Anksiyete bozukluğu olan ve normal iki kadın grubunda çalışma faktörünün evlilik ilişkisi ve otonomi tutumuna etkileri
Başlık çevirisi mevcut değil.
- Tez No: 16218
- Danışmanlar: PROF.DR. ŞAHİKA YÜKSEL
- Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
- Konular: Psikiyatri, Psychiatry
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 1991
- Dil: Türkçe
- Üniversite: İstanbul Üniversitesi
- Enstitü: Tıp Fakültesi
- Ana Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 143
Özet
104 ÖZET 1990-1991 yılları arasında İstanbul Tıp Fakültesi Psikiyatri Ana- bilim Dalında yapılan bu çalışmada amaçlanan, anksiyete bozukluğu için risk grubu olarak düşünülen kadın gruplarında“bağımlılık”tutumunu ölç meyi hedefleyen ölçeğin ön-güvenilirlik çalışmasını yapmak, yine aynı grup ların evlilik ilişkisi niteliklerine bakmak, anksiyete belirtisini derecelendir mek ve karşılaştırmaktı. Çalışmaya DSM.III.R tanı ölçütlerine göre anksiyete bozukluğu tanısı alan 31 ve hiçbir tanı ölçütünü karşılamayan 88 evli, çalışan-çalışma- yan kadın alındı. Olguların yarı-yapılandırılmış görüşme çizelgesi, Hamil ton anksiyete değerlendirme ölçeği, Durumluk-Sürekli anksiyete ölçeği, Evlilik ilişkisi ölçeğinden elde edilen verileri, hasta-normal-çalışan-çalış- mayan şeklindeki 4 alt gruba ayrılarak, istatistiksel olarak“ki kare”ve“var- yans analizi (ANOVA)”ile karşılaştırıldı. 88 normal deneğe uygulanan otonomi ölçeğinin 50 itemi, faktör analiz-oblique rotasyon istatistik yöntemi uygulanarak, 3 faktöre indirgen di. Faktör I'e giren 41 itemin, Cronbach's alpha: 0.92163 ile yüksek güveni lirliği saptandı. Sonuçlar, yayınlarda bildirilen sonuçlarla karşılaştırılarak tartı şıldı.105 Sonuçlar 1- Bekker (1990) tarafından geliştirilen otonomi ölçeğinin istatis tiksel değerlendirmesi, yüksek güvenilirlik ile toplumumuzda bağımlılık tutumunu ölçmede uygun bulundu. 2- Hastalık ve çalışma faktörü yönünden bir fark göstermeksizin kadınların 2/3'si ailelerine ekonomik olarak destek olma sorumluluğunu duyuyordu. Ancak çalışmayan kadınların hasta olanlarının % 2'si, normalle rinin ise % 8'i kendi istemedikleri için çalışmadıklarını ifade ettiler. Bu oranlar, toplumumuzda kadınların kendi talepleri bu yönde olmasa bile, aile ve toplumsal düzen içindeki rol dağılımı ve ekonomik yaşamın kısıtlı lıkları (genel işsizlik oranındaki yükseklik) nedeniyle durumlarını fazla değiştiremediklerini göstermektedir. 3- Çalışmayan kadınların % 20'si eşin para-denetim ve baskısı tanımlarken, çalışan kadınlar kazançlarının denetiminin ellerinde olduğu nu belirtmişlerdir. Yine çalışan kadınlar aileye ait kararlara katılımda daha etkin bulunurken, genelde çocuklara ait ve ev içi düzenlemelerde bütün kadınların ancak 1/10'u tek başlarına karar veriyor, 1/2 oranı ise eşin kararına etkin olarak katılıyordu. Bu sonuçlar, çalışma faktörü ile olumlu yönde etkilenen kadının aile içinde sorumluluk alması, toplumumuz da hâlâ erkeğin gözetiminde olmaktadır. 4- Yine gruplarımızdaki kadınların 1/3'i, halen ve bir dönem evlilikleri içinde kocanın fiziksel-psikolojik kötü kullanımını tanımlamala rı, toplumumuzda kadın-erkek ilişkilerini değerlendirme yönünden önemle üstünde durulması gereken bir konudur. 5- Cinsellikle ilgili soruları yanıtlamada bütün gruplardaki kadın ların zorlandıklarını ve hastalık faktörünün olumsuz etkisini saptadık. Çalışmayan hasta grubu cinsel-sosyal-evlilik yaşantısında en fazla iletişim ve ilişki sorunu tanımlarken, çalışan hastalar daha iyi, fakat normallerden farklı bulundular.106 6- Evlilik içinde boşanmayı düşünme sıklığı yönünden daha yük sek oran bildiren hasta grubunun, çalışan alt grubu, çalışmayanlara göre daha az sorun tanımlamalarına rağmen daha yüksek oran bildirdiler. 7- Hasta grubunun 8/10'u evlendikten sonra ruhsal sorun tanım ladı. Sonuçlar anksiyete bozukluğu, özellikle agorofobi etyolojisinde ve sür mesinde evlilik ilişki niteliğinin önemli yerini, genelde evliliğin kadınların ruh sağlığı yönünden risk faktörü olduğu görüşünü desteklemektedir. 8- Çalışan ve çalışmayan kadınların anksiyete belirtisi yönünden kıyaslanması, grupların benzer özellikler gösterdiği şeklindedir.
Özet (Çeviri)
107 ABSTRACT The aim of this study, which is done in 1990-1991 at the Univer sity of Istanbul, Deparment of Medicine, Faculty of Psychiatry, is to reali ze the pre-reliance study of the scale which is used to measure the“depen- dance”in women groups which are thought as risky groups as far as anxiety disorder is concerned. Then, to investigate the marriage relations of the some groups, to grade and to compare the anxiety disorder. The study was realized with a group of 31 women having an anxi ety disorder according to DSM III R, and 88 married, working/non-wor king, women haying any disorder. The results, obtained with a semi-structu red interview form, Hamilton Anxiety Rating Scales, State Trait Anxiety inventory and Marriage Relation Scales, are classified in 4 sub-group such as ill-normal-working-non working and are compared with each other statis tically using“chi-square”and analysis of variance (ANOVA). 50 items of autonomy scale applied to 88 normal person were reduced to three factors using“factor analysis-oblique rotation”method. High reliance is determined in 41 items of Factor I (Cronbach's alpha: 0.92163). The results are compared with teh data from the litterature and discussed.108 Results 1- The statistical examination of the autonomy scale developped by Bekker (1990) was shown high assurance and the scale has found applicable to our society to measure the“dependance”behaviour. 2- Two third of the women, showing no difference regarding the disorder and working factors, were feeling the responsability about the economical support to their family. However, 2% of the non-working women having disorder and 9% of the normal women have declared that they didn't work because they didn't want. These ratios show that they couldn't change their positions because of the constraints of the economical life and of the role distribution in family and society (high unemployment ratio), although their desires are different. 3- While 20% of the non-working women have stated the economical control and pressure of their housbands, working women have the economic freedom. While working women were more active at the participation to the decisions taken in the family, in general, 1:10th of the whole women take decisions about their children and home by themselves, half of them participate the decisions taken by their housbands. These results show that, although being effected positively by the working factor, in our society taking responsibility in the family is still under the control of men. 4- One third of the women have declared that they have suffered from physical-pschycologiçal bad treatment of their housbands at present or at past during their marriage. This event should be further analyzed with regard to men-woman relations in our society. 5- We have noticed that all the women have difficulties in answering the questions about their sexual life and the negative effect of the disorder on this point. While the non-working group with disorders has declared the most troublesome sexual-social-marriage life, the working group with disorder were better but different from the normal ones.109 6- The working sub group of the group with disorder has a higher ratio of the frequency of thinking about divorcing with respect to the non-working sub group, althought they have stated less trouble. 7- Most of the group with disorder have declared a psychological trouble after their marriage. The results support the opinion that marriage is a risky factor affecting the psychological health of the women. 8- The comparison of the working and non-working women has showns similar results as far as anxiety signs are concerned.
Benzer Tezler
- Esansiyel hiperhidrozisli hastalarda mizaç ve karakter özelliklerinin değerlendirilmesi
Temperament and character properties of the patients with essential hyperhidrosis
MUTLU ÇOBAN
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2014
DermatolojiCelal Bayar ÜniversitesiDeri ve Zührevi Hast. Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. GÜLSÜM GENÇOĞLAN
- Psikiyatrik bozukluğu olan ve olmayan kadınlarda adet öncesi belirtilerin karşılaştırılması
The comparison of premenstrual syndroms between women who have psychological problems and women who have not psychological problems
ŞEYDA KUTSAL
- Okul öncesi yaşta beslenme sorunu olan çocuklar, annelerinin tutumları ve psikolojik iyilik halleri
Nutritional problems in preschool age of children, mothers' attitudes and psychological wellness
MERVE ÖZEN
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2022
Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıSağlık Bilimleri ÜniversitesiÇocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
UZMAN ÖZLEM ERDEDE
UZMAN PINAR ZENGİN AKKUŞ
- The medıatıng role of anxıety, experıentıal avoıdance and value contact ın the relatıonshıp between severıty of dısabılıty and severıty of anxıety and depressıon ın patıents wıth multıple sclerosıs
Multipl skleroz tanili hastalarda engellilik şiddeti ile anksiyete ve depresyon şiddeti arasindaki ilişkide endişe, yaşantisal kaçinma ve değer temasinin araci rolü
AHMET KANAR
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2024
PsikiyatriSağlık Bilimleri ÜniversitesiRuh Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. BAHRİ İNCE
- Multipl skleroz hastalarında cinsel işlevlerin değerlendirilmesi
Evaluation of sexual functions in patients with multiple sclerosis
ELİF TUNCAY