Geri Dön

Öğretmenlere göre ilköğretim 1. kademe (4. ve 5. sınıf) din kültürü ve ahlak bilgisi dersinin problemleri

By teachers; the problems of primary school (fourth & fifth classes) religious culture & moral knowledge lesson

  1. Tez No: 108652
  2. Yazar: YUSUF KURU
  3. Danışmanlar: PROF.DR. M. ŞEVKİ AYDIN
  4. Tez Türü: Yüksek Lisans
  5. Konular: Eğitim ve Öğretim, Education and Training
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2001
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Erciyes Üniversitesi
  10. Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Felsefe ve Din Bilimleri Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 200

Özet

UÇUNCU BOLUM ÖZET, SONUÇ ve ÖNERİLER A ÖZET Cumhuriyetimizin ilk yıllarında okulların programlarında din dersleri yer almış, fakat ilerleyen yıllarda haftalık süresi gittikçe azalma seyri göstermiş ve 1931 'de şehir okullarından 1939'da da köy ilkokullarından kaldırılmıştır. 1949 yılında ise okullarda din öğretiminin bir ihtiyaç olduğu anlaşılarak ilkokul 4. ve 5. sınıflarda velilerin yazılı müracaatı şartı ile seçmeli olarak yer almış, bu yıldan itibaren de günümüze kadar bir gelişim seyri içerisinde olmuştur. Öğretmen okullarında Din Bilgisi derslerinin yer alması ise ilkokullardaki Din Bilgisi derslerine bağlı olarak gelişim göstermiştir. 1982-83 öğretim yılında ilk ve ortaöğretim kurumlarında Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersi zorunlu hale getirilerek yeni bir döneme girilmiştir. Fakat bu dersler ilköğretim 1. Sınıftan değil, 4. Sınıftan başlatılmıştır. Tabii bir dersin müfredatta yer almasından çok, sağlıklı ve sürekli gelişme göstererek yürütülmesi önemlidir. Ancak böyle bir gelişme ilköğretim I. Kademe D.K ve A.B. dersi için gerçekleştirilememiştir. Çünkü, hem sınıf öğretmeni yetiştiren yüksek öğretim kurumlarının programı bu dersin formasyonunu kazandıracak nicel ve nitel yeterliğe sahip değildir, hem de hemen her tür yüksek öğretim kurumu mezununun günümüze kadar sınıf öğretmeni olabilme yolu açık tutulmuştur. İlköğretim 4.ve 5. Sınıf D.K. ve A.B. derslerinin en önemli sorunu olan öğretmen sorunun çözümü için bir takım tedbirler alınma yoluna gidilmiştir. Fakat bu tedbirler 'sadra şifa' olabilecek yeterliğe sahip olamamış, bu dersler günümüze kadar büyük oranda sımf öğretmenleri tarafından yürütülmekle birlikte, az da olsa hizmet-içi D.K. ve A. B. Formasyon kazandırma kursuna katılarak basan belgesi almış sertifikalı sınıf öğretmenleri ve branş öğretmenleri girebilmiştir. YÖK'ün 1998/1999 öğretim yılında uygulamaya konulan yeni düzenlemesi ile bazı İlahiyat Fakültelerinin bünyesinde, ilköğretim 4. ve 5. sınıfi da kapsayan, 'İlköğretim D.K. ve A.B. Öğretmenliği Bölümleri' nin açılması, sorunun çözümünde etkili olacağını düşündürmektedir. 183Bu çalışmada program unsurlarıyla, öğrenci, okul ve sosyokültürel çevre ile irtibatlı olan, uygulamayı bizzat yürüten öğretmenlere anket uygulanarak ve ikili görüşmeler yapılarak elde edilen veriler ışığında, ilköğretim I. kademe (4. ve 5. Sınıf ) D.K. ve A.B. derslerinin problemleri tespit edilmeye çalışılmış,yorumlamalara gidilmiştir. Problemlerin öğretmenlere göre genel olarak tespiti amaçlandığı için programı oluşturan öğeler ve diğer unsurlar üzerinde ayrıntılı bir incelemeye gidilmemiş, öğretmenlerin eğitim-öğretim durumlarını ne ölçüde kaliteli düzenlediklerine ilişkin sorular sorulmamış ancak mevcut sorulara verilen cevaplardan konuyla ilgili önemli ipuçları elde edilmiştir. Araştırmamız, konusunda ilk müstakil alan araştırması olduğundan ilgililer için önemlidir. Evrenim 1998-1999 öğretim yılı Kayseri kent merkezindeki ilköğretim 4. ve 5. Sınıf D.K. ve A.B. derslerini yürüten öğretmenlerin oluşturduğu çalışmamızda örnekleme sertifikalı sınıf öğretmenlerinin tamamı (toplam 5 tane), branş öğretmenlerinin 23 tanesi (toplam 29 ), sınıf öğretmenlerinin ise 51 tanesi (toplam 349) alınmıştır. Araştırmamızda problemlerin bağımsız değişkenlere göre farklılık arz edip etmediğini anlamak için SPSS isimli bilgisayar programında aralarındaki ilişki yüzde beş mana seviyesi ölçü alınarak tespit yoluna gidilmiştir. Branş öğretmenlerinin biri hariç tamamının erkek olması cinsiyet değişkenindeki bay faktörünü büyük ölçüde etkilediğinden, kıdem değişkenindeki 15 yılın altında kıdeme sahip öğretmenlerin hemen hemen tamamının branş öğretmem olması bu faktörü de etkilediğinden araştırmamızın asıl bağımsız değişkeni görev değişkenidir. Araştırmamıza denek olarak katılan öğretmenlerin %77' si bay, %23'ü bayandır. Sınıf öğretmenlerinin çoğunluğu Eğitim Ön Lisans ve Eğitim Enstitüsü mezunu olup 21 yılın üzerinde kıdeme sahiptirler. Branş öğretmenlerinin çoğunluğu ise İlahiyat Fakültesi mezunu olup 1 5 yılın altında kıdeme sahiptirler. İlköğretim I.kademe (4. ve 5. Sınıf) D.K. ve A. B. derslerinin öğretmenlerin görüşlerine göre şu tür problemlerinin olduğu anlaşılmaktadır: Öğretmenlerin %60'ı amaçlara kısmen, çok az ulaşıldığını veya hiç ulaşılmadığını söylemektedirler. Bunu ise öğretmenler, sırasıyla öğrencilerin geçmiş eğitim yaşantılarının yetersizliğine (%48), ders saatinin yetersizliğine (%38), içeriğin 184yetersizliğine (%30), öğretimi klavuzlayacak örnek ders planlarının olmamasına (%24), öğretmenin yetersizliğine, öğrencinin çalışmamasına, uygulamalı öğretime yer verilememesine,yakından uzağa çevrenin olumsuz etkisine bağlamışlardır. Ders için belirlenen amaçlarla, öğretmenin amaçlan arasında az da olsa farklılık olduğu anlaşılmaktadır. Amaçların farklı olmasının eğitim-öğretim açısından problem oluşturacağı açıktır. Fakat öğretmenlerin en büyük grubu kendi amaçlarına da kısmen ulaştıklarını söylemektedirler. İlkelerde problem olmadığını söyleyen öğretmenlerin oranı sadece %30'dur. Öğretmenlerin bazıları ilkelerin somut olmadığını söylerken, bazıları birbiriyle çeliştiğini, farklı anlaşılabilmeye açık olduğunu söylemişlerdir. Fakat bu soyutluğun ve çelişkinin niteliği konusunda açık bir gerekçe gösterememeleri, %3 Tinin de ilkeleri incelemediklerini söylemeleri, bizi öğretmen kayıtsızlığı problemine götürmektedir. Sınıf öğretmenlerinin yarıya yakını, branş öğretmenlerinin %8'i ilkeleri incelemediğini ifade etmiştir. İlkelerin somut olmadığını daha çok branş öğretmenleri ifade etmiştir. Yapılan çalışmalarda ilkelerin, okulların bütün kademeleri için ortak olması eleştirilmekte, I. kademe için genel ve soyut olduğu ifade edilmektedir. Öğretmenlerin %60'ı 4. Sınıf programındaki konuların içeriğini, %45'i 5. Sınıf programındaki konuların içeriğini öğrenci seviyesine uygun bulmuşlar, geri kalan kısmı ise ya kısmen uygun bulmuş, ya da görüş belirtmemişlerdir. Öğretmenler 5. Sınıf konularını 4. Sımf konularına göre daha az uygun bulmuşlardır. 4. Sınıfta sırasıyla ibadet konulan, 'Allah İnancı' konusu, 5. Sınıfta da 'Din ve Laiklik', inanç esaslan konulan öğrenci seviyesine uygun bulunmamıştır. Fakat bu konuda görüş belirten öğretmenlerin sayısı azdır. Öğretmenler konulan ağır bulmaktan ziyade, seviyenin altında, yetersiz bulduklannı söylemişlerdir. Allah inancı, Kaza-kader inancı, Hacc, Zekat ibadeti ve Din ve Laiklik konulanın seviyenin üzerinde bulmuşlardır. Öğretmenler, 4. Sınıf programına ilave edilmesi gereken konularla ilgili, farklı isteklerde bulunmuşlardır. Branş öğretmenleri mevcut konulann daha yetkin ele alınması ile iman esaslannın ilave edilmesini isterken, sertifikalı sınıf öğretmenleri 'Evimiz, Ailemiz, Çevremiz' konusunun, sınıf öğretmenleri ise, uygulama ve namaz surelerinin ilave edilmesini istemişlerdir. 1855. sınıf programına ise, hem sınıf öğretmenleri hem de branş öğretmenleri ibadet esasları konularının ilave edilmesini istemişlerdir. Öğretmenlerin ifadelerinden 4. sımf müfredat programı için sürenin yeterli bulunmadığı anlaşılmaktadır. Öğretmenlerin çoğunluğu, yeni konuların ilavesi yerine mevcut konuların daha geniş, daha açık, dikkat çekici şekilde ele alınmasını istemektedirler. 5. Sınıf programı için de öğretmenler farklı isteklerde bulunmuşlardır. Öğretmenler konuların yer değiştirmesi isteğinde bulunmuşlar, fakat müfredattan çıkarılması isteğinde bulunmamışlardır. Branş öğretmenleri içeriği daha az uygun bulmuşlardır. Bu, onların alan bilgisine bağlanabilir. Öğretmenler D. K. ve A.B. konu alanının önemli ölçüde soyut olmasını, çok hassas olmasını, insanın bütün yönleriyle ilgilenmesini, diğer derslerden farklı güçlüğü olarak kabul etmişler, dini mefhumların sosyal hayatta farklı anlaşılması gibi sorunlara değinmişlerdir. Sınıf öğretmenleri konuların büyük ölçüde soyut olmasını daha yüksek oranda güçlük olarak görürlerken, branş öğretmenleri insanın bütün yönleriyle ilgilenmesini daha yüksek oranda güçlük olarak görmüşlerdir. Konu alanının bu güçlükleri onun öğretimini düzenleyecek olan öğretmenin daha güçlü ve özel formasyona sahip olmasını gerektirdiği açıktır. Öğretmenlerin büyük çoğunluğu öğrencilerin seviyelerine uygun cevabı vermekte zorlandıkları sorularıyla karşılaşmaktadırlar. Fakat smıf öğretmenleri daha çok karşılaştıklarını daha yüksek oranda belirtmişlerdir. Bu zorluk ya alan bilgisi yetersizliğinden -ki bu özellikle sınıf öğretmenleri için geçerlidir- ya da öğrenci seviyesini tutturamama endişesinden -daha çok branş öğretmenleri için düşünülebilir- kaynaklanmaktadır. Sorular daha çok inanç esasları, ibadetlerin gerekçeleri üzerinde yoğunlaşmaktadır. Öğrencilerin bu tür sorulannm olması, onların ilgilerine işarettir, devamını sağlamak gerekir. Öğretmenlerin, öğrencilerin davranışlarında gösterdiklerini(uyguladıklannı) ifade edememelerini ilk sırada değerlendirme problemi olarak görmeleri şaşırtıcı bulunmuştur(Tablo21'de genişçe irdelenmiştir). Sonra öğrencilerin bildiklerini davranışlarında göstermemeleri, üçüncü sırada ise öğrencilerin, çevrenin de etkisiyle, basan puanlanyla dindarlıkları arasında bağ kurabilme ihtimalini bazı öğretmenler değerlendirme problemi olarak görmüşlerdir. 186Öğretmenlerin çoğun!uğu(%82), D.K. ve A.B. dersinin içeriği ile diğer derslerin içerikleri arasında çelişki olmadığını söylemişlerdir. Çelişkinin olduğunu söyleyen öğretmenler 1. sırada Evrim Teorisi ve evrenin işleyişi konularıyla Fen Bilgisi dersini, sonra da Laiklik ve Atatürk İlkeleri konusuyla Sosyal Bilgiler dersini göstermişlerdir. Dersler arasında yeterince bağlantı kurulamadığı anlaşılmaktadır(bkz. Tablo 22'nin yorumu). Halbuki ilköğretim I. kademede, öğrencilerin kişilik bütünlüğü gözetilerek derslerin ünite bütünlüğü içinde verilmesi gerekmektedir. Her ders bir konuyu değişik açılardan ele alacaktır. Tablo 23 'te öğretmenlerin yaklaşık %56'sı içeriğe göre D.K. ve A.B. dersinin süresinin artırılmasını isterken, %43'ü dersin süresini yeterli bulmuştur. Buna göre ders süresinin artırılması yönünde bir eğilim görülmektedir. Öğretmenlerin D.K. ve A.B. ders süresi ile ilgili görüşleriyle görev ve kıdemleri arasındaki ilişki anlamlı bulunmuştur. Buna göre branş öğretmenleri ve sertifikalı sımf öğretmenleri ve 16 yılın altında kıdeme sahip öğretmenler ders süresinin artırılmasını daha yüksek oranda istemişlerdir. Sınıf öğretmenlerinin en büyük grubu ise mevcut durumu uygun bulmuştur. Tabi mevcut sürenin daha verimli nasıl değerlendirilebileceği üzerinde düşünülmelidir. Öğretmenler öğrencilerin anlaması açısından kitapların dilini büyük oranda açık(bkz. Tablo 24) bulmuşlar, fakat öğrencinin ilgisini çekmesi bakımından; konuların içeriğinin sunuluş biçimi ve form açısından yeterli bulmamışlardır. Kitapları her yönüyle yeterli bulan öğretmenlerin oranı sadece %8,9'dur. Öğretmenler kitaplarda konuların örnek hikaye ve olaylardan hareketle, şekillerle somutlaştınlarak işlenmemesini, yeterli resim bulunmamasını, dizaynın iyi yapılmamasını problem olarak belirtmektedirler(bkz. Tablo 26). Branş öğretmenlerinin kitaplarda örnek hikayelere yer verilmesini daha yüksek oranda isteyerek konuların anlamsal boyutta somutlaştırılmasına daha çok vurgu yaptıkları, sınıf öğretmenlerinin daha çok resim bulunmasını daha yüksek oranda isteyerek konuların biçimsel boyutta somutlaştırılmasına vurgu yaptıkları söylenebilir. Öğretmenlerin çoğunluğu okulda D.K. ve A.B. dersi ile ilgili yeterince yardımcı kaynak, araç-gerecin olmadığını söylemektedirler. Yaptığımız ikili görüşmelerde ise, öğretmenlerin yarıya yakını okulda hangi araç-gereçlerin bulunduğunu bilmeme,idareden istekte bulunamama, gerek duymama, rehavete kapılma vb. sebeplerden 187dolayı yardımcı kaynak ve araç-gereçlere ulaşamadıklarını söylemektedirler. Buna öğretmen ve harici zorlaştırıcı sebeplerden dolayı gezi-gözlem,inceleme etkinliklerine, uygulamalı(yaparak, göstererek) öğretime yer verilememesi de eklendiğinde(bkz. Tablo 35)dersin öğretmen, smıf,ders kitabı üçlüsüyle sınırlı olarak yürütüldüğü sonucu ortaya çıkmaktadır. Araştırmamıza(bkz. Tablo 31) ve yapılan başka çalışmalara göre D.K. ve A.B. dersinin öğrenci ilgisi bakımından problemi büyük ölçüde bulunmamaktadır. Ancak öğrencinin derse ilgisinin derecesini ailesi, yakından uzağa çevresi etkilemektedir. Okulda etkili olan en önemli değişken ise öğretmendir. Öğretmenin alan bilgisi, pedagojik formasyonu,genel kültürü, kişiliği öğrencinin ilgisini etkileyen faktörlerdir. Devlet parasız yatılı ve bursluluk sınavlarında D.K. ve A.B. dersinden birkaç soru çıkmasını branş öğretmenleri daha çok olumlu değerlendirirken, sınıf öğretmenlerinin en büyük grubu ise soru sayısının azlığım dersin daha az önemli görülmesine sebep olarak görmektedirler. Sınavlardaki soru sayısı veli ve sınıf öğretmenleri gözünde önem ölçütü kabul edilebilmektedir. Bu da öğrenci ilgisini etkileyebilmektedir. Öğretmenlerin 2/3 'ü D.K. ve AB. dersinin daha önceki yıllardan başlaması gerektiğim ifade etmişlerdir. Dersin ilköğretim 4. ve 6. sınıftan başlatılması görüşünde olan öğretmenler, gerekçelerini daha çok branş öğretmeninin girmemesi, programın ağır olması gibi giderilebilecek sebeplere bağlamışlardır. Öğretmenlerin konuyla ilgili görüşleri farklılık arz etmektedir. Sertifikalı sınıf öğretmenlerinin tamamı, branş öğretmenlerinin%80'i daha önceki yıllardan başlaması gerektiğini söylerken, sınıf öğretmenlerinin en büyük grubu(%34) ilköğretim 4. sınıftan başlatılmasının uygun olduğunu belirtmişlerdir. Uygulamalı(yaparak, göstererek) öğretimin yapılamayacağına ilişkin herhangi bir mevzuat engeli bulunmamasına rağmen, hatta D.K. ve A.B. öğretim ilkelerinin bir gereği olduğu halde, bu durum yanlış anlaşılmakta, yasakmış gibi aklanabilmektedir. Öğretmenler, az da olsa bazı idarecilerin dersle ilgili kısıtlayıcı tavır takınabildiklerini ifade etmişlerdir(bkz. Tablo 30ve 35'in yorumu). Hala okullarda din öğretiminin siyasi etkilerden uzak ilmi gerçeklere göre yürütülmediğinin işaretleri vardır(bkz. Tablo 35'in yorumu). 188Öğretmenlerin velilerin ders hakkındaki tepkilerine ilişkin görüşleri ile görevleri arasındaki ilişki anlamlı bulunmuştur. Sınıf öğretmenleri daha çok, velilerin ders hakkında olumlu ya da olumsuz tepkide bulunmadıklarını söylerken, sertifikalı sınıf öğretmenleri ve branş öğretmenleri ise velilerin, öğrencilerinin dersteki başarılarından çok karnedeki başarılarını önemsediklerini bir sorun olarak daha çok ifade etmişlerdir. Başka seçeneğinde ise branş öğretmenlerinin çoğunluğu velilerden olumlu tepki aldıklarını söylemişlerdir. Eldeki veriler ise dersle ilgili öğretmen-veli ilişkisinin yeterli düzeyde olmadığını göstermektedir. Tablo 37'de öğretmenlerin %75'i sosyo-kültürel çevrenin öğrencilere yanlış metotla, yanlış bilgiler vermekle, dersi destekleyici uygun ortam oluşturmamakla, verilmesi gereken bilgileri vermemekle dersi olumsuz etkilediğini ifade etmişlerdir. Bu olumsuzluğu başta branş öğretmenleri olmak üzere tabii karşılayan öğretmenler de vardır. Başta branş öğretmenleri ve sertifikalı sınıf öğretmenleri olmak üzere öğretmenlerin 2/3 'ü dersin tartışılmasının dersi, farklı yoğunluklarda da olsa olumsuz etkilediği görüşündedirler. Bizce tartışmanın olumsuz etkisi, doğru platformlarda yapamamasından kaynaklanmaktadır. Öğretmenlerin çoğunluğu da çocukların eğitimi açısından önemli ve etkili bir çevre unsuru olan kitle-iletişim araçlarının dersi büyük ölçüde olumsuz etkilediğini belirtmişlerdir. Dersin karşılaştığı başka problemlerinin olup olmadığını yoklayıcı olarak sorduğumuz açık uçlu son soruda ise öğretmenler daha çok genel eğitimle ilgili ve dile getirilen benzer problemlere değinmişlerdir. Araştırmamızda öğrenci ilgisinin yeterli olmadığı denencesi ile D.K. ve A.B. öğretim ilkelerinde problem olduğu denencesi dışındaki bütün denencelerimiz büyük ölçüde doğrulanmıştır. Yukarıda belirtilen bütün sorunlar birbirini değişen oranlarda etkilemektedir. Öğretmenlerin düzenledikleri eğitim-öğretim durumlarının niteliğini ölçücü bir soru sorulmamasına rağmen, araştırmada elde edilen verilerden ilköğretim 4. ve 5. sınıf D.K. ve AB. derslerinin en önemli sorununun öğretmen sorunu olduğu anlaşılmaktadır. Öğretmenlerin en azından D.K. ve A.B. derslerinde uygun öğretme- öğrenme durumları 189düzenleyemediklerinin açık işaretleri bulunmaktadır. Örneğin; bir sınıf öğretmeninin, derste kitabı okuyup açıklama yaptığını ve dersin yansının boş kaldığını, konuların 40 dakikaya göre düzenlenmesi isteğinde bulunması, bir branş öğretmeninin soru hazırlamada zorluk çektiğini söylemesi bunun en açık göstergesidir. Araştırma verileri içinde daha bunun birçok örneği vardır. Yapılan görüşmelerde sınıf öğretmenleri, yetersiz olduklarını bizzat kendileri ifade etmişlerdir. Ayrıca bazı sınıf öğretmenlerinin okulda derse yönelik araç-gereç bulunup bulunmadığını bilmemeleri, araç-gereç kullanmaya gerek duymamaları, yarıya yakınının ilkeleri incelemediği, yine bazı öğretmenlerin gezi-gözlem, inceleme etkinliklerine yer vermeme gerekçeleri, D.K. ve A.B. dersinde başka ders îşlemeleri(bkz. Tablo 35'in yorumu) bu dersi yeterince sahiplenmediklerini göstermektedir. Zaten öğretmenlerin %95'i bu derse branş öğretmeninin girmesi gerektiğini ifade etmişlerdir. Ancak branş öğretmenlerinin hizmet öncesi öğretim programı ilköğretim I. kademe öğrenci psikolojisi ile ilgili yeterli formasyonu kazandıracak nitelikte değildir. B. SONUÇ İlköğretim I. Kademedeki D.K. ve A.B. dersinin problemlerini, öğretmenlere uygulanan anket ve yapılan görüşmelere dayanarak, tespit etmeyi amaçlayan bu çalışma, alanında ilk müstakil çalışmadır. Öğretmenler amaçlara kısmen ulaşıldığını söylemektedirler. Buna gerekçe olarak da, öğrencilerin geçmiş eğitim yaşantılarının yetersizliği, ders saatinin yetersizliği, örnek ders planlarının olmaması, öğretmen yetersizliğini göstermektedirler. D.K. ve A.B. öğretim ilkeleri konusunda; yeterince somut olmama, birbiriyle çelişme, farklı anlaşılabilme gibi sorunlar ifade edilirken, asıl sorun, öğretmenlerin ilkeleri incelememesinde görünmektedir. Öğretmenler“Allah İnancı”,“Kaza-Kader”,“Hac”,“Zekat”,“Din ve Laiklik”konularım seviyenin üzerinde bulurken, diğer konulan, içerik olarak seviyenin altında bulmuşlardır. Öğretmenler, öğrenci başansını değerlendirmede, bilgi-uygulama farklılığından kaynaklanan güçlüklerle karşılaşmaktadırlar. 190

Özet (Çeviri)

Özet çevirisi mevcut değil.

Benzer Tezler

  1. Sınıf öğretmenliğine atanan branş öğretmenlerinin mesleki yeterlilikleri

    Başlık çevirisi yok

    YUSUF DÜNDAR

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    1996

    Eğitim ve ÖğretimSelçuk Üniversitesi

    Y.DOÇ.DR. ÖNDER PİLTEN

  2. İlköğretim 1. kademe ve 4. ve 5. sınıf öğretmenlerinin kişilik özelliklerinin kendi görüşleri ve öğrencilerinin görüşleri açısından karşılaştırılması

    A Comparison of ist degree 4 th and 5 th grades elementary teachers personalities from their own and students perspec tives

    NEJLA GÜLHAN

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2001

    Eğitim ve ÖğretimAfyon Kocatepe Üniversitesi

    Y.DOÇ.DR. ŞENAY YAPICI

  3. İlköğretim birinci kademe ingilizce öğretim programının çocuklara yabancı dil öğretiminin duyuşsal hedeflerini gerçekleştirme düzeyi

    The extent to which key stage i english curriculum attains the affective objectives of primary efl

    SÜLEYMAN NİHAT ŞAD

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2011

    Eğitim ve Öğretimİnönü Üniversitesi

    Eğitim Bilimleri Ana Bilim Dalı

    YRD. DOÇ. DR. OĞUZ GÜRBÜZTÜRK

  4. Yatılı ilköğretim bölge okullarının sorunları ve çözümlerine ilişkin yöneticilerin, öğretmenlerin, öğrencilerin ve velilerin görüşleri: Bir durum çalışması

    The views of administrators, teachers, students and parents about the problems and solutions of the regional primary boarding schools: A case study

    NESLİHAN DEMİREL

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2013

    Eğitim ve ÖğretimAkdeniz Üniversitesi

    İlköğretim Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. YÜKSEL KAŞTAN