Demokrasi ve insan hakları arasında kurulan ilişki üzerine bir inceleme
A Study on the established relation between democracy and human rights
- Tez No: 132713
- Danışmanlar: DOÇ. DR. ABDULLAH KAYGI
- Tez Türü: Yüksek Lisans
- Konular: Felsefe, Philosophy
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2003
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Hacettepe Üniversitesi
- Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Felsefe Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 149
Özet
11 ÖZET 20. yüzyıl siyaset felsefesinde en sık karşılaşılan iki kavram, demokrasi ve insan hakları kavramlarıdır.“Demokrasi”sözcüğünün kullanıldığı hemen her yerde“insan haklan”sözcüğüyle de karşılaşılmaktadır. Bu iki kavramın ayrılmaz yapıda olduğu düşünülmektedir. Demokrasi ile insan haklan arasında, üç farklı biçimde ilişki kurulduğu görülmektedir. İlkin, insan haklan korunmaksızın demokrasinin varlığım sürdüremeyeceği savunulmaktadır. Bu anlamda, insan haklan, demokrasinin“koşulu”olarak ifade edilmektedir. İkincileyin, demokrasi olmaksızın insan haklarının korunamayacağı öne sürülmektedir. Sözgelimi B. Barber tarafından demokrasi, insan haklarının“koşulu”olarak görülmekte, bu hakların demokrasiye tâbi olduğu ifade edilmektedir. Üçüncüleyin, demokrasi ile insan haklan arasında“içsel”bir ilişki olduğu söylenmektedir. Örneğin, S. Benhabib ve J. Habermas, bir yandan, insan haklarını demokrasinin“koşulu”, öte yandan, demokrasiyi insan haklarının“koşulu”olarak görürler. Demokrasi ile insan haklan arasında karşılıklı bağımlılık ilişkisi olduğu savunurlar. Demokrasinin insan haklarının koşulu ya da demokrasi ile insan haklarının karşılıklı olarak birbirlerinin önkoşulu olduğu savlan şu kanıya dayanmaktadır: İnsan haklan“kesin”bir anlama sahip değildir ve bu hakların anlamı, demokratik tartışma ile yurttaşlar tarafından belirlenebilir. İnsan hakları, yasakoyucu yurttaşlar tarafından müşterek olarak belirlenmezse, demokrasi zayıflar. Demokrasi, kendi kendilerine yasa koyabilecek yurttaşlar talep eder. İnsan haklarının ne olduğunu belirlemek, yurttaşların kendi kendilerine yasa koyması anlamına gelir. İnsan haklan şudur denilip yasa koyucu yurttaşlara buyurulamaz. İnsan haklarının dışarıdanIll yasakoyuculara buyurulması dayatma ya da koruyuculuk anlamına gelir. Bu düşünürlere göre, demokrasi bir“eşitlik”fikri getirmektedir. Bu eşitlik fikri, yurttaşlara insan haklarını somut olarak belirleme yetkisi vermektedir. Ne var ki, bu tür bir eşitlik anlayışı, hem insan haklarına hem de demokrasiye zarar vermektedir. Halis bir demokrasi için,“kendi kendini yöneten yurttaşlar”istenmektedir.“Kendi kendini yönetmek”insanın olanakları arasındadır. Onlara belirli bir şekilde muamele edildiğinde, onlara birtakım koşullar sağlandığında, kendi kendini yöneten yurttaşlar haline gelebilirler. İnsan haklarıyla talep edilen bu koşulların her insan için sağlanmasıdır. Bu koşullar biliniyor. İnsan haklan da bu koşulların bilgisinden türetilmektedir. İnsan haklan, belirsiz ve demokratik kararla belirlenebilir bir kavram biçiminde sunulduğunda, bu haklann gerektirdikleri açıkça görülememektedir. Oysa, açık bir insan haklan kavramı, bu haklan korumak için en başta gerekli olan şeydir.
Özet (Çeviri)
IV ZUSAMMENFASSUNG Die meist zwei begegnete Begriffe in der zwanzigste jaherhunderte politishe Philosophic sind Demokratie und Menshenrechte. Das Wort der“Menschenrechte”ist begegnet immer wieder, wo das Wort der“Demokratie”verwendet ist. Es ist so gedacht, dass diese zvei Begriffe in einer untrennbare Struktur sind. Man kan sehen, dass zwischen der Demokratie und der Menschenrechten drei verschiedene Beziehungen angenommen ist. Erstens, es ist behauptet, dass ohne Gewahrleistung der Menscehenrechten die Demokratie nicht fortbestehen kann. İn diesem Sinne, die Menshenrecte ist als die Bedindugung der Demokratie ausgesagt. Zweitens es ist behauptet, dass ohne Demokratie Gewahrleistung der Menscehenrechten unmöglich ist. Zumbeispiel Demokratie wird von B. Barber als Bedingung der Menschenrechten gesehen und wird ausgesagt, dass diese Rechte von der Demokratie abhângig sind. Drittens es ist beansprucht, dass es eine“interne”Zusammenhang zwischen der Demokratie und der Menschenrechten gibt. Zumbeispiel S. Benhabib und J. Habermas verstehen einerseits die Menshenrecte als die Bedingung der Demokratie, andererseits die Demokratie als die Bedingung der Menshenrecten. Sie behaupten, dass es eine gegenseitige Abhângigkeit voneinander Demokratie und Menschenrechte gibt. Die Behauptungen, dass die Demokratie die Voraussetzung der Menshenrecten ist oder dass die Menshenrecte und Demokratie die gegenseitige Voraussetzungen ist, begriindet dieser Meinung: Die Menschenrecte hat keine entscheidende Bedeutung und die Bedeutung dieser Rechte kann von Bürger mit demokratisher Diskussion bestimmt werden. Wenn die Menschenrecte wird von der gesetzgebende Burger nicht bestimmt, so wird die Demokratie abmagern. Die Demokratie fordert Burger, die selbstgesetzgeben können. Die Bestimmung, was die Menschenrecte ist,bedeutet Selbstgesetzgebung der Bürgern. Es kamı nicht zu den gesetzgebenden Burger auferlegt werden, indem man definiert, was die Menshenrecte ist. Die Auferlegung der Menschenrechten zu dem Gesetzgebern von aussen heisst Zwang öder Paternalismus. Nach dieser Philosopher, Demokratie bringt einen Gleicheitsgedanke. Dieser Gleicheitsgedanke berechtigt die Burger die Bestimmung der Menschrechten als konkret zu tun. Jedoch solch eine Gleicheitseinfassung zerstört, sowohl die Menschenrecehte als auch die Demokratie. Für eine genuine Demokratie ist es“selbstbestimmende Burger”gefordert. Die selbstbestimmung ist eine der menschliches Möglihkeit. Wenn ihnen mit einer bestimmten Art behandelt, wenn man ihnen manche Bedingungen erflillt, so kann die Burger selbstbestimmende Burger umformen. Mit der Menschenrechten fordert man diese Bedingungen fur jeden Menschen zu erfullen. Diese Bedingungen ist gewust. Auch die Menschenrechre ergibt sich aus Erkentniss dieser Bedingungen. Wenn die Menschenrecte als eine unklare und mit demokratischen Entscheidung bestimmbare Begriff vorgestellt wird, infolgedessen kann man das Weg die Anforderungen diese Rechte klar nicht sehen. Aber jedoch ein deutlicher Begriff der Menschenrecte ist vor allem benötigt, um diese Rechte zu gewahrleisten.
Benzer Tezler
- Modern siyasi-hukuki kavramları yeniden düşünmek: Spinoza'nın siyaset felsefesi çerçevesinde yeni bir perspektif arayışı
Rethinking the modern political-legal concepts: A search for a new perspective in the context of Spinoza?s philosophy of politics
REYDA ERGÜN
- Arjantin demokratikleşme deneyimleri ışığında; 2007 sonrası Türkiye'sinde yapılması planlanan yeni anayasalarda, temel hak ve hürriyetler, vatandaşlık, insan hakları ve hakikat komisyonu tartışmaları
Discussions fundamental rights and freedoms, citizenship, human rights and truth commission in the new constitutions planned to be adopted in post-2007 Turkey in the light of argentina's democratization experiences
YURDAĞER VAR
Yüksek Lisans
Türkçe
2016
Siyasal BilimlerBahçeşehir ÜniversitesiKüresel Siyaset ve Uluslararası İlişkiler Ana Bilim Dalı
PROF. DR. AYŞE NİLÜFER NARLI
- Ronald Dworkin'in eşitlikçi liberalizminde Anayasal Demokrasi teorisi
The theory of Constitutional Democracy in Ronald Dworkin's egalitarian liberalism
ERTUĞRUL KAAN YILDIRIM
Yüksek Lisans
Türkçe
2023
HukukGalatasaray ÜniversitesiKamu Hukuku Ana Bilim Dalı
PROF. DR. ZEYNEP ÖZLEM ÜSKÜL ENGİN
- La reproduction des rapports sociaux de sexe dans L'organisation de Jeunesse de Cumhuriyet Halk Partisi
Cumhuriyet Halk Partisi Gençlik Kolları'nda toplumsal cinsiyet ilişkilerinin yeniden üretimi
AHMET KEREM YILMAZ
Yüksek Lisans
Fransızca
2020
SosyolojiGalatasaray ÜniversitesiSosyoloji Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. İPEK MERÇİL