Kendinin-bilinci ve öteki diyalektiği:Hegel felsefesinde bilincin dolayımı ve nesnelleşmesi
The dialectics of self-consciousness and other mediation and objectification of consciousness in hegel's philosophy
- Tez No: 208039
- Danışmanlar: DOÇ.DR. ERDAL CENGİZ
- Tez Türü: Doktora
- Konular: Felsefe, Philosophy
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2007
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Ankara Üniversitesi
- Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Felsefe Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 253
Özet
Bu çalışmada, Hegel felsefesinde, bilincin diyalektiği ve özbilince geçiş süreci ele alınarak, bu süreç içinde, Hegelci diyalektiğin (karşıtlık ve olumsuzlama yoluyla) bilince ne ölçüde dolayım ve nesnellik sağladığı sorgulanmaktadır. Çalışma, öncelikle Kant'ın aşkınsal felsefesi örneğinde, modern felsefenin özbilinci zaman ve mekandan, dolayısıyla nesnel gerçeklikten tümüyle bağımsız gören, kendi içinde salt özdeşlik ve pekinliğe indirgeyen dolayımsız bilinç anlayışına karşı, bilincin nesnesiyle dolayım ve gelişimine olanak sağlayan Hegel'in kurgusal ya da diyalektik yaklaşımını karşılaştırmakta, Hegel felsefesinin kendinden önceki bilinç ya da düşünüm felsefeleri karşısında özgün konumunu belirlemektedir. Kendinden önceki bilinç felsefelerinden farklı olarak, Hegel, özbilinci, sadece kendi üzerine düşünen ve bilen bir bilinç olmanın ötesinde, ancak bir başkasının bilinci aracılığıyla kendi içinde bir soyutlama olmaktan çıkarmakta, özbilince diğer özneler ile ilişkisinde ve kendi eylemi yoluyla nesnel bir nitelik kazandırmaktadır. Fakat, Hegel bu farklı özbilinç anlayışıyla, bilince nesnellik açısından tarihsel bir boyut katsa da, Hegel'in aşkınsal bilinç eleştirisine karşın, Hegel felsefesinin saltık idealizmin özdeşlik anlayışıyla bilincin kendi dışındaki dünya ile dolayım sorununu tümüyle çözememiş olduğunu görürüz. Bu çalışmada, ulaşılan sonuç, özne ile nesne arasında tam bir özdeşlik ya da ayrım yoluyla kurulacak ilişki biçiminin diyalektik düşünce açısından bir dolayım sorununa yol açabileceğidir. Öznenin kurgusal felsefede olduğu gibi, nesnesiyle bütünüyle örtüşen içkin özdeşliği, ayrım ve dolayımın silindiği bir saltık idealizme yol açarken, ayrımın kesin bir ayrım olarak soyut uzlaşmaz karşıtlığa dönüştürülmesi de benzer biçimde öznenin nesnesiyle dolayımına ya da ilişkisine izin vermemekle birlikte, hem bilginin gelişmesine hem de düşünce ve varlığın devimden yoksun kalmasına neden olmaktadır. Fakat, Hegel felsefesi olumsuzlama ya da aşma diyalektiğiyle karşıtlık ve ayrımları ortadan kaldırdığı için eleştirilse de, yine buna bağlı olarak, karşıtlık ve ayrımı kendi içinde barındıran, özsel ayrım düşüncesiyle Hegel diyalektiği düşünce ve varlığın devim ve gelişim sürecini en iyi biçimde açıklayabilmektedir
Özet (Çeviri)
This study examines how Hegel?s dialectic makes the process of dialectic of consciousness as a mediated and objective process through the contradiction and negation. To achieve this goal, it is necessary to mention modern philosophy, especially Kant?s trancendental philosophy, which recognizes self-consciousness as a stage that is independent from time and place, and so completely independent from objective reality. To establish the position of Hegel?s philosophy as an exclusive advance in history of philosophy, it is also noted that in contrast to the understanding of self-consciousness as an absolute identity and exactness through the concept of unmediated consciousness, Hegel formulates a mediation between consciousness and its object. In the course of this mediation, Hegel makes consciousness as a mediating process which operates in a triadic relation among self, reality and other. Notwithstanding Hegel?s approach includes a historical dimension in constituting self conciousness, there are still unsolved issues regarding the mediation between consciousness and its surroundings. Whether the relation between subject and object is an exact identity or a difference, there is still a problem regarding the mediation in dialectical thought. In Hegel philosophy, a complete overlapping of subject and object due to immanent identity between them results in an absolute idealism in which difference and mediation disappear. And also, putting the difference as an excluded opposition leads to an antagonism which does not allow the mediation of subject to object and activity of thought, and the mediation of being. Even though Hegel?s philosophy abolishes the opposition and difference through negation or sublated dialectic, it may still be right if it is understood as a philosophy which perceives the difference as both an essential difference of thought and being in themselves, and difference of thought and being.
Benzer Tezler
- Le Transition de la Realitat a Wirklichkeit dans la philosophie de Hegel
Hegel felsefesinde gerçeklik kavramı ?realitat?dan ?wirklichkeit?a geçiş
ÖZNUR KARAKAŞ
Yüksek Lisans
Fransızca
2012
FelsefeGalatasaray ÜniversitesiFelsefe Ana Bilim Dalı
PROF. DR. ZEYNEP DİREK
- Master and slave dialectic in Emily Dickinson's poetry
Emily Dickinson?ın şiirinde köle efendi diyalektiği
BERKCAN NAVARRO
Yüksek Lisans
İngilizce
2010
Amerikan Kültürü ve EdebiyatıHacettepe ÜniversitesiAmerikan Kültürü ve Edebiyatı Ana Bilim Dalı
YRD. DOÇ. DR. Z. AYÇA GERMEN
- D grubu sanatçıları ve eserlerinin ön-arka yapı kategorileri bakımından incelenmesi
Başlık çevirisi yok
OSMAN ALTINTAŞ
- Marx on alienated labour in the forms preceding capitalist production
Marx'ta kapitalist üretim öncesi biçimlerde yabancılaşmış emek
GÖRKEM GİRAY
Doktora
İngilizce
2023
Felsefeİstanbul Teknik ÜniversitesiSiyaset Çalışmaları Ana Bilim Dalı
PROF. DR. GÜRCAN KOÇAN
- Özcan Alper'in 'Sonbahar' ve 'Gelecek Uzun Sürer' filmlerinde müzik, kimlik ve kültürel bellek ilişkisi
Music, identity and cultural memory correlation at Özcan Alper's films, Autumn and Future Takes Long
ÖZCAN PARLAKTAŞ
Yüksek Lisans
Türkçe
2016
MüzikHaliç ÜniversitesiTürk Müziği Ana Bilim Dalı
PROF. DR. . KAMİLE PERÇİN AKGÜL