Geri Dön

Sürekli ayaktan periton diyalizi hastalarında karvedilol ve lerkanidipin hidroklorür kulanımının ultrafiltrasyon, PET testi,KT/V ve kreatinin klirensi üzerine olan etkisi

Başlık çevirisi mevcut değil.

  1. Tez No: 142493
  2. Yazar: CEVAT TOPAL
  3. Danışmanlar: DOÇ. DR. REHA ERKOÇ
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Nefroloji, Nephrology
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2004
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Yüzüncü Yıl Üniversitesi
  10. Enstitü: Tıp Fakültesi
  11. Ana Bilim Dalı: İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Nefroloji Bilim Dalı
  13. Sayfa Sayısı: 86

Özet

9.0ZET Peritoneal membranın fonksiyonal sağlamlığı SAPD hastalarında uzun dönemde önemlidir. Periton diyalizinde uzun dönem basan peritoneal zarın solut Ixansferinin gücüne ve ultrafiltrasyon yapabilme yeteneğine bağlıdır.Ultrafîltrasyon yetmezliği, periton diyaliz tedavisini sona erdiren en önemli faktörlerden birisidir ve sıklığı yıllar içinde artar. Kardiyoselektif (atenolol, metoprolol) ve nonselektif (pindolol) P-bloker ilaç alınırmnda ultrafiltrasyonun yetersizlik prevalansının yüksek olduğu ve tedavinin kesilmesi ile bu durumun düzelebileceği ileri sürülmüştür. Diyaliz hastalarında sıvı yükü ve hipertansiyon morbidite ve mortaliteyi etkileyen majör bir faktör olmaya devam etmektedir. Kan basıncının iyi kontrolü diyaliz hastalan için halen hayati bir önem taşımaktadır. KAH ve kalp yetmezliği insidansının yüksek olduğu SAPD hastalarında özellikle hipertansiyona eşlik eden bu gibi durumlarda P-bloker kullanımı gerekli olabilir. Diyaliz hastalan sekonder balom olanaklarının iyileştirilmesi nedeniyle daha uzun yaşamaktadır, bu nedenle kardiyovasküler hastalığın insidansı ve prevalansının artmaya devam etmesi beklenmektedir. Bu çalışmada yeni bir P-bloker olan, hem al hem de pi, P2 adrenerjik reseptör bloker etkili karvedilol ile, yine yeni bir kalsiyum kanal blokeri olan lerkanidipin hidroklorürün peritoneal transport ve ultrafiltrasyon üzerine olan etkisinin araştırılması amaçlandı. Bu çalışmaya 33 'ü hipertansif, 13'ü normotansif olmak üzere toplam 46 SAPD hastası alındı. Hastaların yaş ortalaması 42±16.4 olup 19'ı erkek ve 27'si kadındı. Antihipertansif ilaç alanlarda bu ilaçlar 2 hafta süre ile kesilerek ilacın etkisinin ortadan kalkması sağlandı ve bazal değerler sonra alındı. Çalışmaya alınan hastaların antihipertansif tedavi öncesi ve 10 haftalık tedavi sonrası PET testleri, Kt/V, CrCL ve ultrafiltrasyonlan hesaplandı. Sonuçların değerlendirilmesinde Independent-Samples T Testi, Pired-Samples T Testi ve Ki-Kare Testi kullanıldı. SAPD hastalarında ortalama sistolik kan basmcı 154.02±25.74 mmHg, diyastolik kan basmcı 96.54±14.31 mmHg ve hipertansif hasta oram SKB ile %56.52, DKB ile %65.21 oranında bulunmuştur. Çalışmaya alman hastaların 33'ünde (%71.8) kan basmcı 140/90 mmHg'mn üzerindeydi. HT prevalansı SAPD hastalarında yüksek oranda bulunmuştur. SAPD hastalarında ortalama günlük ultrafiltrasyon 1468.17±518.88 cc, Kt/V 2.08±0.62, CrCFleri 66.31±20.83 L/hafta, 4.saat D/P Kreatinin oranlan 0.64±0.11 ve 4.saat D/DO Glukoz oranlan 0.43±0.10 olarak hesaplandı. Twardowski'ye göre 69belirlendiğinde hastalarımızın 3'ü düşük (%6.5), 24'i düşük-orta (%52.1), 15'i yüksek-orta (32.6) ve 4'ü yüksek (%8.6) geçirgenlik grubunda yer almaktaydı. Antihipertansif tedavi öncesi lerkanidipin hidrbklorür ve karvedilol alan hasta gruplannda; 0, 2 ve 4. saat D/P kreatinin oranlan, 2 ve 4. saat D/Do glukoz oranlan, UF, Kt/V, CrCI, SKB, DKB, HbAlC, serum BUN, kreatinin, ürik asit, glukoz, sodyum, potasyum, klor, total protein, albumin, kolesterol ve trigliserid düzeyleri ile diyalizat sodyum, protein ve albumin düzeyleri arasında anlamlı bir fark saptanmadı. Antihipertansif tedavi sonrası lerkanidipin hidroklorür ve karvedilol alan hasta gruplannda 10 hafta sonra potasyum dışındaki parametrelerde anlamlı değişiklik saptanmadı (p>0.05). Serum potasyum düzeyleri ise karvedilol alan hastalarda lerkanidipin hidroklorür alanlara göre anlamlı olarak yüksek bulundu (4.19±0.40, 4.57±0.50, p=0.007). Lerkanidipin hidroklorür kullanan 3 hastada peritonit olmadığı halde diyaliz solüsyonunda birkaç gün devam eden bulanıklık saptandı. Karvedilol kullanan hastalarda tedavi sonrası Kt/V, serum potasyum, diyalizat sodyum, sistolik ve diyastolik kan basmcı dışındaki parametrelerde anlamlı değişiklik saptanmadı. Kt/V'de (2.12 ±0.76, 2.45±0.98, p=0.008), serum potasyum (4.29±0.62, 4.57±0.50, p=0.013), diyalizat sodyum (128.66±3.39, 133.44±4.69, p=0.020) düzeyinde anlamlı artış, sistolik kan basmcı (156.95±26.70, 139.13il6.21, p=0.001) ve diyastolik kan basıncında (99.15±13.11, 88.69il3.91, p=0.000) ise anlamlı azalma saptandı. Günlük ultrafiltrasyon miktan artış eğiliminde oldu. Bu durum karvedilolün al blokaj etkisi ile oluşan vazodilatasyonla ilişkili olabilir. Lerkanidipin hidroklorür kullanan hastalarda tedavi sonrası sistolik ve diyastolik kan basmcı dışındaki parametrelerde anlamlı değişiklik saptanmadı. Sistolik kan basmcı (148.69i28.17, 129.13i21.51, p=0.000) ve diyastolik kan basmcmda (92.17Ü6.50, 83.04Ü3.29, p=0.002) anlamlı azalma saptandı. Sonuç olarak; SAPD hastalarında kan basıncının kontrolünde sıklıkla antihipertansif tedaviye gereksinim duyulmaktadır. SAPD hastalarında karvediloFün kısa süreli (10 hafta) kullammı kalsiyum kanal blokerlerinde olduğu gibi ultrafiltrasyon ve solut transportunu etkilemez. Ancak uzun dönemdeki etkileri için ileri çalışmalara ihtiyaç olduğu kanaatindeyiz. 70

Özet (Çeviri)

10.SUMMARY Long term succes of peritoneal dialysis depends on the ultrafiltration feature and solute transport characteristics of the peritoneal membrane. Ultrafiltration failure is the most important factor that make continuing peritoneal dialysiss impossible. Beta blocker drugs were reported to cause utrafiltration failure in CAPD patients. In these patients hypertension, coronary artery disease and chronic heart failure is frequently encountered diseases necessiates beta blocker usage. In this study we aimed to compare the effects of carvedilol; a different B-blocker with both alpha 1 and beta antagonistic effects and lerkanidipin; a dihidropiridin calcium blocker on peritoneal transport and ultrafiltration in CAPD patients. A total of 46 CAPD patients (mean age of 42±16.4, male/female 19/27, 33 hypertensive, 13 normotensive) were recruited and randomly divided in to the two treatment groups including 23 patints; carvedilol (mean age of 39.9±15.1, male/female 13/10, hypertensive 17) and lercanidipin (mean age of 45.3Ü7.6, male/female 14/9, hypertensive 16). Patients with uncontrolled hypertension or using more than 2 antihypertensive agents, inflamatuar conditions and had peritonitis attacks 3 months prior to this study were excluded from the study. Antihypertensive drugs were withdrawed for 2 weeks under close follow-up before obtaining basal values for comparison. Kt/V, creatinine clearence, ultrafiltration and other biochemnical parameters were obtained before and 10 weeks after the drug treatment. Results were evaluated by using paired and unpaired T Tests and x2 tests. For the whole group (46 patients) sistolic blood pressure was 154 and diastolic bp was 96.54, hypertensive patient percentage was %72. Mean daily ultrafiltration was 1468 ml, Kt/v 2.08, creatinine clearence L/week, 4th hour D/P creatinie ratio was 0.64 4th hour D/DO glucose ratio was 0.43. No statistically significant difference was observed in terms of D/P creatinie ratios at 0, 2 and 4 hours, D/D0 glucose ratios at 2 and 4 hours, ultrafiltration, Kt/V, CrCl, SBP, DBP, HbAlC, serum BUN, creatinie, uric acid, glucose, sodium, potassium, chlorur, total protein, albumin, cholesterol, trigliyceride levels and dialysate sodium, protein and albumin levels for basal levels. After treatment no change was observed between the groups except potassium levels in which carvedilol group had statistically significant hihger mean potassium level (p=0.007). Cloudy apperance of 71peritoneal fluid was observed in 3 patients of lerkanidipin group, peritonitis was excluded and peritoneal fluids were cleared within 2-3 days spontaneously in all patients. When basal and after treatment values were compared for carvedilol group significant changes were observed in terms of SBP (156.95±26.70, 139.13Ü6.21, p=0.001), DBP (99.15Ü3.11, 88.69±13.91, p=0.000), Kt/V (2.12 ±0.76, 2.45±0.98, p=0.008), serum potassium (4.29±0.62, 4.57±0.50, p=0.013) and dialysate sodium (128.66±3.39, 133.44±4.69, p=0.020). Daily ultrafiltration was tended to increase (1429.43±506.26, 1685.18±540.07, p=0.070). For lercanidipin group significant changes were detected only for SBP (148.69±28.17, 129.13±21.51, p=0.000) and DBP (92.17±16.50, 83.04il3.29, p=0.002). In conclusion hypertension was prevalent in CAPD patients, short term usage of carvedilol and lerkanidipin treatments has no effect on ultrafiltration and solute transport in CAPD patients. For the evaluation of long term effects of carvedilol on ultrafiltration further studies are nedded. 72

Benzer Tezler

  1. Sürekli ayaktan periton diyalizi hastalarında peritonit erken tanısı için reaktif oksijen türlerinin kemilüminesans yöntemi ile ölçümü

    Başlık çevirisi yok

    F. GÖNÜL DALAMAN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    1998

    BiyokimyaMarmara Üniversitesi

    Biyokimya Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. A. SÜHA YALÇIN

  2. Sürekli ayaktan periton diyalizi hastalarında peritonit atağının periton membran transport özelliği üzerine etkisinin prospektif değerlendirilmesi

    Prospective evaluation of the effect of peritonitis attacks on peritoneal membrane transportation in continuous ambulatory peritoneal dialysis (CAPD) patients

    RAFET KOÇ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    1998

    Endokrinoloji ve Metabolizma HastalıklarıAnkara Üniversitesi

    İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. KENAN ATEŞ

  3. Sürekli ayaktan periton diyalizi hastalarında peritoneal fibrozis gelişiminde kanser antijen 125, kollajen 3, bazik fibroblast büyüme faktörü, plazminojen aktivatör inhibitör 1 etkileri ve nitrik oksit (NO) etkileşimi

    The Predictive of cancer antigen 125 (Ca 125), collagen 3, plasminogen activator inhibitor type-1 (Pai-1), basic fibroblast growth (bFGF9) and nitric oxide (NO) on peritoneal fibrosis in chronic peritoneal dialysi

    DİLBER TALİA İLERİ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    1999

    Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıGazi Üniversitesi

    Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    DOÇ.DR. OĞUZ SÖYLEMEZOĞLU

  4. Sürekli ayaktan periton diyalizi hastalarında egzersize karşı gelişen böbrek dışı potasyum homeostaz mekanizmaları

    Başlık çevirisi yok

    MURAT TUNCER

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    1998

    NefrolojiAkdeniz Üniversitesi

    İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. GÜLTEKİN SÜLEYMANLAR

  5. Sürekli ayaktan periton diyalizi hastalarında asemptomatik iskemik kalp hastalığının tanısında inflamatuvar parametrelerin önemi

    The significance of inflamatory parameters in diagnosis of the ischemic hearth disease in continiu ambulatory peritoneal dialisis

    ŞULE BOYACI

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2006

    KardiyolojiGazi Üniversitesi

    İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF.DR. TURGAY ARINSOY