Geri Dön

Impacts of privatization on urban planning: The Turkish case (Ankara)

Özelleştirmenin kentsel planlamaya etkileri: Türkiye örneği (Ankara)

  1. Tez No: 201782
  2. Yazar: ŞİRİN GÜLCEN EREN
  3. Danışmanlar: DOÇ. DR. H. ÇAĞATAY KESKİNOK, DOÇ. DR. ÖZCAN ALTABAN
  4. Tez Türü: Doktora
  5. Konular: Ekonomi, Şehircilik ve Bölge Planlama, Economics, Urban and Regional Planning
  6. Anahtar Kelimeler: Özellestirme [De jure-özellestirme / De facto-özellestirme], Kamu Yararı, Piyasa Elestirel Yaklasım, Piyasa Yönelimli Yaklasım, Kentsel Mekanın (Yeniden) Üretimi, Privatization [De jure-privatization / De facto-privatization], Public Interest, Market-critical Approach, Market-led Approach, (Re) production of Urban Space
  7. Yıl: 2007
  8. Dil: İngilizce
  9. Üniversite: Orta Doğu Teknik Üniversitesi
  10. Enstitü: Fen Bilimleri Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Şehir ve Bölge Planlama Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 448

Özet

Kentsel planlama ve özellestirme arasındaki ?gerilimle? kentsel mekanın metalastırılması arttıkça, kentsel planlama yazınındaki özellestirme tartısması çoğalmaktadır. Kamu arazilerinin özellestirilmesi ve bunun kentsel planlama süreçlerine etkileri ile, rant, mülkiyet ve kamu yararı konularındaki teorik çerçeve üzerine sınırlı sayıdaki çalısma, bu tezin amaçlarını sekillendirmistir. Tüm bu olgular tezimize temel olusturmustur. Bu tez, kentsel mekanda tarihsel bir kapsamda özellestirme ile yaratılan kapitalist üretim ile kamu mülkü arasındaki iliskiyi açıklamayı amaçlamaktadır. Elestirel değerlendirme, Ankara kentindeki bir de jure-özellestirme örnek olayındaki uygulama farklılıkları, ilgili planlama yaklasımları ve süreçleri, aktörlerin rolleri ile, çevre alanlar ve kent makroformundaki mekansal etkileri çevresine odaklanmıstır: Et ve Balık Ürünleri (EBÜ A.S.) Akköprü Mezbaha Alanı. Bu örnek olay çalısmasında piyasa mekanizmalarının nasıl islediği ve davrandığı nedenleriyle analiz edilmistir. Bu tez, ilgili süreçlerin ve uygulamanın farklı olması nedeniyle, de jure-özellestirme ve de facto-özellestirme kavramsal ayrımının kentsel planlama için anlamlı olabileceğini tartısmaktadır. Her ne kadar her bir ?de jure-özellestirme (özellestirme)? deneyimi kendi dinamiklerine sahip ve özgün örneklerse de, Türkiye'deki uygulama, dünya örneklerinden farklılasmaktadır: ?lk olgu, aynı mevzuat kapsamında Türkiye'nin tasfiye, hibe, özellestirme ve sosyalizasyonu birlikte tatbik etmesidir. ?kinci olarak, de jureözellestirme kamu arazisi özellestirilmesi yönelimlidir. Üçüncü olarak, noktasal bir müdahale olarak, özellestirmenin kentsel planlamaya ve kentlerin planlı büyümelerine doğrudan etkileri vardır. Kentlesme süreçleri tamamen piyasa güçlerine bırakıldığı için rasyonel planlamanın denetimi altında değildir. Bu de jure-özellestirme sürecinde, kent mekanı piyasa yönelimli planlama yaklasımlarıyla (yeniden) üretilmekte ve kamu yararı kavramı (kent planlarında) ihmal edilmektedir. Piyasa yönelimli planlama yaklasımları ?güç? araçlarını kontrol etme eylemi halini almıs, devletin üretim faaliyetlerini sonlandırmıs, diğer mekanların rekabet edebilirliğini azaltırken ?tüketim mekanları? yaratmıs ve kamu arazisine ?mal? muamelesi yapmıstır. Kentsel planlarla tanımlanan kamu mekanı toplum tarafından kullanılan özel mekanlar halini almıstır. Bunun sonucunda, kamu mekanının kamu malı karakteri kaybolmustur. Diğer bir deyisle, piyasa kurumunun istemlerinin özel yararlar için önceliği vardır ve sermayedarın mantığı kent mekanını (yeniden) üretmektedir. Üretimin devamlılığı kararı sermayedara bırakılmıstır. Bu nedenle, özellestirme sürecindeki kentsel planlama gerçek arazi değerini bulma, rant yaratma yanı sıra, gelisme potansiyeli ve ayrıcalıklı imar haklarının aktarımı eylemine dönüsmektedir. Bu olgu, kentsel planlamada bir paradigma değisimini kast etmektedir. Bu olusumlar, planlama ve piyasa kurumlarının her ikisinin de mesruiyetini tartısılır hale getirmektedir. Bu tez, eğer de jure-özellestirme önlenemez ise, piyasa kurumu ve kentsel planlamanın mesruiyeti için saf piyasa elestirel kapsamlı rasyonel planlamanın bir tarafa bırakılmaması gerektiğini vurgulamaktadır. Kentsel planlama var olmadan piyasa mesru ve güvenilir olmayacaktır. Piyasa ayrıca kamu yararı için olmalıdır aksi halde, kendi mesruiyetini sarsacaktır. Kentsel planlamanın özellestirme ile kamu yararı için eklemlenmesi ancak bundan sonra telaffuz edilebilir. Diğer bir deyisle, eğer kamu yararı tüm plan hiyerarsisindeki nesnellik olursa, özellestirme kentsel planlama tarafından mekansal bağlamda bir ideoloji olarak kabul edilebilecektir. De jureözellestirme sürecinde, idari eylem, kent mekanının (yeniden) üretimi, ekonomik konular ve kamu yararı konuları kapsamında belirsizlikler, ikilemler ve sorun alanları mevcuttur. Bunlar bilinmeden, piyasa elestirel kentsel mekanın (yeniden) üretimi mantıksız olacaktır. Sonuç olarak, bu tezde de jure-özellestirme ile ilgili planlama süreçleri, kentsel planlamayı bir kurum ve ideoloji olarak güçlendirmek için tanımlanmıstır.

Özet (Çeviri)

Privatization debate in urban planning literature is accelerating as commodification of urban space increases by the ?tension? between urban planning and privatization. The limited number of studies on the privatization of public lands and its impacts on urban planning processes as well as the theoretical framework in terms of rent, rights to property, and public interest issues has stimulated the aims of this thesis. All these provided a base for this thesis. This Thesis aims to clarify the relationship between capitalist production and public property, which has been created in urban space through privatization within a historical context. Critical evaluation is centered around the differences in implementation, related planning approaches and processes, the roles of the actors, and spatial impacts on the neighboring areas and the urban macroform in case of a de jure-privatization of a public land in the city of Ankara: Meat and Fish Products Firm (EBÜ A.S.) Akköprü Slaughterhouse Area. How and why market mechanisms functions and reacts is analyzed in this case study. This Thesis argues that de jure-privatization and de facto-privatization conceptual differentiation might be meaningful for urban planning as the related processes and implementation function separately. Even though every ?de jure-privatization (privatization)? experience has its own dynamics and is a unique case, the practice in Turkey differs from the world cases: Firstly, under the same legislation, Turkey exercised liquidation, donation, privatization, and socialization. Secondly, de jureprivatization is public land privatization oriented. Thirdly, as a nodal intervention, privatization has direct impacts on urban planning and the planned growth of the cities. Urbanization processes are not under the control of rational planning as these are completely left to market forces. In this de jure-privatization process, urban space is (re) produced by market-led planning approaches and public interest issue (in urban plans) is neglected. Market-led planning approaches became an act of controlling the means of ?power?, ended the production functions of the state, and produced ?spaces of consumption? while decreasing competitiveness of other spaces and treated public land as a ?commodity?. Public space defined by the urban plan has become private space publicly used. As a result, public good characteristic of public space is lost. In other words, the demands of the market institution have priority for private interests and the rationality of the capitalist (re) produces urban space. The decision to continue production is left to the capitalist. Therefore, urban planning in the privatization process becomes an action to determine the real land value, to generate rent, and to transfer development potential and privileged development rights. This refers to a paradigm shift in urban planning. These outcomes challenge the legitimacy of both planning and market institutions. This thesis stresses that if de jure-privatization is inevitable, purely market-critical comprehensive rational planning should not be left aside for the legitimacy of the market institution and urban planning. This must be because; market cannot also be legitimate and trustable without the emergence of urban planning. Market should also be for public interest otherwise it would shake its own legitimacy. Articulation of urban planning with privatization for public interest could be than spelled. In other words, privatization can be accepted as an ideology by urban planning in spatial terms, if public interest is the objective in all plan hierarchies. In the de jure-privatization process, there are uncertainties, dualisms, and problem areas in terms of administrative action, (re) production of urban space, economic issues, and public interest issues. Without the awareness of these, (re) production of urban space market-critically is irrational. Conclusively, the de jure-privatization related planning processes are defined in this thesis to strengthen urban planning as an institution and ideology.

Benzer Tezler

  1. Impacts of World Bank's urban development on urban planning system in Turkey

    Dünya Bankası'nın kentsel gelişme modelinin Türkiye'deki kent planlama sistemi üzerine etkileri

    AYSİN TEKTAŞ

    Yüksek Lisans

    İngilizce

    İngilizce

    2001

    Kamu YönetimiOrta Doğu Teknik Üniversitesi

    Kamu Yönetimi Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. ÇAĞATAY KESKİNOK

  2. Özelleştirme kapsam ve programındaki taşınmazlara ilişkin planlama faaliyetinin taşınmazın değeri üzerindeki etkilerinin incelenmesi

    Analysis of impacts of planning activities on real estates covered by privatization scope and programme to the value of real estate

    AYŞEGÜL DİNÇ

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2012

    Şehircilik ve Bölge PlanlamaAnkara Üniversitesi

    Taşınmaz Geliştirme Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. TÜRKAY TÜDEŞ

  3. Neoliberalizmin kent üzerindeki sosyo-mekânsal etkisi: Ankara örneği

    Socio-spatial impact of neoliberalism on the city: The case study of Ankara

    FATIMA UYANIKER KIRBAŞ

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2017

    Kamu YönetimiAnkara Üniversitesi

    Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. TAYFUN ÇINAR

  4. Türkiye'de su hakkı

    The right to water in Turkey

    YILDIZ AKEL ÜNAL

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2021

    HukukGalatasaray Üniversitesi

    Kamu Hukuku Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ERDOĞAN BÜLBÜL

  5. Kent yönetimi ve planlama projelerinin kurumsal kapasite, proje yönetimi ve yenilikçilik boyutları: İstanbul'da İMP deneyimi

    Urban management and institutional capacity, project management, innovation dimensions of planning projects: IMP experience from Istanbul

    ULAŞ AKIN

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2015

    Şehircilik ve Bölge Planlamaİstanbul Teknik Üniversitesi

    Şehir ve Bölge Planlama Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. TÜZİN BAYCAN