Diyabetik ve diyabetik olmayan koroner ater hastalarında ileri glikozillenmiş son ürün reseptörü (RAGE)'ne ait kritik polimorfizmlerin incelenmesi
The study of critical polymorphisms of receptor for advanced glycation end products (RAGE) in diabetic and non diabetic patients with coronary artery disease
- Tez No: 203997
- Danışmanlar: DOÇ. DR. HÜLYA YILMAZ
- Tez Türü: Yüksek Lisans
- Konular: Genetik, Genetics
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2008
- Dil: Türkçe
- Üniversite: İstanbul Üniversitesi
- Enstitü: Sağlık Bilimleri Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Moleküler Tıp Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 147
Özet
Aterosklerotik koroner arter hastalığı (KAH) batı toplumlarında ölüm nedenlerinin başında yer alan genetik ve çevresel faktörlerin neden olduğu kompleks bir hastalıktır. Diyabette çok hızlı bir şekilde AGE oluşumu ve birikimi meydana gelmektedir. AGE'leri uzaklaştıran ve degrade eden AGE bağlayan reseptörlerle (RAGE) AGE'lerin etkileşimi proenflamatuvar ve protrombotik yolların aktivasyonunu sağlamaktadır. RAGE geni promotor bölgesindeki -374 T/ A polimorfizminin transkripsiyonel aktivite üzerinde belirgin etkisi olduğu gösterilmiştir. Gly82Ser polimorfizminin ise reseptörün ligand bağlama domeninde, ligand bağlama afinitesini değiştirerek etkili olduğu ve oksidatif stres ile enflamatuar sinyal yollarının aktivasyonunu sağlayarak çeşitli hastalıklarda rol oynadığı bildirilmiştir. Koroner ateroskleroz gelişiminde saptanan bireylerarası değişimlere katkısı olan faktörlerden birinin RAGE olduğu görüşü giderek yaygınlaşmaktadır. Çalışmamızda diyabetik ve diyabetik olmayan koroner arter hastalarında RAGE geninde tanımlanmış ve RAGE fonksiyonuna etkisi olduğu belirlenen -374 T/ A ve Gly82Ser polimorfizmleri incelenerek koroner arter hastalığı gelişimindeki olası risklerinin belirlenmesi hedeflenmektedir. RAGE -374 T/A polimorfizmi AA genotip frekansı kontrol grubu ile karşılaştırıldığında total hasta grubunda istatistiksel olarak anlamlı derecede yüksek gözlenmiştir (%28.3 ? %13.2, Kikare: 4.509, p=0.034). AA genotip allel frekansı kontrol grubu ile karşılaştırıldığında DM (+) KAH hasta grubunda istatistiksel olarak anlamlı derecede yüksektir (%38.9 ? %13.2, Kikare: 9.131, p=0.003). Çalışmamızda diyabetik hasta grubumuzda A allelini bağımsız risk faktörü olarak gözlemledik. DM (-) KAH hasta grubunda RAGE Gly82Ser GlyGly genotipi kontrol grubuna göre yüksek gözlenmiştir (%78.8 ? %47.3; Kikare: 11.383, p
Özet (Çeviri)
Atherosclerotic coronary artery disease by the interaction of multiple genetic and environmental risk factors, is a complex disease and a major cause of morbidity and mortality in Western population. The AGE formation and accumulation are more accelarated under diabetes. The engagement of AGE with AGE-binding and degrading receptor (RAGE) results in the activation of proinflammatory and prothrombotic pathways. -374 T/ A polymorphism in the promoter of the RAGE gene has been shown to exert significant effects on transcriptional activity. Gly82Ser polymophism was found to occur within the ligand-binding domain of RAGE, acts by changing the affinity of ligand binding which contributes to the induction of several diseases with the elevated inflammation and oxidative stress from RAGE activation. The concept of one of the factor that contributes the development of coronary atherosclerosis is RAGE, increasingly became prevalent. The purpose of this study was the determination of the possible risks in the development of coronary artery disease either in diabetic or non-diabetic patients with researching the declared polymorphisms which are identified in the RAGE gene and affects the function of RAGE itself. The -374 T/ A AA genotype frequency is statistically higher in the whole patient group with diabetic and non-diabetic, when compared with control group (28.3% ? 13.2%, chi-square: 4.509, p=0.034). Also AA genotype frequency is statistically higher in the patient group with diabetes when compared with control group (38.9% ? 13.2%, chi-square: 9.131, p=0.003). In this study we found A allel as an independent risk factor. The Gly82Ser GlyGly genotype frequency is statistically higher in the non-diabetic patient group when compared with control group (78.8% ? 47.3%; chi-square: 11.383, p
Benzer Tezler
- Plasma fetuin-a düzeyi ile diyabetik olmayan hastalarda koroner arter hastalığı sıklığı ve yaygınlığı arasındaki ilişki
The relationship between plasma fetuin-a levels and the prevalence and severity of coronary artery disease in non-diabetic patients
AHMET KORKMAZ
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2012
KardiyolojiSağlık BakanlığıKardiyoloji Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. MEHMET TİMUR SELÇUK
- Hiperlipidemisi olan ve olmayan erkek tip 2 diyabetik hastalarda plazma homosistein, beslenme durumu ve bazı antropometrik ölçümlerle plazma folik asit ve vitamin b12 düzeyleri arasındaki ilişki
The relationship between folic acid, vitamin B12, nutritional status, anthropometric measurements and homocysteinemia on hyperlipidemic and nonhyperlipidemic type 2 diabetic patients
SEVGİ SAĞUN
Yüksek Lisans
Türkçe
2006
Beslenme ve DiyetetikHacettepe ÜniversitesiDiyetetik Ana Bilim Dalı
YRD. DOÇ. DR. GÜLHAN EROĞLU SAMUR
- Koroner arter hastalığı ve hipertansif retinopati arasındaki ilişki
The relationship between coronary artery disease and hypertensive retinopathy
FAİK ALPER AKSOY
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2010
KardiyolojiTrakya ÜniversitesiKardiyoloji Ana Bilim Dalı
PROF. DR. ARMAĞAN ALTUN
- Diyabetik ve diyabetik olmayan koroner arter hastalarında aerobik egzersizin kan glikoz değerleri laktat düzeyleri ve egzersiz kapasitesi üzerine etkilerinin değerlendirilmesi
The effect of aerobic exercise on blood glucose values, lactate levels and exercise capacity with diabetic and non-diabetic coronary artery patients
SONER ARIK
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2019
Fiziksel Tıp ve RehabilitasyonManisa Celal Bayar ÜniversitesiFizik Tedavi ve Rehabilitasyon Ana Bilim Dalı
PROF. DR. CANAN TIKIZ
PROF. DR. HAKAN TIKIZ
- Diyabetik ve diyabetik olmayan koroner arter hastalarında perioperatif dönemde perfüzyon ve innervasyonun seyri ve prognoza olan etkisi
Perioperative outcome of perfusion and innervation of diabetic and non-diabetic patients and the effect on prognosis in coronary artery disease patient
SERDAR GÜNAYDIN