Açık kalp cerrahisi uygulanan pediatrik hastalarda miyokard hasarının biyokimyasal olarak değerlendirilmesi
Assessment of myocardial damage by biochemical markers in pediatric cardiac surgical patients
- Tez No: 248650
- Danışmanlar: PROF. DR. ENVER DAYIOĞLU
- Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
- Konular: Göğüs Kalp ve Damar Cerrahisi, Thoracic and Cardiovascular Surgery
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2010
- Dil: Türkçe
- Üniversite: İstanbul Üniversitesi
- Enstitü: Tıp Fakültesi
- Ana Bilim Dalı: Kalp ve Damar Cerrahisi Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 75
Özet
Giriş: Kalp cerrahisi ve kardiyopulmoner bypass (KPB) sırasında oluşan miyokard hasarının, ameliyat sonrası kalp işlevlerini dolayısıyla mortalite ve morbiditeyi olumsuz yönde etkilediği bilinmektedir. Miyokard hasarını belirlemek için yapılan çalışmalarda birçok biyokimyasal belirteç belirlenmiştir. CK, CK-MB, TrT, TrI miyokard hasarını belirlemede en sık kullanılan belirteçlerdir. Son zamanlarda yapılan çalışmalarda heart type fatty acid binding protein (HFABP)'nin miyokard hasarını oldukça erken dönemde saptadığı belirlenmiştir. Reperfüzyonun erken döneminde miyokard hasarının belirlenmesinin hastanın ameliyat sırasında değerlendirilmesinde, gereken desteğin zamanında verilmesinde önemli bir gösterge olabileceği düşünülmektedir. Buna göre KPB'ın sonlandırılma kararı, intraaortik balon pompası gerekliliği, inotropik desteğin uygulama zamanı, miktarı hatta çeşidi ayarlanabilecektir.Amaç: Bu çalışmada amaç, doğumsal kalp hastalığı nedeni ile açık kalp cerrahisi uygulanan hastalarda miyokard hasarının biyokimyasal olarak ölçülmesi ve ameliyat sırasında ve sonrasında kalp işlevlerinin belirlenmesinde bu ölçümlerin yol göstericiliğinin değerlendirilmesidir.Gereç ve yöntem: Bu çalışmada İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Kalp Damar Cerrahisi Anabilim Dalında doğumsal kalp hastalığı tanısıyla Şubat 2006-Nisan 2007 tarihleri arasında açık kalp cerrahisi uygulanan 38 pediatrik hasta incelendi.Bütün hastalardan ameliyat sırasında ve sonrasında kan örnekleri alınarak CK, CKMB, TrI ve HFABP düzeyleri incelendi. Hastaların yaşı, kros klemp süreleri (XC), ameliyat süreleri, en düşük ısı, en düşük hematokrit ve ventrikülotomi gibi ameliyatla ilgili değişkenler ve inotrop skoru, yapay solunum desteği süresi, yoğunbakımda kalış süresi, gibi ameliyat sonrası değişkenler belirlenerek istatiksel olarak değerlendirildi.Bulgular: Hastalardan ameliyat sonrasında yoğunbakım sürecinde (T5 anında kan alındıktan sonra) ölenler çalışma dışı bırakılmıştır. Serum zirve HFABP düzeyi ile zirve CK, CKMB, TrI düzeyi arasında bir ilişki saptanmadı (p>0,05). HFABP'nin CK, CKMB ve TrI'ya göre daha erken zirve yaparak daha erken azalma gösterdiği saptanmıştır. Serum zirve HFABP düzeyi ve ameliyat sonrası inotropik destek ihtiyacı, yapay solunum desteği süresi arasında anlamlı bir ilişki saptanmamıştır (p>0,05). Serum zirve HFABP düzeyi ile yoğunbakımda kalış süresi arasında anlamlı bir ilişki saptanmıştır (p0,05).Sonuç: Verilerimiz HFABP'nin miyokardiyal hasar değerlendirmesinde bir gösterge olarak doğumsal kalp hastalıkları cerrahisinde klinik sonuç beklentisi açısından iyi bir belirteç olabileceğini gösterememektedir. Reperfüzyon hasarının yanısıra intraoperatif XC sırasında oluşan hasar bilinmemektedir. Bu ölçümün klinik olarak önemli bir gösterge olduğuna karar vermek için daha büyük bir olgu serisi ile çalışmalar yapılmasına gereksinim olduğu ya da HFABP salınımını etkileyen tüm etkenlerin gözönünde bulundurulması gerektiği düşünülmektedir. Pediatrik hastalarda HFABP ile ilgili eşik değer belirlenebilir, etkileyebilecek faktörler bilinerek engellenebilir ve buna göre olgular değerlendirilmeye alınırsa ileriye yönelik değerli klinik bir belirteç olabileceği düşünülmektedir.
Özet (Çeviri)
It is very well known that myocardial damage during CPB is stil the main cause for myocardial dysfunction, which causes postoperative morbidity and mortality. The most recent studies are all aimed to find a biochemical marker to assess the myocardial damage CK, CK-MB, TrT, TrI are the most common biomarkers to assess myocardial damage. The most recent studies showed that HFABP could detect the myocardial damage earlier. It should be kept in mind that; the earlier the assesment of cardiac damage the earlier the introduction of myocardial support would be life saving. The supportive manuevers like; continuation of CPB, IABP, inotropic medication could be initiated an adjusted due to the assesed damage of the myocardium by this biochemical markers.Objective: In this study we aimed to assess the postoperative cardiac damage and function by these biochemical markers in congenital heart surgeryMaterial and Method: In this study we investigated 38 pediatric cases between February 2006- April 2007 with congenital cardiac defects.Blood samples were collected intraoperatively and postoperatively for CK, CK-MB, TrI and HFABP levels. All peroperative values; age, cross clamp time, operation time, temperature, Hct levels, inotrop score, mechanical respiratory support time, ICU stay are statistically evaluated.Findings: Patients who died in ICU were excluded from the study (blood samples were collected at T5). There was no correlation between serum peak HFABP and peak CK, CK-MB, TrI levels. (p>0.05). Also there was no correlation between serum peak HFABP levels and the need for inotropic support and mechanical respiratory support (p>0,05). There was a statistically significant correlation between serum peak HFABP and ICU stay (p0.05). There was a significiant correlation between peak HFABP level and HFABP level just after crossclamp remove. (p
Benzer Tezler
- Konjenital kardiyak cerrahi sonrasında myokard hasarının belirlenmesinde troponin T nin rolü ve prognozdaki önemi
The role troponin T for determination of mycardial I injury and its impertance on the prognosis after congenital cardiac surgery
SEHER KARAFAKI
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2003
Göğüs Kalp ve Damar Cerrahisiİstanbul ÜniversitesiKalp ve Damar Cerrahisi Ana Bilim Dalı
PROF. DR. ENVER DAYIOĞLU
- Koroner arter bypass cerrahisi uygulanması gereken hastalarda miyokardiyal koruma sırasında mikropleji solüsyonu ve del nido kardiyopleji solüsyonu kullanılmasının kısa dönem klinik sonuçlar üzerinde karşılaştırılması
Comparison of using microplegia solution and del nido cardioplegia solution during myocardial protection on short-term clinical results in patients requiring coronary artery bypass surgery
KORKUT YILDIRIM
Yüksek Lisans
Türkçe
2020
Göğüs Kalp ve Damar CerrahisiKahramanmaraş Sütçü İmam ÜniversitesiGöğüs Kalp ve Damar Cerrahisi Ana Bilim Dalı
DR. ÖĞR. ÜYESİ MEHMET KİRİŞCİ
- İzole CABG prosedürü uygulanan hastalarda del nido kardiyoplejisi'nin postoperatif erken dönemde ventrikül fonksiyonları üzerine etkileri
The effects of del nido cardioplegia on ventricular functions in postoperative early period in patients with isolated CABG procedure
EMRE KAYMAKCI
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2018
Göğüs Kalp ve Damar CerrahisiSağlık Bilimleri ÜniversitesiKalp ve Damar Cerrahisi Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. ARİF GÜCÜ
- Pediatrik hastalarda kardiyopulmoner bypass'da kullanılan histidin triptofan ketoglutarat kardiyoplejisi ve diğer kardiyoplejilerin postop dönemde ejeksiyon fraksiyonuna etkisi pediyatrik
Effects of histidin triptophan ketogluterad and othercardioplegis used during cardiopulmonary bypass onpostoperative ejection fraction in pediatric patients
ALPER SAVAŞ
Yüksek Lisans
Türkçe
2018
Sağlık Eğitimiİstanbul Medipol ÜniversitesiPerfüzyon Ana Bilim Dalı
PROF. DR. HALİL TÜRKOĞLU
- Açık kalp cerrahisi uygulanan çocuklarda izofluran ve propofolün ısının homojen dağılımına etkilerinin karşılaştırılması
Comparison of the effects of isoflurane and propofol on the hemogeneous distribution of bady temporature during open heart surgery in children
JALE GENÇELLİ