İkna edici iletişimde duygu ve mantık kullanımı (örnek olay) siyasal parti liderlerinin 22 Ekim 1983 günü radyo televizyon açık oturumunda yaptıkları konuşmalar
Başlık çevirisi mevcut değil.
- Tez No: 12900
- Danışmanlar: PROF. DR. MEHMET NİYAZİ ÖKTEM
- Tez Türü: Doktora
- Konular: Halkla İlişkiler, Public Relations
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 1991
- Dil: Türkçe
- Üniversite: İstanbul Üniversitesi
- Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Gazetecilik Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 272
Özet
İletişim şekillerinden biri de ikna edici iletişimdir. Politikacılar, reklâmcılar ve vaizlerin yaptığı şey ikna edici iletişimdir. İkna edici iletişim, genel olarak iletişimde bulunan temel öğelerin yanında tutum ve davranış öğelerini de bulundur maktadır. İkna edici iletişimde kaynağın amacı hedefteki kişi lerin tutum ve davranışlarını etkilemektir. Sadece tutum deği şikliği (değiştirme veya pekiştirme), davranış değişikliği (davranışı değiştirme veya davranışı devam ettirme) amaçlana bildiği gibi hem tutum hem de davranış değişikliği de amaçlana- bilmektedir. Örnek olayımızda, kaynak durumundaki siyasal parti liderinin amacı hedef durumundaki seçmeni ikna etmek, daha sonra da oyunu almaktır. İkna edici iletişimde üç önemli materyal vardır. Bunlar: 1) Ahlâk, 2) duygu ve 3) mantıkdır. Bunlardan sadece duygu ve“ mantığın ikna edici iletişimde kullanımı üzerinde durul maktadır. Duygu( emotion), ruhsal alandaki bazı oynamalar şeklidir. İnsanların tutum ve davranışlarının belirlenmesinde duyguların büyük bir önemi vardır. Duygular üzerine çalışan psikolog, sosyal psikolog ve sosyal psikiyatristler duyguları sınıflan--189- dırmanın çok zor olduğunu söylemektedirler. Gene de duyguların neler olduğu konusunda araştırmalar yapılmıştır. Araştırmacı lardan Woodworth'a (1938) göre duygu 1) mutlu, 2) hayret, 3) korku- acı çekme, 4) öfke, 5) tiksinme ve 6) küçük görmeden oluşmaktadır. Russell (1980) da duyguyu sevinçli-sıkıntılı ve uyanık-uykulu diye bir daire etrafında dizer. Bunların ara larına da bu duyguların alt ve üst derecelerini koyar. Duygu ların oluşumunda fizyolojik yapının ve çevrenin büyük bir et kisi vardır. Akıl yürütme ve belgeleme, anlamına gelen mantık, öner melerin ve önermeler arası ilişkilerin biçimidir. Önermelerin içeriği yani konuları açısından doğru veya yanlış bilgiler içermesi' mantığı ilgilendirmemektedir. Bir ifadenin mantıklı kabul edilebilmesi için o ifadenin; ya mantıklı hitap şekille rinde ya kanıtlayıcı destek şekillerinde ya da mantıksal yargıya katılma şekillerinden birine uygun olması lâzımdır. İkna edici iletişime felsefe bağlamından bakacak olursak, karşımıza öncelikle Sofistler ve Aristoteles çıkar. Sofistler, politikacı ve politikacı adaylarına parayla ikna sanatını öğ reten ve ikna konusunda herhangi bir kural tanımayan insan lardır. Aristoteles ise ikna ile ilgili bilgileri ilk defa organize bir şekilde veren kişidir. Bu konuda yazdığı Topikler ve Retorik adlı kitapları el kitabı niteliğindedir. Bir inanç olan İslâm da ikna edici iletişimde duygu ve mantığın kullanıl ması şeklini ayet ve hadislerle belirlemiştir.-190- Sosyologlardan Pareto, insanın gerçekte mantıksız oldu ğunu, mantıksızlığının sebebinin de kalıtılım olduğunu söyler. Paretoya göre insan içgüdüleriyle duygularını izleyen bir hay vandır. Weber bu konularda toplumsal kavrayışın etkili olduğu görüşündedir. Durkheim ise toplumun, ipi sapı belli olmayan mantıksız bir varlık olmadığını, tam tersine kollektif bilinç ten hareket ettiğini söyler. Seçmeni ikna edebilmek için, seçmenin değerleriyle ters düşmemek gerekir.. Dünyadaki tüm seçmenlerin ortak değer yargı ları vardır. Bunlara genel değer yargıları diyoruz. Bunlara seçmenin gelir düzeyi ve meslekî statüsü, eğitim seviyesi, cinsiyeti, yaşı ve yerleşim biçimi etki eder. Sadece Türk seç meni üzerinde etkili olan değer yargıları ise, Osmanlı yani tarihten aldığı değer yargıları ve batılılaşma süreci içerisinde edindiği yargılardır. Bu özelliklerinden dolayı Türk seçmeninin değer yargıları dünyanın diğer taraflarındaki seçmenlerin değer yargılarından çok farklıdır. Türk seçmeninin demografik özelliklerine baktığımız zaman başlıca şu özellikler görülmektedir: a) Türk seçmeninin çoğunluğu gençlerden oluşmaktadır. b) Türk seçmeninin kadın ve erkek sayısı birbirine çok yakındır. c) Türk seçmeninin büyük bir bölümü hiç okuma yazma bilmemektedir. İlkokul mezun larının sayısı da toplam seçmen sayısının yarısına yakındır. Üniversite eğitimi görenlerin sayısı ise %2'dir. d) Türk seçme ninin yarısından çoğu şehir merkezlerinde ikamet etmektedir.-191- Seçmenin siyasal değerleri doğrultusunda beklentileri vardır. Seçmen, bu değer-beklentilerine en çok cevap veren siyasal partiyi veya onun adayını tercih edecektir. Bu kurama Değer-Beklenti Kuramı adı verilmektedir. Denge Kuramına göre de seçmen, eğer siyasal parti temsilcisinin tutumuyla kendi tutumunu dengeli görürse söylenilenlerle ikna olma ihtimali fazla, dengesiz ise azdır. 12”Eylül 1980 Harekâtından sonra tüm siyasal partiler kapatılmıştır. Siyasal Partiler Kanunu ile yeni siyasal parti kurulmasına îzin verildikten sonara parti kurma çalışmaları başladı. Siyasal Partiler Kanunu ' nun geçici maddelerinde yapı lacak ilk seçimlere katılabilmek için Millî Güvenlik Konse- yi'nden izin alınması gerektiği hususunda hükümler bulunduğu için partiler öncelikle Konsey'den izin almaya çılışmışlardır. Daha çok partinin izin müracaatına rağmen Konsey'den sadece üç parti izin alıp seçimlere katılma hakkı elde edebilmiştir. Bunlar: Milliyetçi Demokrasi Partisi, Halkçı Parti ve Anavatan Partisidir. 6 Kasım seçimlerinden önce yeni kurulan siyasal parti leri ve yöneticileri hakkında halkın çok az bilgisi vardı. Onun için 22 Ekim 1983 günü radyo ve televizyondan aynı anda ve naklen yayınlanan siyasal parti liderlerinin açık oturumu ile halkın partileri tanıma ihtiyacı büyük ölçüde karşılan mış oldu.-192- Açık oturumda özellikle partilerin, sivil yönetime ge çildikten sonra anarşinin gelmesi tehlikesi, işsizlik, konut, öğrenim, enflasyon sorunları, KİT'lerin satılması meselesi ve dış politikaya bakış tarzları öğrenilmiş oldu. Açık oturumda her üç lider de hem duyguyu hem de mantığı kullanmışlardır. Fakat duyguyu en iyi kullanan Necdet Calp, mantığı en iyi kullanan da Turgut Özal olmuştur. Hem duygu hem de mantık kullanımında en başarısız kalan siyasal parti lideri ise Turgut Sunalp'dir.
Özet (Çeviri)
Özet çevirisi mevcut değil.
Benzer Tezler
- Sosyal medya reklamlarında ikna edici mesaj ve kaynak inanılırlığı ile tüketicinin kişilik özellikleri arasındaki ilişki: Mikro şöhretler üzerine bir araştırma
The relationship between the persuasive message and source credibility of the advertisement in the social media and the personality: A study on micro celebrities
MERVE KARAVAR
Doktora
Türkçe
2021
Reklamcılıkİstanbul Ticaret ÜniversitesiHalkla İlişkiler ve Reklamcılık Ana Bilim Dalı
PROF. DR. METE ÇAMDERELİ
- Televizyon reklamlarında ikna unsuru olarak mizah
Humor in television advertisements as a persuasion tool
UĞUR BAKIR
Yüksek Lisans
Türkçe
2006
ReklamcılıkEge ÜniversitesiHalkla İlişkiler ve Tanıtım Ana Bilim Dalı
PROF.DR. MÜGE ELDEN
- Etkileşimli ortamlarda görsel iletişimin ikna üzerine etkisi ve bir uygulama
The effect of visual communication on persuasion in interactive environments and an application
DEMET ÖZKAN ÇETİNKAYA
Yüksek Lisans
Türkçe
2024
Güzel SanatlarHacettepe ÜniversitesiGrafik Ana Sanat Dalı
DR. ÖĞR. ÜYESİ DENİZ YEŞİM TALUĞ
- Türkiye'de çocuklara yönelik televizyon reklamlarının içerik analizi
The content analysis of television advertisements for children in Turkey
BETÜL KARAOSMANOĞLU
Yüksek Lisans
Türkçe
2019
Radyo-TelevizyonSelçuk ÜniversitesiHalkla İlişkiler ve Tanıtım Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. DUYGU AYDIN
- Kutsal kitaplar bağlamında Yahudilik, Hristiyanlık ve İslam'da ikna
Persuasion in Judaism, Christianity and Islam in the Context of the Sacred Books
KÜBRA YILMAZ ÜLGEN
Doktora
Türkçe
2022
DinAtatürk ÜniversitesiFelsefe ve Din Bilimleri Ana Bilim Dalı
PROF. DR. KEMAL POLAT