Mimarlıkta özgünlük arayışları: 1950-60 arası Türkiye modernliği
The issue of originality in architecture: Turkish modernity in the period of 1950-60
- Tez No: 223392
- Danışmanlar: DOÇ. DR. TÜRKAN ULUSU URAZ
- Tez Türü: Doktora
- Konular: Mimarlık, Architecture
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2008
- Dil: Türkçe
- Üniversite: İstanbul Teknik Üniversitesi
- Enstitü: Fen Bilimleri Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Mimarlık Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Mimari Tasarım Bilim Dalı
- Sayfa Sayısı: 153
Özet
Bu çalışma öncelikle, özgünlüğü çeşitli bağlamlar içinde ve çeşitli bakış açılarından yararlanarak tanımlamaya ve daha sonra 1950?60 arası mimarlığı ve özgün olma durumunu yansıttığı düşünülen örnekler üzerinden özgünlüğü anlamaya çalışmaktadır. Çalışmada izlenen yöntem ise; literatür araştırmasına bağlı teorik bağlamın ortaya konması, incelenen döneme özgü farklılıkların belirlenmesi ve bunların, dönem mimarlarıyla yapılan görüşmelerle mimarlık alanındaki izlerinin bulunmaya çalışılmasıdır. Ayrıca bu görüşmeler ışığında, dönem mimarlarının özgünlük kavramını ele alışları ve bu dönem içindeki arayışlarının izdüşümünü yansıtmak da hedeflenmektedir.Mimarlıkta 19. yy.dan itibaren kendisini ifade etmeye başlayan ve önceleri mimarlık sorunsalı içinde küçük bir entelektüel alanı kaplayan özgünlük; diğer alanlarda da olduğu gibi, farklı bir anlam, anlatım, arayış anlamına gelmekte yani yeni bir yorum, farklı bir kimlik ve ortaya koyuş ifade etmektedir. Özgünlük durumu, mekansal kurgu, form, malzeme-teknoloji ve ?yer?e özgülük gibi açılardan incelenebilir ve yenilikçi, keşfedici (innovative) ve yaratıcı, buluşçu (creative) düzeylerde değerlendirilebilir. Mimarlıkta en büyük devrimlerin, mekanın (boşluğun) düşünülmesi ile gerçekleştiği söylenebilir. Mimari tasarımda mekanın işlev ya da onu belirleyen somut (katı) bileşenler aracılığıyla değil daha önemlisi boşluğun kendisi aracılığıyla düşünülmesi gerekir. Tasarlarken mekanda boşluğun düşünülmesi, daha özgün sonuçların ortaya konmasını sağlamaktadır ve sıradan olmayan bir mimariyi ortaya çıkarabilmektedir. Formun benzersizliği de özgünlüğün önemli bir yönüdür. Malzeme ve teknoloji kullanımındaki farklılıklar da özgün sonuçlar doğurabilmektedir. Mimarlık, diğer tasarım ürünlerinden farklı olarak, sabit bir fiziksel bağlamla birlikte var olur ve anlam kazanır. Bu nedenle“yer”mimarlığın belirleyici girdisidir ve bağlama duyarlı bir tasarım içinde yeniden kurulan anlamlar mimari ürünün özgünlüğüne farklı bir boyut katar.Özgünlük mekansal, işlevsel veya biçimsel bir yenilik olarak ortaya çıkabileceği gibi görünen nesnel gerçekliğin arkasındaki-platonist bir bakış açısıyla görünenin arkasındaki daha üst bir gerçeklik olarak belki de ?öz? veya ?konsept?- saklı kalan düşüncedir. Bu durumda özgünlüğü kavramak için görsel algılamanın ötesine geçmek gerekir. Her mimari ürün izleyene bir takım sinyaller gönderir. Bu sinyallerin gücü ve izleyenin yorumu -hayat deneyimine bağlı olarak üründeki saklı özgünlüğe intersubjektif bir boyut getirir.Bunların ötesinde bir eserin özgünlüğünün, yenilikçi ve yaratıcı yönlerinin ortaya konması, eserin üretiminden veya tasarlandığı zamandan geriye doğru yapılan bir analizin, karşılaştırmanın sonucudur. Bunun yanı sıra mimari ürünün üretiminden sonra kazandığı ikonik veya kanonik özellikler de yine özgünlüğe işaret eden durumlardır. Bu iki kavram ve ayrım özgünlük adına önemli görünmektedir.Modern öncesi dönemde ?özgünlük? üzerinde durulan ve önemsenen bir kavram olmamıştır. Modern Mimarlıktan önce mimarlar için üsluplar içinde kalmak önemlidir. Üslupların ya da akımların daha baştan önerdiği biçimsel yaklaşımların varlığı zaten özgünlüğü sınırlamakta hatta önemsememektedir. Bu anlamda Modern Mimarlık kendinden öncekiler gibi hükmedici olmamış aksine bunu reddetmiştir. Yani Modernleşmeyle gelişen eleştirel sürecin sonucu olarak ortaya çıkan modern mimarlığın gelenekle çatışmasıyla, daha baştan ?özgün? olma durumunu yaratmıştır. Ancak çoğu görsel sanat ürünü gibi mimarlıkta da ?özgün olma? durumu ortaya çıktığı anda ?sıradanlaşma?nın başlayabileceği hatırda tutulmalıdır.Aslında, mimarlığın evrimi içinde Modern Mimarlık, gelenekle çatışması ve tarihselciliğin reddi olarak kendinden önceki mimarlığa bir antitez oluşturması ile çok önemli bir yere sahiptir. Modern Mimarlık, kendini çağın söylemleriyle ifade edebilmek için, geleneğin karşısına koyarak dayandığı rasyonalite (usçuluk) temelinde düşülküsellik, yenilik ve devrim niteliğiyle insanlığı etkilemeye çalışmıştır.Modern Mimarlık 1950-60 arası Türkiye Mimarlığı'nda 1930'ların ardından ikinci kez gündeme gelmiş ve ülke mimarlığının bundan sonraki gelişiminde önemli rol oynamıştır. Aslında 1950-60 arası döneminin birçok açıdan önemli bir dönüm noktası olduğu ileri sürülebilir. Siyasi, toplumsal, ekonomik ve kültürel açıdan büyük bir değişimin yaşandığı bu dönem mimarlığını farklı kılan, Sibel Bozdoğan'ın (2002) da üstünde durduğu gibi 1930'larda ülkenin gündemine giren `Batılılaşma', `Çağdaşlaşma' ve `Modernleşme' söyleminin `ideoloji' yükünden sıyrılmış; 1940'ların ulusalcı söylemlerini geride bırakmış olmasıdır. Böylece, 20 yy.'ı yönlendiren rasyonel düşünce Türk Mimarlığına ancak 1950'lerde yerleşmiştir. Bu açıdan dönem mimarlığı, Türkiye mimarlığının modernleşme sürecinde özel konuma ve öneme sahip olmalıdır; peki ama bu durum 1950?60 arasındaki mimarlık ürünlerine nasıl yansımıştır? İşte buradan hareketle 1950?60 arası mimarlığına bakmak ve onu bu denli önemli kılan ürünleri bu gözle bir kez daha incelemek gerekmektedir. Bu niyet çerçevesinde, `özgünlük' kavramı ve bir tasarım ürününün `özgün olma durumu'nun ne olduğunun anlaşılması ve açıklanabilmesi tartışmaları ışığında seçkin dönem örneklerine bakmanın yararlı olacağı düşünülmüştür.1950?60 arası mimarlığı, Türkiye mimarlığının modernleşme serüveninde bir dönüm noktasıdır denilebilir. 1950'ler, Türkiye mimarlığının modernizmle üretken bir hesaplaşmaya girme yolunda, evrensellik ve geleceğe dönük olma özelliklerine kavuştuğu yıllardır. Kendisinden önceki dönemin İkinci Ulusal Mimarlık olarak adlandırılan anlayışı, Türk sivil mimarlığını örnek almakta ve onun mimari öğelerinden oluşan bir repertuarla ulusal kimliği hedeflemekteyken, 1950'ler mimarlığı Modern Mimarlık dili içinde hareket ederek, kendini çağın söylemleriyle ifade etme çabası gösterir.Bu dönem mimarlığı kimi eleştirmenlerce, batı mimarlığından genelde bir biçimsel aktarmanın gerçekleştiği, Türk mimarlığının dış yayınlar ve etkilerle beslendiği bir devre olduğu şeklinde eleştirilmektedir. Bunlar doğruluk payı olan fakat bütünüyle gerçeği yansıtmayan, bazı tekrarlayan örnekleri çoğaltarak genelleyen kolaycı eleştirilerdir. Oysa ki 1950-60 dönemi mimarlığı içinde, kimi mimarlık ürünlerinin birtakım özgünlükler barındırdığı düşünülmektedir. Bu dönemde, Modern Mimarlık düşüncesinin sınırları içinde özgün olan; modernizmi özümsemiş, onu yorumlayabilmiş olandır. Üretken bir yorum sürecinin ürünü olan binalar hazır kalıpların, genelgeçer kanonların ötesine geçme çabasındadırlar. Tasarım süreci içinde, yorumlamalar, dönüştürmeler, yeniliklerin niteliği tasarımcının tavrına göre ürünlerde farklı düzeylerde karşımıza çıkmaktadır.Öte yandan Modern Mimarlık ürünlerinin korunması, önemle üzerinde durulması gerekli bir konudur. Koruma da özgünlük gibi üzerinde kolay uzlaşılabilir bir kavram değildir. Mimari ürünlerin ?Batı taklidi? veya kopyası diye üzerinde fazla düşünmeksizin eleştirilmesi özgünlüğünden bahsetmeyi zorlaştırdığı gibi Modern Mimarlık mirası olarak korunmasını da güç hale getirmektedir. Bu nedenle mimarlık ürünleri değerlendirilirken daha dikkatli olunmalıdır. Kültür, özgün durumların oluşturduğu bir değerler bütününü temsil etmektedir. Dolayısıyla nitelikli Modern Mimarlık ürünleri, içlerinde barındırdıkları özgünlükle kültür nesneleri olarak korunmalıdır. Bunun yanı sıra bir dönemi anlatmaları, yani belgesel nitelikleri ve hala orijinal işlevini koruyup korumamaları, bu binaların korunması gerekliliği konusunda ipuçları vermektedir. Ama asıl önemlisi bu binaları var eden tasarım düşüncesi ve yaklaşımlarının korunması ve değerlerinin bilinmesidir.
Özet (Çeviri)
The major objective of this study is to define originality making use of different viewpoints and contexts and to discuss originality by exploring the cases that are regarded to reflect the 1950-60 period?s architecture and the process of being original. The research methodology includes the theoretical context based on an extensive literature survey, analysis of the distinctions of the period under consideration, and investigation of the impact of these distinctions in the field of architecture through the interviews conducted with the architects of that period. In the light of these interviews, this study also aims to reflect the approach of the architects of that period towards the originality concept and the projection of search of originality within this period.Originality that has begun expressing itself in architecture since 19th century and previously covered a small intellectual area in the familiar concerns of architecture, similar to the other fields, is a different meaning, expression, search and defines a new interpretation and a different identity. Originality can be searched by the way of spatial features, form, material-technology and context and evaluate in the levels of being innovative (refinement) or creative (heuristic). It can be assetted that the most important revolutions in architecture occurs by the space being thought by means of void. Architectural design should be thought not by means of the function or solid components of the space but by void itself. Thinking the void in designing process can create more original results and reveals an architecture which is not generic. The uniqness of the form is either an important way of originality. More, differences in using the materials and technology can reveal originalities. Architecture, differing from other design products, exists with a constant ?place? and gains meaning. So ?place?is the significant data for architecture and meanings founded in a design sensible for its context adds dissimilar diamentions to the buildings originality.Originality, behind the apparent objective reality- being an upper reality with a Platonist point of view behind what is apparent and maybe is a hidden idea -?abstract? or ?concept?, that can also be revealed as a functional or formal renewal. In this situation, to comprehend originality, one needs to go beyond visual understanding. Each building sends some signals to its spectators. The strength of these signals and the interpretations of the spectator- the conception of abstract in the building based on his/her life experience- brings an inter-subjective dimension to the originality of the building.Moreover, the innovative and creative ways of originality of an architectural product, is a result of the analysis made backward from the production of the work. Beside, the iconic and canonic qualities of the work which gained after the production are both the aspects referring to originality. These twoconcepts and differentiations are seen considerable in the name of originality.?Originality? has not been a concept that was discussed and considered widely within the period before moderism. It has been important for the architects to be included in movements and styles.Actually, existence of the formal approach that is offered by the movements and styles bound/confine originality. In this respect, modern architecture can be regarded as not being dominant like previous movements. In other words, modern architecture, which comes out as a result of a critical process developed with modernism, can be reported to be ?original? itself through its conflict with tradition. But like many other visual art product, it should be marked that generic situations can begin as soon as the situation of being original occursIndeed, within the evolution of architecture, modern architecture has a very important role due to its conflict with tradition and creating an antithesis with its preceding architecture as a refusal of history-defense. As far as the probability of development to exist in a thesis-antithesis continuity is concerned, modern architecture is a milestone for the evolution of humankind based on its efforts to communicate the era with the era?s expressions and the rational and ethical values/principles.Modern Architecture in Turkish Architecture within the period of 1950-60 has become popular for the second time after 1930s and has played a major role in the development of Turkish Architecture afterward. The distinctive characteristic of this period?s architecture, where chief political, social, economic, and cultural changes have occured, as Sibel Bozdoğan (2002) asserted, is that it has freed from the burden of ?ideology? of the expressions of ?Westernization?, ?Civilization?, and?Modernism? that came up in 1930?s and left behind the nationalist expressions of 1940?s. Consequently, rationalism that has leaded the 20th century settled in Turkish Architecture only in 1950?s. In this respect, this period?s architecture has a special position and importance on the modernism period of Turkish architecture; however how was this emphasis reflected on the products of the 1950-60 period?s architecture? Therefore, the 1950-60 period?s architecture and the products that validates the significance of this period should be investigated in detail once again. Within this context, it is suggested that it would be appropriate and worthwhile to analyze the distinctive cases of the period in the light of the discussions on emerging and definition of the concept of ?originality? and a product?s ?state of being original?.It can be claimed that the architecture of 1950-60 is a milestone for the modernism adventure of the Turkish Architecture. 1950s are the years that Turkish Architecture has reached its features of being globalized and future-oriented in the way of a productive settlement with modernism. While the idea of previous period that is called ?the second national architecture? has taken the Turkish civilian architecture as a model and aimed at achieving a national identity consisting of its architectural components; architecture of 1950s has an effort of expressing the era with the expressions of the era moving in the modern architecture language.This period?s architecture has been criticized by some critics for being a phase in which generally a formal transition from western architecture has occurred and Turkish architecture has been fed by external publications and influences. Despite being correct to some extent, these are simple criticisms generalizing some repetitive examples by increasing their numbers and they do not totally reflect the reality.However, it is assumed that some of architectural products have included some original features in the 1950-60 architectural period. Within this period, what may be regarded as original inside the borders of modern architecture conception is the one that assimilated and interpreted modernism. It is observed that some buildings belonging to the architecture of 1950- 60 contain some type of originality both formal and conceptual. Buildings that are the outputs of a productive interpretation process strive for going beyond the formworks. Within the design process, interpretations, transformations and the quality of renewals appear in buildings in different traits based on the approach of the designer.Besides, protection/conservation of modern architectural works is an important issue that should be carefully discussed. Originality, similar to conservation, is not a concept that can be negotiated easily. Criticizing the buildings as being ?Western reproductions? or copies without concentrating on them sufficiently, makes it more difficult to mention originality and preserve them as an architectural heritage as well. Therefore, more attention should be paid when evaluating architectural works. Culture embraces a global characteristic which is made of original situations. So caracteristic products of modern architecture should be preserved as culture objects with the originality they incorporate inside. Besides, the fact that these buildings depict a specific period that is their documentary quality and the question whether they still have original functions provide an evidence that these buildings should be protected.In deed, the important thing is to preserve the design thoughts and approaches they are made of and appreciate their values.
Benzer Tezler
- Ankara alışveriş merkezleri biçimlendirme yaklaşımlarının görsel etki değerlendirmesi
Visual effect evaluation of Ankara shopping centers? forming approaches
OĞUZ ABDULLAH SÖNMEZ
Yüksek Lisans
Türkçe
2008
MimarlıkGazi ÜniversitesiMimarlık Ana Bilim Dalı
YRD. DOÇ. DR. M. TAYFUN YILDIRIM
- Parametrik tasarım ortamında ikonik bina planlarından üç boyutlu form alternatiflerinin üretilmesi
Production of three dimensional form alternatives from iconic building plans in parametric design environment
MAKBULE ÖZDEMİR
Yüksek Lisans
Türkçe
2018
MimarlıkGazi ÜniversitesiMimarlık Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. MEHMET TAYFUN YILDIRIM
- Venturi'nin karmaşıklık ve çelişki yaklaşımı izleminde güncel tasarım kavramlarının yeniden yapılandırılması
Reconstruction of contemporary design concepts in the context of Venturi?s approach on complexity and contradiction
NAZMİYE ÖZTÜRK
Sanatta Yeterlik
Türkçe
2012
MimarlıkAnadolu Üniversitesiİç Mimarlık Ana Sanat Dalı
DOÇ. B. BURAK KAPTAN
- Özgün yerleşimlerin sürekliliği üzerine bir araştırma: Kemaliye örneği
A research on the continuity of the original settlements: Kemaliye sample
EMRE TORBAOĞLU
Yüksek Lisans
Türkçe
2010
Mimarlıkİstanbul Teknik ÜniversitesiMimarlık Ana Bilim Dalı
YRD. DOÇ. DR. YÜKSEL DEMİR
- Making and breaking authorship, potentials in architectural design studio
Müellifliğin inşaası ve bozulmasında mimari tasarım stüdyosunun potansiyelleri
SEVGİ TÜRKKAN
Doktora
İngilizce
2016
Eğitim ve Öğretimİstanbul Teknik ÜniversitesiMimarlık Ana Bilim Dalı
PROF. DR. ARZU ERDEM