Bipolar bozuklukta koruyucu sağaltım
Longterm treatment in bipolar disorder
- Tez No: 248956
- Danışmanlar: PROF. DR. NURGÜL ÖZPOYRAZ
- Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
- Konular: Psikiyatri, Psychiatry
- Anahtar Kelimeler: Bipolar bozukluk, duygudurum dengeleyici, koruyucu sağaltım, Bipolar disorder, mood stabilizer, longterm treatment
- Yıl: 2010
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Çukurova Üniversitesi
- Enstitü: Tıp Fakültesi
- Ana Bilim Dalı: Psikiyatri Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 104
Özet
Amaç: Bu çalışmada, Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Bipolar Bozukluk Biriminde düzenli olarak Bipolar Bozukluk tanısıyla izlenen hastaların koruyucu sağaltıma yanıtları ve sağaltıma yanıtın klinik değişkenlerle ilişkisi araştırılmıştır.Gereç ve Yöntem: Çalışmaya, 2009 yılında Bipolar Bozukluk Biriminde Bipolar Bozukluk tanısıyla izlenen rastgele yöntemle seçilmiş 100 hasta alınmıştır. Çalışma verileri tarafımızca geliştirilen ?Duygudurum Bozuklukları Hasta Kayıt Formu?, SCID-I-II, Young Mani Değerlendirme Ölçeği, Hamilton Depresyon Değerlendirme Ölçeği, Koruyucu Sağaltıma Yanıt Ölçeği, İşlevselliğin Genel Değerlendirme Ölçeği kullanılarak toplanmıştır. Formlar hasta ve hasta yakınları ile görüşülerek ve poliklinik kayıtları incelenerek doldurulmuştur.Bulgular: Çalışmaya alınan hastaların 50'si kadın, 50'si erkek'ti. Çalışmamızda 100 bipolar bozukluk hastasının toplam 156 koruma dönemi incelendi. Bu koruma dönemlerinin % 30,75'inde tek duygudurum dengeleyici ilaç, % 60,24'ünde ise duygudurum dengeleyiciye ek olarak antipsikotik kullanılıyordu. Duygudurum dengeleyici olarak en sık seçilen ilaç lityumdu (% 43,58). Koruyucu sağaltım sonrasında dönem sayısı, sıklığı, hastalıkla geçirilen sürelerde anlamlı bir azalma belirlenmiştir. Koruyucu sağaltıma yanıt Grof ölçeği ile değerlendirildiğinde % 43,8 oranında tam yanıt saptanmıştır. Hastalıkla geçen süre uzadıkça ve yılda geçirilen dönem sayısı arttıkça ek olarak antipsikotik kullanma gereksinimi artmıştır.Sonuç: Bipolar Bozukluk yaşam boyu süren ve işlevselliği büyük oranda bozan bir hastalıktır. Bu nedenle koruyucu sağaltımın önemi yüksektir. Koruyucu sağaltım düzenli ve özenli bir şekilde sürdürüldüğünde hastalıkla geçen süre önemli oranda azalmaktadır. Ayrıca koruyucu sağaltımda hastaya ve hastalığa özgü ilacın belirlenmesi de önem taşımaktadır.
Özet (Çeviri)
Aim: The aim of this study was to determine the long treatment response and its relationship between clinical variables at follow-up bipolar disorder patient group in Bipolar Disorder Unit of the Department of Psychiatry, Faculty of Medicine, Çukurova University.Material and Methods: One hundred consecutive patients, from the 2009 Bipolar Disorder Mood Unit, are included in this study. ?Affective Disorders Patient Registry Form? developed by Bipolar Disorder Mood Unit, SCID-II, Young Mani Rating Scale, Hamilton Depression Rating Scale, Prophylactic Treatment Response Scale were used in this study to collect the data. These forms are completed through interviews with patients and their relatives, and evaluation of inpatient files.Results: In this study, 50 of subjects were female, 50 were male. 156 maintenance periods of 100 bipolar patients were examined in our study. In 60,24 % of longterm treatment periods mood stabilizers and antipsychotics were used together but only one type of mood stabilizer was used in 30,75 % of longterm treatment periods . Frequently lithium was prefered as a mood stabilizer (43,58 %) . By longterm treatment, a significant decrease was determined in total number of epizods, epizod frequency and time-ill periods. When the response to longterm treatment was evaluated by Grof scale we determined 97 % as partial response rate and 43,8 % as full response rate. The necessity of antipsychotics incrases when the time-ill periods are prolonged and the number of epizod/year gets higher.Conclusion: Bipolar disorder goes on all life along and disturbs functionality on a large scale. Because of that the consequence of longterm treatment is very important. If the longterm treatment is continued particularly and carefully, time-ill periods decrease prominently. Also selecting unique drugs to patients and illness is very significant.
Benzer Tezler
- Bipolar bozuklukta sirkadiyen ve sosyal ritmin düzeni, Kronotip ve COMT Geni Val158Met (rs4680), CLOCK Geni 3111 T/C (rs1801260), GSK3-ß Geni -50 T/C (rs334558) polimorfizmlerinin valproik asit tedavi yanıtıyla ilişkisi
Relationship between regulation of circadian and social rhythm, Chronotype, the COMT Gene Val158Met (rs4680), CLOCK Gene 3111 T/C (rs1801260), GSK3-ß Gene -50 T/C (rs334558) polymorphisms and treatment response to valproic acid in bipolar disorder
MÜGE ULUSOY ALTINOKLU
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2023
PsikiyatriAnkara ÜniversitesiRuh Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
PROF. DR. BORA BASKAK
- Bipolar bozukluk: 14 yıllık dönemin değerlendirilmesi
Başlık çevirisi yok
GÜNSEL GÜLŞEN
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2004
PsikiyatriÇukurova ÜniversitesiPsikiyatri Ana Bilim Dalı
PROF. DR. NURGÜL ÖZPOYRAZ
- Bipolar bozukluklu hastalarda çocukluk çağı travmatik yaşantılarının klinik özellikler, işlevsellik ve koruyucu tedavi üzerine olan etkisinin incelenmesi'
Investigation of the effect of childhood traumatic experiences on clinical characteristics, functionality and protective treatment in patients with bipolar disorder'
FATİH ÖZDEMİR
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2021
PsikiyatriRecep Tayyip Erdoğan ÜniversitesiRuh Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
PROF. DR. ÇİÇEK HOCAOĞLU
- İki uçlu bozukluk hayvan modelinde lityum sağaltımına yanıtın lityumun beyin dokusundaki dağılım ve düzeyi ile ilişkisi
An animal model for bipolar illness: relationship between brain lithium levels and response to lithium
MUSTAFA KABLAN KÜRKLÜ
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2003
PsikiyatriDokuz Eylül ÜniversitesiPsikiyatri Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. AYŞEGÜL ÖZERDEM
- Bipolar bozuklukta hemoglobin elektroforezi: biyolojik bir gösterge olarak fetal hemoglobin ve hemoglobin A2' nin kullanım olasılığının incelenmesi
Hemoglobin electrophoresis in bipolar disorder: analysing the possibility of using fetal hemoglobin and hemoglobin A2 as a biological parameter
BAHRİ İNCE