Renal kitlelerin ayırıcı tanısında power doppler ultrasonografi ve SHU508A(levovist)in kombine kullanımı
The accuracy of combined use of power doppler ultrasound and SHU508A (levovist)in the differential diagnosis of renal masses
- Tez No: 142201
- Danışmanlar: PROF. DR. ENİS İĞCİ
- Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
- Konular: Radyoloji ve Nükleer Tıp, Radiology and Nuclear Medicine
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2004
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Dokuz Eylül Üniversitesi
- Enstitü: Tıp Fakültesi
- Ana Bilim Dalı: Radyoloji Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 114
Özet
12. ÖZET Amaç: Renal kitlelerin gri skala ultrasonografi (US) ile ayırıcı tanısı oldukça güçlük taşımaktadır. Son dönemde yapılan birkaç çalışmada ayırıcı tanıda power Doppler ultrasonografi (PDUS) kullanılmakta ve her iki tekniğin kombine kullanımı ile oldukça iyi sonuçlar elde edilmektedir. Ayrıca yine PDUS'un tumoral anjiogenezi ortaya koymadaki etkinliği bir çok yayında belirtilmektedir. Bu çalışmada amaç, US ve PDUS'un renal kitle karakterizasyonundaki etkinliğini değerlendirmek ve ekokontrast maddelerin katkısını saptamaktadır. Ayrıca çalışmanın 2. bölümünde, RCC'lerde histopatolojik olarak belirlenen anjiogenez ile PDUS 'da saptanan tumoral vaskülarite arasındaki ilişkinin araştırılması amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntem: Yaşlan 21-78 arası değişen ( ortalama 56 ±13 ), 21'i erkek 21'i kadın 42 hastadaki 43 böbrek kitlesi US ve PDUS ile prospektif olarak değerlendirildi. Çalışma grubu, 24 RCC, 7 AML, 4 psödotümör, 3 TCC, 2 komplike kist, 1 fokal bakteriyel nefrit, 1 hematom ve 1 lenfoma kesin tanısı alan hastalardan oluşmaktaydı. US ile kitlelerin morfolojik ve ayırıcı tanıda yararlı olabilecek anekoik rim, intratümöral kist, gölgelenme ve kalsifikasyon gibi özellikleri belirlendi. PDUS'da lezyonlar içerisindeki vasküler dağılım, literatürdeki çalışmalara uygun olacak şekilde sınıflandırıldı. Tüm olgularda tanımlanan US ve PDUS incelemeleri sonrasında kontrast madde olarak SHU508A (Levovist, Schering, Almanya) İV olarak kullanıldı ve vasküler patern tekrar aynı şekilde değerlendirildi. Ayrıca 24 RCC tanısı alan hastanın 21'inde anjiogenez değerlendirmesi yapıldı. Dijital görüntüler kullanılarak kitlelerdeki renkli piksel oranları (RPO) ölçüldü ve bulgular histopatolojik olarak Chalkley metodu ile sayılan mikrodamar dansitesi (MDD) değerleriyle karşılaştırıldı. Bulgular: Gri skala US bulguları ile renal kitlelerde RCC ve non-RCC ayırıcı tanısında duyarlılık % 46, doğru tanı oranı % 63 Olarak bulundu. PDUS verileriyle birlikte değerlendirildiğinde, duyarlılık % 67'ye, doğru tanı oranı da % 74'e ulaştı. Ancak ekokontrast uygulaması her koşulda diğer sonuçlara üstündü (duyarlılık % 67, doğru tanı oranı % 79). Ayrıca RCC tanısı koymada PDUS'da patern 3 veya 4 varlığı oldukça yararlı bir bulgu olarak saptandı (p=0,000). Yine psödotümör tanısı koymada PDUS'un oldukça yararlı olduğu görüldü. Çalışmanın 2. kısmında ekokontrastlı PDUS'da 93saptanan RPO değerlerinin histopatolojik MDD değerleri ile korele olduğu görüldü. Ekokontrast kullanımın istatistiksel anlamlılığı ve korelasyon düzeyini arttırdığı saptandı (Spearman p=0,436'ya 0,551 ve p=0,05'e 0,01). Sonuç: Renal kitlelerin ayırıcı tanısında PDUS, gri skala US bulgularına oldukça önemli katkılar sağlamaktadır. Ekokontrast madde kullanımı da bu yararlılığı arttırmıştır. RCC'lerde PDUS bulguları ile belirlenen RPO, MDD verilerini yansıtmaktadır ve bu, gerek RCC'lerdeki anjiogenetik değerlendirmelerin preoperatif dönemde yapılmasına, gerekse anjiogenetik tedavi yöntemlerinin monitörizasyonuna olanak sağlamaktadır. 94
Özet (Çeviri)
13. SUMMARY Purpose: The differential diagnosis of solid renal lesions by gray-scale ultrasonography (US) has difficulties. On recent studies, power Doppler US (PDUS) is used in differential diagnosis and combined use of both techniques improves the diagnostic accuracy. Moreover, the ability of PDUS in showing the tumoral angiogenesis is mentioned in many studies. The purpose in this sudy is to evaluate the efficiency of US and PDUS in the renal mass characterization and determine the value of echocontrast agents. Also in the second part of the study, PDUS or contrast-enhanced PDUS is performed to assess preoperative angiogenic status and it is compared with histopathologic microvessel density (MVD). Materials and Methods: US and PDUS were performed prospectively in 43 renal lesions in 42 patients (age range 21-78, mean 56±13). The study group consists of 24 RCC, 7 AML, 4 pseudotumor, 3 TCC, 2 complicated cyst, 1 focal bacterial nephritis, 1 hematoma and 1 lymphoma. At US, echogenicity and homogeneity of the lesion, an anechoic rim, intratumoral cysts, shadowing, calcification, or a central scar were sought. At PDUS, the vascular distibution was divided into various patterns according to the previous studies. After the intravenous administration of echocontrast agent, Levovist, vascular pattern is evaluated again in the same manner. Furthermore, colored pixel ratios (CPR) of selected images in 21 of 24 RCC patients were calculated using the ratio of the number of pixels showin power Doppler signals to the total number of pixels within the lesion. The results were compared with the histopathologic microvessel counts which is done by Chalkley method. Results: US findings revealed a sensitivity of 46% and a rate of correct diagnosis of 63% in differentiating RCC and on-RCC lesions. By the combined use of US and PDUS techniques, sensitivity increased to 67% and correct diagnosis increased to 74%. However, contrast-enhanced PDUS alone is more efficient than the others (sensitivity 67%, correct diagnosis 79%). Additionally, the presence of pattern 3 or 4 in PDUS indicated RCC (p=0,000). Also PDUS was very useful in the diagnosis of the pseudotumors. In the second part of the study, a significant correlation was found 95between CPR and MVD values. Also usage of echocontast agent improved this correlation and p values (Spearman from p=0,436 to 0,55 1 and from p=0,05 to 0,01). Conclusion: PDUS add important information to US findings in the differential diagnosis of renal tumors. Also usage of echocontrast agents increases this efficiency. Furthermore, CPR values reflect the MVD in RCCs. Therefore, these results suggest that preoperative quantification of angiogenesis and therapy-monitoring of antiangiogenetic agents could be possible by the help of PDUS in RCCs. 96
Benzer Tezler
- Karaciğer kitle lezyonlarında ultrason kontrast ajanlarının geçerliliği
The Diagnostic validity of US contrast agents in focal liver lesions
FATİH ALPER
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2001
Radyoloji ve Nükleer TıpAtatürk ÜniversitesiRadyoloji Ana Bilim Dalı
Y.DOÇ.DR. PINAR POLAT
- Solid ve kistik renal kitlelerin ayırıcı tanısında ultrasonografinin yeri
Başlık çevirisi yok
EROL GÜNTEKİN
- Renal kitle lezyonlarının ayırıcı tanısında doku analizinin yeri
The role of tissue analysis in the differential diagnosis of renal mass lesions
ÖMER SEMERCİOĞLU
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2024
Radyoloji ve Nükleer TıpKahramanmaraş Sütçü İmam ÜniversitesiRadyoloji Ana Bilim Dalı
DR. ÖĞR. ÜYESİ SEDA NİDA KARAKÜÇÜK
PROF. DR. MURAT BAYKARA
- Böbrek kitlelerinin tanısında, ayırıcı tanısında ve böbrek kitlelerinin evrelendirilmesinde USG, BT VE IV DSA''nın yeri
The role of US, CT and IV DSA in the diagnosis of renal masses and in staging of renal tumors
İSMAİL NADİR GÜLEKON
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
1988
Radyoloji ve Nükleer TıpHacettepe ÜniversitesiRadyoloji Ana Bilim Dalı
YRD. DOÇ. DR. FERHUN BALKANCI
- Meme kitlelerinin benign ve malign ayırıcı tanısında sonoelastografinin katkısı
Evaluate the sonoelastography diagnostic performance in differensiation of benign and malignant breast masses
SETAREH FARROKHNİA
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2012
Radyoloji ve Nükleer TıpEge ÜniversitesiRadyoloji Ana Bilim Dalı
PROF. DR. IŞIL GÜNHAN BİLGEN