Geri Dön

İntrakraniyal tümörlerin cerrahi sonrası takibinde perfüzyon MR görüntüleme

Başlık çevirisi mevcut değil.

  1. Tez No: 142270
  2. Yazar: SERKAN İLKBAHAR
  3. Danışmanlar: PROF. İBRAHİM SOMUNCU
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Radyoloji ve Nükleer Tıp, Radiology and Nuclear Medicine
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2004
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: GATA
  10. Enstitü: Tıp Fakültesi
  11. Ana Bilim Dalı: Radyoloji Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 57

Özet

VI. ÖZET Nöroradyolojide son zamanlardaki ilerlemeler, konvansiyonel tekniklerle elde edilen anatomik bilgilere ek olarak fonksiyonel bilgiler de almamıza olanak sağlamıştır.Ayrıca hızlı Manyetik Rezonans görüntüleme metodlarının gelişimi, yüksek uzaysal rezolüsyonlu görüntüler almaya imkan tanımıştır. Perfüzyon MRG de son zamanlarda rutin kullanıma girmiş fonksiyonel görüntüleme yöntemi olup, özellikle inme ve tümörler başta olmak üzere hastalıkların tanısında kullanılmaktadır. Genel olarak tümör radyolojisinde evreleme, sterotaktik biyopsi öncesi tümörü gösterme, radyasyon nekrozu ile nüks tümörü ayırma ve tümörün tedaviye yanıtını değerlendirmede kullanılmaktadır. Bu çalışmaya primer glial tümör tanısı almış ve cerrahi, radyoterapi uygulanmış 24 hasta dahil edildi. MRG incelemeleri 1.5 Tesla süperiletken magnet ile standart kafa sarmalı kullanılarak yapıldı. Konvansiyonel MRG ve dinamik kontrastlı perfüzyon MRG aynı seansta yapıldı. Tespit edilen lezyon alanlarında rCBV oranları hesaplandı. rCBV oranını hesaplarken standart referans olarak kullanılmak üzere transaksiyal planda işaretlenen patolojik alanın karşı tarafında, aynı piksel sayısında alan işaretlenmiştir. Eğer bu mümkün değilse transaksiyel planda patolojik kontrastlanma alanı ile aynı taraftaki beyaz cevher alanı seçilmiştir. Karşılaştırma amacı ile örnek alınan standart referans bölgeler; konvansiyonel T1A ve T2A kesitlerde normal sinyal özellikleri dikkate alınarak seçilmiştir. Çalışmaya dahil edilen 24 hastadan 14 tanesinin sonuç tanısı radyoterapi nekrozu oldu. Hastalardan bir tanesinin tanısı sterotaktik biyopsi ile kondu. 13 hastaya yeniden cerrahi girişim yapılmamış olup bu hastaların tanısı klinik ve radyolojik bulgularla konsey tarafından kondu. 24 hastadan 10 tanesine nüks-rezidü tümör tanısı kondu. Bu hastalardan dördünde histopatolojik olarak (üç hasta reopere, bir hasta sterotaktik biyopsi), altı hastada ise kilnik ve radyolojik olarak kondu. Nüks-rezidü tümör rCBV oranı ile radyoterapi nekrozu rCBV oranı arasındaki fark istatistiksel olarak anlamlı bulundu. rCBV oranında 1.35 değeri eşik değer olarak kullanıldığına (> 1.35 nüks/rezidü tümör, < 1.35 radyoterapiye bağlı değişiklik ) duyarlılığı %86, seçiciliği %90 olarak bulundu. 43Sonuç olarak bu çalışmada perfüzyon MRG'nin, radyoterapi almış beyin tümörlü hastaların takibinde konvansiyonel MRG'ye katkıları araştırıldı. Özellikle nüks-rezidü tümörlerin saptanmasıda ve radyasyon nekrozu ile ayrımında konvansiyonel MRG ile aynı seansta uygulanabilecek non-invaziv yardımcı bir görüntüleme yöntemidir. 44

Özet (Çeviri)

VII. YABANCI DİLDE ÖZET (İNGİLİZCE) By the recent improvements in neuroradiology, we, not only get anatomic knowledge but also functional knowledge of the tissue from the conventional techniques. Also it is possible to receive images with high spatial and temporal resolution by the improvements of fast methods of MRI. Perfusion MRI is a new routine technique of functional imaging, especially used for diagnosis of tumors and stroke. In tumor radiology, it is used for staging, imaging of the tumor before stereotactic surgery, differentiation of radiation necrosis and recurrence and response to therapy. 24 patients having diagnosis of primary glial tumors and treated by surgery and radiotherapy were included in the study. MRI was performed in a 1.5 T, superconductive magnet with standart head coils. Conventional MRI and dynamic contrasted MRI were performed at the same period. rCBV ratios were calculated in and around the lesions detected and while an area of the same pixel number and on the opposite side of the pathologic area was pointed as a standart reference in the transaxial plane. If this is not possible, then an area of white matter on the same side was chosen in the transaxial plane. Standart reference areas chosen for comparison had normal signal characteristics in T1W anD T2W images. 14 of 24 patients had a diagnosis of radiation necrosis. One of these patients were diagnosed by stereotactic biopsy. No surgical treatment was applied to 13 patients and they were diagnosed by clinical and radiological findings. 10 of 24 patients had residual-recurrent tumors. Four of them were histopathologically ( 3 of them were reoperated an one of them was diagnosed by stereotactic biyopsy) and 6 of them were clinical and radiologically diagnosed. The difference between rCBV ratios of residual-recurrent tumor and radiotherapy necrosis was found to be meaningful statistically. When the threshold value of rCBV was 1.35, sensitivity was %86 and specifity was %90 ( >1.35 residual/recurrent tumor, < 1.35 radiotherapy induced changes). As a result, we evaluted the use of perfusion MRI with conventional MRI especially in patients treated with radiotherapy. It is a non-invazive method and can 45be performed with conventional MRI in the same period especially in detection of residual-recurrent tumors and their differentiation from radiation necrosis. 46

Benzer Tezler

  1. İntrakraniyal glial tümör tanılı hastalarda atrx mutasyonu ile hastaların demografik ve radyolojik bulgularının karşılaştırılması

    Comparison of atrx mutation with demographic and radiological findings in patients with intracranial glial tumours

    GÜNGÖR ÇEVİK

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2024

    NöroşirürjiFırat Üniversitesi

    Beyin ve Sinir Cerrahisi Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. BEKİR AKGÜN

  2. Klivus kordomalarının endoskopik transnazal cerrahi eksizyon tedavisinin sonuçlarının retrospektif olarak değerlendirilmesi

    Retrospective evaluation of endoscopic transnasal surgery treatment to clivus chordomas

    EMRE ÇAVUŞOĞLU

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2018

    NöroşirürjiEge Üniversitesi

    Beyin ve Sinir Cerrahisi Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. ERKİN ÖZGİRAY

  3. Interrogating the function of chromatin modifying enzymes in TRAIL response of GBMs

    GBM'lerin TRAIL'a cevabında kromatin modifiye-edici enzimlerin fonksiyonlarının araştırılması

    İBRAHİM ÇAĞRI KURT

    Yüksek Lisans

    İngilizce

    İngilizce

    2015

    GenetikKoç Üniversitesi

    Moleküler Biyoloji ve Genetik Ana Bilim Dalı

    YRD. DOÇ. DR. TUĞBA BAĞCI ÖNDER

  4. İntrakranial dermoid ve epidermoid tümörlerin endoskopik rezeksiyonu

    Endoscopic resection of intracranial dermoid andepidermoid tumors

    ADEM DOĞAN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2021

    NöroşirürjiSağlık Bilimleri Üniversitesi

    Beyin ve Sinir Cerrahisi Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. AHMET MURAT KUTLAY

  5. İntraoperatif ultrasonografinin intrakraniyal tümörlerin cerrahisindeki rolü

    Effect of intraoperative sonography on quality improvement in intracranial tumor resection

    FEZAYİR TUNÇ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2002

    NöroşirürjiErciyes Üniversitesi

    Radyodiagnostik Ana Bilim Dalı

    Y.DOÇ.DR. NURİ ERDOĞAN