İktisadi kalkınma açısından Türkiye'de 1980 sonrası vergi uygulamaları
Başlık çevirisi mevcut değil.
- Tez No: 26544
- Danışmanlar: PROF.DR. HAKKI ÖZEL
- Tez Türü: Yüksek Lisans
- Konular: Ekonomi, Economics
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 1993
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Uludağ Üniversitesi
- Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 289
Özet
I *-??-= '% ÖZET İKTİSADİ KALKINMA AÇISINDAN TÜRKİYE'DE 1980 SONRASI VERGİ UYGULAMALARI Bu çalışmada amacımız 1980 sonrası izlenen vergi politikasının iktisadi sonuçlarım irdelemektir. Bu hedef çerçevesinde çalışmamız üç bölümden meydana gelmektedir. Birinci bölüm'de, iktisadi kalkınmanın tanımı, ölçüsü, kalkınmada izlenen yollar, büyüme teorileri, vergilerin kalkınma ve yatırım arasındaki ilişki üzerinde durulmuştur. İkinci bölüm'de, 1980 sonrası Türk vergi sisteminin yapısı ve büeşimini belirleyen vergi uygulamaları üzerinde durulmuştur. Üçüncü bölüm'de ise, 1980 sonrası izlenen dışa açık büyüme politikası doğrultusunda şekillendirilen vergi uygulamalarının iktisadi analizi yapılmaya çalışılmıştır. Bilindiği gibi, kalkınma, kişi başına düşen üretim hacmindeki önemli ve reel artışları sağlamak ve toplumun refah seviyesini yükseltmek için, ülkenin sosyo-ekonomik yapısını değiştirmeye yönelik çabalardır. Tanımda anlaşıldığı üzere iktisadi kalkınma, üretim kapasitesi ve milli gelir artışıyla beraber, ekonominin yapısında bunları sağlayacak değişiklikleri de ifade eder. Başka bir deyişle iktisadi kalkınma kişi başına gerçek gelir miktarındaki artışa ek olarak ekonomik yapıdaki değişiklikleri de ifade etmektedir. Günümüzde iktisat politikalarının ulaşmak istediği amaçlatın başında kalkınma yer almaktadır.I' Ülkemizde kalkınma sorunu, kalkınma planlan çerçevesinde ele alınmaktadır. Kalkınma planlarında ise temel amaç, hızlı bir kalkınmanın gerçekleştirilmesidir. Türkiye'de 1960 başlarından 1980 yılına kadar içe dönük ithal ikamesi sanayileşme politikası uygulanmıştır, başlangıçta bu politika olumlu sonuçlar vermesine rağmen, zamanla yatırımlarda verimliliğin düşmesi ve istihdam oluşturmanın maliyeti artması ile yüksek maliyetli bir ithal ikamesi stratejisi ortaya çıkmıştır. Bu durum 24 Ocak operasyonuna kadar devam etmiştir. Türkiye'de 24 Ocak 1980 istikrar programı ile birlikte“dışa açık liberal ekonomi politikası”izlenmeye çalışılmıştır. Bu politika, muhafazakar iktisatçıların ve onlardan etkilenen uluslararası mali kuruluşların gelişmiş batı ekonomileri için önerdikleri“arz yönlü ekonomi politikasının Türkiye'deki uygulama çalışmasıdır. Bu kalkınma anlayışı, ihracatın artırılması esası üzerine tesis edilmiştir. Söz konusu anlayışa göre, genel olarak ihracat arttıkça yurtiçi üretim artacak, dışarıdan yeterince kaynak sağlandığı varsayımı altında yatıranlar ve üretim artışı gerçekleştirilmiqş olacaktır. Bu anlayış doğrultusunda vergi sistemimizde birtakım değişiklikler yapılarak ihracatı teşvik edici ve içe dönük üretimi cezalandırıcı müesseseler meydana getirilmiştir. Gerçekten, 1980 sonrası ekonomik politika, hedefleri yönünde istenen başarıyı göstermemiş olmasına rağmen, bu politika doğrultusunda uygulanan vergi politikası tutarlılığını korumuştur. Ülkenin kalkınmasında zorunlu tasarruflar yerine gönüllü tasarruflara ağırlık verildiğinde ve dışa açılmayı amaçlandığından bir ylandan özel sektör yaunmlan özendirilmiş, diğer yandan da döviz kazandırıcı işlemlerle ilgili olarak dolaysız vergilerde yükümlülere önemli vergi kolaylıkları tanınmıştır. Ayrıca kurumlaşmayı ve şirket birleşmeleri etkili bir biçimde özendirilmiş, sermaye piyasası ile ilgili özendirici tedbirler getirilmiştir. 1984 yılı sonunda, 1950 vergi reformunun gecikmiş bir tamamlayıcısı olarak KDV kabul edilerek uygulamaya konulmuştur.t - - - r özel firmaların karlılığını arttırmak için 1980 sonrası kar, rant ve faiz gelirleri üzerinde ödenen vergiler, vergi indirimleri, muaflıkları, istisnaları ve iadeleri ile büyük ölçüde azalmıştır. 1986 yılında verilen kurumlar vergisi beyannamelerine göre 600 milyar lira olan istisna tutan, 1989 yılında verilen beyanname bilgilerine göre 4,5 trilyon liraya ulaşmıştır. Bu rakamlar, bir önceki yıla göre; 1987 yılında %177, 1988 yılında %98 ve 1989 yılında %36 oranında mutlar bir artışı ifade etmektedir, öte yandan istisna ve indirimler dolayısıyla efektif kurumlar vergisi oranı yanyanya inmiştir. Tabiki bu rakamlar devletin bilerek vazgeçtiği vergi kaybıdır, yine aynı anlayışın bir uzantısı olarak, devlet, vergi kaçakçılığına da, gözyumduğunu görmekteyiz. Nitekim istikrar politikası destekçisi olarak bilinen bir hocamızın (E. Alicin) ”öğretimin ve Yatırımın finansmanında genellikle ödenmeyen vergiler önemli bir rol oynamaya başlamıştır." şeklindeki demeci bu düşüncemizi desteklemektedir. 1984 ile 1991 yıllan arasında defter ve belgeleri incelemeye alman 528889 vergi mükellefinin hesaplarında bulunan vergi matrahı farkı %53'tür. İstatistiklerde, 1984 yılında vergi yönünde kayıt dışı faaliyetler %120 iken 1985 yumda^98'e düşmüş, 1986 yılında tekrar %129'a tırmanan bu oran, 1987 yılında hızlı bir inişle %26 ya gerilemiş 1990 da yine %63'e çıkan aynı oran 1991 yılında %51 olarak gerçekleşmiştir. Böylece, devlet, yaurımlann hızlandırılması, ihracatın arttırılması, sermaye piyasasının geliştirilmesi ve kurumlaştınlmamn özendirilmesi gibi amaçlarla alacağı vergiden kısmen feragat ederek belirlenen ekonomik hedefler doğrultusunda mali hedeflerden vazgeçmiştir. İşte bu önlemlerin kamu ekonomisi ile ilgili ve birbiri ile bağlantılı sonuçlan, çoğu ücretli olan düşük gelirlilerin vergi yükünün artması, toplam vergi yükünün azalması, bütçe açıklarının büyümesi, kamu iç borç stokunun artması, transfer ödemelerinin kamu harcamalan içindeki payının yükselmesi ve kamu hizmetleri arzının azalarak kalitesinin düşmesidir. m1980'li yıllarda uygulamaya konulan serbest piyasa ekonomisine dayalı istikrar politikasının ürünü olarak vergi gelirlerinin toplam bütçe gelirleri içindeki payı azalmış ve bütçe harcamalarını karşılama oranı giderek düşmüştür. Bu nedenle bütçe harcamalarım karşılamak için devlet borçlanmayı gitmiştir. Kamu kesimindeki açığın kapatılması amacıyla başvurulan içborçlanma hareketleri kamunun sermaye piyasasına ve Merkez Bankasına yönelik fon talebini arttırmıştır. Kamu kesiminin borçlanma gereği mali piyasalar üzerindeki baskısı faiz oranlarını yükselterek kredi faizlerinin yükselmesine neden olurken, Merkez Bankasının aşın emisyona gitmesi de yıllardan beri süre gelen enflasyonu iyice azdırmıştır. Kısa vadeli ve yüksek faizli iç ve dış borçlanma politikası sonucu olarak özellikle son yıllarda ekonominin üretken alanlarda kullanılacak kaynakların borç anapara ve faiz ödemeleri şeklinde dışarıya transfer edilmesi kaynak kıtlığının şiddetini arttırmıştır. Böylece kamu gelirlerinin yapısında meydana gelen değişim ile vergiler yerine borçlanmanın ikame edilmesi, borçlanmaya dayalı bir ekonomik yapının gelişmesine neden olmuştur. Bu durum ise ekonomide dengesizliklere yol açarak birtaraftan yıllardan beri süregelen ve birtürlü önlenemeyen enflasyonu azdırırken öte yandan da faiz oranlarım yükselterek özel kesimin finansman imkanlarını sınırlamış ve finansman mahyetinin aşın derecede yükselmesine yol açarak, özel sektör aleyhine haksız ve dengesiz bir rekabet ortamı oluşturmuştur. Ekonomide yaşanan yüksek enflasyon ise imalat sanayinin kaynağı sayılan yatinmlan düşürürken diğer yandan toplam üretimi de olumsuz etkilemiş, sanayi de teşebbüs gücünü ve şevkini zedelemiştir. Nitekim, Dünya Bankasının raporuna göre s«£S Türkiye de 1965-1980 döneminde ortalama yıllık enflasyon hızı %20,8 iken Gayn safi yatırımlardaki ortalama yıllık artış hızı %8,8 ve neticede büyüme hızı %6,2 olarak gerçekleşirken 1980-1989 döneminde yıllık ortalama enflasyon oram ikiye katlanması sonucunda yatırımlardaki artış hızı, %3,7 ye inmiş ve neticede büyüme hızı da %5,1'e gerilemiştir. iv
Özet (Çeviri)
Özet çevirisi mevcut değil.
Benzer Tezler
- Türkiye'nin dış ticaretinde 1980 sonrası dönemde meydana gelen yapısal değişiminin ekonometrik analizi (1973-1992)
Başlık çevirisi yok
ZEKERİYA MIZIRAK
- Enflasyonla mücadelede istikrar politikaları
Başlık çevirisi yok
BİLGİN ORHAN ÖRGÜN
Yüksek Lisans
Türkçe
1998
EkonomiMarmara Üniversitesiİktisat Ana Bilim Dalı
PROF. DR. OSMAN ZEKAYİ ORHAN
- Türkiye iktisat politikalarının belirlenmesinde iktisadi kurum-kural ve kuruluşların rolleri
Başlık çevirisi yok
İBRAHİM GÜRAN YUMUŞAK
- Türkiye ekonomisinde kamu iktisadi teşebbüslerinin önemi ve kamu iktisadi teşebbüslerinin özelleştirilmesi
Başlık çevirisi yok
DENİZ ÖZUSLU
- Türkiye'de otomotiv sektöründe doğrudan yabancı sermaye yatırımı ve bölgesel istihdam profilindeki değişim
Foreign direct investment and change in regional employment profile in the automotive sector in Turkey
OKTAY KAAN HÜGÜL
Yüksek Lisans
Türkçe
2022
EkonomiBursa Teknik ÜniversitesiUluslararası Ekonomi Politikası Ana Bilim Dalı
DR. ÖĞR. ÜYESİ CEVAT BİLGİN