Türk romanında İslami öğeler (1872-1896)
Islamic elements in Turkish novels (1872-1896)
- Tez No: 288233
- Danışmanlar: PROF. DR. BİLGE ERCİLASUN
- Tez Türü: Doktora
- Konular: Türk Dili ve Edebiyatı, Turkish Language and Literature
- Anahtar Kelimeler: Tanzimat romanı, din, İslam, ittihad-ı İslam, Panislamcılık, taassup, ihtida, gündelik yaşam, göç, ibadet, Novels of Tanzimat period, religion, Islam, Union of Islam, pan-Islamism, piousness, conversion to Islam, everyday life, migration, worshipping
- Yıl: 2011
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Hacettepe Üniversitesi
- Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Türk Dili ve Edebiyatı Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Yeni Türk Edebiyatı Bilim Dalı
- Sayfa Sayısı: 370
Özet
Türk Romanında İslami Öğeler (1872-1896) adlı bu tezde Tanzimat dönemi yazarlarının romanlarında İslami öğeler incelenmiştir. 1872-1896 yılları arasındaki romanlara odaklı olan bu çalışmada Ahmet Mithat'ın 1910 yılına kadar yazdığı tüm romanları da değerlendirilmiştir. Tezimizde temel olarak Tanzimat romanında gündelik yaşamdaki İslami öğelere bakılmıştır. Romanlarında ittihad-ı İslam ya da Panislamcılık düşüncesini işleyen yazarlarımızın eserleri bu açıdan da değerlendirilmiştir. Ahmet Mithat'ın eserlerinde özel bir yeri olan ?ihtida? ayrıca incelenmiştir. Bu tezde sırasıyla Ahmet Mithat Efendi, Şemseddin Sami, Namık Kemal, Sami Paşazade Sezai, Recaizade Mahmut Ekrem, Nabizade Nazım ve Mizancı Murat'ın romanları incelenmiştir. Gerektiğinde bu yazarlarımızın düşünsel yazılarına ve diğer kurmaca eserlerine de başvurulmuştur. Romanlarımızda gündelik yaşamda İslami öğelerin fazla yer almadığı görülmüştür. Bu romanlarda her zaman İslami atmosfer hissedilir. Roman kişilerinin çoğunun dinî inancı vardır. İslam'ın temel inanç kurallarını kabul ederler. Ancak romanlarda başkişiler dindarca veya sofuca bir yaşam sürdürmezler. Bu romanların çoğunda gündelik ibadetlerini yapan başkişiler yoktur. Her gün namaz kılan tek kişi vardır. Bazı romanlarda yaşlılar ve diğer ikincil karakterlerde dindarlık gözlemlenir. Roman kişileri dindar veya sofu değillerdir, ama İslam'a bir ahlak sistemi olarak dayanırlar, İslami kimliklerine özellikle yabancıların karşısında sahip çıkarlar, onlara Müslümanlığın üstünlüğünü sıkça dile getirirler. İslam gündelik yaşamı idare eden bir kurallar sistemi değil, bir kimliktir. Yazarlarımızın çoğu kurmaca eserlerinde ve diğer eserlerinde bu kimliği dindarlık duygusuyla değil, onur duygusuyla savunurlar. Çok eşlilik gibi uygulamalara romanlarında pek yer vermeseler bile bu uygulamaları, yazılarında İslami kimliğin bir parçası olarak savunurlar. İncelediğimiz romanların yansıttığı toplumun da roman kişileri gibi çok dindar olmadığı görülür. Romanlarımızdaki Osmanlı toplumu, oldukça dünyevi bir yaşam sürer. Dinin temel değerlerinde uzlaşılmıştır, İslami kimliğe sahip çıkılır, ancak dindarlık bir yaşam biçimi olarak yüceltilmez. Bunda, Tanzimat'ın ardından Avrupaî yaşam biçiminin yönetici tabakalardan, gitgide topluma yayılması etkili olduğu kadar, romanlarımızın verildiği dönemde önemli bir toplumsal olay olan Müslüman nüfusun Kafkaslar'dan ve Balkanlar'dan merkez topraklara yaptıkları göç de büyük rol oynamıştır. İslami kimliğine sahip çıkan ama daha dünyevi bir yaşam süren göçmen nüfusun etkisiyle hem orta ve üst sınıflardaki Müslüman nüfusu sayıca çok artmış hem de daha dünyevi bir yaşam anlayışı yaygınlaşmıştır.
Özet (Çeviri)
In this thesis, Islamic elements in the Tanzimat period novels are investigated. Even though the main focus is on the period between the years 1872 and 1896, the thesis also covers all novels by Ahmet Mithat Efendi written up until 1910. Basically, we have investigated Islamic elements in everyday life as they appear in these novels. In addition to this, novels written by authors who promote Union of Islam or pan-Islamism ideas in their works are also evaluated from this perspective. Also, the ?conversion? issue, which appears to have a special place in Ahmet Mithat Efendi?s novels, is investigated separately. The novels written by Ahmet Mithat Efendi, Şemseddin Sami, Namık Kemal, Sami Paşazade Sezai, Recaizade Mahmut Ekrem, Nabizade Nazım and Mizancı Murat are in the main scope of this thesis. Whenever necessary, intellectual articles and other fictional works of these authors are also consulted. It is observed that the Islamic elements do not appear much in the daily life within these novels. An Islamic atmosphere is always felt in these novels. Almost all characters within the novel have religious beliefs. They accept the basic tenets of Islam. But especially the main characters, do not follow a religious life. None of the novels contain a main character which does daily worshipping. There is only one main character that does daily praying (namaz). In some novels, the elderly and some of the secondary characters follow a pious life. The characters are not pious but they embrace Islam as a moral system. Even though the characters are not pious, they are strongly attached to their Islamic identities and they frequently express the superiority of Muslims against foreigners. Islam is seen as an identity, not as a set of rules that governs the daily life. In both fictional and other works, most of the writers defend this identity by a feeling of honor; they do not seem to be motivated by piousness. Even though questionable practices like polygamy do not appear much in these novels, in their other works they defend these practices as part of their identity. Similar to the novel characters, the society depicted in these novels is also not pious. The Ottoman society is pictured as following a more mundane life. There is a consensus on the basic values of religion, Islamic identity is embraced, but the piousness is not advocated. This could be a result of the gradual diffusion of the European way of life from the ruling elite to the whole society, a transformation which is initiated by the Tanzimat edict. But, it could also be a result of the massive migration of the Muslim populace of the Caucasus and Balkans to the central lands, a gigantic event that affected the period these novels are written. As a direct result of the fusion of the migrant population, most of which embraces the Islamic identity but follows a mundane life, the middle and upper class Muslims have increased in number and a more mundane life style has become widespread.
Benzer Tezler
- Türk romanında din ve inanç algısı (1929-1933)
Religion and belief perceptions in the Turkish novel (1929-1933)
MAHİR KARACAR
Doktora
Türkçe
2018
Türk Dili ve EdebiyatıDicle ÜniversitesiTürk Dili ve Edebiyatı Ana Bilim Dalı
PROF. DR. KEMAL TİMUR
- Türk romanında din ve inanç algısı (1948-1949)
The perception of religion and belief in Turkish novel (1948-1949)
LOKMAN SARI
Yüksek Lisans
Türkçe
2022
Türk Dili ve EdebiyatıKahramanmaraş Sütçü İmam ÜniversitesiTürk Dili ve Edebiyatı Ana Bilim Dalı
PROF. DR. KEMAL TİMUR
- Türk romanında din ve inanç algısı (1939-1942)
Religion and belief perception in the Turkish novel (1939-1942)
SERAP TANYILDIZ
Doktora
Türkçe
2022
Türk Dili ve EdebiyatıDicle ÜniversitesiTürk Dili ve Edebiyatı Ana Bilim Dalı
PROF. DR. KEMAL TİMUR
- Çağdaş Türk edebiyatında ütopya
Başlık çevirisi yok
NURETTİN ÖZTÜRK
Yüksek Lisans
Türkçe
1992
Türk Dili ve Edebiyatıİnönü ÜniversitesiTürk Dili ve Edebiyatı Eğitimi Ana Bilim Dalı
PROF. DR. CAHİT KAVCAR
- Interkulturelle aspekte in der Deutschen gegenwartsliteratur am beispiel der Orient-und Türkenbilder in den romanen 'Sieger Nach Punkten' von Thorsten Becker, 'Selim oder die Gabe der Rede' von Sten Nadolny und 'Das Verschwinden des Schattens in der Sonne' von Barbara Frischmuth
Thorsten Becker'in 'Sayıyla Galip', Sten Nadolny'nin 'Selim ya da Konuşma Yeteneği' ve Barbara Frischmuth'un 'Gölgenin Güneşte Kayboluşu' romanlarındaki Doğu ve Türk imgeleri örneğinde çağdaş Alman edebiyatında kültürlerarası öğeler
AYLİN NADİNE KUL
Doktora
Almanca
2020
Alman Dili ve EdebiyatıHacettepe ÜniversitesiAlman Dili ve Edebiyatı Ana Bilim Dalı
PROF. DR. ONUR BİLGE KULA