Erzurum ilinin ekonomik yapısı ve gelişme potansiyeli
Başlık çevirisi mevcut değil.
- Tez No: 12932
- Danışmanlar: DOÇ.DR. CEVAT GERNİ
- Tez Türü: Yüksek Lisans
- Konular: Ekonomi, Economics
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 1991
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Atatürk Üniversitesi
- Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 123
Özet
1 113 ÖZET VE SONUÇLAR 1. Erzurum, Doğu Anadolu Bölgesi'nin, en kalabalık nüfusa sahip, merkezi bir ilidir. Şehir kuruluş yeri itibariyle de kuzey-güney ve doğu-batı yönlerindeki yollar için bir merkez durumundadır. Yükseltisi oldukça fazladır (ortalama 2000 metre), iklimin sertliği iktisadi hayatı olumsuz yönde etkilemektedir. 2. Nüfusun son 1990 yılında yapılan son sayımda azaldığı görülmüştür. Nüfusun %52'si köylerde, %48'i de şehirlerde yaşar. 18 ilçeden (merkez ilçe hariç) 12'sinin nüfusu 10 binin altındadır. Erkek nüfus kadın nüfustan fazladır. Buna rağmen 25-34 yaş grubundaki erkek nüfusun oranı %48.5'e düşer. Bu durumun ilden dışarıya yönelik mevsimlik işgücü akımı ile izah edilebileceği kanaatindeyiz. Doğum oranının yüksekliği sonucu 0-14 yaş grubu Türkiye ortalamasının oldukça üzerindedir. Bu ise çalışan nüfusun yükünü artıran bir husustur. Nitekim çalışma çağındaki (15-64 yaş grubundaki) her bin kişiye düşen çalışma çağı dışı nüfus (0-14 ve 65 + yaş grupları) miktarı 867 kişidir. Bu rakam Türkiye ortalamasından 149 kişi fazladır. Çocuk yaştaki nüfusun fazlalığının bir diğer sonucu da, 64 yaşını doldurup işgücünden çekilen her bir kişiye karşılık 14 yaşını doldurup işgücüne katılan kişi sayısının yüksekliğidir, işgücü kapsamı dışına çıkan her bir kişiye karşılık 13 kişi işgücüne katılmaktadır. Bir diğer ifadeyle, her yıl 64 yaşını dolduran 1600 kişinin yerine 14 yaşını dolduran 20 bini aşkın kişiye iş imkanı sağlamak gerekmektedir. Bunların büyük kısmının öğrenci, ev hanımı, sakat v.b. olarak çalışma arzurusunda olmayacakları düşünülse bile, yine de, her yıl binlerce kişiyi istihdam edecek iş alanlarının açılması gerekmektedir. Okur-yazar oranı da Türkiye ortalamasının altındadır. Özellikle kırsal kesimde ve kadın nüfus arasında okuma-yazmanın oldukça düştüğü görülmektedir. Toplam çalışan nüfusun büyük kısmı (%72.4) tarım alanındadır. Tarımdaki bu yüksek istihdam alternatif çalışma alanlarının olmaması nedeniyledir. Bu sektörde Türkiye ortalamasının çok üzerinde bir gizli işsizliğin olduğunu söyleyebiriz. Öte yandan imalat sanayiinde çalışanlar, toplam çalışanların sadece %2.75'ini oluştururlar ki bu Türkiye ortalamasının 1/4*ü kadardır. Diğer sektörlerde de durum yaklaşık olarak aynıdır. Toplum hizmetleri dediğimiz devlete alt toplumsal hizmet veren yerlerde çalışanlar (memurlar) Türkiye ortalamasının üzerinde bir orana sahiptir. Resmi kanallardan yurt dışına işçi olarak gidenlerin sayısı 25 bine yaklaşmaktadır. Gayriresmi yollar ile gidenlerle bu rakamın artacağını söyleyebiliriz. Özellikle Batı Avrupa ülkelerine yönelik işgücü akımının büyük kısmı vasıflıdır. Vasıflı İşçilerin dışarıya gitmesi114 sektörler için bir kayıptır. Resmi rakamlara göre 1 985 yılında ilde toplam 1 1.931 kayıtlı işsiz vardır. Ancak ildeki gerçek işsiz miktarının bu rakamın oldukça üzerinde olduğunu söyleyebiliriz. 3. Eğitim alanında pek çok problem vardır. Kalkınmada öncelikli yörelerdeki illerden en çok derslik ihtiyacı içinde olan illerden birisi de Erzurum'dur. 1986 yılı itibariyle toplam 249 dersliğe ihtiyaç vardır. Bu yetersizlik sonucu yaklaşık 10 bin ilkokul öğrencisi okula gidememektedir. Ayrıca ilkokullardaki öğretmenlerin 1/4'ü en az iki sınıfı bir arada okutmaktadır. 4. Sağlık kuruluşlarının miktarı son 20 yılda ciddi bir değişiklik göstermemiştir. 1970 yılında 2.130 olan yatak sayısı yaklaşık olarak aynı kalmıştır, il nüfusu dikkate alındığında, 10 bin kişiye düşen yatak sayısı 25'dir. Bu miktar Türkiye ortalamasının üzerindedir. Ancak Erzurum'daki sağlık kuruluşları çevre il ve ilçelere de hizmet verdiği için hastanelerin ihtiyaca cevap vermede yetersiz kaldığını söyleyebiliriz. 5. Tarım il ekonomisindeki en önemli sektördür. Toplam istihdamın %72'si ile toplam gelirin %32'sini sağlar. Hayvancılık tarım sektöründeki ağırlıklı tarımsal faaliyettir. Toplam tarımsal üretim ve gelirin 2/3'û hayvancılıktan, 1/3'ü çiftçilikten elde edilirken, balıkçılık ve ormancılık faaliyetlerinin il ekonomisine katkısı önemsizdir. Tarımda çalışan her bir kişinin kazancı Türkiye ortalamasının yarısı kadardır. Gizli işsizliğin fazlalığı, iklim şartlarının muhalefeti, modern ve verimli metodların kullanılmaması gibi olumsuz etkenler bunda rol oynamaktadır. Tarım oldukça ilkel yollarla yapılmaktadır. Çiftçilerin eğitim seviyesi oldukça düşüktür. Modern tarım araçlarından yoksundurlar. Tarım Orman ve Köy İşleri Bakanlığı, Zirai Donatım Kurumu, Tarım Kredi Kooperatifleri Birliği gibi kuruluşların çalışmaları yetersiz kalmaktadır. Bu kuruluşların İmkanlarının ve çiftçilere yönelik tohum, ilaç, gübre, eğitim, kredi, yeni ürünlerin tanıtımı gibi konulardaki çalışmalarının artırılmasının gerekli olduğu söylenebilir. İklim şartlarına uygun yeni ürünlerin araştırılması yapılmalı ve çiftçilerin bu ürünleri üretmesi teşvik edilmelidir. 6. Tarım işletmesi mevcudu 1960'lı yıllarda 90 bine yakın iken günümüzde %25 azalarak 65 bin civarına düşmüştür. Buna göre son 25-30 yılda her bir tarım işletmesine düşen arazi miktarının arttığını söyleyebiliriz. Aynı devrede kırsal nüfus da %14 artmıştır. Bu duruma göre kırsal kesimdeki nüfusun tarım dışı bir gelir kaynağı (yurt dışı istihdam, batı illerinde mevsimlik işler v.s.) buldukları gibi bir sonuca ulaşmamız mümkündür. 7. Büyükbaş ve küçükbaş hayvan varlığı Türkiye'deki toplamının %4.5'i kadardır. Ancak son 10 yılda büyükbaş hayvan varlığında %50, küçükbaş hayvan varlığında da %30115 azalma görülmüştür. iklimin sertliği verimli hayvan ırklarının yetiştirilmesini engellemektedir. Özellikle küçükbaş hayvanlarda mor-karaman ve mor-ak karaman melezleri bölge şartlarına uygunluk ve verim açısından en iyi koyun ırklarıdır. Sığırdaki verimi artırmak mümkün olmakla birlikte koyundaki verim, bölge için, maksimum sınırlarına yaklaşmıştır. Bütün bunlara rağmen, her iki türde de, verim Türkiye ortalamasının üzerindedir. 8. Kümes hayvancılığı çalışmalarından istenilen sonuçlar alınamamış olmakla birlikte arıcılık için iyi bir potansiyelin olduğu söylenebilir. Bal verimi oldukça yüksektir ve Erzurum en çok bal üreten illerden birisidir. 9. Sanayi ildeki ikinci önemli sektördür. Toplam gelirin %1 9'u sanayiden elde edilir. Ancak sanayideki istihdam oldukça düşüktür. İldeki mevcut imalat sanayii daha çok ilin ve çevre illerin ihtiyaçlarına yöneliktir. Sanayiinin ağırlıklı kolu gıda maddeleri üretimidir. Diğer sanayi ürünlerini üreten sanayi kolları çok zayıftır. 10'dan fazla işçi çalıştıran büyük imalat sanayii işyerlerinin toplam sayısı 50'nin altındayken, bunların en büyüklerini de kamuya ait olanlar oluşturmaktadır. Erzurum'da bulunan büyük imalat sanayi birimlerinin %60'ı bölge ölçeğinde üretim yaparlar. Ülke çapında üretim yapan kuruluşların oranı %10 kadardır. Sanayide çalışanların ücretleri Türkiye ortalamasının altındadır. Sanayide nitelikli eleman bulmada da sıkıntı çekilmektedir, imalat sanayiinin en büyük problemi, sektöre girdi sağlayan ana ve yan sanayilere uzak olmaktır. Mevcut işletmelerin %70'den fazlası bu problem ile karşı karşıyadır. Yine hammadde uzaklığı, mali hizmetler ve sigorta hizmetleri sağlamadaki zorluklar, ulaşım imkanlarının iyi olmaması işletmelerin en çok karşılaştıkları zorluklardır. Özellikle ulaşım probleminin çözülmesi işletmelere büyük kolaylıklar sağlayacaktır. Organize sanayi bölgesi ve küçük sanayi sitesinin sağladığı altyapı imkanları, ildeki diğer sanayilere yakınlık, tesis kurma, enerji, su sağlama kolaylıkları gibi imkanlar sonucu Erzurum'daki imalat sanayii birimlerinin %77'si tesislerini kurdukları yerlerden memnundurlar. Ancak bu oran Türkiye'deki en düşük oranlardan birisidir. 10. Ticaret sektörü, Erzurum'un bölge merkezi olması nedeniyle, canlıdır ve ticarete konu olan mallar çok çeşitlidir. Ticari işletmelerin büyük kısmını gıda maddeleri ve tarımsal ürün satıcıları oluşturur. Bunu giyim ve ev eşyası satıcıları ile yapı malzemeleri satıcıları takip eder. Ticari işyerlerinde 8 bine yakın kişi istihdam edilirken, bunların ücretli işçi konumunda olan kısmı %10'un altındadır.116 Ticaret sektörünün il toplam geliri İçerisindeki payı son 15 yılda sürekli olarak artmaktadır. Sektör, bugünkü haliyle, sanayiden sonraki üçüncü büyük sektör durumundadır. Erzurum ticaret sektörü Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgeleri toplam ticaretinden elde edilen gelirin %14'ünü sağlar. 11. Bankaların toplam mevduatı (1989 yılında) 200 milyar TL'yi bulmaktadır. İlçeler bu miktarın dışındadır. Mevduatın %80'ini Türk Lirası mevduatı oluştururken, %20'si döviz mevduatıdır. Toplam mevduatın Türkiye genelindeki toplam mevduat içindeki payı %0.3-%0.4 civarında olduğu tahmin edilmektedir. Türkiye'de en düşük kişi başına gelire sahip 11. il olan Erzurum'da tasarruf miktarının da düşüklüğünü mevduatın yetersizliğinden anlayabiliriz. 1989 yılında toplam 221 milyar TL kredi kullandırılmıştır. Bunun 164 milyar TL'lık kısmı konut kredilerine aittir. Tarım, sanayi ve ticarete verilen toplam kredi miktarı 57 milyar TL ile toplam kredilerin %26'smı oluşturmaktadır. Bunun da yarıdan fazlasını ticari krediler oluşturmakta olup sanayi kredisi miktarı 14 milyar TL'yi geçmemektedir. Bankaların, bundan sonra da, mevcut çizgiyi devam ettirerek uzun ve orta vadeli sanayi ve tarım kredisi vermekten kaçınacaklarını söylemek mümkündür. Bankaların (özellikle özel bankaların) sanayi kredileri vermelerini sağlamak için mevduatlarının belli bir oranı veya kullandırdıkları toplam kredilerin belli bir oranı kadar sanayi kredisi vermelerini mecburi hale getirmek yerinde bir uygulama olacaktır. Özellikle teşvik belgeli yatırımlara verilecek kredilerde devlet garantisi sağlanması da bankaları kredi vermede teşvik edebilir. 12. Vergi gelirleri açısından Doğu Anadolu Bölgesi'nde, en önde gelen il Erzurum'dur. Türkiye toplam vergi gelirlerinin %0.5'Ini Erzurum karşılar. Erzurum'a yapılan kamu yatırımlarının artırılarak en azından vergi gelirleri kadar olması sağlanmalıdır. 13. Ulaştırma sektörü Erzurum için önemli olan diğer bir sektördür. Doğu Anadolu Bölgesi'nin ulaştırma işlerinin ve sektörün gelirinin %20'si Erzurum tarafından sağlanır, ilde 15 binden fazla motorlu kara taşıtı vardır. Ulaştırma sektörünün ağırlığı karayolu ile yapılan ulaşımdadır. Demiryolu taşımacılığı insan taşınmasında, havayolu taşımacılığı da kargo taşınmasında oldukça zayıftır. Erzurum'da kurulu imalat sanayiinin en büyük problemlerinden birini ulaşım oluşturur. Ulaştırma sektörünün düzenlenmesi (kara ve demiryollarının ıslahı, demiryolu ve havayolu taşımacılığının geliştirilmesi) ile bu problem çözülmeye çalışılabilir. 14. İnşaat sektörü geri kalmış ekonomilerin itici gücüdür. Tüm yatırımlar mutlaka117 İnşaata gerek duyar. Aynı zamanda inşaat sektörü düz (vasıfsız) işçi istihdam eden bir sektördür ve büyük oranda bölgenin kaynaklarını kullanır. Dolayısıyla sektörün gelişmesi yararlı sonuçlar doğuracaktır. Erzurum şehrinin 2005 yılında 550 bin nüfus ulaşacağı tahmin edilmektedir. Bu ise yılda en az 3 bin yeni konutun yapılmasını gerektirir. Bu konutların ihtiyaç duyacakları diğer sanayi ürünleri de dikkate alınırsa sektörün önemi anlaşılabilir. Son yıllarda sektörün toplam il geliri içerisindeki payı oldukça azalmıştır. Sektörün eski canlılığına ulaştırılması için bölge şartlarına göre inşaat maliyetinin tesbiti, kredilerin ödenme zamanlarının ayarlanması, kredi miktarının artırılması gibi düzenlemelere gidilmesi gereklidir. 15. Turizm potansiyeli Erzurum'da yeterince değerlendirilememiş alanlardandır. Tarihi eserleri (kültür ağırlıklı turizm) ve kayak merkezi (kış sporları ağırlıklı turizm) ile geniş bir kesime hitap edilebilir. Halbuki gerek turistik tesisler ve gerekse gelen turistler ile kalış süreleri açısından oldukça yetersiz bir durum söz konusudur. 16. Elektrik enerjisi ihtiyacının yarıya yakın kısmını Tortum Hidroelektrik Santralı karşılar. Kuzgun Barajı Hidroelektrik Santralının üretime geçmesiyle ihtiyacın tümü karşılanabilecektir. Bunun yanında ilin 3 milyar kwh elektrik enerjisi üretme kapasitesi vardır. Elektriğin ilde üretilmesi ile %20'lere yaklaşan nakil esnasındaki kayıplar oldukça azalacaktır. Böylece sanayiye oldukça ucuz eletrik verilmesinin mümkün olacağı söylenebilir. 17. ihracat, 1982-1983 yıllarında ulaştığı yüksek rakamlardan (58 milyon dolar) sonra sürekli bir azalma göstermiş, 1990 yılında 1 milyon doları ancak bulmuştur, ilin önümüzdeki yıllarda da ihracatının bu şekilde devam edeceği ve ciddi bir artış göstermeyeceği söyleyebiliriz. Komşu ülkelere yönelik istenilen özelliklerde mallar üreten işletmelerin ilde kurulması ile ihracat artacağı gibi, II için de yeni gelir ve istihdam sahaları açılmış olacaktır. 18. Yatırım teşvik tedbirlerinden de bahsedecek olursak, kalkınmada öncelikli yöreler İçin uygulanan tedbirlerin yetersiz olduğunu söyleyebiliriz. Mevcut teşvikler (Kalkınmada öncelikli yörelere uygulanan teşvikler gelişmiş ve normal yörelere uygulanan teşviklerin farklı oran ve miktarlarından İbarettir.) İle bu İllerin kalkındırılması mümkün görünmemektedir. Çünkü, herşeyden önce, gelişmiş iller ile gelişmemiş İllerin imkanları farklıdır. Kaynak, hammadde, altpayı, nitelikli işgücü, pazar v.s. gibi pek çok alandaki yetersizlikler kalkınmada öncelikli yörelerdeki illerin (ve Erzurum'un) gelişmiş yörelerden olan farklı şartlarıdır. Bu farklılıklar göz önüne alındığında söz konusu yöreler118 için farklı teşvikler uygulamak gerekliliği ortaya çıkar. Bölgesel gelişmeyi teşvik fonları, kalkındırma şirketleri, vergi muafiyet ve istisnaları, vergi oranı indirimleri, vergi ve yatırım kredileri, banka kredilerinin düzenlenmesi, nakliye problemlerinin düzenlenmesi, sanayinin kullandığı enerjinin ucuzlatılması gibi ikinci bölümde yer verdiğimiz teşviklerin uygulamaya geçirilmesinin yararlı sonuçlar doğuracağı kanaatindeyiz. Bunların yanında mantar ve balık üreticiliğinin teşvik edilmesi, Sovyetler Birliği ve İran'a ihraç malları üretecek sanayi tesislerinin kurulması ve diğer sanayi dallarında mevcut il ve bölge pazarına yönelik ürünleri üretecek kuruluşların kurulması yerinde olacaktır. 19. Sonuç olarak, ülkemizde yaklaşık 30 yıldır uygulanmakta olan merkezi kalkınma planlarının geri kalmış yörelerin kalkındırılmasında yeterli sonucu sağlayamadıklarını söyleyebiliriz, ilin kalkındırılabilmesi için yukarıda bahsedilen bütün hususlardan sonra, her şeyin üzerinde, bir bölge esprisi içerisinde bölge planlamasının gerekliliği ortaya çıkmaktadır.
Özet (Çeviri)
119 SUMMARY Erzurum is no doubt the center of Eastern Anatolia from economic, social and geographical point of view, with it's greatest population. In the development process of Turkey, the province, however, seems to be progressed from economic and social respects. Our aim with this study, is to deduct an inventory of the province's economy in a general framework, and is to offer information to those whoarfcinterested in and to scrutinize the possible proposals for improving the economic situation within the limits of a master thesis. All of the sectors constituting the economic structure and being important in the province economy (that is, agriculture, industry, trading, transportation, construction, tourism, energy production and exporting) and the natural and social structure affecting the economic structure are tried to be examined. Agriculture seems as the largest sector with its contribution of 31% to the gross domestic product (GDP) of the province and the portion of 72% in the total employment of the province. In this study, the present position of agricultural inputs, husbandry, vegetable and fruit production and agricultural enterprises are tried to be exhibited. Industry is studied with the aspects it s structure, enterprises, productions, employment, wages and its contribution to the province's GDP and current problems are also mentioned. We examined trade enterprises, employment and portion in the GDP of the province, banking services and tax revenues under the heading of trade sector. Under the topic of transportation, constructing, tourism and energ productions, employment, their portion in the GDP and problems are mentioned about. Exporting is taken as the last fraction of the economical structure. We gave place to the present investment-promoting measures and our proposals at the last section of the study.
Benzer Tezler
- Erzurum'un ekonomik yapısı ve gelişme potansiyeli
Economic structure and development potential of Erzurum
GÖKALP NURİ SELÇUK
- Erzurum ilinin sosyo-ekonomik yapısı: Sorunlar-beklentiler-çözümler üzerine bir saha araştırması
Socio-economic structure of erzurum province: A field research on problems-expectations-solutations
BENGÜ KAYAPALI
- Tarımsal desteklerin Erzurum ili yem bitkileri üretiminin ekonomik açıdan sürdürülebilirliğine etkileri
The effects of agricultural supports on the economic sustainability of forage crop production in Erzurum province
TUBA KARABACAK
Doktora
Türkçe
2023
ZiraatAtatürk ÜniversitesiTarım Ekonomisi Ana Bilim Dalı
PROF. DR. MURAT KÜLEKÇİ
DOÇ. DR. MELİH OKCU
- Erzurum ili Horasan ilçesinde halk hekimliği
Folk medicine in Horasan, a district of Erzurum
YUSUF DİŞ
Yüksek Lisans
Türkçe
2018
Halk Bilimi (Folklor)Atatürk ÜniversitesiTürk Dünyası Edebiyatları Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. AHMET ÖZGÜR GÜVENÇ
- Kırsal kalkınma yatırımlarının desteklenmesi programı kapsamında makina, ekipman hibe programının Erzurum ili örneğinde değerlendirilmesi
Evaluation of Erzurum example for the programme in which machines equipment grant given by rural development investments supporting programme
OLKAY ÇAĞLAR
Yüksek Lisans
Türkçe
2019
ZiraatAtatürk ÜniversitesiTarım Makineleri Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. CİHAT YILDIZ