Geri Dön

Türkiye Cumhuriyeti'nin batılılaşma sürecinde filolojinin örgütlenmesi (İstanbul Üniversitesi Alman Filolojisi örneği)

The Formation of philology in the westernization process of the republic of Turkey (focusing on the department of German literature at İstanbul University

  1. Tez No: 140398
  2. Yazar: ŞEBNEM SUNAR
  3. Danışmanlar: PROF. DR. ZEYNEP SAYIN BALIKÇIOĞLU, PROF. DR. NİLÜFER KURUYAZICI
  4. Tez Türü: Doktora
  5. Konular: Alman Dili ve Edebiyatı, German Linguistics and Literature
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2003
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: İstanbul Üniversitesi
  10. Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Alman Dili ve Edebiyatı Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 193

Özet

oz Bu çalışma, istanbul Üniversitesi Alman Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı'nın kurumsal biyografisinin, Türkiye Cumhuriyeti'nin siyaset ve kültür tarihiyle bir arada okunmasını amaçlamaktadır. Çünkü yabancı bir dilin ve edebiyatın bilgisinin sunulduğu bir eğitim kurumu olarak bu kurum, bugünden geriye dönük olarak kendini siyasi ve kültürel anlamda konumlandıran bir söylem alanına dahil olur. Bu, temeli Kemalizmle atılan Batılılaşma söylemidir. Kemalizm örneğinde Batılılaşma, kendi içinde paradoksal bir yapı sergiler. Bir yandan kendisine karşı anti-emperyalist bir tavır alınan, ama diğer yandan da bütün kurumlarıyla birlikte devralınması gereken bir söylemdir Batılılaşma. Bir millet olma tasarımı da dahil olmak üzere, kültüre ve topluma ilişkin olarak Kemalizmi şekillendiren bütün tasarımlar işte bu paradoksal durumun etkisi altında kalırlar. Hal böyleyken bu çalışma, 1933 Üniversite Reformu'yla kurulan Batı filolojilerinin -özelde Alman Filolojisi'nin- aslen Batılı bir bilgiyi dolaşıma sokmaları bakımından Türkiye Cumhuriyeti'nin kültür pratikleri içinde hangi konumu işgal ettiğini araştırmaktadır. Böyle bir çalışma, aynı zamanda bir bilim dalının kendini bu söylemsel pratikler dahilinde kanonik olarak nasıl yapılandırdığını saptayan bir çalışma olacaktır. Bu, yabancılığın kanunlaştırılması da diyebileceğimiz bir bakışın, kültürün değişen yüzü ile birlikte hangi iniş çıkış ve kırılma noktalarından geçerek bugüne geldiğini bulgulamamıza yardımcı olabilir. ABSTRACT This study is a reading of the institutional biography of Istanbul University Department of German Language and Literature together with the political and cultural history of the Turkish Republic. As this institution provides knowledge of a foreign language and literature, it becomes part of a discourse retrospectively positioning itself politically and culturally. This is the discourse of Westernisation founded by Kemalism. In the case of Kemalism, Westernisation reveals a paradoxical structure. While Westernisation is a discourse facing anti-imperialistic opposition, it has to be accepted with the entirety of its institutions. All designations, including that of the designation of being a nation, fall under the influence of a paradox as such. Under these circumstances, this study looks at the position of Western philologies - particularly that of German Philology - founded with the University Reform of 1933 within the cultural practices of the Turkish Republic keeping in mind that these philologies put into circulation a foreign knowledge. A study as such will at the same time identify how a discipline structures itself canonically within these discursive practices. This might help us to discover the journey and break points up until today of a perspective we might call the canonization offoreignness through the changing face of culture. m

Özet (Çeviri)

oz Bu çalışma, istanbul Üniversitesi Alman Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı'nın kurumsal biyografisinin, Türkiye Cumhuriyeti'nin siyaset ve kültür tarihiyle bir arada okunmasını amaçlamaktadır. Çünkü yabancı bir dilin ve edebiyatın bilgisinin sunulduğu bir eğitim kurumu olarak bu kurum, bugünden geriye dönük olarak kendini siyasi ve kültürel anlamda konumlandıran bir söylem alanına dahil olur. Bu, temeli Kemalizmle atılan Batılılaşma söylemidir. Kemalizm örneğinde Batılılaşma, kendi içinde paradoksal bir yapı sergiler. Bir yandan kendisine karşı anti-emperyalist bir tavır alınan, ama diğer yandan da bütün kurumlarıyla birlikte devralınması gereken bir söylemdir Batılılaşma. Bir millet olma tasarımı da dahil olmak üzere, kültüre ve topluma ilişkin olarak Kemalizmi şekillendiren bütün tasarımlar işte bu paradoksal durumun etkisi altında kalırlar. Hal böyleyken bu çalışma, 1933 Üniversite Reformu'yla kurulan Batı filolojilerinin -özelde Alman Filolojisi'nin- aslen Batılı bir bilgiyi dolaşıma sokmaları bakımından Türkiye Cumhuriyeti'nin kültür pratikleri içinde hangi konumu işgal ettiğini araştırmaktadır. Böyle bir çalışma, aynı zamanda bir bilim dalının kendini bu söylemsel pratikler dahilinde kanonik olarak nasıl yapılandırdığını saptayan bir çalışma olacaktır. Bu, yabancılığın kanunlaştırılması da diyebileceğimiz bir bakışın, kültürün değişen yüzü ile birlikte hangi iniş çıkış ve kırılma noktalarından geçerek bugüne geldiğini bulgulamamıza yardımcı olabilir. ABSTRACT This study is a reading of the institutional biography of Istanbul University Department of German Language and Literature together with the political and cultural history of the Turkish Republic. As this institution provides knowledge of a foreign language and literature, it becomes part of a discourse retrospectively positioning itself politically and culturally. This is the discourse of Westernisation founded by Kemalism. In the case of Kemalism, Westernisation reveals a paradoxical structure. While Westernisation is a discourse facing anti-imperialistic opposition, it has to be accepted with the entirety of its institutions. All designations, including that of the designation of being a nation, fall under the influence of a paradox as such. Under these circumstances, this study looks at the position of Western philologies - particularly that of German Philology - founded with the University Reform of 1933 within the cultural practices of the Turkish Republic keeping in mind that these philologies put into circulation a foreign knowledge. A study as such will at the same time identify how a discipline structures itself canonically within these discursive practices. This might help us to discover the journey and break points up until today of a perspective we might call the canonization offoreignness through the changing face of culture. m

Benzer Tezler

  1. Türkiye Cumhuriyeti'nin dil politikası

    The language policy of the Republic of Turkey

    ZİYA ELMACI

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2016

    Siyasal Bilimlerİnönü Üniversitesi

    Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. YUSUF KARAKILÇIK

  2. Türkiye Cumhuriyeti'nde müzik kurumlaşması ve kültürel kimlik değişimi

    Musical institutionalization and cultural identity change in Turkish Republic

    GÜRSEL YURTSEVEN

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2018

    MüzikYıldız Teknik Üniversitesi

    Sanat ve Tasarım Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. TURAN SAĞER

  3. Tek parti dönemi kültür politikalarına Attila İlhan'ın yaklaşımları

    Attila Ilhan's approach to cultural policies in the period of one party

    VEYSEL YORGUN

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2023

    TarihBitlis Eren Üniversitesi

    Tarih Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. PAKİZE ÇOBAN KARABULUT

  4. Atatürk Döneminde Ankara Halkevi ve faaliyetleri (1932-1938)

    Ankara Public House and its activities during Ataturk Period (1932-1938)

    VEYSEL HASAR

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2022

    TarihGazi Üniversitesi

    Tarih Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. HALE FATMA ŞIVGIN

  5. Türk İnkılâbı ve muhafazakârlık: Peyami Safa örneği

    Turkish Revolution and conservatism: Peyami Safa sample

    ÖZLEM TARCAN

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2015

    TarihDokuz Eylül Üniversitesi

    Tarih Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. NEDİM YALANSIZ