Âşık Müslüm Dalkılıç'ın hayatı, sanatı ve eserleri
The life of the bard Müslüm Dalkılıç his art and his works
- Tez No: 205597
- Danışmanlar: Y.DOÇ.DR. AHSEN TURAN
- Tez Türü: Yüksek Lisans
- Konular: Biyografi, Türk Dili ve Edebiyatı, Biography, Turkish Language and Literature
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2006
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Gazi Üniversitesi
- Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Türk Dili ve Edebiyatı Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Türk Halk Edebiyatı Bilim Dalı
- Sayfa Sayısı: 459
Özet
1931 yılında Çubuk(Ankara)un Susuz köyünde doğan Âşık MüslümDalkılıç'ın ailesi yörenin zenginlerindendir. Geçimlerini çiftçilik vehayvancılıkla temin ederler. Onun annesinin babası Seyyit SüleymanDalkılıç, saz şiiri söyler, fakat saz çalmaz. Seyyit Süleyman'nın söylediğişiirlerin konuları Allah, peygamber kıssaları, Hz. Ali, Hasan, Hüseyin, on ikiimam, ehl-i beyt ve tasavvuf mahreçlidir. Âşığın babasının babası Seyyitbrahim Dalkılıç ile amcası Battal Dalkılıç saz çalıp, anonim türkülerisöylerler. O, babasının babası ve amcasında gördüğü saza ilgi duyar ve 7yaşında sazı eline alır. Onlardan özel olarak ders almasa da görerek sazçalmasını öğrenir. lk şiirini 15 yaşındayken, küçükbaş hayvan çobanlığıyapan teyzesi oğlu Kâmil'in intiharı üzerine söyler. Köyde istediği ortamıbulamayan âşık, her bakımdan daha rahat edeceğini düşündüğü Ankara'ya1946 ve 1947 yıllarında birer kez kaçar fakat ailesi onun Ankara'dakalmasına izin vermez ve onu 1946 yılında Hasanoğlan Öğretmen Okulunubitirerek eğitmen olan ağabeyi Ali Rıza Dalkılıç zorla da olsa köyüne tekrargötürür. O yıllarda Ankara'da Hıdırlığın Tepe adı verilen yerde geceliği 10kuruşa bir oda kiralar, orada yatar, gündüzleri de hamallık ve/veya seyyarsatıcılık yapar. 1952-1954 yılları arasında Diyarbakır ve Kars'ta muhabereçavuşu olarak vatanû görevini tamamlar.Askerlikten sonra yani 1955 yılında Ankara'ya gelir ve bir daha köyünedönmez. Ankara'da hamallık, seyyar satıcılık, bakkallık ve tuhafiyecilik yapar.En son mefruşatçılıkta karar kılar ve uzun yıllar bu işi yapar. Bu aradaAnkara'ya geldikten sonra âşıkların toplantı yerlerini de öğrenir ve oralarauğramaya başlar. Bu müdavimliği neticesinde tanıştığı âşıklarla birlikte 1974yılında Halk Ozanları Kültür Derneğini kurar. Buranın başkanı kendisidir.Çeşitli programlara katılıp sanatını icra etmeye başlar. Türlü etkinlikler tertipedip, basın ve yayın yoluyla dernek çalışmalarını sürdürür. Onun budönemdeki en önemli amacı bireylerin ve toplumun dertlerini ifade etmek.,aynı zamanda da âşıkların dertlerini çözmektir. Birçok tartışmaya katılır.Kendisini ayrılıkçı olarak suçlayanlar bile çıkar. Âşık, doğruları söylediği vesöyleyeceklerini de hiç sakınmadan ortaya koyduğu için bazı çevrelerinhedefi haline geldiğini üzülerek belirtir. 1977 senesinde CHP'denmilletvekilliği için aday adayı olur ama aday olmak için gerekli delegedesteğini sağlayamaz. Bu olay onun mücadeleci ruhunu yaralar. 1980ihtilâlinden sonra dernek başkanlığından ayrılır. Böylece bu faaliyetine birdaha başlamamak üzere son verir. Onun şiir söyleme ile adalet ve aşkduyarlığı devam eder. Fakat bu tarihten sonra şiir söylemesinde hissedilirderecede bir azalma vardır. Hayatı ise işyeri ve evi arasında geçer. Sağlıkproblemleri baş gösterince şiir söylemeyi iyice bırakır. Halen yaşamakta olanÂşık Müslüm Dalkılıç, neredeyse hiç şiir söylememektedir. Mefruşatçılık işinedevam eder ama orda bir başkan sıfatıyla bulunur, yürütme işlerini oğullarısürdürmektedir. Kendisi iki kez evlenmiştir. lk evliliğini 1948 yılında ailesininzorlaması sonucu Mercan Hanımla yapar, kendisinin istemediği bu evlilik dörtçocuğu olmasına rağmen yürümez ve 1962 yılında karşılıklı anlaşmayla sonbulur. kinci evliliğini 1964 yılında Fatma Hanımla gerçekleştirir. Bu, aşkevliliğidir. Fatma Hanımdan da üç çocuğu dünyaya gelir.Âşık Müslüm Dalkılıç'ın şiirleri âşık şiirinin özelliklerini gösterir.Hecenin 7'lisi, 8'lisi,11'lisi ve 13'lüsü kullandığı vezinlerdendir. En çok da 11'lihece ölçüsünü kullanır. 8'li hece ölçüsüyle yazdığı şiirler çokluk bakımındanikinci sıradadır. 7 ve 13 heceli şiirleri oldukça azdır. Şiirlerinde vezin hatalarıbaşarısızlık olarak addedilebilecek seviyede değildir. Saz çalabilen âşık, bazışiirlerini türkü şeklinde söyler. O, âşık şiiri şekil ve türleri ile halk hikayesibilmez. Şiirlerindeki tek şekil ?koşma?dır. Tür olarak ise güzelleme, taşlamave destan söyler. Zaten onun bunları öğrenmek gibi bir kaygısı yoktur. O,şekil ve tür bağlamında incelemeleri araştırmacıların yapması gerektiğinidüşünür. Şiirin belli bir birikim ve çalışma sonucu ortaya konması taraftarıdır.Diğer türlü söylenen şiirleri ?ham, pişmemiş? olarak tavsif eder. Fakatkendisinin tahsili ilkokulla sınırlıdır. Sonrasında da kendini geliştirecek çabayıgöstermez. Yaşam deneyimleri, gözlemleri ve Allah vergisi yeteneği üzerinebina eder şiirlerini. Şiirlerinde enfüsû konularla beraber toplumsal konularıişler. Kişiye özgü aşk ve adalet hemen hemen tüm boyutlarıyla onunşiirlerinde yer bulur. Gelir dağılımındaki dengesizlikler onu üzer. Fakirlereacıyan Âşık Müslüm Dalkılıç, daha çocukluk yıllarında ailesinin kilerindençaldığı yiyecekleri yoksullara dağıtarak bu konudaki duyarlığını ortaya koyar.Tabiatın güzellikleri onun duygu ve düşüncelerine ilham kaynağı olur.Bunlardan yola çıkarak kendi his ve fikirlerini açığa vurur. Vatan sevgisi deüst seviyededir. Ülkemizin dört bir yanının özelliklerinden ve güzelliklerindenşiirlerinde övgüyle söz eder. Fatih Sultan Mehmet, Oruç ve Hızır Reisşiirlerine konu olur. Âşık da yoğun şekilde Atatürk ve Cumhuriyet sevgisivardır. Atatürk'ü ve Cumhuriyeti tüm özellikleriyle sahiplenir. Atatürk'ünçağdaşlaşma yolunda yaptığı inkılaplara bağlı olmanın ve onların gerekleriniyerine getirmenin milletinin kurtuluşu olacağını savunur. Atatürk'ün ilke vedevrimlerine karşı olanlar âşığın sert eleştirilerine uğrarlar. Çağdaş uygarlıkseviyesine ulaşamamış olmamızın nedenini Atatürk'ün çizdiği yoldanilerlememiş olduğumuzla açıklar.Şiirlerinde kullandığı kelime çeşitliliği kültürüyle paralellik gösterir. Köyçocuğu olması dolayısıyla hayvancılık ve çiftçilikle ilgili kelimeleri kullanır.Bunları sözlükte olduğu şekilleriyle değil de kendi yöresindeki söylenişiylekullandığı görülür. Kullandığı bazı kelimelerin anlamı lügatteki anlamlarındanfarklıdır. Hatta şiirlerinde yer alan bir takım sözcükler kamusta yoktur. Kimikelimelerin vezne uyması için ses bakımından değiştiğine ve bu sözcüklerdebazı seslerin düştüğüne tanık oluruz. Lakin o, bunları bilinçli olarak yapmaz.Günümüz Türkçe'sinde kullanılmayan Arapça ve Farsça kökenli sözcüklerede şiirlerinde tesadüf edilir. Hülasa dili sadedir. Şiirleri kolayca anlaşılabilirniteliktedir.Âşık Müslüm Dalkılıç, yaşamaktadır. Şiir söylemeyi bırakmıştır.şyerine gidip gelmekte, orada ?gölge başkanlık? diyebileceğimiz bir konumdahayatını devam ettirmektedir.
Özet (Çeviri)
The family of the Bard Müslüm Dalkılıç who was born in Susuz, thevillage of Çubuk(Ankara), in 1931 is one of the richest family area around.They get their lives from farming and stock raising. His mother?s father SeyyitSüleyman Dalkılıç tells the poem of the stringed instrument, but not play. Thesubjects of the poems which he tells focuses on God, anechdotes of theprophet, the Prophet Ali, Hasan, Hüseyin, twelwe-imams, the family of theProphet Muhammad and sufism. The bard?s grandfather Seyyit İbrahimDalkılıç and his uncle Battal Dalkılıç play the stringed instrument and singanonymous folk songs. He is interested in the stringed instrument which hisgrandfather and uncle have and he plays it at seven years old for the firsttime. He learns playing by looking at them, not having any special lesson. Hetells his first poem at the age of 15, when the son of his aunt Kamil who is ashepherd commits a suicide. The bard who can?t find the suitableenvironment that he wants in the village runs away Ankara where he thinkshe will be untroubled with every aspects, once in 1946 and once in 1947, buthis family doesn?t give permission to him to live in Ankara and his brotherwho becomes a village teacher by graduating from Hasanoğlan Teachers?Training School takes him back to his village even if the bard doesn?t want. Inthose years he rents a room for 10 Kurus a night in a place called Hıdırlık?sHill in Ankara. He stays there and works as a porter or peddler. Between1952 and 1954 he completes his military service as a sergeant in the signalcorps.After military service, it means in 1955, he comes to Ankara and hedoesn?t go back to his village. He works as a porter, peddler, grocer, seller ofsundries in Ankara. At last he decides to sell fabrics and does this work foryears, meanwhile, after coming to Ankara he learns the meeting places of thebards and tries to drop in there. As a result of this habit, in 1974 he sets upthe Folk Bards Culture Association with the bards whom he gets acquaintedwith. He becomes the chairman of this place. He starts to carry out his art byjoining at different programs. He organizes different activities and continueshis association studies by the way of the press and publication.His most important aim at this term is to state the troubles ofindividuals and society, at the same time to solve the problems of the bards.He participates in many discussions, although some people accuse him as aseparatist. The bard clafiries with sorrow that he has become the target ofsome people since he tells the truths and brings up his tellings with outavoiding. In 1977 he becomes a candidate of the member of Grand NationalAssembly for People?s Rebuplican Party but he can?t provide the support ofdelegates which is needed. This event hurts his fighter spirit. He leaves thepresidency of the association. In this way he puts an end to this activity, notreturn back again. His telling poem and sensitivity of love and justinecontinues. But after this date his telling poem decreases markedly. He lifegoes on between home and work. When his health problems appear, hecompletely stops telling poem. The Bard Müslüm Dalkılıç who still livesalmost never tells poems. He continues to sell fabrics but he is the chairmanthere, his sons carry on selling. He gets married two times. He makes his firstmarriage with Mrs Mercan in 1948 because of the pressure of this family, thismarriage that the bard doesn?t want himself doesn?t continue although he hasfour kids and it ends by deciding together in 1962. He makes secondmarriage with Mrs Fatma in 1964. This is a love marriage. They have threechildren.The poems of the Bard Müslüm Dalkılıç have the same characteristicsof the bard poems. He uses different kinds of syllabic meter(7, 8, 11 and 13),espacially 11 syllabic meter. The second meter he uses most is 8 syllabicmeter. The poems he writes in 7 and 13 syllabic meter are rather less. Theerrors of meter in his poems aren?t important level. The bard who plays thestringed instrument tells some poems as folk songs. He doesn?t know theforms and types of bard?s poems and folk tales. The unique form of hispoems is the free-form folk poem. He tells lyric, satirizing and epic types.Anyway he doesn?t have any anxiety to learn them. He thinks that theresearchers should examine form and type. He is the supporter of that apoem should be produced as a result of a certain accumulation and study.Otherwise he describes the poem as ?unripe, uncooked?. But his education isrestricted with primary school. After that he doesn?t struggle to improvehimself. He builds up his poems on his life experiences, observations andskills that are thanks to God. He focuses on both subjective and social topics.Love and justice special to person with allmost all dimensions take place inall his poems. The imbalance of income distribution worries him. The BardMüslüm Dalkılıç who feels compassion for poors shows his sensitivity bydistributing the foods that he steals from his family?s larder in his childhoold tothe poors. The beauties of nature inspire to his senses and thoughts. Hereveals his own feelings and ideas as a result of this situation. The affectionof motherland is great. He mentions proudly about the beauties and featureson all sides of our country in his poems. The bard has a great affection ofAtatürk and Rebuplic. He owns Atatürk and Republic with all the features. Hedefends that depending on the revolutions which Atatürk makes to becomecontemporary and carrying out their necessities will be liberation of thenation. The people who are against to Atatürk?s principals and revolutions arecriticized mercilessly by the bard. He explains the reasons of not being ableto reach the contemporary civilization level with the fact that we don?t followthe way of Atatürk.The variety of words that he uses in his poems shows parallelism withhis culture. Because of living in a village in his childhood he uses wordsabout stockraising and farming. It is seen that he uses them with the usage ofhis region not a dictionary form. The meanings of some words that he uses inhis poems are different from dictionary meaning. Moreover some words in hispoems don?t take place in the dictionary. We see that some of the wordschange from the point of view of voice in order to fit meter and some of thevoices in these words disappear. Yet he doesn?t do them consciously. Thewords which aren?t used today?s language and come from the Arabic andPersian language are come across. Briefly its language is plain. His poemscan be understood easily.The Bard Müslüm Dalkılıç is still alive. Anymore he doesn?t tell poems.He goes to his fabric store, he isn?t at an active position there but onlycontrols the job and goes on his life like that.
Benzer Tezler
- Zengan âşıklık geleneği ve Zenganlı Aşık Müslüm
Zengan Aşık tradition and Aşık Müslüm
MOHAMMAD RAZZAGHI
Yüksek Lisans
Türkçe
2018
Doğu Dilleri ve EdebiyatıEge ÜniversitesiTürk Dünyası Araştırmaları Ana Bilim Dalı
YRD. DOÇ. FERAH TÜRKER
- Erzincanlı Aşık Ahmet Cemil'in hayatı, edebi kişiliği ve eserleri
Başlık çevirisi yok
HANDAN AYDIN EYİCİL
- Hacı Taşan türkülerinin viyolonsel ile çalımına yönelik eğitim materyallerinin hazırlanması
Preparation of educational materials for educational purposes on the execution of Hacı Taşan folk songs with violoncello
BERKCAN KAYAARSLAN
Yüksek Lisans
Türkçe
2021
MüzikKırıkkale ÜniversitesiMüzik Ana Bilim Dalı
DR. ÖĞR. ÜYESİ MÜSLÜM AKIN KUMTEPE
- Aşık Müslim Seyrani'nin hayatı, sanatı ve eserleri
The life and art, the work of art of âşik Müslim Seyrani
CİHAN DEMİR
Yüksek Lisans
Türkçe
2011
Türk Dili ve EdebiyatıTrakya ÜniversitesiTürk Dili ve Edebiyatı Ana Bilim Dalı
YRD. DOÇ. DR. SELMA SOL