Türkiye Cumhuriyeti Döneminde devlet-sanat ilişkisi: Batılı sanatların benimsetilmesi
Başlık çevirisi mevcut değil.
- Tez No: 16934
- Danışmanlar: DOÇ.DR. CİHAT ÖZÖNDER
- Tez Türü: Doktora
- Konular: Sahne ve Görüntü Sanatları, Performing and Visual Arts
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 1991
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Hacettepe Üniversitesi
- Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Sosyoloji Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 217
Özet
Sanat, insanın kendini ifade etmesine hizmet eden sembolik bir dil olarak tanımlanabilir, Sanatçı ise, bu sembolizmin yeni kalıplarını yaratan kişidir. Sanatın anlam yüklü sembolizmi özel bir mesele değil, fakat kül türün bir parçasıdır. Sanat sosyal bir kurum olarak evrenseldir. Ancak sanat dallarının gelişim çizgisi ve biçim ve içeriğinin değişimi daima sosyal sübjektivitenin izlerini taşır. Sanatın haz verme, enerji tüketimi gibi bio-psişik fonksiyonlarının var olduğunu kabul etmekle birlikte, bizim için önemli olan toplumsal fonksiyonlarıdır. Nite kim pek çok sosyal bilimci, sanatın bilgilendirme, eğitme, iletişim, sosyal bütünleşme, sosyal dayanışma. sosyal gerilimi hafifletme gibi önemli fonksiyonlar:, üzerinde dur muşlardır. Sanatın tarih boyunca siyasi kurumla yakın ilişkisi olmuştur. Her dönemde, genellikle yönetici elitler tara fından desteklenmiştir. Çünkü yönetici elifler sanatı, de ger- var lık aleminin bir yansıması olarak görmüşlerdir. Böylelikle sanatın kurumlaşmasında, yönetici elitlerin katkıları gözlenmektedir. Bu bilgilerin ışığı altında Türkiye Cumhuriyeti' nde sanat-devlet ilişkisine baktığımızda, bu doneme pek çok değeri miras bırakan Osmanlı'nın Batıya yöneliş döneminde özellikle siyasi yapıda meydana gelen formal ve entellek- tüel değişmelerle, Asker-elitlerin çabaları ile sanat da Batıya açılmış ve Cumhuriyet dönemine z emin hazırlamıştır. Tek Partili dönemde ise bilinçli bir devlet politi kası ile sanatın, tamamen, devlet güdümüne alındığı ve Batılı sanat dallarının kültürel yapıya oturtulmaya ça lışıldığı görülmüştür, Yani yönetici elitler sanatçıları açıkça yönlendirmeye çalışmışlardır.İÜ Çok Partili dönemde ise devlet, opera, bale, operet gibi sanatları doğrudan desteklemeye devam etmiştir. Ancak plastik sanatların doğrudan desteğini özel sektöre bırakmıştır. Bu dönemde yönetici elit-sanatçı ilişkisinin mahiyetinin değiştiği gözlenmektedir.
Özet (Çeviri)
Art can be defined as a symbolic language for mans self expression and the artist is the person who creates the new patterns of his symbolism. In factf this meaningful symbolism is a part of culture. As a social institution art is universal. And yet the line of development of the branches of art and changes in its form and content bears the traces of social subjectivity. Although art has some bio-psychological functions such as serving as an outlet for energy end giving plea sure, our main concern is its social functions. In fact, many social scientists have noted its important functions like informing, educating, communicati.cn, providing social integrity and solidarity and easing the tensions in the social structure. Art has always been in close contact with political institution throughout history. It has generally been supported by the political elite in the society, because the elite in the power has regarded the art as a reflection of value system thu.s, the elite has been influential in its institutionalization. In the light of these remarks-, when W3 consider the relationship between art and the state, we observe a similar development in Turkish history, During the period when the Qb tomans turned to the Western word for modernization, the ar-; also turned to the West through the support of the military elite and other political and intellectual developments and th^s prepared the ' background for the subsequent developments in the Republican period.During the mono-party period, the art was completely tinder the state control and this was a deliberate state policy/Ene objective was to try to adapt the Western art to the native cultural pattern that is to say, the elites in power explicitly oriented the artists in a sense. In the multi-party period, too, the state has continued to support directly the arts like opera, ballet, operetta. However the support of the plastic arts has been trusted to the private sector. In this period, one can observe that the nature of the relationship between the elites in power and the artist changes»
Benzer Tezler
- Türkiye'de kültürel üretim alanı ve din ile ilişkisi: 1923-1980
The field of cultural production and it's relition with religion in Turkey: 1923-1980
OSMAN ÜLKER
Doktora
Türkçe
2020
Dinİstanbul ÜniversitesiFelsefe ve Din Bilimleri Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. İSMAİL DEMİREZEN
- Erken Cumhuriyet Dönemi'nde Ankara kenti mekansal dönüşümlerinin Ankara Romanı üzerinden değerlendirilmesi
The Evaluation of the residental transformation of the city Ankara in the Early Republican Era through the Novel Ankara
DİDEM ERTUĞRUL AKSAMAOĞLU
Yüksek Lisans
Türkçe
2003
MimarlıkDokuz Eylül ÜniversitesiBina Bilgisi Ana Bilim Dalı
YRD. DOÇ. DR. DÜRRİN SÜER KILIÇ
- Türk resim sanatında Türk Bayrağı imgesi
The Turkish Flag image in Turkish painting
SERKAN ÇALIŞKAN
Sanatta Yeterlik
Türkçe
2016
Güzel SanatlarMarmara ÜniversitesiResim Ana Sanat Dalı
PROF. ZEYNEP RÜÇHAN ŞAHİNOĞLU ALTINEL
- Siyasal iletişimde şarkı kullanımı: 2019 yerel seçimlerinde AK Parti örneği
The use of songs in political communication: The case of AK Parti in 2019 local elections
HAKAN SİPAHİOĞLU
Yüksek Lisans
Türkçe
2020
İletişim BilimleriGalatasaray ÜniversitesiRadyo Televizyon ve Sinema Ana Bilim Dalı
DR. ÖĞR. ÜYESİ GÜLSÜN GÜVENLİ
- 1923-1950 yılları arasında Türk tiyatrosunda din teması
Perception of religion in Turkish theater between 1923-1950
DERYA AKDEMİR
Yüksek Lisans
Türkçe
2021
Türk Dili ve EdebiyatıKırklareli ÜniversitesiYeni Türk Edebiyatı Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. ALİ KURT