Protected area site selection based on abiotic data: How reliable is it?
Abiotik Veriler ile Korunan Alan Seçimi: Ne Kadar Güvenilirdir?
- Tez No: 285653
- Danışmanlar: DOÇ. DR. C. CAN BİLGİN
- Tez Türü: Doktora
- Konular: Biyoloji, Biology
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2011
- Dil: İngilizce
- Üniversite: Orta Doğu Teknik Üniversitesi
- Enstitü: Fen Bilimleri Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Biyoloji Bölümü
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 200
Özet
Korunan alan seçimi genellikle biyoçeşitlilik verisinin temsilci olarak kullanılmasıyla gerçekleştirilir. Fakat sınırlı kaynak, zaman ve ekipmandan dolayı, güvenilir ve tam bir biyolojik çeşitlilik verisi nadir olarak mevcuttur. Bu durumda bir alternatif olan çevresel çeşitlilik (ÇÇ), temsilci olarak koruma planlamasında kullanılır. Fakat çevresel çeşitliliği alan seçimi için kullanan ve verimliliğini değerlendiren az sayıda çalışma bulunmaktadır. Ne yazık ki, biyoçeşitliliğin yüksek fakat onun hakkındaki bilginin yetersiz olduğu Türkiye için böyle bir çalışmanın örneği bulunmamaktadır.Bundan dolayı, bu çalışma çevresel temsilcilerin verimliliğini ve farklı biyolojik taksonların koruma planlamasındaki kullanışlılığını araştırmak üzere gerçekleştirilmiştir. Hedef koruma planlaması için daha verimli çevresel yada biyolojik temsilcilerin bulunmasıdır. Böylece kısıtlı kaynaklar etkili korunan alanlar ağı kurabilmek için daha verimli bir şekilde kullanılabilir.Çalışma Türkiye'nin kuzeydoğusunda Aşağı Kafkaslar ekolojik bölgesinde gerçekleştirilmiştir. Dikkate alınan taksonomik gruplar endemilk ve endemik olmayan yüksek derecede tehtid altında olan bitkiler, üreyen kuşlar, kelebekler, büyük memeliler, küresel ölçekte tehtid altında olan sürüngen ve çift yaşamlılar ve yaşam birliklerini kapsamaktadır. İklim ve topografya verileri farklı kaynaklardan toplanıp, mekansal istatistik yöntemleri ile üretilirken, dağılım verileri bir önceki çalışmadan temin edilmiştir. Tamamlayıcılık esasına dayanan alan seçimi 100 km²'lik UTM grid karelerinde Marxan alan seçim yazılımı ile belirlenmiştir. Coğrafi ağırlıklı regresyon, temel bileşenler analizi ve p- medyan algoritması kullanılarak, çevresel çeşitlilik birimler boyunca belilenmiştir. Farklı yaklaşımların ve farklı temsilci setlerinin performansı temsiliyet başarısı yanında rastgele null model ile de karşılaştırılarak test edilmiştir.Sonuçlar çalışma alanında endemik veya endemik olmayan yüksek derecede tehdit altında olan bitki türlerinin, kelebek türlerin ve ekolojik yaşam birliklerinin biyoçeşitliliği diğer taksonlara göre daha iyi temsil ettiğini göstermiştir. Bu sebeple, bu taksonlar korunan alan planlamasında verimli biyoçeşitlilik temsilcileri olarak kullanılabilirler. Diğer bir bulguda yüksek derece tehtid altında olan bitki türlerinin iyi temsil edilmelerine ihtiyaç duyuluyorsa alan seçim sürecinde mutlaka kullanılmaları gerekir. Diğer bir şekilde ifade etmek gerekirse bu taksonlar kendilerinin temsilcisidir. Çevresel çeşitliliğin kendi başına bir alanın biyoçeşitliliğini yansıtması için temsilci olarak kulanılabilmesine rağmen biyoçeşitlilik temsilcileri kadar iyi olmadığı gösterilmiştir.Dar dağılış gösteren tür taksonları ya da ekolojik farklılıklarından dolayı birnbirinin tamamlayan taksonlar temsilci olarak kullanıldığında daha iyi sonuç verdiği önerilmiştir. Diğer taraftan, kaynakların çok sınırlı, arazi çalışmalarının olanaksız olduğu durumlarda çevresel çeşitlilik temsilci olarak daha uygun olabilir. Bu gibi durumlarda çevresel çeşitliliğin en iyi biyoçeşitlilik temsilcilerinden biri ile birlikte kullanılması muhtemelen en iyi çözüm olacaktır.
Özet (Çeviri)
Protected area site selection is generally carried out using biodiversity data as surrogates. However, reliable and complete biodiversity data is rarely available due to limited resources, time and equipment. Instead of drawing on inadequate biodiversity data, an alternative is to use environmental diversity (ED) as a surrogate in conservation planning. However, there are few studies that use environmental diversity for site selection or that evaluates its efficiency; unfortunately, no such example exists for Turkey, where biodiversity is high but our knowledge about it is unsatisfactory.Hence, this study was carried out to investigate the efficiency of environmental surrogates and the utility of different biological taxa in conservation planning. The objective was to find out the most efficient surrogates, either environmental or biological, for conservation planning, so that limited resources can be used more efficiently to establish an effective protected areas network.The study was carried out in northeastern Turkey, within the Lesser Caucasus ecoregion. The taxonomic groups considered include large mammals, breeding birds, globally threatened reptiles and amphibians, butterflies, highly threatened plants, and ecological communities. The distribution data was taken from a previous study, while climate and topographical data were obtained from various sources and produced through spatio-statistical techniques. Complementarity-based site selection was carried out with Marxan software, where the planning unit was the 100 sq.km. UTM grid square. Various statistical methods, including geographically weighted regression, principal components analysis, and p-median algorithm, were used to determine ED across the units. Performance of different approaches and different sets of surrogates were tested by comparing them to a random null model as well as representation success.Results indicate that endemic or non-endemic highly threatened plant species, butterfly species and ecological communities represent biodiversity better than other taxa in the study area. As such, they can be used on their own as efficient biodiversity surrogates in conservation area planning. Another finding is that highly threatened plant species are required to be used in the site selection process if they need to be represented well; in other words, they are their own surrogates. It was demonstrated that while ED alone can be used as a surrogate to represent biodiversity of an area, they are not as good as biodiversity surrogates themselves.It is also suggested that using species taxa with smaller distributional ranges or taxa that complement each other due to ecological differences as surrogates provide better results. On the other hand, ED might be a more suitable surrogate if resources are very limited or field work is impossible. In such cases, using ED in conjunction with one of the better biodiversity surrogates is probably the best solution.
Benzer Tezler
- Mekansal planlar ve yenilenebilir enerji yatırımları ilişkisi
The relationship between spatial plans and renewable energy investments
MEHMET ERGİN
Yüksek Lisans
Türkçe
2019
Şehircilik ve Bölge PlanlamaMimar Sinan Güzel Sanatlar ÜniversitesiŞehir ve Bölge Planlama Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. ADEM ERDEM ERBAŞ
- Analitik hiyerarşi yöntemi ve coğrafi bilgi sistemleri ile alternatif katı atık düzenli depolama alanı yer seçimi: İstanbul ili örneği
Alternative landfill site selection using analytic hierarchy process and geographic information systems: A case study Istanbul
DOĞUŞ GÜLER
Yüksek Lisans
Türkçe
2016
Jeodezi ve Fotogrametriİstanbul Teknik ÜniversitesiGeomatik Mühendisliği Ana Bilim Dalı
PROF. DR. TAHSİN YOMRALIOĞLU
- Balıkesir ili evsel katı atıklarının bertarafında uygun termal yöntemin seçilmesi
Selection of suitable thermal method for disposal of domestic solid wastes in Balıkesir
MUSTAFA YILMAZ
Yüksek Lisans
Türkçe
2019
Çevre MühendisliğiHasan Kalyoncu ÜniversitesiÇevre Bilimleri ve Enerji Yönetimi Ana Bilim Dalı
DR. ÖĞR. ÜYESİ ADEM YURTSEVER
- Şile hamamı restorasyon projesi
Restoration project of istanbul sile public bath
SERAP KOÇAK
Yüksek Lisans
Türkçe
2018
Mimarlıkİstanbul Teknik ÜniversitesiMimarlık Ana Bilim Dalı
PROF. DR. KEMAL KUTGÜN EYÜPGİLLER
- Türkiye'de özel çevre koruma bölgelerinde doğal alanların etkin korunması ve planlanması için bir sistem önerisi: Datça-Bozburun örneği
A system proposal for efficient conservation and planning of natural areas in specially protected areas in Turkey: Datca-Bozburun case study
ESRA YAZICI GÖKMEN
Doktora
Türkçe
2018
Şehircilik ve Bölge Planlamaİstanbul Teknik ÜniversitesiŞehir ve Bölge Planlama Ana Bilim Dalı
PROF. DR. NURAN ZEREN GÜLERSOY