Geri Dön

Bulgu veren ilk idrar yolu enfeksiyonu olan çocuklarda akut piyelonefrit ve böbrek parankim zedelenmesinde MAG3 sintigrafinin tanısal değeri ve DMSA sintigrafi ile karşılaştırılması

Diagnostic vaue of MAG3,scintigraphy in kidney parenchyma damage and acute pyelonephritis, the first urinary tract infection giving the findings in children and comparison with DMSA scintigraphy

  1. Tez No: 156576
  2. Yazar: BUKET KILIÇASLAN
  3. Danışmanlar: PROF.DR. HANDAN ALP
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları, Child Health and Diseases
  6. Anahtar Kelimeler: idrar yolu enfeksiyonu, piyelonefrit, çocuk, MAG3, DMSA, urinary tract infection, pyelonephritis, childhood, MAG3, DMSA
  7. Yıl: 2004
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Atatürk Üniversitesi
  10. Enstitü: Tıp Fakültesi
  11. Ana Bilim Dalı: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 61

Özet

IV ÖZET İdrar yolu enfeksiyonu, erken tanı, uygun ve yeterli sağaltım yapılmadığında kronik piyelonefrit, hipertansiyon ve böbrek yetmezliği gibi ciddi sonuçlara yol açabilmeleri nedeniyle çocukluk çağında üzerinde önemle durulması gereken bir hastalıktır. Çalışmamızda, bulgu veren ilk idrar yolu enfeksiyonu olan çocuklarda akut piyelonefrit ve böbrek parankim zedelenmesinde MAG3 sintigrafınin tanısal değeri ve DMSA sintigrafi ile karşılaştırılması amaçlanmıştır 1 Haziran 2003 ile 1 Kasım 2003 tarihleri arasında, Atatürk Üniversitesi Yakutiye Araştırma Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Polikliniği'ne idrar yolu enfeksiyonunu düşündüren şikayetlerle başvuran, daha önce İYE tanısı almamış ve idrar kültüründe 105 veya daha fazla koloni mikroorganizma üreyen hastalardan, USG ile böbrekte yapısal anomali saptanmayan 70 hasta çalışma kapsamına alındı. Çalışmaya alınan tüm hastaların sağaltımı yapılmadan önce, kan ve idrar örnekleri alınarak, beyaz küre sayısı, kırmızı küre sedimentasyon hızı, CRP konsantrasyonu saptandı. Koltuk altından ölçülen beden ısısı ölçüldü. Verilerin değerlendirilmesi, SPSS 10,0 paket programında chi-square ve t- student testleri kullanılarak yapıldı. P değeri £ 0,05 bulunduğunda yöntemler arasındaki fark istatistiksel olarak anlamlı kabul edildi. Bulgu veren ilk İYE tanısı alan çocuklarda böbrek parankim zedelenmesinin saptanmasında DMSA sintigrafi 'altın standart' tanı yöntemi kabul edildi. Piyelonefrit tanısında DMSA sintigrafinin duyarlılığı ve seçiciliğinin yüksek olması nedeniyle parankimde zedelenme saptanan olgular piyelonefrit, zedelenme saptanmayan olgular ise sistit kabul edildi. Böbrekte parankim zedelenmesini saptamada MAG3 sintigrafinin duyarlılık, seçicilik, pozitif ve negatif kestirim değeri saptandı. Olgularımızda kesme noktasını belirlemek için“Receiver Operating Curve”(ROC) analizi kullanıldı. Böbrek parankiminde zedelenme saptanan olgularımızda zedelenmenin şiddeti hafif, orta ve şiddetli olarak sınıflandırıldı. Çalışmamızın sonucunda, piyelonefrit ve sistitli olgularımızın ayrımında ateş, beyaz küre, CRP ve sedimentasyon yüksekliği istatistiksel olarak oldukça anlamlı bulundu (p£0,05); ancak, bu değerlerin, DMSA sintigrafide saptanan parankim zedelenmesinin şiddetini göstermede istatistiksel olarak anlamlılık taşımadığı saptandı (p>0,05). Böbrek parankim zedelenmesini göstermede, MAG3 sintigrafinin duyarlılığı %32,5, seçiciliği ise %98,1 saptandı. Bu sonuç ile bulgu veren ilk idrar yolu enfeksiyonu olan çocuklarda, MAG3 sintigrafinin böbrek parankim zedelenmesini belirlemede DMSA sintigrafinin yerini alamayacağı ve bu konuda yapılacak geniş kapsamlı çalışmalara gereksinim olduğu kanısına varıldı.

Özet (Çeviri)

VI ABSTRACT Diagnostic Value of MAG3 Scintigraphy in Kidney Parenchyma Damage and Acute Pyelonephritis, the First Urinary Tract Infection Giving the Findings in Children, and Comparison with DMSA Scintigraphy. Urinary Tract Infection (UTI) is a disease which should be given great importance in childhood period because when suitable and sufficient recovery could not be obtained, it may lead to serious results, such as renal failure, hypertension and chronic pyelonephritis. In our study, we aimed to compare diagnostic value of MAG3 scintigraphy in kidney parenchyma damage and acute pyelonephritis, the first UTI giving the findings in children with DMSA scintigraphy. Of the patients, in whom 106 or more than colony microorganism reproduce in their urine culture or having no urinary tract infection before and applying for Atatürk University Yakutiye Research Hospital Department of Pediatrics with complaints related to UTI, between the dates 1st June 2003 and 1st November 2003, 70 patients having no structurally anomaly in kidney with USG were included in the study. Before the recovery of all the patients included in the study were taken, samples of blood and area were taken firstly and white blood cell counts, red blood cell sedimantation rate, CRP concentration were detected. Body temperature was measured axillary. Then assesment of the date powerformed by using Chi-Square and t-student's test in SPSS 10.0 package programme. When p value was found as £0.05, the distinction between the methods was accepted statistically significant. In the children diagnosed with the first UTI and giving the findings, DMSA scintigraphy in detection of kidney parenchyma damage was accepted as“golden standard”. In the diagnosis of pyelonephritis, due to having high selectivity and sensitivity of DMSA scintigraphy, the cases in whom the damage was detected in parenchyma were accepted as pyelonephritis, those who are not detected were as cystitis. In the detection of parenchyma damage in kidney, positive and negative predictive value and selectivity and sensitivity of MAG3 scintigraphy were detected. In order to determine cut off values in our cases, receiver operating curve (ROC) analysis was used. In the cases we detected the damage in kidney parenchyma, the severity of the damage was classified as mild, moderete and sever. In conclusion, in the classification of our cases with pyelonephritis and cystitis, the fever, elevated white blood cell counts, CRP and sedimentation were found statistically significant (ps0.05) but it was found out these values to be statisticallyvıı significant in the demonstration of the severity of parenchyma damage, MAG3 scintigraphy sensitivity was found as 32.5% and spesivity as 98.1%. With this result, in the children with first findings UTI, MAG3 scintigraphy could not place DMSA scintigraphy in the detection of kidney parenchyma damage, and we concluded that more comprehensive studies should be needed in this subject.

Benzer Tezler

  1. Primer immün yetmezlik semptomları olan çocuklarda bazı immün faktörlerin Belirlenmesi

    Determination of some immune factors in children with congenital immune deficiency symptoms

    MOHANAD NAZAR ABDULFATTAH AL-BERAM

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2023

    BiyolojiÇankırı Karatekin Üniversitesi

    Biyoloji Ana Bilim Dalı

    DR. ÖĞR. ÜYESİ SONGÜL ŞAHİN

  2. Gaziantep ili merkezi ilköğretim okul çocuklarında proteinüri, hematüri ve hipertansiyon sıklığı

    Gaziantep province in the central primary school children proteinuria, hematuria, and hypertension frequency

    HAYDAR ÇELİK

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2010

    Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıGaziantep Üniversitesi

    Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. MİHAT BÜYÜKÇELİK

  3. Fanconi anemisi hastaların değerlendirilmesi

    Evaluation of Fanconi anemia patients

    SELMAN KESİCİ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2011

    Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıHacettepe Üniversitesi

    Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. BÜLENT BARIŞ KUŞKONMAZ

  4. Konjenital myopatilerde klinik, histopatolojik ve genetik değerlendirme

    Clinical, histopathological and genetic assessment of congenital myopathies

    MERT KARAKAYA

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2014

    Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıHacettepe Üniversitesi

    Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. HALUK AYDIN TOPALOĞLU

  5. Birinci basamağa başvuran ebeveynlerde otizm spektrum bozukluğu farkındalığı ile ruhsal durum arasındaki ilişkinin değerlendirilmesi

    Evaluation of the relationship between autism spectrum disorder awareness and mental status in parents applying to primary care

    FATMA RAHMET YILDIRIMER

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2021

    Aile HekimliğiSağlık Bilimleri Üniversitesi

    Aile Hekimliği Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. DUYGU İLKE YILDIRIM