Weltbild der sehbehinderten im deutschen und im Turkischen' ein beitrag zur lexikalischen, semantischen und rezeptorischen analyse
Türkiye' de ve Almanya' daki görme engellilerin dilsel dünyası sözcükbilim, anlambilim ve alımlama üzerine bir çalışma
- Tez No: 144092
- Danışmanlar: PROF. DR. SÜLEYMAN YILDIZ
- Tez Türü: Doktora
- Konular: Alman Dili ve Edebiyatı, Dilbilim, German Linguistics and Literature, Linguistics
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2004
- Dil: Almanca
- Üniversite: Hacettepe Üniversitesi
- Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Alman Dili ve Edebiyatı Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 414
Özet
ÖZET Gördüğümüz her şeyin bir sözcük olarak karşılığı vardır. Bu sözcükler her dilde ayrı bir ses sıralaması içerse de, sonuçta baktığımız objeyi görmemizi sağlayan araçlardır. Toprağa dikili duran, kalın“kahverengi”gövdesi, dallan ve“yeşil”yapraklan olan bir objeye baktığımızda“ağaç”ı görürüz. Peki görmeyen bir kişi bunu ağaç olarak tanımlayabilir? Dallann ve yaprağın yeşilliğinin farkında mıdır? Bütün bunların cevabım“dil”de aramak gerekir. Çünkü dil, baktığımız şeyleri görmemizi ve hem de gördüğümüzü algılamamızı sağlayan bir sistemdir. Bir çocuğun gelişme aşamasına baktığımızda henüz ana rahmindeyken seslere tepki verdiği görülür. Dil gelişiminin ilk evresi sayılan bu aşamayı görme ve daha sonra da duyumlan seslendiren“konuşma”izler. Düşündüklerimiz ve inandıklanmız, nesneleri görüşümüzü etkiler. Bunu belirleyen ise dildir. Çünkü dil her bireyin düşünce yapısını, imgeler dünyasını yansıtır. Her imgede bir görme biçimi yatar. Yani bir imgeyi algılayışımız ya da değerlendirişimiz görme biçimimize bağlıdır. Burada belirtilmek istenen imgelerin oluşumunda önemli bir yere sahip olan perspektiflerdir. Bir resim veya bir nesne, kolektif anlamı kapsamında da olsa bulunduğu ortama göre farklı şekillerde algılanabilir. Bunlara dair bilgi ise imgenin değerlendirilmesi sonucunda elde edilir. İmge ise duyu organlarının dıştan algıladığı bir nesnenin bilince yansıyan görüntüsüdür. Peki bu duyu organlanmızdan birinin eksikliği algıda yanılgılara yol açabilir mi? Yada diğer duyu organlanmız eksik olan duyu organımızın görevini ne kadar tamamlayabilir? Çalışmamızda“Bir duyu organı olan gözün yerini diğer duyu organlan alabilir mi?”,“Alabilirse, ne kadar ”Görme yetisine sahip olan kişilerle bu yetiyi kaybedenlerin dilsel dünyalan nasıl oluşmaktadır?“ şeklindeki sorulara yanıt bulmaya çalışılmıştır. Çalışmamızın 1. Bölümünde dil ve dilin işlevleri ile ilgili tanımlar getirilmeye çalışılmış olup ikinci bölümde Anlambilimi ve bu alanla ilgili çalışmalar yapmış olanm Charles Sanders Pierce'in, Saussere'nin Eco ve Morris'in görüşlerine yer verilmiştir. Çalışmamızın 3. Bölümünde Anlam alanı ile ilgili kuramlara da değinilerek dili bir haritaya benzeten Korzybski'nin ”allgemeine Semantik“ başlıklı görüşüne yer verilmektedir. Dördüncü bölümde dilin psikolojik yapısı araştırılmış olup, birçok temel beklenti ve düşünce formunun insanda doğuştan var olduğunu söyleyen, ama bu temel beklenti ve düşünce formlarının içeriğinin sonradan doldurulduğunu ve de doğuştan sonra da -temel olmasa da- beklenti ve düşünce formlarının oluştuğunun dışlanamaz olduğunu belirten Kant' in, Tractatus başlıklı yapıtında işlemiş olduğu bilim, yaşamsal deneyim (Erleben) ve bilgi (Erkennen) karşıtlığı ve görelilik kavramlarıyla Wittgenstein' in; ayrıca Herder, Schleiermacher gibi diğer filozofların görüşlerinden faydalanarak görme engellilerin dünyasıyla ilişkili olan Instruction (sezgi) yani ”Anschauung“, ”eylem-görüş“ anlamına gelen ”view“ kavramı ve duyu dediğimiz duyarlılık ”sensibility“ yani Sinnlichkeit kavramlarına açıklık getirilmeye çalışılmıştır. Ayrıca Anlam alam kuramı ile ilgili çalışmalar yapan ünlü araştırmacılar Humboldt, Trier, Weisgerber, Coresiu gibi kuramcılara da yer verilmiştir. Bu kuramcıların ve felsefecilerin görüşlerinden yola çıkarak görme engellilerin dilsel dünyasının oluşumunu aydınlatmaya çalıştık. Çalışmamızın 11. Bölümünde ”körlüğün" kelime anlamım irdeledikten sonra Türkiye'de ve Almanya'da görme engellilerin gerek psikolojik gerekse sosyal yaşamları hakkında bilgi verip ilgili teorik kısmın uygulama aşamasına geçtik. Uygulama aşamasında Almanya'da 35 ve Türkiye'de 35 görme engelliye 70 sorudan oluşan bir anket uyguladık. 14. Bölümde Almanca ve Türkçe sorulan ve sonuçlarım grafikler halinde somutlaştırmaya çalıştık. Sonuç olarak, çalışmanın hedefi olan görme engellilerin dilsel dünyasının oluşumu hakkında önemli sayılacak ipuçlarına ulaşıldığım düşünüyoruz.
Özet (Çeviri)
Özet çevirisi mevcut değil.
Benzer Tezler
- Yunus Emre ve Angelus Silesius'da kozmik evrensel bilinç
Das Kosmisch universale bewustsein bei Yunus Emre und Angelus Silesius
MÜZEYYEN GÜZELGÜN
Yüksek Lisans
Türkçe
1996
Alman Dili ve EdebiyatıAnkara ÜniversitesiBatı Dilleri ve Edebiyatları Ana Bilim Dalı
PROF.DR. YILDIZ ECEVİT
- Die Romantischen elemente in den gedichten Georg Trakl's
Georg Trakl'ın şiirlerinde romantik ögeler
NESRİN BOVKIR
Yüksek Lisans
Almanca
1999
Alman Dili ve Edebiyatıİstanbul ÜniversitesiAlman Dili ve Edebiyatı Ana Bilim Dalı
PROF. DR. YÜKSEL ÖZOĞUZ