Geri Dön

İnvazif fonksiyonel değerlendirmede gri zonda bulunan anjiografik orta dereceli koroner lezyonlara perkutanöz girişim uygulaması veya girişimin ertelenmesinin uzun dönem sonuçları: bir intravasküler ultrason ve fraksiyonel akım rezervi çalışması

Başlık çevirisi mevcut değil.

  1. Tez No: 157383
  2. Yazar: MEHMET ÖZTÜRK
  3. Danışmanlar: PROF.DR. NAZIM ARSLAN
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Kardiyoloji, Cardiology
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2004
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: GATA
  10. Enstitü: Tıp Fakültesi
  11. Ana Bilim Dalı: Kardiyoloji Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 60

Özet

VII. ÖZET Lezyonlann invazif fonksiyonel değerlendirilmesinde sıklıkla koroner basınç teli kullanılarak fraksiyonel akım rezervi (FFR) hesaplanmakta ve 0,75'in altında olan lezyonlar ciddi kabul edilerek perkütanöz girişim yapılmaktadır. Bunun yanında lezyon ciddiyetini değerlendirmek açısından intravasküler ultrasona (IVUS) ait bazı kriterler getirilmiş olmasına (minimal lümen alanı %70 ve minimal lümen çapı %70 olduğu lezyonlann medikal tedavi veya perkütanöz girişimleri sonrası takibinin uzun dönem sonuçlarını incelemek istedik. Bu çalışmada stabil anjina pektoris sebebiyle koroner anjiografi uygulanmış ve tek bir damarda lezyonu bulunan, eforlu elektrogramlan pozitif kabul edilmiş hastalar invazif fonksiyonel çalışmaya alındılar. Koroner by-pass düşünülen ve tek damarda ikiden fazla lezyonu olan hastalar fonksiyonel çalışmaya dahil edilmediler. Fonksiyonel çalışmaya alınan hastalarda FFR değeri 0,75 ile 0,80 arasında olup IVUS ölçümlerinde MLA %70 olanlar çalışmaya dahil edildiler. Çalışmaya dahil edilen hastalar, medikal tedavi ve koroner girişim gruplarına randomize edildiler. Randomize şekilde gruplara ayrılan hastalar ortalama 1-yıl süresince koroner olaylar yönünden takip edildiler. Medikal tedavi grubuna toplam 20 hasta (ortalama yaş: 59±6 yıl; 14 erkek), invazif gririşim grubuna toplam 21 hasta (ortalama yaş: 61±7 yıl; 13 erkek) ayrıldı. Medikal tedavi grubundaki hastaların ortalama FFR değeri, MLA ve darlık yüzdeleri sırasıyla 0,77 ± 0,06, 2,74 ± 0,21 ve 74,6 ± 4,0; İnvazif girişim grubundaki hastaların ise sırasıyla 0,76 ± 0,05, 2,77 ± 0,13 ve 76,3 ± 3,9 olarak bulundu (bütün değerler için p değeri>0,05). Hastaların takip süreleri MT grubu için ortalama 345 ± 48 gün, İG grubu için ise ortalama 245±130 gündü (p=0,02). Her iki grup majör kardiyak olaylar açısından incelendiğinde istatistiksel olarak anlamlı bir fark olmadığı tespit edildi (Rölatif Risk: 1,74; %95 Güven aralığı: 0,74-4,46; p=0,25). Kardiyak olay açısından MT grubunda mutlak risk azalması 0,22, rölatif risk azalması ise 0,73 olarak elde edilmiştir. FFR ve IVUS kriterlerine göre lezyon ciddiyeti açısından gri zonda kalan hastalara medikal tedavi seçeneğinin hasta güvenliği açısından uzun dönemde daha iyi olduğu tespit edildi. Bunun yanında hasta konforu açısından uzun dönemde medikal tedavi grubunun invazif gruba göre daha şanssız olduğu da düşünülüp her bir hastanın standart kriterler yanında bireysel olarak da değerlendirilmesi uygun olacaktır. 47

Özet (Çeviri)

VIII. SUMMARY Fractional flow reserve calculated by coronary pressure wire is frequently used for assessment of functional significance of coronary lesions, and a FFR value of 0.75 accurately discriminates lesions causing reversible ischemia and generally undergoing percutaneous intervention. Although intravascular ultrasound criteria were developed for lesion significance (minimal lumen area70%, and minimal lumen diameter70%. The patients with stable angina pectoris who underwent coronary angiography, showing single stenoses in any vessel, and who had positive stress electrograms, were eligible for invasive functional study. The patients who had two and more coronary lesions in one vessel and were planned for coronary by-pass operation were not included in functional evaluation. The patients who had a FFR value of 0.75-0.80, and IVUS criteria MLA70% were included into the study. The included patients were randomised to medical therapy or percutaneous intervention groups. These randomised groups were followed up for one year to document major cardiac events. Medical therapy (MT) group included 20 patients (average age: 59±6 years; 14 male) whereas percutaneous invasive (PI) group included 21 patients (average age:61±7 years; 13 male).Average FFR value, MLA, and percent stenosis of MT group were calculated as 0.77 ± 0.06, 2.74 ± 0.21 and 74.6 ± 4.0, respectively. On the other hand, average FFR value, MLA, and percent stenosis of PI group were measured as 0.76 ± 0.05, 2.77 ± 0.13 ve 76.3 ± 3.9 (p>0,05 for all of them). Average follow-up periods of MT and PI groups were 345±48 and 245±130 days, respectively (p=0,02). There was no significance between groups for major cardiac events (Relative risk: 1.74; %95 Confidence Interval: 0.74-4.46; p=0.25). However, MT group caused greater absolute and relative risk reduction as 0,22 and 0.73 for major adverse cardiac events, respectively. Based on IVUS criteria and FFR value, medical therapeutic approach is a better and safe choice for the patients with a lesion in the gray-zone for the long term period. However, when patient quality on medical therapy can be worse than invasive options, each patient should be assessed indivually for the options. 48

Benzer Tezler

  1. Overian rezervi belirlemede FSH, TSH, prolaktin,ANTi-müllerian hormon, antral folikül sayısı ve tiroid oto-antikorlarının prediktif değeri

    Predictive value of FSH, TSH, prolactin, ANTİ -müllerian hormone, number of antral follicles and thyroid auto-antibodies in determining the ovarian reserve

    İHSAN KARA

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2013

    Kadın Hastalıkları ve DoğumAkdeniz Üniversitesi

    Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. MÜNİRE ERMAN AKAR

  2. Aşil tendon rüptürlerinin perkütan tamir yöntemi

    The percutaneus repair of achilles tendon ruptüre

    CENK SOYDAN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2004

    Ortopedi ve TravmatolojiAnkara Üniversitesi

    Ortopedi ve Travmatoloji Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. MEHMET BİNNET

  3. Köpeklerde uzun kemik kırıklarının sağaltımında minimal invaziv plak osteosentezi (MİPO) yönteminin klinik ve radyografik değerlendirilmesi

    Clinical and radiographic evaluation of minimally invasive plate osteosynthesis (MİPO) for the treatment of long bone fractures in dogs

    VOLKAN ÖZDEMİR

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2019

    Veteriner HekimliğiAnkara Üniversitesi

    Cerrahi (Veterinerlik) Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ÜMİT KAYA

  4. Trokanterik proksimal femur kırıkları tedavisinde artroplasti ve çivi ile internal fiksasyon yöntemlerinin karşılaştırılması

    Comparison of arthroplasty and internal fixation with nail in the treatment of trochanteric proximal femur fractures

    ENES ESER

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2014

    Ortopedi ve TravmatolojiGaziosmanpaşa Üniversitesi

    Ortopedi ve Travmatoloji Ana Bilim Dalı

    YRD. DOÇ. DR. MURAT AŞCI