Kronik obstrüktif akciğer hastalığı tanısı alan stabil dönemdeki ve akut alevlenme sırasındaki hastalarda 25-hidroksi vitamin d düzeylerinin karşılaştırılması
Comparison of 25-hydroxy vitamin d levels in patients diagnosed with chronic obstructive pulmonary disease in the stable period and during acute exacerbation
- Tez No: 783995
- Danışmanlar: DOÇ. DR. SELAMİ EKİN
- Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
- Konular: Göğüs Hastalıkları, Chest Diseases
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2023
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi
- Enstitü: Tıp Fakültesi
- Ana Bilim Dalı: Göğüs Hastalıkları ve Tüberküloz Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 76
Özet
Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı (KOAH), günümüzde hem gelişmiş, hem de gelişmekte olan ülkelerde önemli bir halk sağlığı sorunu, önemli bir morbidite ve mortalite nedenidir. Bu çalışmada Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı tanısı alan stabil dönemdeki ve akut alevlenme sırasındaki hastalarda 25-Hidroksi Vitamin D seviyelerini karşılaştırmayı planladık. Yöntem: Çalışma için, Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma Hastanesi Göğüs Hastalıkları polikliniğine başvuran ya da servis, yoğun bakım ünitelerinde tedavi gören KOAH tanılı, çalışmaya katılmayı kabul eden olgular alınmıştır. KOAH tanılı 60 stabil dönem, 60 alevlenme dönemi ve 40 kişilik sağlıklı bir kontrol grubu oluşturularak prospektif olarak yapıldı. Tüm gönüllü hasta ve sağlıklı bireylerden 25-Hidroksi Vitamin D için 1 adet biyokimya tüpüne 5 ml kan örnekleri alındı. Alınan numuneler 3500 rpm de 2 dk santrifüj edilip serum örnekleri elde edildi ve çalışma gününe kadar -40 C0 de saklandı. 25 -Hidroksi Vitamin D seviyeleri, Van Yüzüncü Yıl Üniversitesine bağlı Bilimsel Araştırma Projesi Koordinasyon Birimi tarafından temin edilen ve enzim bağlı immuno sorbent ölçüm (ELISA) metodu ile çalışan kitlerle ölçülmüştür. Bulgular: KOAH alevlenme dönemi (n:60), KOAH stabil dönem (n:60) ve sağlıklı kontrol grubu (n:40) olmak üzere üç gruptan oluşan toplam 160 hasta çalışmaya dahil edildi. KOAH alevlenme grubundaki 25-hidroksi vitamin D seviyeleri hem sağlıklı kontrol grubundan (p=0.001) hem de KOAH stabil grubundaki 25-hidroksi vitamin D seviyelerinden yüksekti (p= 0.001). Bununla birlikte sağlıklı kontrol grubundaki 25-hidroksi vitamin D düzeyleri, KOAH stabil gruptan istatistiksel olarak anlamlı derecede farklı değildi (p= 0.338). Yaş açısından incelendiğinde KOAH alevlenme grubunun hem sağlıklı kontrol grubundan hem de KAOH stabil gruptan istatistiksel olarak anlamlı derecede yüksek olduğu saptandı. (sırası ile p=0.001 ve p=0.035). Sonuç: Elde edilen bulgular ışığında son GOLD raporuna ve diğer birçok çalışmanın aksine, stabil dönem devam tedavisi alan hastaların 25-Hidroksi D vitamin seviyesinin kontrol grubu ile istatistiksel olarak farklı olmaması ve akut atak nedeni ile başvuran KOAH hastalarından anlamlı şekilde düşük saptanması, 25-Hidroksi D vitaminin KOAH' a karşı koruyuculuğunun beklendiği gibi olmadığı ve daha önce yapılan çalışmalar ve öngürülmesi beklenen hipotezimizin aksine, atak geçirme riski ile hastaların daha sık karşılaştığı sonucunu düşündürmektedir.
Özet (Çeviri)
Chronic Obstructive Pulmonary Disease (COPD) is a significant public health issue that contributes to morbidity and mortality in both developed and developing countries. In this study, we aimed to compare the levels of 25-Hydroxy Vitamin D in patients with COPD in stable and acute exacerbation periods. Our research sought to determine if there is a difference in 25 Hydroxy Vitamin D levels between COPD patients in stable and exacerbation periods and if this difference is significant. We also wanted to explore the potential for reducing exacerbations and hospitalizations through replacement therapy with 25 Hydroxy Vitamin D. Additionally, we aimed to determine if D hypovitaminosis in COPD patients is a result of the disease and if it has a significant impact on exacerbations. Method: For this study, patients diagnosed with COPD who sought treatment at the Chest Diseases outpatient clinic of Van Yüzüncü Yıl University Medical Faculty Research Hospital or were treated in the service or intensive care units and agreed to participate were included. The study was conducted prospectively by dividing the participants into two groups of 60 each, one with a stable COPD diagnosis and the other with an exacerbation period diagnosis. A healthy control group of 40 individuals of similar age was also included in the study to compare the results of the patient groups. Blood samples were collected from all volunteer patients and healthy individuals and analysed for 25-Hydroxy Vitamin D levels using kits with the enzyme-linked immunosorbent measurement (ELISA) method provided by the Scientific Research Project Coordination Unit of Van Yüzüncü Yıl University. The samples were centrifuged and the resulting serum was stored at -40°C until the study day. Results: In the study, a total of 160 patients were included and divided into three groups: COPD exacerbation period (60), COPD stable period (60), and a healthy control group (40). The 25-hydroxyvitamin D levels in the COPD exacerbation group were higher than those in both the healthy control group (p=0.001) and the COPD stable group (p=0.001). However, the 25-hydroxyvitamin D levels in the healthy control group were not significantly different from those in the COPD stable group (p=0.338). When analysed by age, it was found that the COPD exacerbation group had significantly higher 25-hydroxyvitamin D levels than both the healthy control group (p=0.001) and the stable COPD group (p=0.035). Conclusion: In the light of the findings, contrary to the last GOLD report and many other studies, the 25-Hydroxy vitamin D level of the patients who received stable period continuation treatment was not statistically different from the control group and it was found to be significantly lower than the COPD patients who presented with an acute attack. It is thought that the protection against COPD is not as expected and contrary to previous studies and our expected hypothesis, patients face the risk of exacerbation more frequently.
Benzer Tezler
- Acil serviste pulmoner emboli tanısı konan hastaların özellikleri ve alt ekstremite venöz doplerin değerliliği
The charecteristics of patients with pulmonary embolism in the ed and the diagnostic vaue of low extremity doppler us
FERDA MUYAN CELEBCİ
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2010
İlk ve Acil YardımAkdeniz ÜniversitesiAcil Tıp Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. YILDIRAY ÇETE
- Fiziksel aktivite ve sağlık durumunun hastaneye yatış gerektiren KOAH akut alevlenmelerinin seyri üzerine etkileri
Effects of physical activity and health status on COPD exacerbations requiring hospitalization
GÖKÇEN ARKAN ERDOĞAN
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2015
Göğüs HastalıklarıAnkara ÜniversitesiGöğüs Hastalıkları Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. ELİF ŞEN
- Devam tedavisinde olan stabil risk ve stabil semptom gruplarında YKL-40, NLR, CRP ve kan eozinofil düzeyinin karşılaştırılması
Comparison of YKL-40, NLR, CRP and blood eosinophillevels in stable risk and stable symptom groups oncontinuing treatment
SERHAT BEDİRHANOĞLU
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2022
Göğüs HastalıklarıVan Yüzüncü Yıl ÜniversitesiGöğüs Hastalıkları Ana Bilim Dalı
DR. ÖĞR. ÜYESİ HANİFİ YILDIZ
- Kronik obstruktif akciğer hastalığı veperiferik kan eozinofilisi olan hastalarıntedavi sonuçlarının prospektif gözlemseldeğerlendirilmesi
Chronic obstructive pulmonary disease andpatients with peripheral blood eosinophiliaprospective observation of treatment resultsevaluation
FİGEN ASLANTAŞ
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2019
Göğüs HastalıklarıErciyes ÜniversitesiGöğüs Hastalıkları Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. NURİ TUTAR
- Serum c-reaktif protein-albümin oranının kronik obstrüktif akciğer hastalığı şiddeti (Stabil ve akut alevlenme) ile ilişkisi
The relationship of serum c-reactive protein-albumin ratio with chronic obstructive pulmonary disease severity (Stable and acute exacerbation)
FERHAT BOLU
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2023
Göğüs HastalıklarıSağlık Bilimleri ÜniversitesiGöğüs Hastalıkları Ana Bilim Dalı
PROF. DR. AYŞE FÜSUN ÜLGER
UZMAN HÜSNÜ BAYKAL