Geri Dön

Mesane kanserli hastalarda risk kontrolu sorgulamasının (Risikocheck) prognostik önemi

Mesane kanserli hastalarda risk kontrolu sorgulamasının (Risikocheck) prognostik önemi

  1. Tez No: 271835
  2. Yazar: ABDÜLKADİR YILDIZ
  3. Danışmanlar: PROF. DR. N.AYDIN MUNGAN
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Üroloji, Urology
  6. Anahtar Kelimeler: Mesane kanseri, risikocheck, prognoz, Bladder cancer, risikocheck, prognosis
  7. Yıl: 2010
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Zonguldak Karaelmas Üniversitesi
  10. Enstitü: Tıp Fakültesi
  11. Ana Bilim Dalı: Üroloji Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 65

Özet

Mesane kanserli hastaların yaklaşık %75-85'inde hastalık mukoza (evre Ta-CIS)veya submukozaya (evre T1) sınırlı olup kasa invaze olmayan mesane kanseri olarakadlandırılırken geri kalan %20-25 lik kısım ise kasa invaziv mesane kanserleridir.Ancak risk faktörleri tüm mesane kanserleri için geçerlidir.Bu risk faktörleri ürotelial karsinojenlere mesleki temas (aromatik aminler, baskıdemir-aluminyum, boya, gaz, katran endüstrileri) ve sigara kullanımıdır. Buepidemiyolojik bilgiler ışığında belirlenen ve mesane kanseri oluşum riskinindeğerlendirildiği risikocheck (RC) adlı bigisayar yazılım programı geliştirilmiştir(Ek 2). RC'de hastalar düşük, orta ve yüksek olmak üzere 3 gruba ayrılmıştır.Çalışmamızda 8 yıllık süre boyunca takip ettiğimiz aynı evre ve aynı grade de olanmesane kanserli hastalarda RC sorgulamasında belirlenen risk düzeyi ile hastalığınprognozu arasında bir ilişkinin olup olmadığının tespiti amaçlanmıştır.Bu çalışmada Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji AnabilimDalı'nda 2002-2009 yılları arasında birincil veya tekrarlayan evre Ta-T1(TNMevreleme sistemi, 2002), grade 1-3 (Dünya Sağlık Örgütü sınıflaması, 1973) kasainvaze olmayan mesane tümörü tanılı 77'si erkek 5'i kadın, yaş ortalamaları 65.4 ±12.3 olan toplam 82 hasta retrospektif olarak incelendi. Çalışmaya alınan hastalardatakip süreleri 6-84 ay arasında değişmekteydi ve RC'e göre düşük riskli 25, ortariskli 29, yüksek riskli 28 hasta tespit edildi. Elde edilen veriler istatistiksel olarakdeğerlendirildiğinde tümör evresi ile RC arasındaki ilişki istatistiksel olarak anlamlı(p=0.007), tümörün grade'i ile RC arasındaki ilişki ise anlamlı bulunmamıştır(p=0.835). RC ile ilerleme arasındaki ilişki (p=0.005) ve nüks arasındaki ilişki(p=0.041) anlamlı bulunmuştur. İlerleme ve nükse kadar geçen süre ile RCarasındaki ilişkiye bakıldığında istatistiksel olarak anlamlı bulunmamıştır (Sırasıile p=1.00 ve p=0.566). Nüks sayısı ile RC arasındaki ilişki anlamlı bulunmamıştır(p=0.415). Prongostik faktörler kullanılarak belirlenen risk grupları ile RC arasıilişkiye bakıldığinda anlamlı olduğu görülmüştür (p=0.004).Sonuç olarak; tümörün grade'i, ilerleme ve nükse kadar geçen süresi ile RC riskiartışı anlamsız bulunurken tümörün evresi, ilerlemesi, nüks etmesi ve belirlenen riskgrupları ile ilişkisi anlamlı bulunmuştur. Çalışmamızda risikocheck ile hastalığınprognozu arasında bir ilişkili olabileceği sonucuna varılmıştır.

Özet (Çeviri)

The disease is limited to mucosa (Ta-CIS stage) or submucosa (T1 stage) and isdesignated as non-muscle-invasive bladder cancer in about %75-85 patients withbladder cancer, the remnant portion of %20-25 is muscle-invasive bladder cancer.However, the risk factors apply to all the bladder cancers.These risk factors include occupational contact with urothelial carcinogens (aromaticamines, iron-aluminium processing, industries of paint, gas, tar) and use of cigarette.A computer software programme named risikocheck (RC) in which bladder cancerdevelopment is determined in the light of this epidemiologic information and risk ofbladder cancer development is evaluated was developed (annex 2). In RC, patientsare divided into 3 groups as low, medium and high risk. In our study, it was aimed todetermine whether there was a correlation between the prognosis of the disease andrisk level which had been determined with the RC questionnaire in the patients withbladder cancer who were at same stage and grade and had been followed up for 8years.In this study, 77 men, 5 women with non-muscle-invasive bladder cancer, grade 1-3 (World Health Organisation Classification, 1973), primary or recurrent stage Ta-T1 (TNM staging system, 2002) totally 82 patients with mean age 65.4 ± 12.3 wereexamined retrospectively. The follow up periods of the patients varied from 6 to 84months and according to RC, 25 patients with low risk, 29 patients with mediumrisk and 28 patients with high risk were determined. When the obtained data wasevaluated statistically, correlation between the tumour stage and RC was found to bestatistically significant (p=0.007), whereas the correlation between the grade and RCwas not found to be statistically significant (p=0.835). The correlations between RCand progress (p=0.005) and RC and recurrence (p=0.041) are found to be significant.The Prognostic Value of Risk Control QuestionnaireRegarding between the interval until progress and recurrence and RC, correlationwas not found to be statistically significant (p=1.00 and p=0.566 respectively). Thecorrelation between the number of recurrence and RC was not found significant(p=0.415). When the correlation between the risk groups determined according toprognostic factors and RC, it was found to be significant (p=0.004).Consequently, while tumour?s grade, interval until progress and recurrence and RCrisk increase were found to be insignificant, its correlation with tumour?s stage,progress, recurrence and determined risk groups was found to be significant. In ourstudy, it was concluded that there might be a correlation between the risikocheck andprognosis of the disease.

Benzer Tezler

  1. Mesane tümörlerinde transüretral rezeksiyon sonrası kemoterapide kullanılan ajanların hastalarda nüks ve progresyona etkileri

    The effects of agents used in chemotherapy after transuretral resection on recurrence and progression in bladder tumors

    EMRE KIRAÇ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2021

    ÜrolojiCumhuriyet Üniversitesi

    Üroloji Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ESAT KORĞALI

  2. Mesane kanserli vakalarda DNA tamir genlerinden XRCC1, XRCC3, XPD, XPG, APE1, hOGG1 gen polimorfizmlerinin araştırılması

    Analysis of XRCC3, hOGG1, XPD, XRCC1, XPG and APE1 gene polymorphisms in patients with bladder cancer

    KAMİL FEHMİ NARTER

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2008

    Moleküler Tıpİstanbul Üniversitesi

    Moleküler Tıp Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. TURGAY İSBİR

  3. Bacille calmette-guérin (BCG) immünoterapisi alan mesane kanserli hastalarda sitokin gen polimorfizminin belirlenmesi

    Determination of cytokine gene polymorphisms in patients with bladder cancer who received bacille calmette guérin (BCG) immunotheraphy

    BİLKAY BAŞTÜRK

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2003

    Allerji ve İmmünolojiUludağ Üniversitesi

    Mikrobiyoloji Ana Bilim Dalı

    PROF.DR. GÜHER GÖRAL

  4. Primer kasa invaze olmayan mesane kanserli hastalarda serum ve idrar tgf-beta1, mmp-9, tımp-2, ngf düzeyleri ve serum nötrofil lenfosit oranı'nın nüks ve progresyonu öngörmedeki rolü

    The role of serum and urine tgf-beta1, mmp-9, timp-2, ngf levels and serum neutrophils lymphocyte ratio in the prediction of recurrence and progression in primary non-muscle invasive bladder cancer patients

    ÖZGÜR EFİLOĞLU

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2016

    Ürolojiİstanbul Medeniyet Üniversitesi

    Üroloji Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. TURHAN ÇAŞKURLU

  5. Kas invaziv olmayan orta ve yüksek riskli mesane kanserli hastalarda uzun süreli (En az 1 yıllık) intrakaviter BCG tedavisi ve mitomisin-C ile yapılan uzun süreli (En az 1 yıllık) termokemoterapinin nüks ve progresyon açısından karşılaştırılması

    Comparison of BCG maintanence treatment (At least 1 year) with thermochemotherapy by using mitomycin-C (At least 1 year) in patient having mid and high risk non-muscle invasive bladder cancer

    AKIN DEMİRLEĞEN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2015

    ÜrolojiErciyes Üniversitesi

    Üroloji Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. ABDULLAH DEMİRTAŞ