Geri Dön

Normal gebeler ile erken membran rüptürü olan ve preeklamptik hastalarda umblikal kordon kanı prolaktin seviyelerinin yenidoğan respiratuvar distres sendromu ile ilişkisi

Başlık çevirisi mevcut değil.

  1. Tez No: 27552
  2. Yazar: MERAL BUĞDAYCI
  3. Danışmanlar: DOÇ. DR. ABDULLAH TAŞYURT
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Kadın Hastalıkları ve Doğum, Obstetrics and Gynecology
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 1993
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Cumhuriyet Üniversitesi
  10. Enstitü: Tıp Fakültesi
  11. Ana Bilim Dalı: Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 48

Özet

35 ÖZET Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalına 1991 yılı içinde başvuran toplam 60 hastadan doğum esnasında kordon kanı alınarak prolaktin seviyeleri çalışıldı. Toplam 3 grup oluşturuldu. 1. grubu komplikasyonsuz 20 sağlıklı gebe, 2. grubu EMR'li 20 gebe kadın oluşturdu. 3. grup ise 20 preeklamptik gebe kadından oluşmuştu. Her üç grupta ortalama kordon kanı prolaktin seviyeleri çalışıldı. Ortalama kordon kanı prolaktin seviyeleri EMR'li gebelerden doğan be beklerde, komplikasyonsuz ve preeklamptik gebelerden doğan bebeklere göre daha düşük bulundu. Preeklamptik gebelerden doğan bebeklerde ortalama kordon kanı prolaktin seviyeleri, komplikasyonsuz gebelerden doğan bebeklerin ortalama kor don kanı prolaktin seviyelerinden anlamlı olarak yüksekti. 3 grupta ortalama kordon kanı prolaktin seviyeleri ile RDS arasındaki ilişki araştırıldı. Komplikasyonsuz ve preek lamptik gebelerden doğan bebeklerde RDS ile kordon kanı prolaktin seviyeleri arasında bir ilişki bulunamamıştır. Oysa EMR'li hastalardan doğan bebeklerin kordon kanı prolaktin seviyeleri düşük olanlarda RDS gelişiminin daha sık olduğu görülmüştür.36 Keza doğum şekli ile prolaktin seviyeleri arasında ilişki araştırılmış, 3 grupta da ortalama kordon kanı prolaktin seviyeleri ile doğum şekli arasında bir ilişki bulunamamıştır. Böylece ortalama kordon kanı prolaktin seviyeleri ile RDS arasındaki ilişki, ayrı gruplar arasında farklı bağlantılar ortaya koymaktadır. Ancak, fetal prolaktin seviyeleri ile EMR, preeklampsi ve RDS arasındaki ilişkiyi net olarak ortaya koyabilmek için daha kapsamlı araştırmalara gereksinim var dır.

Özet (Çeviri)

Özet çevirisi mevcut değil.

Benzer Tezler

  1. İntrauterin gelişme geriliği olan fetusların kardiyak fonksiyonlarının doku doppleri ile incelenmesi

    Investigation fetal cardiac functions with tissue doppler in intrauterine growth restriction

    RABİA MERVE ERBIYIK

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2017

    Kadın Hastalıkları ve DoğumSağlık Bilimleri Üniversitesi

    Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. ALİ GEDİKBAŞI

    UZMAN BAŞAK KAYA

  2. doğum indüksiyonu öncesi transvajinal ultrason ile alt uterin segment kalınlık ölçümünün doğum sonuçları ile ilişkisinin değerlendirilmesi

    Evaluation of the relationship between lower uterine segment thickness measurement with transvaginal ultrasound before labor induction and birth outcomes

    FIRAT EKMEKÇİOĞLU

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2024

    Kadın Hastalıkları ve Doğumİzmir Katip Çelebi Üniversitesi

    Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. SEÇİL KARACA KURTULMUŞ

  3. Son 10 yılda doğum yapmış kadınlarda tiroid fonksiyon testlerinin fetal sonlanım ile ilişkisi

    The relationship of thyroid function tests with fetalend of given in the last 10 years

    DİLEK KILINÇ CANDEMİR

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2021

    Endokrinoloji ve Metabolizma HastalıklarıSivas Cumhuriyet Üniversitesi

    İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    DR. ÖĞR. ÜYESİ GÜLHAN DUMAN

  4. Adölesan gebeliklerin perinatal sonuçları

    Perinatal outcomes of adolescent pregnancies

    ÖMER KOL

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2024

    Kadın Hastalıkları ve DoğumSağlık Bilimleri Üniversitesi

    Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı

    PROF. NİYAZİ TUĞ