Koroner arter darlıklarında uygulanan karbon stentin akut ve kronik sonuçlarının araştırılması (klinik ve anjiyografik bir çalışma)
Başlık çevirisi mevcut değil.
- Tez No: 108450
- Danışmanlar: Belirtilmemiş.
- Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
- Konular: Kardiyoloji, Cardiology
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2001
- Dil: Türkçe
- Üniversite: İstanbul Üniversitesi
- Enstitü: Tıp Fakültesi
- Ana Bilim Dalı: Kardiyoloji Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 94
Özet
ÖZET Çalışmamızın amacı balon ile predilatasyon sonrası veya direkt olarak stent uygulanan hastalarda karbon kaplı paslanmaz çelik“MAC-Karbon”stentin akut ve kronik sonuçlarının araştırılmasıdır. Çalışma materyalini kliniğimize akut miyokard infarktüsü tanısı ile yatırılmış hastalardan, ortalama 1 hafta sonra koroner anjiyografısi yapılanlar, Mİ sonrası ağrıları olan ve/veya efor testi veya miyokard perfüzyon sintigrafısinde iskemi bulguları saptanan hastalar ile, infarktüs geçirmemiş anginal şikayetleri olan ve noninvazif tetkiklerde iskemik kalp hastalığı tanısı konulan hastalar oluşturmuştur. Hastalara koroner anjiyografı yapılmasını takiben balon ile predilatasyon sonrası veya direkt olarak“MAC-KARBON”stent ile koroner revaskülarizasyon uygulanmıştır. Hastalarda klinik ve laboratuar parametreleri açısından restenoz düşünülen veya miyokard infarktüsü,“unstable”angina pektoris gibi akut koroner sendrom düşünülen hastalarda hemen koroner anjiyografi kontrolü yapılmıştır. Üçüncü ay sonunda efor testi ve/veya eforlu talyum miyokard sintigrafisi yapılmış test sonuçlarında iskemisi tespit edilen hastalara ise koroner anjiyografi yapılmıştır. Klinik ve laboratuvar olarak“stable”seyreden hastalarda ortalama altıncı ayın sonunda olmak üzere tüm hastalara kontrol koroner anjiyografik inceleme yapılmıştır. Çalışma grubuna alınan hastaların 33 'ü (% 91.6) erkek, 3'ü (% 8.4) kadın olup, yaş ortalamaları 54 ± 9 yıl idi. Stent uygulamaları esnasında her hasta 300 mg/gün aspirin almakta idi. Hastalara işlem öncesi intrakoroner 5000 ünite heparin bolus yapıldı ve işlem esnasında 2500-5000 Ünite ek heparin olmak üzere toplam 7500-10000 ünite heparin ile intrakoroner 100-400 mikrogram nitrogliserin yapılmıştır. îşlem sonrası heparin ve nitrogliserin infüzyonuna intravenöz olarak klinik ve hemodinamik parametrelerin durumuna göre ortalama 6 saat devam edilmiştir. Hastalara PTKA işleminden en az 3 gün önce olmak üzere“Ticlopidin”250 mg 2xl/gün veya“Clopidogrel”75 mg lxl/gün başlanmıştır. Önceden“Ticlopidin”veya“Clopidogrel”almayan hastalara ise PTKA esnasında 500 mg“Ticlopidin”veya 300 mg“Clopidogrel”yükleme dozu verilmiştir.“Ticlopidin”veya“Clopidogrel”tedavisi 1 ay sonra kesilmiştir. 75Çalışmaya alınan 36 hastanın, 53 koroner lezyonuna müdahale edilmiş; 53 lezyonun 30'una (% 56.6) PTKA uygulandıktan sonra, 23'üne (% 43.4) ise direkt olarak“MAC-KARBON”stent yerleştirilmiştir. Anjioplasti sonrası dilate edilen segmentteki darlık % 50'den daha az ise ve ağır bir komplikasyon (EKG ve enzimatik bulgular ile ortaya çıkan AMİ, hastane içi sürede CABG ihtiyacı, hastane içi ölüm) gelişmemişse işlem başanlı kabul edildi. Çalışmamıza alınan 36 hastada işlem başarısı % 100 idi. İşlem sırasında ve işlem sonrasında ilk 48 saat içerisinde herhangi bir komplikasyon görülmedi. Tüm hastaların 6 aylık klinik ve anjiyografik takibinde, hastaların % 83.5'unda olaysız hayat izlenmiştir. Hastaların 2'sinde (% 5.5)“stable”angina pektoris ve pozitif stress test, 4'ünde (%1 1)“unstable”angina pektoris nedeniyle erken koroner anjiyografî yapılmıştır. Toplam 36 hastanın 10'unda (% 27.7) ve 53 koroner arter lezy onunun 6 ay sonraki kontrol anjiyografisinde 12 lezy onda (% 22.6) restenoz saptanmıştır. Predilatasyon yapılan 30 lezyonun 4'ünde (%13.3), predilatasyon yapılmayarak direkt karbon kaplı stent yerleştirilen 23 lezyonun 8' inde (% 34.7) restenoz saptanmıştır. Predilatasyon yapılan ve yapılmayan lezy onlarda restenoz açışından istatistiksel bir anlamlılık olmamakla birlikte, predilatasyon yapılmayan lezyonlarda restenozun daha fazla geliştiği görülmüştür. Çalışmamızda hiçbir hastada akut stent trombozu görülmemiştir. Bir hastada Cx arterin obtus marjinal dalına predilatasyon yapılmadan yerleştirilmiş olan 2.5 mm çapmda bir stentte, işlemden 7 gün sonra“unstable”angina pektoris tanısıyla yapılan koroner anjiyografide subakut stent trombozu tespit edilmiştir. Elliüç lezyon gözönüne alındığında, subakut tromboz sıklığı % 1.8 bulunmuştur. Tüm lezyonlar değerlendirildiğinde bazal darlık derecesi, işlem öncesi MLÇ, işlem sonrası darlık derecesi ve işlem sonrası MLÇ ile restenoz arasında anlamlı bir ilişki saptanmıştır (sırası ile; p=0.01, p=0.03, p=0.02, p=0.01). Toplam 53 koroner lezyonun, 5'i total darlık idi ve kontrol anjiyografide 3'ünde (% 60) restenoz geliştiği tespit edilmiştir. 76Risk faktörleri ile restenoz gelişimi arasında anlamlı bir ilişki bulunmamıştır. Tüm hasta grubu ve predilatasyon yapılan ve yapılmayan hastalar arasında klinik tanı (Mİ,“unstable”angina pektoris,“stable”angina pektoris) ve restenoz arasında anlamlı bir ilişki bulunmamıştır. Referans damar çapı ile restenoz arasında anlamlı bir ilişki saptanmamıştır Girişim yapılan damar ve restenoz arasında anlamlı bir ilişki tespit edilmemiştir. Lezyon tipi (A, B ve C) ile restenoz arasında anlamlı bir ilişki bulunmamıştır. Stent çapı, stent uzunluğu, şişirilme süresi ile restenoz arasında anlamlı bir ilişki saptanmamıştır. Tüm hasta grubunda“bail out”, suboptimal ve direkt stent uygulamaları ile restenoz arasında anlamlı bir ilişki bulunmamıştır. Çalışmamızda predilatasyon uygulanmayan hastalarda restenozun, predilatasyon uygulanan hastalardan daha yüksek geliştiği tespit edilmiştir; ancak bu konuyla ilgili çalışmalar ile uyumlu olarak hastane içi ve 6 aylık takiplerde ölüm, yeni Mİ, akut ve subakut trombus, CABG operasyonu gibi bulgular açısından bir fark bulunmamıştır. İşlem öncesi darlık ve işlem sonrası rezidüel darlık oranlarının direkt stent grubunda daha yüksek olmasının da sonucu olumsuz yönde etkilediği düşünülmüştür. Çalışmamızda karbon kaplı stent ladlanırnının restenoz üzerine fazla bir etkisinin olmadığı, ancak subakut stent trombozunu azalttığı sonucuna varılmıştır. Karbon kaplı stentlerin akut ve subakut tromboz açısından yüksek riskli vakalara (“unstable”angina pektoris, AMİ, trombus içeren lezyonlar, 3 mm altındaki damarlar, uzun lezyonlar gibi) daha güvenli bir şekilde uygulanabileceği kanaatine varılmıştır. Ayrıca stent kaplama tiplerinin stent restenozunu azaltmak açısından bir etkisi olup olmadığını saptamak için prospektif, randomize, çok sayıda vakayı kapsayan çalışmalara ihtiyaç bulunduğu düşünülmüştür. 77
Özet (Çeviri)
Özet çevirisi mevcut değil.
Benzer Tezler
- Karotis arter stenozlarında endovasküler tedavi, erken ve geç takip sonuçları
Early and late outcomes of carotid artery stenting
LEYLA AYDIN
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2011
Radyoloji ve Nükleer TıpKaradeniz Teknik ÜniversitesiRadyoloji Ana Bilim Dalı
PROF. DR. AHMET SARI
- Karotis endarterektomi yapılan hastalarda primer tamir ile patch plastinin orta dönem sonuçları
Mid term results of carotid endarterectomy with primary repair and patchplaty
FIRAT DURNA
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2014
Göğüs Kalp ve Damar CerrahisiPamukkale ÜniversitesiKalp ve Damar Cerrahisi Ana Bilim Dalı
PROF. ALİ VEFA ÖZCAN
- Karotı̇s arter stenozunda stent uygulaması regı̇onel anestezı̇ ı̇le selektı̇f şant kullanılarak yapılan karotı̇s endarterektomı̇ye alternatı̇fmı̇ dı̇r?
Using selected shunt with anesthesia of stent application in carotis artery stenosis is carotis alternative to endarterectomy?
ATA NİYAZİ ECEVİT
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2010
Göğüs Kalp ve Damar CerrahisiBaşkent ÜniversitesiGöğüs Kalp ve Damar Cerrahisi Ana Bilim Dalı
PROF. DR. MEHMET SAİT AŞLAMACI
PROF. DR. HAKKI TANKUT AKAY
- Hiperlipidemi tedavisinin uzun dönem takipte koroner lezyonlar üzerine etkilerinin retrospektif olarak değerlendirilmesi
A retrospective examination : The effects of hyperlipidemia treatment on coronary lesions on long term follow-up
MUHAMMED YİĞİT
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2021
KardiyolojiBursa Uludağ ÜniversitesiKardiyoloji Ana Bilim Dalı
PROF. DR. OSMAN AKIN SERDAR
- Anjiyografik olarak Safen Ven Greft Hastalığı saptanan Aorta koroner baypaslı hastalarda kilin ve biyokimyasal risk parametreleri ile hastalığın şiddeti arasındaki ilişki
The relationship between clinical and biochemical risk faktors and severity of angiographically documented saphenous vein graft disease among patients with aortacoronary bypass
METEHAN KILIÇ
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2009
Göğüs Kalp ve Damar CerrahisiKocaeli ÜniversitesiKalp ve Damar Cerrahisi Ana Bilim Dalı
PROF. DR. KAMİL TURAN BERKİ