Kavitesiz okluzal çürüklerin teşhisinde diagnodent, radiovisiografi, klasik radyografi ve görsel muayene yöntemlerinin karşılaştırılması
Comparison of diagnodent, radiovisiography, convantional radiography and clinical examination methods in diagnosis of noncovitated occlusal caries
- Tez No: 144402
- Danışmanlar: PROF. DR. NİLGÜN SEVEN
- Tez Türü: Doktora
- Konular: Diş Hekimliği, Dentistry
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2005
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Atatürk Üniversitesi
- Enstitü: Sağlık Bilimleri Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Diş Hastalıkları ve Tedavisi Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 100
Özet
m ÖZET Bu araştırmada, çürük varlığı ve derinliğinin belirlenmesinde (mine çürüğü, dentin çürüğü) yeni Laser Fluoresans Sistem (DIAGNOdent) ile diğer klinik (görsel) ve radyografik (klasik röntgen teknikleri ve RVG) teşhis yöntemlerinin karşılaştırılması amaçlanmıştır. Çalışma protetik ve periodontal hastalık nedeniyle yeni çekilmiş, herhangi bir restorasyon, hipoplastik pit ve fissür, arayüz çürüğü ve okluzalde belirgin bir kavite ihtiva etmeyen 150 adet daimi molar ve premolar diş üzerinde in vitro olarak yapıldı. Araştırmaya dahil edilen dişlerin 25 'i histolojik preparasyon esnasında zarar gördüğü için çalışma dışı bırakıldı. Makroskopik kesit kriterlerine göre incelendiğinde, dişlerin %12 (n=15)'sinin sağlam olduğu, %10 (n=12)'unun mine seviyesinde çürük ihtiva ettiği, %26 (n=33)'sında çürük lezyonunun dentin kalınlığının 1/3 mineye komşu kısmına, %22 (n=28)'sinde dentin kalınlığının 1/3 orta kısmına ve %30 (n=37)'unda ise dentin kalınlığının 1/3 pulpal kısmına kadar uzandığı tespit edildi. Mine seviyesindeki çürüklerde en yüksek sensitivite (0.92) ve spesifisite (0.96) değerleri DIAGNOdent cihazı ile yapılan değerlendirmelerde, en düşük sensitivite (0.58) ve spesifisite (0.50) değerleri klinik muayene yönteminde tespit edildi. Radiovisiografi (RVG) ve klasik radyografinin sensitivite ve spesifisite değerleri ise sırasıyla, 0.75, 0.66 ve 0.67, 0.61 olarak bulundu. Yapılan ROC analizlerinde de DIAGNOdent yöntemi ile radiovisiografi (p0.05). Dentin seviyesindeki çürüklerde en yüksek sensitivite değeri (0.95) DIAGNOdent cihazı ile yapılan değerlendirmelerde, en yüksek spesifisite değeri (0.85) radiovisiografi ile yapılan değerlendirmelerde tespit edildi. En düşük sensitivite (0.56) ve spesifisite (0.48) değerleri ise klinik muayene yönteminde elde edildi. ROC analizleri sonuçlarına göre, DIAGNOdent yöntemi ile radiovisiografi (p0.05). Değişik seviyelerdeki dentin çürüklerinin teşhisinde radiovisiografi ve klasik radyografi yöntemlerinin teşhis başarısı incelendiğinde, her 3 dentin seviyesinde de tanısal kapasitesi araştırılan radiovisiografi ve klasik radyografi yöntemleri arasında istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık görülmedi (p>0.05). Gözlemcilerarası uyum incelendiğinde görsel muayene, klasik radiografi ve RVG ile yapılan değerlendirmelerde uyumun iyi olmadığı, DIAGNOdent ile yapılan değerlendirmelerde ise uyumun iyi olduğu görüldü (k =0.613-0.773). Sonuç olarak; DIAGNOdent aletinin gerek mine gerekse dentin seviyesindeki kavitesiz okluzal çürüklerin teşhisinde başarılı olduğunu söyleyebiliriz. Mine seviyesindeki çürüklerde DIAGNOdent yönteminin en yüksek sensitivite ve spesifisite değerleri göstermesi, bu yeni yöntemin özellikle başlangıç lezyonlannm tespitinde güvenle kullanılabileceğini göstermektedir. Ayrıca mine çürüğü tespitinde iyi spesifisiteV göstermesi, koruyucu tedavilerin uygulanmasına olanak sağlayacaktır. Ancak daha doğru değerlendirmeler yapabilmek için in vitro olarak yürütülen bu çalışmanın in vivo şartlara uyarlanması ve uzun dönem takibi gerekmektedir.
Özet (Çeviri)
VI SUMMARY COMPARISON OF DIAGNODENT, RADIOVISIOGRAPHY, CONVENTIONAL RADIOGRAPHY AND CLINICAL EXAMINATION METHODS IN DIAGNOSIS OF NONCAVITED OCCLUSAL CARIES The aim of this study was to compare the new Laser Fluoresans System and the other clinical and radiographic (RVG and conventional roentgen techniques) diagnostic methods in determining the presence and depth of caries (enamel caries, dentin caries). The present study was an in vitro one carried out on 150 permanent molars and premolars which had recently been extracted due to prosthetic and periodontal diseases and which did not contain any distinct cavity in the occlusal, any restoration, any hypoplastic pit and fissure and interproximal caries. Since 25% of the teeth included in the study were damaged during preparation, they were excluded from the study later. Examining the teeth according to the macroscopic section criteria, showed that 12% (n=15) of them were healthy; 10% (n=12) contained caries on enamel; 26% (n=33) had a carious lesion extending to its part neighboring the enamel 1/3 of the dentin; 22% (n=28) had a carious lesion extending to the mid-part 1/3 of the dentin; and 30% (n=37) had a carious lesion extending to the pulpal part 1/3 of the dentine. The highest sensitivity (0.92) and specificity (0.96) values in the caries on enamel were obtained in the evaluation with DIAGNOdent, whereas the lowest sensitivity (0.58) and specificity (0.50) values were obtained in the clinical examination method. Sensitivity and specificity of radiovisiography were found as 0.75 and 0.66, respectively while those of conventional radiography were found as 0.67 and 0.61,vn respectively. The ROC analyses showed a statistically significant difference between the DIAGNOdent method and the other methods such as radiovisiography (p0.05). The highest sensitivity value on dentin caries was obtained in the evaluations with DIAGNOdent (0.95) and the highest specificity value (0.85) in the evaluations with radiovisiography. The lowest sensitivity (0.56) and specificity (0.48) values were obtained in the clinical examination method. According to the results of ROC analyses, a statistically significant difference was found between DIAGNOdent method and radiovisiography (p0.05). The examination of the diagnostic success rate of radiovisiography and conventional radiography methods in the diagnosis of dentin caries at various levels showed no statistically significant differences when analyzed in terms of their diagnostic capacity at 3 dentin levels (p>0.05). When the inter-examiner agreement was considered, the agreement was not found as satisfactory in the evaluations with conventional radiography, radiovisiography and clinical examination but quite good in the evaluations with DIAGNOdent (k =0.613-0.773).vın It can be concluded that DIAGNOdent is successful in diagnosing the occlusal caries without cavity on the enamel and dentin level. As DIAGNOdent method showed the highest sensitivity and specificity in the caries on the enamel level it can be said that this new method can be safely employed in diagnosing the initial lesions. In addition, its ability to show satisfactory specificity in diagnosing enamel caries will make it possible to apply preventive treatments. However, it is advisable and necessary for more correct evaluations that this in vitro study should be adapted to in vivo conditions and it should be followed up for a long time.
Benzer Tezler
- Konik ışınlı bilgisayarlı tomografi ile çürük teşhisinde ortodontik materyallerin etkilerinin değerlendirilmesi
The evaluation of the effects of orthodontic materials on diagnosis of dental caries using cone-beam computed tomography
ÖZLEM İŞMAN
Doktora
Türkçe
2015
Diş HekimliğiŞifa ÜniversitesiAğız, Diş ve Çene Radyolojisi Ana Bilim Dalı
PROF. DR. HASAN HÜSEYİN YILMAZ
DOÇ. DR. ELİF TARIM ERTAŞ
- Servikal çürüklerin restorasyonunda kullanılan estetik restoratif materyallerin in vitro ve in vivo incelenmesi
In Vitro and in vivo evaluation of esthetic restorative materials used in restorations of cervical caries
MİNE BETÜL ÜÇTAŞLI KAYA
Doktora
Türkçe
1999
Diş HekimliğiGazi ÜniversitesiDiş Hastalıkları ve Tedavisi Ana Bilim Dalı
PROF.DR. HÜMA ÖMÜRLÜ
- Çürük tanısında yeni yöntemlerle geleneksel yöntemlerin karşılaştırılması
Comparison of new methods and conventional methods on caries diagnosis
SAADETTİN KAYIPMAZ
Doktora
Türkçe
2004
Diş HekimliğiOndokuz Mayıs ÜniversitesiOral Diagnoz ve Radyoloji Ana Bilim Dalı
PROF.DR. PERUZE ÇELENK
- Süt azı dişleri arayüz çürüklerinin atravmatik restoratif tedavi yöntemi ve konvansiyonel yöntemle tedavilerinin karşılaştırmalı olarak incelenmesi
Comparison of treatment of class II cavities of primary molars by atraumatic restorative treatment versus conventional method
ÖZLEM AÇIKGÖZ
- Endodontik tedavi görmüş dişlerde kavite temizleme tekniklerinin çeşitli adeziv sistemlerin dentine bağlantısına etkileri
Effects of cavity cleaning techniques on various adhesive systems to bond of dentin in endodontically treated teeth
FEHİME ALKAN
Doktora
Türkçe
2017
Diş HekimliğiGazi ÜniversitesiDiş Hastalıkları ve Tedavisi Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. HACER DENİZ ARISU