Geri Dön

Alt konka radyofrekans cerrahisinin akustik rinometri ile değerlendirilmesi

Başlık çevirisi mevcut değil.

  1. Tez No: 164179
  2. Yazar: HANDE KARADENİZ
  3. Danışmanlar: DOÇ.DR. MUSTAFA GEREK
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Kulak Burun ve Boğaz, Otorhinolaryngology (Ear-Nose-Throat)
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2005
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: GATA
  10. Enstitü: Tıp Fakültesi
  11. Ana Bilim Dalı: Kulak Burun Boğaz Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 75

Özet

ÖZET Alt konka hipertrofisi kronik nazal tıkanıklığın sık karşılaşılan nedenlerinden birisidir. Radyofrekans enerjisi ile konka ablasyonu son yıllarda nazal pasajı genişletirken burun fonksiyonlarını bozmayan cerrahi bir teknik olarak kullanılmaya başlanmıştır. Özel elektrotlar yardımı ile konka içerisine uygulanan radyofrekans enerjisi yumuşak dokuda zamanla fibrozis ve doku hacminde azalma ile sonuçlanmaktadır. Akustik Rinometri nazal pasajın belirli anatomik bölgelerindeki kesit alanları ve hacimlerini objektif olarak ölçebilen bir tekniktir. Medikal yada cerrahi tedavilerin öncesinde ve sonrasında yapılan Akustik Rinometri testleri tedavinin başarısını ortaya koymada faydalıdır. Sakkarin testi, ucuz, kolay ve güvenilir bir yöntem olması nedeniyle mukosilier klirensin ölçülmesinde sık olarak tercih edilen bir yöntemdir. Bu tez çalışmasında, izole alt konka hipertrofisi endikasyonu ile Radyofrekans doku ablasyonu uygulanan hastaların nazal pasaj değişiklikleri Akustik Rinometri, tekniğin mukosilier klirens üzerine etkileri sakarin testi ve sübjektif nazal tıkanıklık şikayetlerindeki değişikler ise VAS (Visual Analog Scale) ile değerlendirilmiştir Kronik nasal tıkanıklık şikayeti ile başvuran ve izole alt konka hipertrofisi saptanan 40 olguya lokal anestezi altında alt konka radyofrekans ablasyonu uygulanmıştır. Çalışmaya alınan olguların işlem öncesinde ve radyofrekans uygulanmasından sonraki 1. hafta, lay ve 3.ay sonunda akustik rinometrik ölçümleri yapılmıştır. Bu ölçümler sırasında MCA, standart rinogramda belirtilen arakesitsel alanlardan (CSA) CSA1, CSA2 ve CSA3 ve nostrilden itibaren ilk 6 cm'nin hacmi (TV) total hacim parametreleri kaydedilmiştir. Ayrıca hacim ölçümlerinde nostrilden itibaren ilk 2 cm'nin hacmi, burun boşluğunun 2-4 cm ve 4-6 cm arasında kalan bölümlerinin hacimleri hesaplanarak, sırasıyla V1, V2 ve V3 olarak adlandırılmıştır. Alt konka radyofrekans ablasyonunun mukosilier aktivite üzerine olan etkilerinin değerlendirilmesi amacı ile hastalara işlemden önce ve sonraki 3. ayda sakkarin testi yapılmıştır. Ayrıca VAS ile hastaların sübjektif nazal tıkanıklık şikayetlerindeki değişiklikler radyofrekans uygulanım öncesi ve sonrasındaki 1. hafta, 1 ay ve 3.ay sonunda kaydedilmiştir.. Çalışmaya 18 ve 55 yaşları arasında (ortalama 35.51±11.18) 26 kadın ve 14 erkek olgu dahil edilmiştir. Olguların tamamında işlem sonrasında tedavi gerektirecek boyutta kanama, kurutlarıma, sinesi gibi komplikasyonlar görülmememiştir. Nazal pasajın radyofrekans uygulandıktan sonraki dönem içerisinde akustik rinometri ile değerlendirilmesinde MCA ve total hacim değerlerinde anlamlı artış izlenmiştir. V1 ve CSA1 değerlerinde anlamlı bir değişiklik görülmezken, V2, V3 ve CSA2, CSA3 değerlerinde anlamlı artış olduğu tespit edilmiştir. Bu değerlerin l aya kadar giderek artış gösterdiği, ancak l ay ve 3.ay sonuçları arasında anlamlı bir fark olmadığı görülmüştür. Radyofrekansla doku ablasyonu öncesi ve 3.ay sonunda yapılan sakkarin testlerinde değişiklik izlenmemiştir. Hastalarda mevcut nazal tıkanıklık şikayetlerinde, ilk haftadan itibaren ve ileri aylarda daha belirgin olmak üzere anlamlı azalma olduğu görülmüştür. konka hipertrofisinde, tıbbi tedaviden fayda görmeyen hastalarda çeşitli cerrahi yöntemler uygulanmaktadır. Radyofrekans uygulanımı, sağladığı sonuçlar ile daha sık kullanılan bir teknik olarak izlenmektedir. Bu çalışmada, radyofrekans uygulanımı sonrasında l ay sonunda alt konkadaki doku küçülmesinin tamamlandığı ve nazal pasaj alt konka lokalizasyonununda arakesitsel alan ve hacimlerde artış olduğu görülmüştür. Nazal pasajda yeterli genişleme sağlanarak mevcut nazal tıkanıklık şikayetlerinde belirgin düzelme olduğu tespit edilmiştir. Düşük enerji kullanılması lezyon civarındaki doku ve mukoza korunmasına bağlı olarak mukosilier aktiviteyi etkilememiş ve daha az kanama, ağrı ve kurutlanmaya yol açmıştır. 62

Özet (Çeviri)

SUMMARY Inferior turbinate hypertrophy is one of the most common reasons of the chronic nasal obstruction. Recently radiofrequency tissue ablation is presented as a surgery technique which enlarges the nasal passage without affecting the mucociliary activity. Radiofrequency energy impose to the soft tissue by special electrodes to compose fibrosis and decrease the nasal volume. Acoustic rhinometry is a new method to evaluate the cross sectional areas and volumes of the nasal passage. It is useful to determine the changes in the nasal passage before and after the medical treatment or nasal surgery. Saccharine test is a useful, cheap and simple method which is frequently used to indicate the mucociliary clearance. This study was designed to investigate the effects of the radiofrequency thermal ablation that is performed to the inferior turbinate. The effects of the radiofrequency to the cross sectional areas and volumes of nasal passage are determined by acoustic rhinometry, the effects to the mucocilliar clereance indicated by saccharine test and the degree of nasal obstruction complaint is evaluated by visual analog scale. Forty patients enrolled to the study who had isolated inferior turbinate hypertrophy with complaint of nasal obstruction were performed inferior turbinate radifrequency ablation under local anesthesia. All the patients were evaluated with acoustic rhinometry preoperatively and 1 week, 1 month and 3 months after the surgery. The measurements of acoustic rhinometry (MCA, CSA1, CSA2, CSA3, TV) are enrolled. Volume of first 6 cm of nasal airway behind the nostril is named total volume (TV) and it is divided into 3 equal parts by 2 centimetres, were calculated and named as V1 V2 and V3. Saccharine test is used to evaluate the effects of the inferior turbinate radiofrequency to the mucociliayr clearance and it is measured preoperatively and 3 months after the radiofrequency tissue ablation. Visual Analog Scale is used to determine the degree of the nasal obstruction. It is noted preoperatively and repeated 1 week, 1 month and 3 months after the operation. The measurements of MCA and total volume after the application of radiofrequency, significantly increased comparing with the basal levels. While in CSA1 and V1 parameters no significant changes were shown after the application of radiofrequency, CSA2, CSA3, V2 and V3 significantly increased during the first month. There was not any significant increase in volumes between 1 month and 3 months after the operation. No significant differences was found between the saccharine tests done in preparation and 3 months after the operation. The complaints of nasal obstruction is decreased from first week to 3 month after the radiofrequency application. In inferior turbinate hypertrophy there are many surgical methods can be used to the patients who did not benefit from medical treatment. Radiofrequency turbinate ablation is a new surgical technique which can frequently be used with reasonable results. In our study it is seen that soft tissue volume reduction is completed 1 month after radiofrequency turbinate ablation and the cross sectional areas and volumes of the nasal passage which locates inferior turbinate are increased. The complaints of nasal obstruction is significantly decreased by expanding the volume of the nasal passage. The application of low energy protects the mucosa and the tissues around the thermal lesion so it does not effect the mucociliary activity. After the radiofrequency turbinate ablation, the complications like pain, bleeding, crusting are less seen. 63

Benzer Tezler

  1. Alt konka hipertrofisi olan allerjik rinitli hastalarda radyofrekans ile türbinektomi

    Turbinate surgery with radiofrequency in the patients with allergic rhinitis which have an inferior concha hypertrophy

    İBRAHİM ALTOPARLAK

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2006

    Kulak Burun ve BoğazAnkara Üniversitesi

    Kulak Burun Boğaz Ana Bilim Dalı

    PROF.DR. TEVFİK AKTÜRK

  2. Alt konka hipertrofisi nedeniyle uygulanan radyofrekans ablasyon yönteminin nazal mukosilyer aktivite üzerine olan etkisi

    Effects of radiofrequency ablation method due to inferior turbinate hypertrophy on the nasal mucociliary activity

    ALİ OSMAN UZ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2008

    Kulak Burun ve BoğazAfyon Kocatepe Üniversitesi

    Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    YRD. DOÇ. DR. ABDULLAH AYÇİÇEK

  3. Radyofrekans termal ablasyon tedavisinin nazal siklus üzerine etkisi

    Başlık çevirisi yok

    ARZU TATAR

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2009

    Kulak Burun ve BoğazAtatürk Üniversitesi

    Kulak Burun Boğaz ve Baş-Boyun Cerrahisi Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ENVER ALTAŞ

  4. Alt konka hipertrofilerinde radyofrekans termal ablasyon sonuçlarının manyetik rezonans görüntülemesi ile değerlendirilmesi

    Başlık çevirisi yok

    CANAN USTA FETHALLAH

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2005

    Kulak Burun ve BoğazSağlık Bakanlığı

    Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    DR. ŞEREF ÜNVER

  5. Nazal konkalarda radyofrekans termal ablasyon ve submukozal diatermi uygulamalarının oluşturduğu histopatolojik değişikliklerin karşılaştırılması

    A comaparison of the histologic change induced in the nasal conchae by radiofrequency thermal ablation and by submucosal diathermy

    MEHMET ERKAN KAPLAMA

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2011

    Kulak Burun ve BoğazFırat Üniversitesi

    Kulak Burun Boğaz Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. İRFAN KAYGUSUZ