Geri Dön

Myokard enfarktüsü sonrası enfarkt alanı ve zamana bağlı değişimin myokard perfüzyon sintigrafisi ile değerlendirilmesi:İki ayrı kantitatif yöntem

Following myocardial infarction assesment of infarct areas and the changes in this over time in the myocardial perfusion scintigraphy:Two different quantitative methods

  1. Tez No: 248651
  2. Yazar: EBRU YILMAZ
  3. Danışmanlar: DOÇ. DR. CÜNEYT TÜRKMEN
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Radyoloji ve Nükleer Tıp, Radiology and Nuclear Medicine
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2010
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: İstanbul Üniversitesi
  10. Enstitü: Tıp Fakültesi
  11. Ana Bilim Dalı: Nükleer Tıp Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 66

Özet

Miyokart enfarktüsü geçirmekte olan hastalara yapılan, primer perkütan koroner girişim sonrası enfarkt alanının belirlenmesi risk ve prognoz tayini yanısıra tedavi seçimi açısından yol göstericidir. Miyokart perfüzyon sintigrafisi non-invaziv ve doğruluğu yüksek bir fonksiyonel görüntüleme yöntemi olarak enfarkt alanlarının belirlenmesinde en çok tercih edilen yöntem olmakla birlikte enfarkt alanlarının kantitatif olarak değerlendirilmesi bazı güçlükler ortaya koymaktadır. Bu çalışmada miyokart enfarktüsü geçiren hastalarda miyokart perfüzyon sintigrafisi ile enfarkt alanının belirlenmesinde kullanılan iki ayrı kantitatif yöntemin birbirleri ve diğer ekokardiyografik, anjiyografik bulgular ile uyumunun araştırılması amaçlanmıştır.Çalışmaya yaşları 35 ile 75 ( ortalama 55.4±11.3) yaş arası değişen akut miyokart enfaktüsü geçirmiş toplam 32 ( 26 E, 6 K) hasta dahil edildi. Hastaların enfarkt alanları ile ilişkili arter lokalizasyonları anjiografik olarak 16 hastada sol ana koroner arter , 16 hastada sol ana koroner arter dışındaki koroner arterler olarak belirlendi. Hastalara anjiyografi sonrası 2-5. gün içerisindeki akut dönemde bazal çalışma, 6. ve 10. ayda kontrol çalışmaları olmak üzere ADAC vertex plus çift başlı gama kamerada Tc 99m-sestamibi ile toplam üç adet istirahat MPS görüntüleme yapıldı. Görüntülerin kantitatif olarak değerlendirilmesinde 2 ayrı kantitasyon yöntemi kullanıldı. I.yöntemde ?Bull's eye? polar haritalama tekniği ile oluşturulan polar haritalar üzerinde sol ventriküldeki maksimum perfüzyonun % 60 ve altında izlendiği bölgelerden ilgi alanları çizilerek enfarkt alanları hesaplandı ve sol ventrikül alanına oranlandı. II. yöntemde ise ilgi alanları apikal bölge için vertikal uzun eksen, sol ventrikülün diğer duvarları için kısa eksen kesitleri üzerinde belirlendi. Her iki yöntemle belirlenen enfarkt alanları arasında ilişki Pearson's korelasyon analizi ile değerlendirildi. Miyokart enfarktüsü sonrası akut dönemde ve 6.-10. ayda yapılan MPS görüntülerinde iki ayrı yöntem ile elde edilen enfarkt alanı ölçümleri gated ve ekokardiyografi ile elde edilen sol ventrikül fonksiyon parametreleri ile karşılaştırıldı.I. yöntem ile hesaplanan enfarkt alanı ortalaması akut miyokart enfarktüsü sonrası ve 6. ve 10. aydaki kontrol çalışmalarında sırasıyla 26,1±20,3; 18,03±14,79 ve 16,22±15,07, II. yöntem ile hesaplanan enfarkt alanı ortalaması akut miyokart enfarktüsü sonrası ve 6. ve 10 aydaki kontrol çalışmalarında sırasıyla 29,4±23,9; 20,5±18,5 ve 21,2±17,3 olarak hesaplandı. Her iki kantitatif yöntem ile hesaplanan enfarkt alanları arasında akut miyokart enfarktüsü sonrası ve 6. ve 10. aydaki kontrol çalışmalarında iyi derecede korelasyon olduğu (sırasıyla r:0,75 p< 0,001;r:0,79 p< 0,001ve r:0,82 p< 0,001) saptandı. Ayrıca gated-SPECT ile hesaplanan sol ventrikül fonksiyon ölçümlerini eş zamanlı olarak yapılan ekokardiyografi bulguları ile karşılaştırıldığında bazal LVDV ve EF değerleri arasında orta derecede ( sırasıyla r: 0,47 p< 0,001; r: 0,44 p< 0,001) LVSV değerleri arasında ise yüksek dereceli korelasyon; 6. ay kontrol bulgularından LVDV değerleri arasında orta derecede (r: 0,47 p< 0,001), LVSV ile EF değerleri arasında ise yüksek dereceli( sırasıyla r: 0,6 p< 0,001; r: 0,51 p< 0,001) korelasyon tespit edildi.Miyokart enfarktüsü geçiren hastalarda miyokart perfüzyon sintigrafisinde enfarkt alanının belirlenmesinde polar haritalama tekniği ve kesite dayalı ilgi alanları üzerinde yapılan kantitatif analizler kolay uygulanabilen ve birbiriyle yüksek korelasyon gösteren yöntemlerdir. Her iki yöntem ile elde edilen enfarkt alanlarının miyokart enfarktüsü sonrası akut dönemde ve hastaların 10 aylık takip süresinde değişimleri sol ventrikül fonksiyon paremetreleri ile uyum göstermektedir.

Özet (Çeviri)

Detection of infarct areas in patients with myocardial infarction following percutaneous intervention provides guidance on treatment selection as well as determination of potential risks and prognosis. Although the myocardial perfusion scintigraphy represents the most preferred method of determining infarct areas as a non-invasive and highly accurate functional imaging method, it also presents some challenges in quantitative assessment of the infarct areas. In this study, the investigation of the correction between two different quantitative methods that are used in determining infacts are with myocardial perfusion scintigraphy and other echocardiographic, angiographic evidences was aimed on patients with myocardial infarction.The study included a total of 32 patients (26 M and 6 F) with an age range of 35 to 75 years (mean 55.4±11.3 years). The arterial localizations associated with infarct areas of the patients were described as left main coronary artery in 16 patients, and coronary arteries except the left main coronary artery in 16 patients. Each patient underwent upright MPS imaging with Tc 99m-sestamibi using an ADAC vertex plus dual-head gamma camera during the acute period within 2 to 5 days of the angiography and during follow-up at months 6 and 10. The quantitative evaluation of the images was made using 2 different quantitative methods. The method I consisted of calculation of infarct areas in proportion to the left ventricular area by highlighting the areas of interest from the regions where the maximum perfusion at left ventricle was 60% and less on polar maps, which were generated using the ?Bull?s eye? polar mapping technique. The method II consisted of determination of the areas of interest based on vertical long axis of the apical region, and short axis slices of the other walls of the left ventricle. The relationship between the infarct areas assessed by both methods was evaluated using the Pearson?s correlation analysis.In method I, the mean infarct area was 26.1±20.3, 18.03±14.79 and 16.22±15.07 after acute MI, and during follow-up at months 6 and 10, respectively, and in method II, the meaninfarct area was 29.4±23.9, 20.5±18.5 and 21.2±17.3 after acute MI and during follow-up at months 6 and 10, respectively. A good correlation was found between the infarct areas calculated by both quantitative methods after acute MI and during follow-up at months 6 and 10 (r:0.75, p< 0,001; r:0.79, p< 0,001, and r:0.82, p< 0,001, respectively). Also when left ventricule function measures calculated by gated-SPECT were compared to simultaneously done echocardiographic results, moderate correlation was detected between basal EDV and EF values ( r: 0,47 p< 0,001; r: 0,44 p< 0,001, respectively) and high correlation was detected between ESV values. In 6th month control results, moderate correlation was detected in EDV values (r: 0,47 p< 0,001) , high correlation was detected between ESV and EF values. (r: 0,6 p< 0,001; r: 0,51 p< 0,001, respectively.On patients with myocardial infarction, to determine the infarct area under risk by myocardial perfusion scintigraphy, polar mapping technique and quantitative analysis made on sectional concern area are easily applicable and highly correlated quantitative analysis methods. The changes of infarct areas obtained by two methods after myocardial infarction in acute period and in 10 months follow up period adjust with left ventricule function parameters.

Benzer Tezler

  1. İnmenin ilk 48 saatinde başvuran hastalarda serum troponın ı ve ck-mb enzim seviyesi değişiklikleri ve bunun inme alt tipleri ile olan ilişkisinin araştırılması

    The investigation of the levels of serum troponin i and ck-mb enzyme levels within the first 48 hours of stroke and the relationship of these enzyme levels with stroke subtypes

    ARİFE ÇİMEN ATALAR

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2006

    NörolojiSağlık Bakanlığı

    Nöroloji Ana Bilim Dalı

    DOÇ. ORHAN YAĞIZ

  2. Miyokard canlılığı ve plazma nt-probnp düzeyleri arasındaki ilişki

    The relationship between myocardial viability and plasma nt-probnp levels

    KUDRET KESKİN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2009

    Kardiyolojiİstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa

    Kardiyoloji Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. DENİZ GÜZELSOY

  3. Primer perkütan koroner girişim uygulanan ST yükselmeli miyokard enfarktüsü hastalarında enfarkt alanı ile serum il-10, apelin ve crp arasındaki ilişki

    The relationship between infarct area and serum il-10, apelin and crp level in patients with ST elevation myocardial infarction undergoing pri̇mary percutaneous coronary intervention

    RAUF MACİT

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2024

    KardiyolojiAtatürk Üniversitesi

    Kardiyoloji Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. YAVUZER KOZA

  4. St elevasyonlu miyokard enfarktüsü sonrası advers remodelingin t1 haritalama ve ekstrasellüler volüm fraksiyonu ile değerlendirilmesi'3t kardiyak mrg çalışması'

    Evaluation of adverse remodeling by t1 mapping and extracellular volume fraction after st-elevation myocard infarcus'3t cardiac mri study'

    ÖMER FARUK ATEŞ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2016

    Radyoloji ve Nükleer TıpSağlık Bakanlığı

    Radyodiagnostik Ana Bilim Dalı

    UZMAN KARABEKİR ERCAN

  5. Karotis arter stentlemenin perioperatif radyolojik, klinik ve postop erken dönem sonuçlarının değerlendirilmesi

    Evaluation of perioperative radiological, clinical and postop early period results of carotid artery stenting

    MEHMET YÜCEL

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2023

    Radyoloji ve Nükleer TıpHarran Üniversitesi

    Radyoloji Ana Bilim Dalı

    DR. ÖĞR. ÜYESİ VEYSEL KAYA