Geri Dön

1930-1939 arasında Türkiye'de adab-ı muaşeret, toplumsal değişme ve gündelik hayatın dönüşümü

Rules of conduct, social change and transformation of the everyday life in Turkey between 1930-1939

  1. Tez No: 231459
  2. Yazar: TÜLİN URAL
  3. Danışmanlar: DOÇ. DR. MERAL ÖZBEK
  4. Tez Türü: Doktora
  5. Konular: Sosyoloji, Sociology
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2008
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi
  10. Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Sosyoloji Bölümü
  12. Bilim Dalı: Sosyoloji Ana Bilim Dalı
  13. Sayfa Sayısı: 373

Özet

Bu çalışmada, erken cumhuriyet döneminin ilgili kesitinde gündelik yaşamın dönüşümü olgusal olarak incelenmemiştir. Burada insanların gündelik yaşamlarını nasıl düzenlemeleri gerektiği ve doğru yaşam biçiminin ne olduğu yönünde tavsiyelerde bulunan adap kitaplarında ortaya konan kültürel hammadde etraflı ve yüzeydeki anlamları okumaya dayalı bir söylem analizi yöntemiyle incelenmiştir. Bu anlamda bu kitaplarda dile getirilen yargıların doğruluğu yanlışlığı ya da dönemin daha adaplı olup olmadığı tartışılmamıştır.Kitapların organizasyonu daha çok bir özel alan / kamusal alan ekseninde yapılmıştır. Fakat üslûp ve içerikleri açısından kitaplar arasında belli farklar olduğu iddia edilebilir: Bunlardan bazıları, kamusal yaşamda disiplini vurgulayan, kurallarda tartışmalı ya da belirsiz noktalara pek değinmeyen ve didaktik ya da emredici bir üslûp kullanan ?ideal? peşindeki kitaplardır; bazıları ise yine orta sınıf bir okuru hedefleyen ve yine günlük yaşamın olağan etkinliklerine ağırlık veren, ancak kurallardaki tartışmalı noktalara ve günlük hayatta karşılaşılabilecek gerçek pürüzlere değinen, dolayısıyla bu kuralların yabancılığını ima eden ve okurla dostane bir üslûpta konuşan, yani gündelik deneyim üstüne düşünen ve onu, kendiliğindenliğini teslim ederek şekillendirmeye çalışan ?Tecrübe? peşindeki kitaplar olarak adlandırılabilir. Bazı kitaplar ise adab-ı muaşerete daha teknik biçimde yaklaşmıştır. Bir kitap ise tamamen hayalî, uygulanması neredeyse imkânsız bir Avrupa adabını ayrıntılarıyla aktaran katı bir aristokratik anlayışı temsil eder. Dolayısıyla bu kitaplar arasındaki ayırım, söz konusu dönemde gündelik yaşamın Batılı prensipler etrafında düzenlenmesi konusunda tek bir söylemin hakim olmadığını göstermektedir. Batılılaşma veya milliyetçilik, devlet merkezli bakış açısı ya da toplumsal cinsiyete yaklaşım ortak noktalar olarak belirir; ancak bunların ağırlıkları ve daha da önemlisi Batılı yeni bir yaşamın nasıl uyarlanması gerektiği konusundaki yorumlar farklılaşabilmektedir.Tüm kitaplarda kendini kontrol önemli bir davranış kriteri olarak öne çıkar. Ayrıca özellikle kadınların batılılaşma sırasında aşırı serbestleşmemeleri önemli bir önceliktir. Dolayısıyla kendini denetleyebilen, özellikle batılılaşma ile birlikte gelen ayartmalara direnebilen, bir anlamda kendini gerçekleştirme imkânlarıyla donanmış olmaktan çok baskı mekanizmasını içselleştirmiş modern bir bireyin yaratılması ve modern orta sınıf aile idealine ulaşmak kitapların önemli hedefleridir. Bu noktada modern yaşam bireyin başarması gereken bir görev olarak anlatılır ve ne koşulların koyduğu sınırlardan ne de modern devletin bu süreç içindeki yükümlülüklerinden bahsedilir: Devletin yetkisi vardır, sorumluluğu yoktur; birey ise yetkisizdir, hemen hiç hakkı yoktur, fakat birçok görevi vardır. Kitaplarda genel olarak özel alanın kapsadığı yer ve özel alana içkin olabilecek birçok konunun siyasal bir devrim söylemi içinde aktarılması, 80'li yıllarla karşıtlığı içinde daha iyi anlaşılabilecek şekilde, erken cumhuriyet yıllarında özel alanın giderek kamusallaştığını ve siyasallaştığını göstermektedir. Fakat bu, hem kamusal alan hem özel alan aleyhine gerçekleşmiştir: Özel alanın hakiki sorunlarından konuşmak kamusal alanın yüksek idealleri altında, kamusal alanda hakiki bir katılım da özel alanda bireye yüklenen görevlerin ağırlığı altında olanaksızlaşmıştır.Bu kitaplarda her şeyden önce kuralların toplumsal gerekçelerin yanı sıra siyasal gerekçelere, inkılâbın gereklerine dayandırıldığı gözlemlenmiştir. Batılılaşma ve milliyetçiliği birleştirmeye çalışan bir bakış açısı egemendir. Özellikle ideal kitaplarında milliyetçilik, hayal edilmiş, yeni cumhuriyeti sürekli izlediği varsayılan, üstün bir batılı gözün yargıları karşısında hazırlıklı olmak için yaşamın düzenlenmesi -ve gerekirse de kusurların üstünün örtülmesi- yönünde bir çaba üzerinde yükselir. Buna ek olarak, her iki grupta dinsel hemen hemen hiçbir kurala yer verilmemekte-dir; nadiren de olsa İslamî yaşam biçimini açıkça yeren ifadelere rastlanmaktadır. Sınıfsal açıdan ise bu kitaplarda seçkinci ve hümanist pozisyonların ve buna bağlı farklı adap tanımlarının her ikisi de yer alabilmektedir. Bir yandan, sadelik-temizlik gibi değerler ve davranışlarda ve duygularda ortalama bir üslûp öne çıkmaktadır. Dolayısıyla hedeflenen, ayırt edici davranışlarla ve erdemlerle ayrıcalığının altını çizen bir seçkin zümre oluşturmaktan çok yeni bir orta sınıf yaratmaktır. Öte yandan özellikle milliyetçilik etrafındaki kapsayıcı ve âlî ?idealleri? öne çıkaran kitapların toplumsal ayrışma yaratmakta, hiç değilse önerilerinin hayata geçirilmesi esnasında bir aşağılık duygusu ve içsel gerilim açığa çıkmasında katkıları olmuştur. Ayrıca kendiliğindenlik ve adabın doğallık içinde yapılması, ruhun kötülüğe eğilimli olduğu yönünde bir inanç ve ruhun ve davranışın birliği tüm kitaplarda öne çıkan diğer değerlerdir. Bu anlamda kitaplarda açıkça hedef alınan asıl zümre yapay, yüzeysel ya da aşırı batılılaşmayı temsil ettiği varsayılan züppeler ve gösterişçi, ayrımcı, dalkavuk olduğu söylenen Osmanlı seçkin kültürüdür. Züppe, dışarıdaki ?öteki?lere ek olarak, batılılaşmak isteyen toplumsal kesimlerin, bizzat bireyin içine yerleşmiş bir iç düşman gibidir. Batılı bir adabın yapaylığını, idealin hakikatini kendi benliğinde taşımak isteyen Kemalist özneye hatırlattığı için tepkiyle karşılanmaktadır. Hem Batılılaşmak isteyen hem de buna sınır koymayı arzulayan gerilimli bir söylem tüm kitaplara damgasını vurmuştur ve ?ideal? kitaplarında bu gerilim, hayatın çeşitliliğini ideal adına yok sayan üslupla da birleşerek çok daha net şekilde görülür.Ancak inkâr edilemez şekilde bu genel çerçeve altında farklı yorumlar gündeme gelmiş ve bireyselleşme adına atılacak daha sonraki adımların, zaten Tanzimat yıllarından bu yana açılmış kapısı biraz daha aralanabilmiştir. Dolayısıyla erken cumhuriyet döneminde, devletin monolitik ve dışlayıcı siyasal söylem ve uygulamalarına rağmen, yine de Kemalist ideallerin hayatın hakiki koşullarına uyarlanması sırasında ortaya çıkan bir siyasal öznellikten söz edebiliriz ve mesele nihaî bir ideale (Batı'ya) nazaran geri ya da ileri olmak meselesinin ötesinde, özsel referanslarla kavranamayacak bir oluş, tarihsel bir süreç olarak ele alınmalıdır.

Özet (Çeviri)

In this study, the transformation of everyday life in the concerning interval of the early republican period is not examined on a factual basis. What is scrutinized herein, through a comprehensive discourse analysis, directed toward the reading of meanings just in the surface of the text, is the cultural raw material as it?s provided in the books of conduct and etiquette, which comprise suggestions on how people should construct their lives and thus, claims on a proper lifestyle. In this sense, this is not at all a dissertation on the truth or falseness of these rules and on the level of civility of this period.The books examined herein are rather organized on the axis of a public and private sphere distinction. However in terms of the content and style, there are some important differences among them: Some of them are ?books of ideals? that underline the discipline in the public sphere, don?t include too much indefiniteness and use an imperative or didactic voice; some of them, on the other hand, are ?books of experience? that are still written for a middle class audience and still contain rules on the ordinary activities, but talks also about real maladroitnesses that could be encountered during the adaptation of these new rules, thus imply the strangeness of them and talks with their readers in a friendly tone. Some of the books on the other hand take the rules of conduct as a technical issue. Finally one of them represent a totally imaginative, rigid and aristocratic civility, that is rather a direct and detailed translation of western type rules. Accordingly, such distinctions among the books show that there is not necessarily a monolithic discourse on the issue of the creation of a new, westernized daily life. Westernization and nationalism as unavoidable aims, state oriented perspective or the conception of gender consist the common ground; but their weight and more importantly the interpretations on the ideal westernized lifestyle vary from book to book.On the other hand, in all kinds of books, self control appears as a central criterion to shape the behavior. Moreover, especially to obstruct that women behave in too free-and-easy way during the process of westernization is another priority. Thus, to create the self-controlling modern individual who, rather than being equipped with the possibilities of self creation, resists well to the seductions of the westernization and who internalizes these mechanisms of repression and to attain the ideal of modern middle class family are two fundamental goals of these treatises. At this point, modern way of life is narrated as a duty that the individual should accomplish; neither the limitations of the real circumstances nor the liabilities of the modern state during this process are mentioned. State has the authority, but no responsibility; individual has duties, but no rights. All kinds of subjects in a certain reference to the private sphere are related to a political discourse of revolution and they cover an extensive part in the books. These facts demonstrate that in the early republican period (in total contrast to the `80?s) the private sphere got more politicized and public. But this is realized against the liberation of both the public and private spheres: To talk on the true problems of the private sphere become impossible under the weight of sublime ideals of the public sphere; a true participation into the public sphere become impossible under the weight of the duties of private sphere.It?s observed that in addition to social justifications, the suggestions in these treatises are legitimized on a political ground, on the necessities of the revolution. A general effort to link the nationalism with westernization is dominant in these texts; especially in the books of ?ideal?, the nationalism is particularly built upon an effort of arranging the life -and concealing the ?defects?, if necessary-, in order to remain well prepared against the judgments of an imagined, superior western eye, assumed constantly watching the new republic. In addition, in both groups, there isn?t any rule or suggestion based on a religious legitimization and there are some few remarks that explicitly criticize the traditional Islamic lifestyle. In terms of the social distinction, these books occupy both a humanist and elitist position and include the definitions of good manners related to them. On the one hand, values such as plainness or cleanliness and a moderate style in the behaviors and feelings are particularly emphasized. Thus, the main purpose is not at all to build a base for the privileges of elite through distinctive behaviors and virtues; rather, it is aimed to construct a new middle class. In this sense, these books, which underline some comprehensive and sublime ideals upon the idea of nationalism, should contribute to the creation of a social distinction or at least, to a deep sense of inferiority and inner tension during the adaptation of their suggestions. Besides, spontaneity in the adaptation of good manners, a general belief on the evil oriented content of the spirit and the unity of spirit and behavior are other values that are underlined in all kinds of books. In this sense, the groups that are explicitly criticized in these books are the dandy who is assumed to represent an artificial, superficial, excessive westernization and the old Ottoman elite who is supposed to be ostentatious and discriminating. Thus, in this period, apart from the outer others, particularly this dandy type is the true ?other?, is like an inner enemy positioned within the social strata wishing to westernize and even within the westernizing individual her/himself. S/he is criticized because s/he recalls to the kemalist subject who wish to carry in his/herself the truth of the ideal, that her/his conduct is constructed. Thus, in all kinds of books, a tense discourse that both wish to westernize and to put limits to it, is dominant and in the books of ?ideal?, this tension is more visible, which get graver under their general style that denies the plurality of the life in the name of the ideal.But in an undeniable way, under this general framework, different interpretations are put into the agenda and the next step towards the individualization is facilitated, through opening more a door that was already opened since Tanzimat years. Thus, in the early republican period, in spite of the monolithic, excluding political discourse and activities of the state, we can still talk about the existence of a political agency during the adaptation of kemalist ideals to the real circumstances of the life. Accordingly, this is not a problem of remaining in a backward or forward position in respect to a (western) model and should be problematized as a genesis, an historical process that can?t be understood through essentialisms.

Benzer Tezler

  1. Türkiye'de devletçilik uygulamaları (1929-1939)

    Etatism practices in Turkey (1929-1939)

    NUSRET ERCE BATUR

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2008

    EkonomiAnkara Üniversitesi

    Tarih Bölümü

    YRD. DOÇ. DR. AHMET EMİN YAMAN

  2. A monographic study: Life and architectural practice of Ali Mukadder Çizer

    Monografik bir çalışma: Ali Mukadder Çizer'in hayatı ve mimarlık pratiği

    ORKUN DAYIOĞLU

    Yüksek Lisans

    İngilizce

    İngilizce

    2023

    Mimarlıkİstanbul Teknik Üniversitesi

    Mimarlık Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. MEHMET MURAT GÜL

  3. Refik Epikman yaşamı-sanatı-sanat eğitimciliği

    Başlık çevirisi yok

    FATMA TALİA YAĞIZ

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    1990

    Güzel SanatlarGazi Üniversitesi

    El Sanatları Eğitimi Ana Bilim Dalı

    YRD. DOÇ. DR. GÖNÜL GÜLTEKİN

  4. Elazığ Halkevi ve neşriyatının Türk halkbilimi bakımından değerlendirilmesi

    Evaluation of Elazığ community center and its publications in terms of Turkish folklore

    TUĞBA BORA

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2022

    Halk Bilimi (Folklor)Erciyes Üniversitesi

    Türk Dili ve Edebiyatı Ana Bilim Dalı

    DR. ÖĞR. ÜYESİ BETÜL GÖRKEM