İbn Haldun devlet ve siyaset felsefesi
Ibn Khaldun's philosopy of state and politics
- Tez No: 145363
- Danışmanlar: YRD. DOÇ. DR. ESRA ATALAY
- Tez Türü: Yüksek Lisans
- Konular: Felsefe, Kamu Yönetimi, Siyasal Bilimler, Philosophy, Public Administration, Political Science
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2004
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Dokuz Eylül Üniversitesi
- Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Kamu Hukuku Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 141
Özet
ÖZET İbn Haldun 1332 yılında Tunus'ta doğdu. XIV. yüzyıl Kuzey Afrika için siyasal kargaşanın hakim olduğu bir dönemdir. Bu dönemde bölgede sürmekte olan savaşlar bir çok yeni devletin kurulmasına ve bir çoğunun da ortadan kalkmasma sebep olmaktadır. Bu savaşların iki temel nedeni vardır, ticaret ve din. Çocukluğunda ilk eğitimini babasından alan İbn Haldun, din bilimleri ve edebiyatın yanı sıra mantık, felsefe ve matematik eğitimi de görmüştür. 1350'lere doğru İtalya'da, Avrupa'da ve Endülüs'te büyük can kayıplarına sebep olan veba salgınında babasmı ve hocalarını kaybeden İbn Haldun, 19 yaşında devlet hizmetine girmiştir. İlk defa kendisinin ortaya attığını söylediği İlm-i Ümran' da ileri sürdüğü görüşlerinin kaynağını devlet hizmetinde edindiği tecrübe oluşturur. Hükümdarın yanmda en alt düzeydeki görevlerden en üst düzeydeki görevlere kadar her türlü kademede görev yapan İbn Haldun, 1374-1378 yılları arasında İbn Seleme (Taoughzout) Kale'sinde Mukaddime'yi kaleme almıştır. İbn Haldun, aslında bir tarihçidir. Ancak o tarihi diğer meslektaşlarının ve kendinden öncekilerin yaptığı gibi olayların nakledilmesi şeklinde değil ancak olayların nedenlerini ve sonuçlarını da belirterek açıklanması şeklinde incelemiştir. Buna göre tarihi anlamak için sosyoloji, iktisat, ilahiyat, antropoloji gibi sosyal bilimlerden de haberdar olmak gerekir. İşte bu yeni tarih anlayışı yeni bir bilimin de habercisidir: Ümran İlmi. Ümran İlmi aynı zamanda devlet kavramını da açıklar. Buna göre bir devletin kuruluşu aralarında asabiyet denen bir tür bağın bulunduğu insanların başka insanlar üzerinde otorite kurması ile ortaya çıkar. İbn Haldun devleti insana benzetir. Ona göre devlet de doğar, gelişir ve ölür. Ölümsüz bir insanın olamayacağı gibi ölümsüz bir devlet de yoktur. İbn Haldun'a göre insanların bir arada yaşamaları bir zorunluluktur. Ancak bir arada yaşayan her insan grubunun devleti oluşturabileceğini söylemek de mümkün değildir. Göçebe halde yaşayan insanlar yâni bedeviler ancak yerleşik halde yaşayan insanların sahip olduğu değerleri ele geçirecek düzeye geldiğinde yeni bir devletin kurulması mümkündür. İleri sürdüğü görüşlerle Machiavelli, Bodin, Montesquieu, Marx gibi düşünürleri de etkilemiş olan İbn Haldun 1406'da Kahire'de ölmüştür. V
Özet (Çeviri)
ABSTRACT Ibn Khaldun was born in 1332 in Tunis. The fourteenth century is a period in which political conflicts are actual. In this period, the wars cause many new states to be founded and many others to collapse. There are two fundamental reasons for these wars; commerce and religion. In his childhood, his first teacher was his father. Ibn Khaldun, was taught teology, literature, logics, philosophy and mathematics. In the middle of the fourteenth century, Ibn Khaldun lost his father and teachers in a wide spread plague which affected Italy, Spain and Europe. He started to work as a civil servant while he was 19. The sources of his ideas which he suggested in his new science, Ilm'ul Umran, are a total of his experience which he gained in his life he spent as a public agent Ibn Khaldun, worked from the basic to the highest positions besides the monarch. And at last, he was able to write down his Muqaddimah, in the years 1374-1378 in the Castle of Taoughzout. In fact Ibn Khaldun is a historian. But he investigates history not like his earlier collegues but in a different way. Ibn Khaldun, does not analyse history by only telling the historical events as a chronologist but explaining the events with their reasons and consequences. According to Ibn Khaldun, a historian must also study sociology, economics, teology, antropology etc. This new understanding of history is a forerunner of a new science; the Ilm'ul Umran. The Ilm'ul Umran also explains the concept of state. According to him, the foundation of the state is a result of an authority of a group of people over another. Ibn Khaldun resembles a state to a human. For him, the state borns, lives and dies too. There is no immortal state as there is no immortal human. For Ibn Khaldun, living together of the mankind is a“must”. But it is not possible to say that every group of people forms a state. It is possible to found a state only when the nomads/bedouins come to a level at which it is possible to acquire or capture the culture of the urbans. In other words, the state is a result of nomadism upon urbanism. Ibn Khaldun, whose ideas affected the likes of philosophers such as Machiavelli, Bodin, Montesquieu, Marx, died in Cairo in 1406. VI
Benzer Tezler
- Ortadoğu'da devlet tartışmaları bağlamında İbn Haldun'un mülk anlayışı
Ibn Khaldun's conception of mulk within the context of state discussions in the Middle East
DENİZ FIRAT TEKİN
Yüksek Lisans
Türkçe
2019
Kamu YönetimiÇanakkale Onsekiz Mart ÜniversitesiBölgesel Araştırmalar Ana Bilim Dalı
DR. ÖĞR. ÜYESİ AZNAVUR DEMİRPOLAT
- İslâm felsefesinde siyasetin gerekliliği: Fârâbî, Gazzâlî ve İbn Haldûn örneği
The necessity of politics in Islamic philosophy: The example of al-Farabi, Ghazali and Ibn Khaldun
CEVHER MUHAMMED DAYI
Yüksek Lisans
Türkçe
2023
DinSüleyman Demirel ÜniversitesiFelsefe ve Din Bilimleri Ana Bilim Dalı
PROF. DR. NEJDET DURAK
- İbn Haldûn'un siyaset ve devlet felsefesine dair görüşlerinin Osmanlı düşüncesindeki yansımaları
Reflections of Ibn Khaldun's views on the philosophy of politics and state on Ottoman thought
BİLGEHAN BENGÜ TORTUK
Doktora
Türkçe
2012
DinSüleyman Demirel ÜniversitesiFelsefe ve Din Bilimleri Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. NEJDET DURAK
- İbni Haldun'un hukuk sosyolojisine katkıları
Ibn Khaldun's contributions to sociology of law
FİRDEVS OKATAN