İnterstisyel nefropati ve glomerulopatisi olan nefritik veya nefrotik sendrom gösteren 761 olguda böbrek biopsisi ile saptanan histopatolojik değişiklikler, hematüri görülme sıklığı ve klinik önemi
Başlık çevirisi mevcut değil.
- Tez No: 15591
- Danışmanlar: Belirtilmemiş.
- Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
- Konular: Patoloji, Pathology
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 1991
- Dil: Türkçe
- Üniversite: İstanbul Üniversitesi
- Enstitü: Tıp Fakültesi
- Ana Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 54
Özet
- 35 ÖZET Bu çalışma, İstanbul Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Nefroloji Bilim Dalı'na son 10 yılda başvuran ve böbrek biyopsisi yapılan 1363 olgudan halen taş, tümör, polikistik böbrek, travma, vaskülitler, kanama diatezleri, sistit, divertikül, prostat hastalıkları, üretra lezyonları, kollagen hastalıklar, amiloidoz, diabet, akut böbrek yetersizliği gibi hematüri sebebi olabilecek hastalıkları bulunanlar dışında kalan ve glomerulopatisi olan 669 olgu ile interstisyel nefropatisi olan 92 olguda yapılmıştır. Bu olgularda glomerulopatilerin ve interstisyel nefropatilerin histopatolojik dağılımı incelenmiş, nefritik ve nefrotik sendrom meydana getirme oranları araştırılmıştır. Ayrıca bu olgularda hematüri bulunma oranları karşılaştırılarak incelenmiştir. Perkutan böbrek ponksiyon biyopsisi ile elde edilen materyal Hematoksilen eozin, PAS (periodic acid + Schiff's reagent) ve Masson'un Trikrom boyaları ile boyanarak incelenmiştir. 669 glomerulopatili olgu içerisinde en sık mezengio- proliferatif glomerulonef rit, bunu takiben sırası ile kronik proliferatif glomerulonefrit, membranoprolif eratif glomerulonefrit, akut glomerulonefrit, membranöz glomerulonefrit, fokal segmental glomerulonefrit ve hızlı ilerleyen glomerulonefrit görülmüştür. Glomerulopatilerin klinik olarak nefritik ve nefrotik sendroma sebeb olma oranları da bu çalışmada incelenmiş, akut glomerulonefrit (% 81.25), kronik proliferatif glomerulonef-- 36 - rit (% 61.07), mezengioproliferatif glomerulonefrit (% 56.04), hızli ilerleyen glomerulonefrit (% 52.94)'de nefritik sendromun daha sık olduğu, membranöz nefropati (% 81.25), membranoproliferatif glomerulonefrit (% 68.75), fokal. segmental glomerulonefrit (% 58.06)'de de nefrotik sendromun sık görüldüğü saptanmıştır. Hematürinin en sık olarak membranoproliferatif glömerulonefritte (% 73.43) görüldüğü saptanmıştır. İnterstisyel nefropatilerde hematüri sıklığı % 26.08 olup glomerulopatilerde bu oranın 2 kat artarak % 46.78'e çıktığı gösterilmiştir. Nefritik sendrom meydana getiren glomerulopatilerde hematürinin görülme oranı nefrotik sendrom meydana getiren olgularınkinden fazla bulunmuştur. Akut proliferatif glomerulonefrit olgularının büyük çoğunluğunun (% 81.25) nefritik sendrom gösterdiği ve bu olgularda hematüri bulunma oranının % 46.15 olduğu saptanmıştır. Membranöz nefropatilerin çoğunlukla nefrotik sendrom gösterdiği saptanmıştır. Membranöz nefropatilerin nefrotik sendrom belirtileri verenlerinde hiç hematüri görülmediği halde, nefritik sendrom belirtileri verenlerinde %16 oranında hematüri saptanmıştır. Fokal segmental glomerulonefritlerin sıklıkla nefrotik sendrom şeklinde belirtiler gösterdiği saptanmıştır. Hematürinin görülme oranı ise nefrotik sendrom (% 38.8) ve nefritik sendromda (% 46) benzer olduğu görülmüştür. Mezengioprolif eratif glomerulonefrit olan olguların sıklıkla nefritik sendrom şeklinde belirtiler verdiği saptanmıştır. Hematüri görülme oranı nefritik sendrom (% 46.7) gösteren olgularda, nefrotik sendrom (% 31.1) gösteren olgular dan fazla bulunmuştur. Kronik proliferatif glomerulonefrit olgularının sıklıkla nefritik sendrom şeklinde belirtiler verdiği saptanmıştır. Nefritik sendrom bulguları veren kronik proliferatif- 37 glomerulonefritlerde hematüri görülme oranı (% 57.1), nefrotik sendrom gösterenlerinden (% 39.6) fazla bulunmuştur. Membranoproliferatif glomerulonefrit olgularının çoğunlukla nefrotik sendrom şeklinde belirtiler verdiği saptanmıştır. Hematüri görülmesi oranlarının ise nefritik (% 77.5) ve nefrotik (% 71.5) sendrom belirtileri veren olgularda bir birine yakın olduğu bulunmuştur. Hızlı ilerleyen glomerulonefrit olgularının çoğunlukla nefritik sendrom şeklinde belirtiler gösterdiği, hematüri görülme sıklığının ise nefritik ve nefrotik sendrom olan olgularda birbirine yakın % 11.1, % 12.5 olduğu saptanmıştır. Hematüri görülme oranı tüm glomerulopatilerde % 46.7 olarak bulunmuştur. En fazla hematüri membranoproliferatif glomerulonefritte görülmüştür. Glomerulopatilerde nefritik ve nefrotik sendrom veren olguların her iki grubunda da hematüri en sık membranoproliferatif glomerulonefritte görülmüştür. 92 interstisyel nefropatili olgu içerisinde en sık nefroskleroz, bunu takiben sırası ile pyelonefrit, herediter interstisyel nefropati, toksik sebeblere bağlı interstisyel nefropati görülmüştür. İnterstisyel nefropatilerin klinik olarak nefritik ve nefrotik sendroma sebeb olma oranları da bu çalışmada incelenmiş, pyelonefritlerde (% 84.3), herediter interstisyel nefropatilerde (% 83), nefrosklerozda (% 73), toksik sebeblere bağlı interstisyel nefropatilerde (% 71.4), nefritik sendromun sık görüldüğü saptanmıştır. Hematürinin en sık olarak nefrosklerozda (% 31.7) görüldüğü saptanmıştır. Nefrotik sendrom meydana getiren interstisyel nefritlerde hematürinin görülme oranı nefritik sendrom meydana getiren olgularınkinden fazla bulunmuştur. Pyelonefrit olgularının büyük çoğunluğunun (% 84.3) nefritik sendrom gösterdiği ve bu olgularda hematüri bulunma oranının % 18.5 olduğu saptanmıştır.- 38 - Nefrotik sendrom gösteren pyelonefrit olgularında ise hematüri % 40 oranında görülmüştür. Heredlter interstisyel nefropati olgularının çoğunlukla nefritik sendrom % 83. 3_ gösterdiği saptanmıştır. Herediter interstisyel nefropatilerin nefrotik sendrom olanlarında % 50 oranında hematüri görüldüğü halde, nefritik sendrom olanlarında % 10 oranında hematüri saptanmıştır. Nefroskleroz olgularının sıklıkla nefritik sendrom (% 73.1) şeklinde belirtiler gösterdiği saptanmıştır. Hematürinin görülme oranı ise nefrotik sendrom. (% 36.3) ve nefritik sendromda % 36 benzer olduğu görülmüştür. Toksik sebeblere bağlı interstisyel nefropatilerin sıklıkla nefritik sendrom şeklinde belirtiler verdiği saptanmıştır. Hematüri görülme oranı nefrotik sendrom (% 50) gös teren olgularda nefritik sendrom (% 20) gösteren olgulardan fazla bulunmuştur. Nefritik sendrom bulguları veren glomerulopatilerde hematüri, interstisyel nefropatilerden yaklaşık 2 kat fazla olarak görülmüştür. Nefrotik sendrom bulguları veren olgularda da hematüri glomerulopatilerde daha sık bulunmuştur. Hematüriye interstisyel nefropatiler içerisinde en sık nefroskleroz ve toksik sebeblere bağlı interstisyel nefropatilerde rastlanmıştır. Hematüri glomerulopatilerde interstisyel nefropatilere göre yaklaşık 2 kat fazla bulunmuştur. Glomerulopatiler içerisinde de membrahoproliferatif glomerulopatide en sık görülmüştür. Hematürinin glomerulopatilerde ve interstisyel nefropatilerde değişik oranlarda görülmesi bu bulgunun ayırt edici tanıda önemli olabileceğini düşündürmektedir. Literatürde hematüri ile ilgili çalışmalar daha çok genel olarak yapılmıştır. Hangi hastalıklarda ne oranda görüldüğü ile ilgili detaylı, sayısal bir çalışmaya rastlanmamıştır. Ancak glomerulopatilerde ve interstisyel nefropatilerde bulunduğu belirtilmektedir. Bu amaçla değişik klinik sendromlarda histopato-- 39 - lojik lezyonların görülme sıklığı ile hematüri oranları ince lenmiştir. Farklı glomerulopatilerde ve interstisyel nefropatilerde en sık görülen klinik tablolar araştırılmış, hematürinin ayırt edici tanıdaki ve tedavideki önemi belirtilmiştir. Hematürinin böbrek parankimi bozukluğuna bağlı olabileceği düşünülen durumlarda, böbrek biyopsisi yaparak histopatolojik inceleme yapmak imkanı olmayan olgularda, bazı' histopatolojik değişikliklerin tedaviden daha çok istifade ettiği düşünülürse, hematüri sebebinin en sık membranoprolif e-ratif glomerulonefrit olabileceğinin hatırlanmasının önemli olabileceği sonucuna ulaşılmıştır.
Özet (Çeviri)
Özet çevirisi mevcut değil.
Benzer Tezler
- Çocukluk çağı hematüri bulgusu ile başvuran olguların değerlendirilmesi
Burkan B. evaluation of cases presenting with childhood hematuria
BETÜL BURKAN
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2024
Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıSağlık BakanlığıÇocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. TÜLİN GÜNGÖR
- Kronik allogreft nefropatide histopatolojik bulgular ve sağkalım ilişkisi
Relationship between histopathological findings and survival in chronic allograft nephropathy
ALİ ABBAS ÖZDEMİR
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2005
Nefrolojiİstanbul Üniversitesiİç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
DOÇ.DR. SÜHEYLA GÜVEN APAYDIN
- Böbrek nakli alıcılarında 2009- 2013 yılları arasında Akdeniz Üniversitesi Hastanesi Organ Nakli Merkezi'nde allogreft biyopsi yapılan hastalarda klinik takip ve histopatolojik bulgular arasındaki ilişki
The relationship between histopathological findings and clinical follow-up of kidney transplant recipients underwent allograft biopsy in 2009-2013 in Mediterranean University Hospital Organ Transplant Center
FEYZA BORA
Tıpta Yan Dal Uzmanlık
Türkçe
2013
NefrolojiAkdeniz Üniversitesiİç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
PROF. DR. F. FEVZİ ERSOY
PROF. DR. GÜLTEKİN SÜLEYMANLAR
- Vezikoüreteral reflü ve üreteropelvik bileşke darlığı bulunan çocuklarda böbrek erken hasar belirteçleri düzeyleri
The evaluation of urinary early kidney injury molecule levels in children with vesicoureteral reflux and ureteropelvic junction obstruction
AYDIN ECE
Tıpta Yan Dal Uzmanlık
Türkçe
2014
NefrolojiDicle ÜniversitesiÇocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
PROF. DR. KENAN HASPOLAT
- Effect of diabetes mellitus on gastric motility: An EGG study
Diabetes Mellitus'un gastrik motilite üzerindeki etkisi: Bir EGG çalişmasi
AYDIN DUYGU
Yüksek Lisans
İngilizce
2010
BiyomühendislikBoğaziçi ÜniversitesiBiyomedikal Mühendisliği Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. ATA AKIN