostik önemi
Başlık çevirisi mevcut değil.
- Tez No: 103471
- Danışmanlar: Belirtilmemiş.
- Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
- Konular: Patoloji, Pathology
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2001
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Sağlık Bakanlığı
- Enstitü: Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesi
- Ana Bilim Dalı: Patoloji Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 95
Özet
ÖZET Hp infeksiyonunun gastritis ve peptik ülser başta olmak üzere birçok hastalıklta önemli bir rol oynadığı, gastrik karsinoma ve lenfomaların ise primer bir sebebi olduğu bugün kabul edilmektedir. Hp'nin öncülük ettiği karsinojenezis ile mekanizmaları daha önceleri anlattık. Bunlar içerisinde bizim çalışmamızla ilgili olanı ve bizce daha önemli olanı Hp'nin sebep olduğu growth faktör düzeylerindeki yükselmedir. Transforming growth faktörler içerisindeki TGF-ct daha lokal bir etkiye sahip olmakla birlikte etki mekanizması EGF ile aynıdır. Biz çalışmamızda epitelial mitojen ve potent bir onkoprotein olan EGF ile Hp arasındaki ilişkiyi inceledik. Çalışmamızın ilk bölümünde 33 dispepsi ve gastritisli vakanın histolojik özelliklerini“Sydney Sistemi”ne göre derecelendirdik. Sonra bunları tedavi sonrası değerleriyle karşılaştırdık. Çalışmamızın ilk bölümünden elde ettiğimiz önemli bir sonuç Hp ile aktif inflamasyon (aktivite) arasındaki ilişkiydi. Özellikle antrumda tedavi öncesinden sonrasına Hp ile aktivitenin çok yakın bir paralellik göstererek düştüğünü gözledik (pO.OOTde anlamlı, Şekil IV). Bu durum literatür bilgilerinde de söylendiği gibi bir Hp infeksiyonunun, mutlaka nötrofil lökosit varlığıyla birlikte olabileceği görüşünü destekledi. Bize göre çalışmamızdan elde ettiğimiz önemli bir bulguda Hp'nin eradike olmadığı korpus örneklerinde, aktivite ve kronik inflamasyon düzeylerinin tedavi öncesi durumunu korumasıydı. Literatürdeki çalışmalarda ise Hp'nin eradike olmadığı korpus vakalarında aktivite ve kronik inflamasyon düzeylerinde daha da yükselme gözlenmiştir. Bu durumu daha önce de anlattığımız gibi korpusun anatomik yapısı itibariyle, Hp'nin glandlarla daha yakın bir temasına izin vermesi ve inflamatuar cevapların daha fazla ortaya çıkmasına bağladık. Gerek bizim çalışmamızda, gerekse literatürde Hp eradike olmasa da antrum örneklerinde tedavi sonrasında kronik inflamasyon ve aktivite bulgularında bir miktar düşme gözlenmiştir. Bu iki durumu Şekil IV ve Şekil V'de gösterdik. Atrofi ile ilgili değişik çalışmalarla farklı görüşler öne sürülmüş. Bazıları bu atrofınin gerçek bir atrofi olmadığını korpus inflamasyonun glandların yan tarafına koyarak sadece ayrılmış olarak kaldığını söylemişler. Diğer bir çalışma grubu bunu eleştirmiş ve tedavi sonrasındaki atrofınin günümüzde kullanılan“gerçek atrofi”7 Sterimleriyle uyumlu olduğunu söylemişler. Onlar atrofi gelişiminde gözlenen değişikliklerin yalnız omeprazole bağlı olmadığını diğer proton pompa inhibitörleri ve yüksek doz H2 reseptör antagonistleriyle de olduğunu savunmuşlar. Bizim çalışmamızda tedavi sonrasında gerek korpus, gerekse antrumda atrofıde hafif bir artış izlenmiştir. Antrumdaki bu artış anlamlı bulunmasa da korpusdaki artış istatistiksel olarak anlamlı bulundu (pO.lO'da). Biz çalışmamızdaki atrofi artışını, korpus örneklerinde daha belirgin izlediğimiz L.propriadaki ödem ve vazodilatasyonun rölatif etkisine ve kullanılan ilaçların neden olabildiği kısmi gland kaybına bağladık. Gerek bizim çalışmamızda gerekse literatürlerde intestinal metaplazinin tedavi öncesi ve sonrası düzeylerinde anlamlı bir farklılık yoktu. Bizim çalışmamızda ilginç olarak tedavi öncesi ve sonrası ortalama skor aynı çıktı. Çalışmamızın 2. Bölümünde Hp ile yüksek epitelial mitojen ve potent bir onkoprotein olan EGF'yi karşılaştırmaya çalıştık. Tartışma bölümünde de anlattığımız gibi EGFnin düşük düzeyleri özellikle Hp (-) vakalarda ortaya çıkmakta ve bu da ülser iyileşmesi yönünde olumlu bir etki yaratmaktadır. Fakat Hp (+) vakarlarda. EGFnin yükselen düzeylerinin gastrik mukozanın aşırı proliferasyonuna sebep olması, sonuçta displazi ve karsinomaya kadar ilerlemesi kaçınılmazdır. Biz çalışmamızda önce Hp (+), (++) ve (+++) vakaların EGF düzeylerindeki orantılı yükselmeyi gösterdik. Bu korpusda daha belirgindi. Sonra tedaviyle Hp büyük oranda eradike olduktan sonraki EGF düzeylerinde hızlı bir düşüş gözlendi. Gerek Hp (+), (++) ve (+++) vakalardaki EGF yüksekliği oranı, gerekse tedavi öncesinden sonrasına düşen EGF düzeyleri istatistiksel olarak p
Özet (Çeviri)
Özet çevirisi mevcut değil.
Benzer Tezler
- Helicobacter gastriti gastroözofageal ferlü için predispozan bir faktör mü?
Is helicobacter pylori eradication predisposed to developed GFR esophagitis?
FİLİZ SÜRÜCÜ
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
1997
Gastroenterolojiİstanbul Üniversitesiİç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. FATİH BEŞIŞIK
- Helicobacter pylori eradikasyonunda iki haftalık ranitidin bizmut sitrat+klaritromisin+amoksisilin tedavisinin, iki hafta ranitidin bizmut sitrat bir hafta klaritromisin+amoksisilin kullanımlarının karşılaştırılması
Comparison of the usage of two weekly ranitidine bismuth citrate+ clari̇thromyci̇n+ amoxycillin of the two weekly and two weekly ranitidine bismuth citrate+ clari̇thromyci̇n+ one week amoxycillin for the treatment of heli̇cobacter pylori̇
ABDULHALİM ŞENYİĞİT
- Mide karsinomlarında helikobakter pilori pozitifliği ve p53 protein ekspresyonu
Başlık çevirisi yok
ŞEMSİ ALTANER
- Helikobakter pilori enfeksiyonunun saptanmasında basit ve kantitatif bir test olan C14 üre soluk testinin güvenilirliği
Başlık çevirisi yok
GÜNAL ERENEL
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
1999
Radyoloji ve Nükleer TıpEge ÜniversitesiNükleer Tıp Ana Bilim Dalı
PROF. DR. YUSUF DUMAN
- Helicobacter pylori pozitif duodenal ülserli ve nonülser dispepsili hastalarda atrofik gastrit ve intestinal metaplazi sıklığı
Atrophic gastritis and intestinal metaplasia frequency in helicobacter pylori positive patients with duodenal ulcer and nonulcer dyspepsia
ŞEBNEM İZMİR
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2000
Gastroenterolojiİstanbul Üniversitesiİç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
PROF. DR. MURAT TUNCER