Geri Dön

Verbal violence as a construction of authority in renaissance and contempory English drama

Rönesans ve günümüz İngiliz tiyatrosunda baskı aracı olarak sözel şiddet kullanımı

  1. Tez No: 228142
  2. Yazar: SILA SENLEN
  3. Danışmanlar: PROF. DR. AYŞEGÜL TÜLİN YÜKSEL
  4. Tez Türü: Doktora
  5. Konular: İngiliz Dili ve Edebiyatı, English Linguistics and Literature
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2008
  8. Dil: İngilizce
  9. Üniversite: Ankara Üniversitesi
  10. Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Eğitim Bilimleri Bölümü
  12. Bilim Dalı: Batı Dilleri ve Edebiyatları Ana Bilim Dalı
  13. Sayfa Sayısı: 241

Özet

Rönesans ve günümüz İngiliz tiyatrosu'nda `sözel şiddet'in (hem manipülasyon, ikna etme ve sindirme, hem de sözel aşağılama, saldırı ve şok biçiminde) bir baskı aracı olarak kullanılmasının ele alındığı bu tezde `güc-erk' olgusunun dilsel yolla ortaya koyulduğu tiyatro eserleri incelenmiştir. Bu nedenle, fiziksel ve sözel şiddet arasında herhangi bir örtüşmeyi önlemek bakımından, sadece sözel şiddet içeren, fiziksel şiddete yer vermeyen veya çok az yer veren oyunlar seçilmiştir.Tez iki bölümden oluşmaktadır. I. Bölüm, sözel şiddetin retorik biçiminde var olduğu Rönesans dönemi İngiliz tiyatrosunun incelenmesine ayrılmıştır. Bu dönemi temsilen şiir biçiminde yazılmış Christopher Marlowe'un Tamburlaine, I. Bölüm ve William Shakespeare'in III Richard isimli oyunları seçilmiş olup, bu oyunlardaki sözel şiddet çeşitli klasik `retorik' felsefeleri ışığında incelenmiştir. Bu bağlamda, I. Bölüm'ün ilk alt bölümünde özellikle Eflatun, Aristoteles, Cicero, Quintillian ve Machiavelli gibi filozofların eserlerine değinilerek retorik sanatının tarihsel bir değerlendirmesi sunulmuştur. Antik çağlardan itibaren düşünürler, dilin retorik tekniklerinin etkin kullanımı sayesinde, dil ve `doğruluk-gerçek' arasındaki ilişkiye ve retoriğin kötü niyetli insanların elinde ne kadar tehlikeli bir silah olabileceğine değinmişlerdir. Özellikle Rönesans dönemi düşünürlerinden Machiavelli sözel becerinin, güç edinme ve gücü elde tutma hususundaki önemini vurgulamıştır. Fakat, Machiavelli, klasik dönem filozoflarından farklı olarak, dilin kandırma, manipülasyon ve baskı kurmak için kullanımı üzerinde durmuştur. III. Richard ve Tamburlaine, Bölüm I oyunlarında da, Tamburlaine ve III Richard gibi yetkin konuşmacılar, retoriği siyasi ve fiziksel güçle özdeşleştirerek, sözel şiddeti hasımları üzerinde hakimiyet kurmak için kullandıkları dikkat çekmektedir.Christopher Marlowe, Tamburlaine, Bölüm I'de retorik sanatını yücelterek `sözel beceri' ile `askeri güç' ve `söz' ile `kılıç' arasında ilişki kurmaktadır. Hatta, Tamburlaine'in sahne üstünde gösterilmeyen savaş eyleminin çağrıştırdığı şiddet, sahnede `sözel düzeyde güç kullanımı' yoluyla gerçekleşmektedir. Bir başka değişle, yetkin düzeyde konuşmacı olan hükümdarlar, zayıf konuşmacıların üzerinde üstünlük ve baskı kurmaktadırlar. Oyundaki bütün karakterler yer yer retorik kullansalar da, Tamburlaine gösterdiği sözel beceri açısından ezici bir üstünlüğe sahiptir. Tamburlaine, bu yeteneği sayesinde alıkoymuş olduğu Mısır kralı'nın kızı Zenocrate'ın kalbini kazanmayı, Pers soyluları ile Pers kralı'nın kardeşi Cosroe'yu ağabeyi Kral Mycetes'e karşı savaşmak üzere kendisine katılmalarını ve sonradan Pers soyluları Cosroe'ya karşı savaşmaya ikna etmeyi ve ayrıca dilsel ve askeri olarak kendisinin dengi olan Osmanlı Padişahı Bajazeth (I. Beyazid)'i yenmeyi başarmaktadır.I. Bölüm'de incelenen ikinci Rönesans oyunu olan William Shakespeare'in III. Richard adlı tarihsel oyununda, oyunun baş kahramanı ve baskın konuşmacısı olan Richard, büründüğü `sadık kardeş', `ateşli sevgili', `mağdur olmuş dost' ve `dürüst saraylı' karakterleriyle, kandırmanın ve manipulasyonun sınırlarını zorlayarak kendisi ile İngiliz tahtı arasındaki bütün engelleri ortadan kaldırarak kral olmayı başarmaktadır. III. Richard oyununda, Tamburlaine, Bölüm I' de olduğu gibi, `savaş' konusu işlenmesine rağmen, sahnede (savaş alanındaki bir kaç nokta hariç) her hangi bir fiziksel şiddet yer almamaktadır.Oyunda yansıyan retorik kullanma hüneri, başkahramanın entelektüel seviyesi ve kapasitesiyle doğru orantılıdır. Richard oyunun ilk yarısında dil ustalığı sayesinde başkalarını manipüle edebilmekteyken, kral olduktan sonra tahtını kaybetme korkusuyla hem zihinsel gücünde hem de retorik kullanma hünerinde bir gerileme yaşar. Bir sonraki aşamada ise, İngiliz tahtında hakkı bulunan genç Richmond, olumlu ve dürüst bir yaklaşımla kullandığı retorik sayesinde Richard'ı hem sözel hem de askeri olarak alteder. Böylece, III. Richard oyununda, Marlowe'nun oyununda olduğu gibi, `siyasi güç-erk' sözel beceri yoluyla yansıtılmış ve eşleştirilmiştir. I. Bölüm'de kullanılan retorik terimleri Richard A. Lanham'in A Handbook of Rhetorical Terms (1991) adlı kitabına dayanılarak ?Ek? bölümünde sunulmuştur.Tezin II. Bölüm'ünde, Çağdaş İngiliz tiyatrosunda, gündelik dilde yer alan sözel şiddetin otorite kurmak veya otoriteyi bozmak için kullanılması ele alınmıştır. Bu bağlamda, I. Bölüm'de kuramsal altyapı retorik sanatı üzerine kurulurken, II. Bölüm'de Michel Foucault'nun Cinselliğin Tarihi, Medeniyet ve Delilik ile Disiplin ve Ceza gibi bilgi, söylev ve devletin sosyal kurumları tarafından ortaya koyulan `güç-erk' konusunu işleyen yapıtlarından kuramsal temel olarak yararlanılmıştır. Buna ek olarak, Foucault'nun zaman zaman sadece vurguladığı sosyal güç ve dil ilişkisi, bu ilintinin daha açık bir şekilde ifade edildiği Andersen'in Power and the Word ve Fairclough'un Language and Power adlı çalışmalarından da yararlanılarak vurgulanmıştır. Ayrıca, Foucault'nun kuramlarıyla ilişkilendirilebilecek Stoppard'ın Every Boy Deserves a Favor (1997), Churchill'in Vinegar Tom (1976) ve Whiting'in The Devils (1961) gibi çağdaş oyunlara, ve fiziksel ve sözel şiddet içeren Osborne'un Look Back in Anger (1956), Bond'un Lear (1971) ve Saved (1965), Orton'un Entertaining Mrs Sloane (1964), McDonagh'ın The Cripple of Inishmaan (1997) ve Sarah Kane'in Blasted (1995) gibi oyunları da kısaca değerlendirilmektedir.II. Bölüm'de Çağdaş İngiliz Tiyatrosunu temsilen düz yazıyla yazılmış üç farklı akıma ait birer oyun seçilmiştir. Bu oyunlar, yüzyılın başında yazılmış olan Bernard Shaw'ın Pygmalion (`Gerçekçi' tiyatro örneği), yüzyılın ortalarından (II. Dünya Savaşı sonrası) Harold Pinter'ın Doğumgünü Partisi/The Birthday Party (`Absürd' tiyatro örneği) ve 2000'li yılların eşiğindeki dönemi temsilen Anthony Neilson'ın Sansürcü/The Censor (`Yüzleşme Tiyatro') adlı eserleridir. Bu bölümün kuramsal altyapısını Michel Foucault'nun sosyal güç ile ilgili düşünceleri oluşturmaktadır. Bu oyunlarda, `sözel şiddet', hem günlük dil kullanılarak otorite kurmak ve bu yolla standartlaştırılmış, statikoya uyumlu yurttaşlar yaratmak (Pygmalion ve Doğumgünü Partisi), hem de, tam ters yönde, otoriteye başkaldırmak ve sistemi çözümleyerek yanlışlarını ortaya koymak (Sansürcü) için kullanılmaktadır.Pygmalion oyunu aşağı tabakadan `çiçekçi kız' Eliza'nın Profesör Higgins'den aldığı fonetik dersleri sonucunda geçirdiği değişim üzerinedir. Oyunun başında Eliza standart-dışı aksanından dolayı hor görülür ve sürekli olarak Higgins'in sözel tacizine maruz kalır. Eliza, aldığı fonetik eğitimi ve dolayısıyla dili kullanma becerisi ilerledikçe, hem güç kazanır hem de yabancılaşma yaşar. Eliza büyükelçilikteki davette bir `kontes' sanılmasına rağmen, hiç bir zaman üst sınıf İngiliz sosyetesi tarafından tamamen kabul edilmeyecek ve hiç bir yere tamamen ait olmayan ?bu kez `sınıfsız'- bir çiçekçi kız olarak kalacaktır. Eliza, oyunun sonuna doğru, onun bu garip duruma gelmesine sebep olan Higgins'e başkaldırsa bile, argumanını oluşturan düşünceler, hocasının ona öğrettiklerinin yansımasından başka birşey değildir. Bir başka değişle, aldığı fonetik eğitimi sonucunda Eliza `standartlaşmış', topluma uyum sağlamış, ancak toplumsal düzeyde gerçek anlamda bir yükselme gerçekleştirememiştir.Bu `standartlaşma' Doğumgünü Partisi oyununda çok daha ileri bir safhaya ulaşmaktadır. Pinter'in oyununda, sözel şiddet, uzlaşmacı olmayan Stanley'e eziyet etme ve yok etmeye yönelik olarak kullanılmaktadır. Oyundaki `sözel işkenceciler' olan Goldberg ve McCann, uzun kelime ve cümleler, basma kalıp terimler ve hukuki, tıbbi, siyasi ve popüler jargonla dolu `otoritenin dili'ni kullanmaktadırlar.Pinter'in oyununda, otoritenin gücü günlük dil yoluyla ortaya koyulmaktadır. Otoritenin aracıları olan Goldberg ve McCann, `dilsel şiddet'i, insanları kontrol etme, manipülasyon ve Stanley'in kişiliğini yok etme yolunda kullanmaktadırlar. Buna karşın, hiç bir zaman fiziksel şiddet başvurmazlar. Ancak, fiziksel şiddete maruz kalmasa da, Stanley sonunda konuşma yetisini kaybetmiş bir bireye dönüşmektedir. Bir başka deyişle, Stanley, Goldberg ve McCann'in kullandığı otorite dilinin temsil ettiği baskın düzene boyun eymektedir.Öte yandan, Sansürcü oyunundaki sözel şiddet Pygmalion ve Doğungünü Partisi'den farklı olarak otoriteyi sorgulamak, yapısını bozmak ve düzene karşı çıkmak için kullanılmaktadır. Oyunun başında, yasaklamaları ve sansür üzerine kurulu sistemi temsil eden Sansürcü, film yapımcısı Miss Fontaine'in onu maruz bıraktığı sözel şiddetten dolayı keskin bir bilinçlenme yaşar.Miss Fontaine'in dilsel manipülasyonu, cüretkar sorular, açık saçık konuşmalar içeren `sözel şiddet'ten oluşmaktadır ve varolan sistemin yapısını bozmayı amaçlamaktadır. Bunun sonucunda, Sansürcü, varolan kategorilerin, tanımlamaların, kural ve değer sistemlerinin hatalarını görerek `standart' bir insandan, kendi `standart dışı' özelliklerini kabul eden bir `birey'e dönüşmektedir.Sonuç olarak, sözel şiddetin Rönesans ve günümüz İngiliz tiyatrosu sahnesinde en az fiziksel şiddet kadar etkili olduğu görülebilmektedir. Sözel şiddet, Rönesans dönemi İngiliz oyunlarında retorik yoluyla ortaya konurken, günümüz tiyatrosunda günlük dil kullanılarak yansıtılmaktadır. Tezde incelenen oyunlar, genelde insanların fikirlerini aktarmak için kullanılan yansız bir araç olduğu düşünülen `dil'in, en az zorba fiziksel güçler kadar şiddet üretebildiğini göstermektedir.

Özet (Çeviri)

The aim of this dissertation is to study the use of verbal violence both as a sophisticated means of persuasion and manipulation, and in the form of verbal assault and verbal shock as a construction of authority in Renaissance and contemporary English Drama. To this end plays containing little or no physical violence have been chosen so as to avoid any convergence of physical and linguistic violence.In Part I, the highly rhetorical style in the two Renaissance English tragedies written in blank-verse, Christopher Marlowe?s Tamburlaine, Part I and William Shakespeare?s Richard III, have been studied according to various Classical theoretical discussions on language and rhetoric put forth by Classical authors. In the two plays, political power is identified with rhetorical mastery, and competent speakers like Tamburlaine and Richard III beat their adversaries by the employment of verbal violence.In Part II, three contemporary English prose plays belonging to different movements and periods have been chosen. These plays are Bernard Shaw?s Pygmalion (Realistic drama) written at the beginning of the 20th century, Harold Pinter?s The Birthday Party (Theatre of the Absurd) composed in mid-20th century and Anthony Neilson?s The Censor (In-yer-face theatre) produced on the threshold of the 21st century. This three plays have been studied in terms of the social theories of the French philosopher Michel Foucault put forth in his books, History of Sexuality, Civilization and Madness and Discipline and Punish. In these plays, verbal violence in the form of daily language is used to both construct authority and `standardize? subjects (in Pygmalion and The Birthday Party), and to deconstruct and defy authority (The Censor).In the course of this study, it was seen that verbal violence employed in Renaissance and contemporary English drama has proved to be as effective on the stage as physical violence. Such a conclusion may be puzzling for readers and spectators since the destructive effects of language are less recognized than those caused by physical violence. The effective use and abuse of language in Renaissance and contemporary plays is matched with the different kinds of canonized/institutionalized power. While it functions to construct authority in Tamburlaine, Part I, Richard III, Pygmalion and The Birthday Party, it is evident that it can also be used to resist and defy it as seen in The Censor.

Benzer Tezler

  1. Kadın bakış açısından şiddet

    Violence from the womens point of view

    PELİN TURAK

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    1998

    SosyolojiAnkara Üniversitesi

    Sosyoloji Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. NİLGÜN ÇELEBİ

  2. Türkiye'de bireysel sporlarda çocuk istismarı: Elit sporcular örneği

    Child abuse in individual sport in Turkey: An example of elite athletes

    ERDAL ÇETİN

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2019

    Sosyolojiİstanbul Gedik Üniversitesi

    Beden Eğitimi ve Spor Ana Bilim Dalı

    DR. ÖĞR. ÜYESİ İLKNUR HACISOFTAOĞLU KÖZLEME

  3. Sosyal medyada yaygınlaşan linç kültürünün twitter mecrası özelinde incelenmesi ve linç atlası uygulaması

    Investigation of lynch culture spreading in social media in specific to twitter and application of lynch atlas

    ZEHRA KARATAŞ

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2022

    Güzel SanatlarSakarya Üniversitesi

    Görsel İletişim Tasarımı Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. SUZAN ORHAN

  4. Hastanelerde çalışanlara yönelik şiddet ve önlenmesi

    Violence prevention and solution for employees in hospitals

    MUSTAFA PEHLİVAN

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2015

    HastanelerBeykent Üniversitesi

    İşletme Yönetimi Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. MEHMET FİKRET GEZGİN

  5. Sivas il merkezi sağlık çalışanlarında şiddete maruziyet sıklığı ve şiddetin tükenmişlik düzeyine etkisi

    Exposure to vi̇olence i̇n the ci̇ty center of Si̇vas health workers the effect of frequency and level of violence burnout

    BAHAR TÜRKMENOĞLU

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2014

    Halk SağlığıCumhuriyet Üniversitesi

    Halk Sağlığı Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ERGÜN HALDUN SÜMER