Geri Dön

Tüberküloz tedavisi gören hastalarda N- asetiltransferaz 2 polimorfizmlerinin araştırılması

The researchment of N-acetyltransferase 2 polymorphisms who receive antituberculosis treatment

  1. Tez No: 158028
  2. Yazar: VİLDAN BOZOK ÇETİNTAŞ
  3. Danışmanlar: Y.DOÇ.DR. ZUHAL EROĞLU
  4. Tez Türü: Yüksek Lisans
  5. Konular: Tıbbi Biyoloji, Medical Biology
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2004
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Ege Üniversitesi
  10. Enstitü: Sağlık Bilimleri Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Tıbbi Biyoloji Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 124

Özet

6.1. ÖZET İlaç kullanımına bağlı olarak gelişen en yaygın karaciğer hastalığı, antitüberküloz ilaç kaynaklı hepatotoksisitedir. Hepatotoksisite nedeni olan başlıca ilaç izoniazid, NAT2 enzimi ile metabolize olmaktadır. Bununla birlikte, polimorfik NAT asetilatör durumu ve antitüberküloz ilaç kaynaklı hepatotoksisite arasındaki ilişki hala tartışılmaktadır. Asetilatör durumunun antitüberküloz ilaç kaynaklı hepatotoksisite için risk faktörü olup olmadığının belirlenmesi için, tüberküloz tedavisi gören 100 hastada NAT2*5A, NAT2*6A, NAT2*7A/B ve NAT2*14A polimorfızmleri çalışılmıştır. Tüberküloz tedavisi gören hastalardan, tedavi sırasında yan etki olarak hepatotoksisite gelişen 30 kişi çalışma grubu, diğer 70 kişi de kontrol grubu olarak sınıflandılmıştır. NAT2 polimorfızmleri analiz sonuçlarına göre hastalar üç fenotipe ayrılmıştır. Dört polimorfizm için de wild type genotipte olanlar hızlı asetilatör, polimorfizmlerden birisi için heterozigot genotipte olanlar orta asetilatör, birden fazla polimorfizm için heterozigot veya herhangi birisi için mutant genotipte olanlar yavaş asetilatör olarak sınıflandırılmışlardır. Kontrol grubunda 14 (% 20) hastanın hızlı, 37 (% 52.85) hastanın orta ve 19 (% 27.10) hastanın yavaş asetilatör fenotipte olduğu belirlenmiştir. Çalışma grubundaki 30 hastadan 3' ünün (% 10) hızlı, 4' ünün (% 13.30) orta ve 23' ünün (% 76.60) yavaş asetilatör fenotipinde olduğu belirlenmiştir. Kontrol ve çalışma grubu, hızlı, orta ve yavaş asetilatör fenotipleri açısından karşılaştırıldığında, aralarındaki farkın istatistiksel olarak anlamlıolduğu ve çalışma grubunda yavaş asetilatör fenotipinin oldukça yüksek olduğu bulunmuştur. Sonuç olarak, NAT2 genindeki poiimorfizmler nedeniyle meydana gelen yavaş asetilatör fenotipi antitüberküloz ilaç kaynaklı hepatotoksisite için risk faktörüdür. Yavaş asetilatörler hızlı asetilatörlere oranla ciddi hepatotoksisik reaksiyonlara daha yatkındırlar. Bu nedenlerle, tüberküloz tedavisi gören yavaş asetilatör fenotipindeki hastaların serum aminotransferaz düzeylerinin düzenli olarak takip edilmeleri gerekmektedir. 92

Özet (Çeviri)

6.2. ABSTRACT Antituberculosis drug-induced hepatotoxicity is one of the most prevalent drug-induced liver injuries. Isoniazid is the major drug incriminated in this hepatotoxicity. Isoniazid is metabolized by N-acetyltransferase 2. However, the association of polymorphic NAT acetylator status and antituberculosis drug- induced hepatotoxicity is debatable. To determine whether acetylator status is a risk factor for antituberculosis drug-induced hepatotoxicity, we genotyped NAT2*5A, NAT2*6A, NAT2*7A/B and NAT2*14A polymorphisms in 100 patients who received antituberculosis treatment. Of the 100 patients with tuberculosis, 70 patients who didn't develop hepatotoxicity were classified as control group, and 30 patients who were diagnosed with antituberculosis-drug induced hepatotoxicity were classified as working group. NAT2 polymorphisms divided into three phenotypic groups according to the obtained analytical results. Patients who were genotyped as wild type for all of the four polymorphisms were classified as rapid acetylators. Whereas who were heterozygous for one of the polymorphisms were classified as intermediate acetylators, and those who were genotyped as mutant or heterozygous for more than one of the polymorphisms were classified as slow acetylators. Among the 70 patients constituting the control group, 14 (% 20) patients were found as rapid, 37 (% 52.85) as intermediate and 19 (% 27.10) as slow acetylators. In contrast, among the patients constituting the working group, 3(% 10) patients were found as rapid, 4 (% 13.3) as intermediate and 23 (% 76.7) as slow acetylators. When the two groups were compared for their acetylator status, it was found that the difference was statistically significant. The percentage of the slow acetylator phenotype was very higher in the working group. In conclusion, the slow acetylator status of NAT2 is a significant susceptibility risk factor for antituberculosis drug induced hepatotoxicity. Additionally, slow acetylators are prone to develop more severe hepatotoxicity than rapid acetylators. Regular monitoring of serum aminotransferase levels is mandatory in patients receiving antituberculosis treatment, especially in slow acetylators. 94

Benzer Tezler

  1. Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı akut atakta yüksek doz nebülüze Flutikazon Propionat tedavisinin sistemik Kortikosteroid tedavisiyle karşılaştırılması

    Comprison of systemic corticosteroid treatment with high dose Fliticasone Propionate in acute exacerbation of COPD

    SERPİL ELADAĞ YURT

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2009

    Göğüs HastalıklarıAnkara Üniversitesi

    Göğüs Hastalıkları ve Tüberküloz Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. UĞUR GÖNÜLLÜ

  2. Kronik obstrüktif akciğer hastalığı tanısı alan stabil dönemdeki ve akut alevlenme sırasındaki hastalarda 25-hidroksi vitamin d düzeylerinin karşılaştırılması

    Comparison of 25-hydroxy vitamin d levels in patients diagnosed with chronic obstructive pulmonary disease in the stable period and during acute exacerbation

    MİNE HAYLU

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2023

    Göğüs HastalıklarıVan Yüzüncü Yıl Üniversitesi

    Göğüs Hastalıkları ve Tüberküloz Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. SELAMİ EKİN

  3. Tnf-alfa antagonisti tedavisi alan inflamatuvar bağırsak hastalarında latent ve aktif tüberküloz enfeksiyonu sıklığı

    Latent and active tuberculosis infection rates in inflammatory bowel disease patients receiving tnf-alpha antagonist treatment

    SAIDA DASHDAMIROVA

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2019

    Gastroenterolojiİstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa

    İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ALİ İBRAHİM HATEMİ

  4. Koah'lı ve astımlı olgularda, akut alevlenme ve stabil dönemde; n-asteil sistein'in oksidan-antioksidan dengesi solunum fonksiyon testleri ve yaşam kalitesi üzerine etkileri

    The effects of n-actylcysteine therapy on oxidant-antioxidant balance, respiratory function tests and quality of life in patients with acute or stable copd and asthma

    TÜRKAN KARA

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2005

    Göğüs HastalıklarıKırıkkale Üniversitesi

    Göğüs Hastalıkları ve Tüberküloz Ana Bilim Dalı

    PROF.DR. AYŞE FÜSUN KALPAKLIOĞLU