Geri Dön

Konstitüsyonel puberte gecikmesi olan erkek çocuklarda kemik turnover markırları ve kemik mineral dansitesi

Bone turnover markers and bone mineral density in boys with constitutional delay of puberty

  1. Tez No: 115241
  2. Yazar: HAKAN DÖNERAY
  3. Danışmanlar: DOÇ.DR. ZERRİN ORBAK
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları, Child Health and Diseases
  6. Anahtar Kelimeler: konstitüsyonel puberte gecikmesi, kemik mineralizasyonu, kemik turnover markırları, seks hormonları, parathormon, constitutional delayed puberty, bone mineralization, bone turnover markers, sex hormones, parathyroid hormone
  7. Yıl: 2002
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Atatürk Üniversitesi
  10. Enstitü: Tıp Fakültesi
  11. Ana Bilim Dalı: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 872

Özet

IV Konstitüsyonel Puberte Gecikmesi Olan Erkek Çocuklarda Kemik Turnover Markırları ve Kemik Mineral Dansitesi Puberte gecikmesi kız ve erkek çocuklarda sekonder seks karakterlerinin ortalama görülme yaşından en az 2 SD (yıl) geç belirmesj olarak tanımlanmaktadır. Erkek çocuklarda gecikmiş pubertenin en sık nedeni konstitüsyonel puberte gecikmesi (KPG)'dir. Pubertal dönem hızlı bir büyüme ve kemik mineralizasyonunda artma ile karakterize bir süreç olup bu çalışma ile hem erkek çocuklardaki puberte fizyolojisi değerlendirildi hem de KPG'li çocuklardaki kemik mineralizasyonu ve kemik turnover markırlarının nasıl etkilendiği araştırıldı. Bu amaçla KPG'li grupta 15 ve Tanner evrelemesine göre pubertenin 5 farklı evresinin herbir evresi için 15'er sağlıklı erkek çocuk aldındıındı. Tüm çocukların antropometrik verileri ve kemik yaşları saptandı. Serumlarında; kalsiyum (Ca), fosfor(P), kemiğe spesifik alkalen fosfataz (K-ALP), parathormon (PTH), follikül stümülan hormon (FSH), luteizan hormon (LH), total ve serbest testosteron, östradiol, seks hormon bağlayan globulin (SHBG) ve idrarlarında; Ca, kreatinin (Cr), sodyum (Na) ve deoksipridinolin (Dpd) düzeyleri değerlendirildi. Son olarak L1-L4 vertebralarmdan kemik mineral dansitesi (KMD) ölçümleri yapıldı. Her bir parametre için KPG'li ve evre I olgular önce kendi aralarında sonra pubertenin diğer evreleri ile ayrı ayrı karşılaştırıldı. Tüm parametrelere göre KPG'li ve evre I olgular arasında anlamlı farklılığın olmadığı bulundu. KPG'li ve evre I olguların diğer evrelerle karşılaştırılmasında; hem KPG'li hem de evre I olguların kemik yaşı ve vücut ağırlığı değerlerinin evre II, boy uzunluğunun evre 111, K-ALP ve PTH'ın evre III, FSH ve LH'ın evre IV, östradiol'un evre II, total ve serbest testosteron'un evre III ve KMD'nin evre lll'den itibaren anlamlı artış gösterdiği, SHBG'nin evre V, Ca'nın evre lll'den itibaren anlamlı olarak azaldığı ve oral Ca alımı ile idrar Ca/Cr, Dpd düzeyleri için anlamlı farklılığın olmadığı saptandı. KMD'nin ilerleyen puberte evrelerinde progresif bir şekilde arttığı ve seks steroidleri içinde en iyi korelasyonu östradiol ile gösterdiği bulundu. Bölgemizdeki erkek çocuklarda pubertenin başladığını göstermede totaltestosteron için 50 ng/dl ve serbest testosteron için 1.2 pg/dl'lik değerlerin kullanılabileceği saptandı. Sonuç olarak; KPG ile evre I (prepubertal) çocuklar arasında L1-L4 vertebralardan ölçülen KMD ve kemik turnover markırları için farklılık görülmedi. Pubertenin ileri evreleri ile KMD'nin en iyi korelasyonu östradiol ile gösterdiği saptandı.

Özet (Çeviri)

VI Bone Turnover Markers and Bone Mineral Density in Boys with Constituonal Delay of Puberty Delayed puberty is defined as seconder sexual characteristics in boys and girls appear at least 2 SD (year) later than usual. The most common cause of delayed puberty in boys is constitutional delayed puberty (CDP). Pubertal period is characterized with fast growth and increasing in bone mineralization, and in this study it is researched both puberty physiology in boys and how bone mineralization and bone turnover markers are affected in children with CDP. For this reason, 15 boys for the group with CDP and 15 healty boys for each 5 diffrent stage according.to Tanner Stage were included in this study. Antropometric measures and bone ages of all children were determined. The levels of calcium (Ca), phosphorus (P), bone alkaline phosphatase (B-ALP), parathyroid hormone (PTH), follicle stimulating hormone (FSH), luteinizing hormone (LH), total and free testosterone, estradiol, sex-hormone-binding globulin (SHBG) in their serums and Ca, sodium (Na), creatinin (Cr) and deoxypyridinolines (Dpd) levels in the urine samples were evaluated. At last, the measures of bone mineral density (BMD) from L1-L4 vertebrae were made. For each parameter, the cases in CDP and stage I were compared with each other and then with those in stages of puberty. According to all parameters, it was found that there was no significant differences among the cases of CDP and stage I. In the comparison of CDP and stage I with the other stages, the levels of bone age and body weight in the cases of CDP and stage I significantly increased from stage II, height from stage III, B-ALP and PTH from stage III, FSH and LH from stage IV, estradiol from stage II, total and free testosteron from stage III, and KMD from stage III, while SHBG significantly decreased from stage V, Ca from stage III, and was no significant difference for orally Ca intake, urine Ca/Cr and Dpd levels. In further stages it was determined that BMD increased progressively, the best correlation in sex steroids was achieved with estradiol. It was found that the values of 50 ng/dl for total testosteron and 1.2 pg/dl for free testosteron could be used for indicating puberty beginning in the boys of our region.VII Consequently, no difference was seen as to BMD and bone turnover markers measured from L1-L4 vertebrae, between the cases of CDP and stage I. We determined that as puberty progressed, BMD achieved the best correlation with estradiol.

Benzer Tezler

  1. Konstitüsyonel büyüme geriliği olan çocuklarda helicobacter pylori enfeksiyonunun seroprevalansı

    Başlık çevirisi yok

    ERKAN KIBRISLI

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2004

    Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıSağlık Bakanlığı

    Aile Hekimliği Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. YILDIZ DALLAR

  2. Konstitüsyonel semptomu olan hastalarda FDG-PET/BT'nin tanısal değeri

    Konstitüsyonel semptomu olan hastalarda FDG-PET/BT'nin tanisal değeri

    NEVZAT KAHVECİ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2020

    Hematolojiİstanbul Üniversitesi

    İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. CEMİL TAŞÇIOĞLU

  3. Proksimal tip malign biliyer obstrüksiyonlar ile distal tip malign biliyer obstrüksiyonların endoskopik biliyer drenajlarının klinik, laboratuvar ve sağ kalım üzerine etkilerinin irdelenmesi

    The evaluation of the effects of endoscopic biliary drainage on clinical, laboratory and survival parameters of proximal and distal type malignant biliary obstructions

    TALHA YILDIZ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2017

    GastroenterolojiGaziantep Üniversitesi

    İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    YRD. DOÇ. DR. BUĞRA TOLGA KONDUK