Geri Dön

Respiratuar distres sendromu yenidoğanlarda genotoksisiteye neden oluyor mu?

Başlık çevirisi mevcut değil.

  1. Tez No: 175313
  2. Yazar: DUYGU EROL SUVACI
  3. Danışmanlar: PROF. DR. ABDULKERİM BEDİR, PROF. DR. MUHLİSE ALVUR
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Biyokimya, Biochemistry
  6. Anahtar Kelimeler: Respiratuar Distres Sendromu, Genotoksisite, COMET, Plazma Total Antioksidan Durum (TAS). XI, Respiratory Distress Syndrome, Genotoxicity, COMET, Plasma Total Antioxidant Status (TAS). XIII
  7. Yıl: 2007
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Ondokuz Mayıs Üniversitesi
  10. Enstitü: Tıp Fakültesi
  11. Ana Bilim Dalı: Biyokimya Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 116

Özet

ÖZET Hyalen membran hastalığı olarak ta bilmen respiratuar distres sendromu (RDS) prematüre bebeklerde en sık izlenen ölümcül akciğer hastalıklarından bir tanesidir. İnsidansı ve şiddeti gestasyonel yaş ve doğum ağırlığı ile ters orantılıdır. Respiratuar distres sendromu; bozulmuş gaz alışverişi, azalmış statik kompliyans ve normal surfaktan fonksiyonunun bozulmasına sekonder alveoler-kapiller bariyer bütünlüğünün kaybı sonucu gelişen non-hidrostatik pulmoner ödem ile karakterizedir. Respiratuar distres sendromunda doku hasarının altında yatan mekanizmalar henüz tam olarak aydınlatılmamıştır. Surfaktan eksikliği dominant faktör olmakla birlikte, azalmış endojen antioksidan savunma ve nötrofil aktivasyonu ile ilişkili inflamasyona eşlik eden artmış oksidatif stres, RDS ve komplikasyonlannm etiyopatogenezinde önemli rol oynayabilir. Prooksidan ve antioksidan etkiler arasındaki dengenin prooksidanlar lehine bozulması hücre ve doku hasarına neden olabilir. Reaktif oksijen ürünlerinin hücre üzerindeki en sık izlenen zararlı etkileri; DNA hasan, lipidlerdeki çoklu doymamış yağ asitlerinin ve proteinlerdeki aminoasitlerin oksidasyonudur. DNA üzerindeki deoksiriboz molekülü ve/veya pürin-pirimidin bazları ile etkileşime girebilen reaktif oksijen ürünleri (ROÜ) farklı tipte DNA hasan oluşturabilirler. Genotoksisite, fiziksel ya da kimyasal ajanlarla genetik materyalde oluşan hasarlardır. COMET (single cell gel electrophoresis) yöntemi; Singh ve arkadaşlan tarafından 1988 yılında geliştirilen ve genotoksisite araştırmalannda tek hücre düzeyinde, güncel, sensitivitesi yüksek ve uygulaması kolay bir genotoksisite tarama yöntemidir. Bugüne kadar, RDS'li bebeklerde genotoksisite çalışması yapılmamıştır. Bu nedenle, biz bu çalışmada COMET yöntemini kullanarak genotoksisiteyi araştırmayı, total antioksidan durumu (TAS) değerlendirmeyi ve genotoksisite ile TAS arasında bir ilişki olup olmadığını incelemeyi amaçladık.Çalışmamıza Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Yenidoğan Servisine yatışı yapılmış 20 RDS ve RDS olmayan 20 kontrol preterm bebek dahil edildi. Major konjenital ve kromozomal anomalisi olan bebekler çalışmaya alınmadı. Periferal kan örnekleri, doğumdan sonraki ilk bir saat içinde toplandı. RDS ve kontrollerden K3-EDTA'lı tüplere 3 mL tam kan alındı. Tam kandan Histopaque-1077 ile lenfositler izole edildi. Periferal kan lenfositleri COMET yöntemi için plazma örnekleri ise TAS analizi için kullanıldı. Dijital imaj analizi sonucunda hasta verileri % Tail DNA olarak ifade edildi. TAS analizleri Randox Total Antioxidant Status (colorimetric) kiti ile yapıldı. RDS ve kontrol gruplarına ait elde edilen bu veriler istatistiksel olarak karşılaştırıldı. RDS ve kontrol gruplarına ait elde edilen verilerin karşılaştırılmasında Log Tail DNA (pO.0001) ve plazma TAS(p=0.001) açısından iki grup arasında anlamlı fark bulundu. Ancak genotoksisite ile TAS arasında bir ilişki bulunamadı (p>0.05). Sonuç olarak, RDSTi preterm bebeklerde periferal kan lenfositlerinde genotoksisiteyi gösteren Log Tail DNA düzeyleri kontrol preterm bebeklere göre yüksek bulundu. Buna ilaveten, RDSTi bebeklerin plazma TAS düzeyleri kontrol bebeklerden daha düşüktü. Bu bulgular RDS patogenezinde, antioksidan yetmezlik ve nötrofilik aktivasyona bağlı inflamasyon ile ilişkili oksidatif stresin önemli rol oynayabileceğini göstermektedir. Bugüne kadar denenen ancak etkinlikleri tam olarak kanıtlanmamış olan antioksidan tedaviler RDSTi bebeklerde izlenen genotoksisitenin ve oksidatif doku hasarının engellenmesinde faydalı olabilir.

Özet (Çeviri)

SUMMARY Respiratory distress syndrome (RDS) also known as hyaline membrane disease, is one of the most common lung disorders which is a life threatening disease in premature infants. The incidence and severity of RDS are inversely related to the gestational age and birth weight of the infant. Respiratory distress syndrome is characterized by impaired gas exchange, decreased static compliance and a non-hydrostatic pulmonary oedema. The mechanisms of tissue injury in RDS have not been elucidated well. Although surfactant deficiency is the dominant factor, immaturity, increased oxidative stress, accompanied by reduced endogenous antioxidant defenses and neutrophil activation associated with inflammation may be play an important role in the etiopathogenesis of RDS and its complications. Imbalance between prooxidant and antioxidant forces in favor of prooxidants, which is oxidative stress, may lead to cell and tissue damage. The most frequent harmful effects of reactive oxygen species (ROS) on the cell are DNA damage, oxidation of polyunsaturated fatty acids in lipids and oxidation of amino acids in proteins. ROS, which can attack to the deoxyribose molecule or any of the purine and pyrimidine bases at DNA, can generate several types of DNA damage. Genotoxicity is the genetic material damage performed by physical, chemical agents and ROS. COMET assay, developed in 1988 by Singh et al. is a current, high sensitive and easy applicable searching method for genotoxicity studies. So far, genotoxicity was not studied in preterm infants with RDS. Therefore, we aimed to determine genotoxicity by using COMET assay and evaluate total antioxidant status (TAS) in preterm infants with RDS and examine whether there is a relation between genotoxicity and TAS. XII20 infants with RDS and 20 control preterm infants who had not developed RDS, followed up in Neonatal Intensive Care Unit of Faculty of Medicine, Ondokuz Mayıs University, were accepted to this study. Babies with major congenital abnormalities or chromosomal abnormalities were excluded in study. Peripheral whole blood samples were obtained in the postnatal first hour. For this 3 mL whole blood from RDS and controls were collected in K3-EDTA tubes. The lymphocytes were isolated from whole blood with histopaque-1077. Peripheral blood lymphocytes were used for COMET assay and plasma samples were used for TAS analysis. The results of digital image analysis were expressed as“% Tail DNA”for determination of genotoxicity. TAS analysis was done with Randox Total Antioxidant Status (colorimetric) kit. The values of Log Tail DNA and TAS obtained from RDS and control groups were compaired statistically. In the comparison of data obtained from RDS and control group, significant differences were determined for Log Tail DNA (pO.0001) and plasma TAS (p=0.001). However, there was not any relation between genotoxicity and TAS (p>0.05). In conclusion, Log Tail DNA levels indicated genotoxicity in peripheral blood lymphocytes were found higher in preterm infants with RDS than control preterm infants. In addition to this, plasma TAS levels were lower in RDS group than control group. It seems that oxidative stress associated with inflammation because of increased neutrophil activation and antioxidant deficiency may play important role in pathogenesis of RDS. Antioxidant therapies may be useful to prevent genotoxicity and oxidative damage in RDS.

Benzer Tezler

  1. Respiratuvar distres sendromlu preterm yenidoğanlarda NKX2.1 geninin yeni nesil dizi analizi ile araştırılması

    Screening of the NKX2.1 gene in preterm newborns with respiratory distress syndrome by next generation sequencing

    BETÜL TÜREN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2022

    Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıDüzce Üniversitesi

    Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. SELMİN KARADEMİR

  2. Respiratuar distres sendromlu prematüre yenidoğanlarda surfaktan uygulmasının klinik etkinliği

    Başlık çevirisi yok

    SELAMİ SÜLEYMANOĞLU

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    1997

    Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıGATA

    Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    DOÇ.DR. FERHAN KARADEMİR

  3. Respiratuar distres sendromlu yenidoğanlarda kan L-Arginin düzeyleri ve L-Arginin desteğinin klinik değerlendirilmesi

    Blood L-Arginine levels and clinical evaluation of L-Arginine support in newborns with respiratory distress syndrome

    MURAT CANSEVER

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2010

    Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıErciyes Üniversitesi

    Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. MUSTAFA AKÇAKUŞ

  4. Respiratuar distresli preterm yenidoğanlarda metalloproteinaz-2-8-9, doku proteinaz inhibitörü-2 ve endotelin-1'in plazma düzeylerinin belirlenmesi

    Determining the plazma level of metallopoteinases-2-8-9,metalloproteinases inhibitör-2 and endotelin-1 in newborn infants with respiratory distress syndrome

    DENİZ KAHRAMAN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2006

    Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıAfyon Kocatepe Üniversitesi

    Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    Y.DOÇ.DR. AYŞEGÜL BÜKÜLMEZ