Geri Dön

Kranioservikal bileşke instabilitesi olan hastalarda rijit oksipitoservikal fiksasyon'un etkinliğinin araştırılması

Investigation of the effectiveness of rigid occipitocervical fixation in patients with craniocervical junction instability

  1. Tez No: 289230
  2. Yazar: MURAT UĞUR
  3. Danışmanlar: PROF. DR. ABDULVAHAP GÖK
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Nöroşirürji, Neurosurgery
  6. Anahtar Kelimeler: Kraniovertebral bileşke, instabilite, füzyon, greft, rijit oksipitoservikal fiksasyon, Craniovertebral junction, instability, fusion, graft, rigid occipitocervical fixation
  7. Yıl: 2012
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Gaziantep Üniversitesi
  10. Enstitü: Tıp Fakültesi
  11. Ana Bilim Dalı: Beyin ve Sinir Cerrahisi Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 102

Özet

Bu çalışmada, yeni geliştirilen otojenik kot grefti yerleştirme tekniği ile ROSF uygulanan 27 hasta retrospektif olarak incelendi. Çalışmanın amacı, bu yeni teknik ile uygulanan ROSF' nin semptomatoloji, füzyon oranları ve komplikasyonları açısından klinik sonuçları değerlendirildi.Yöntem27 hastanın tamamında füzyon için, otojen kot grefti ve plak-rod-vida sisteminden oluşan ROSF kullanıldı. Hastaların 9'un da Baziller İnvajinasyon, 8'inde konjenital kraniovertebral bileşke (KVB) anomalileri, 7'sinde travmatik KVB instabilitesi ve 3'ünde de metastatik KVB lezyonu mevcuttu. Operasyon sırasında 6. veya 7. kostadan otojen kemik grefti alındı. Kot üzerine vidaların geçmesi için delikler açıldı. Sonra bu greftler füzyon planlanan faset eklemler ile implant sistemi arasına yerleştirilerek sistem kilitlendi. Füzyon durumu düz grafiler ve BT ile postoperatif kontrol edildi. Myelopati kliniği olan hastalar preoperatif ve postoperatif dönemlerde MJOA skoru ile değerlendirildi. Bu skorlar Wilcoxon işaret testi ile istatistiksel analize alındı.BulgularHastalarda yaş dağılımı 7 ile 61 yıl arası idi (Ortalama 32.4 yıl). Bunların 10'u kadın, 17'si erkek cinsiyetli idi. Takip süresi ort. 22.1 ay idi (1-60 ay). Tümünde füzyon gelişimi %100 oranında görüldü. Preoperatif ortalama MJOA skoru 13.9 (5-16) ve postoperative ortalama MJOA skoru16.4 (13-18) olarak ölçüldü. Dolayısıyla ortalamada 2.5 puanlık artış gözlendi ( P=0.003 Wilcoxon işaret testi). Takip süresince hastaların %68.75'inde (11/16) myelopatik semptomlar gerileyerek düzelirken %31.25'inde ise (5/16) herhangibir değişiklik gözlenmedi. Komplikasyon olarak, 2 hastada BOS kaçağı ve 2 hastada yara yeri enfeksiyonu gözlendi. Bu hastaların tamamı herhangibir mortalite olmaksızın medikal olarak tedavi edildi. Stabilite tüm olgularda fleksiyon-ekstansiyon filmleri ile gösterildi. Cerrahiye bağlı mortalite görülmezken takip sırasında metastatik lezyonları olan 3 hasta exitus oldu.SonuçOtogenik kot grefti yerleştirme yöntemi kullanılarak yapılan ve plak-rod-vida sisteminden oluşan ROSF nörolojik fonksiyonlardaki iyileşme, düşük komplikasyon oranı ve yüksek füzyon oranı nedeni ile güvenli, etkin bir tekniktir.

Özet (Çeviri)

In this study 27 patients who underwent rigid occipitocervical fixation (ROCF) with a newly developed autogenic rib graft placement were retrospectively evaluated. The aim of this study was to investigate the effectiveness of ROCF on clinical results due to symptomatology, fusion occurrence and complications.Methods:In all of the 27 patients, ROCF included autogenic rib graft, rod-screw-plate system were used for stabilization. Nine of patients had basillary invagination, 8 of the patients had congenital anomalies, 7 of the patients had traumatic instability and 3 of the patients had metastatic lesions. During the operations autologous bone grafts were taken from the 6th or 7th ribs. The holes were opened on the rib grafts in order to place the grafts through the screws. After that, the rib grafts were placed between the facets and the implant system and then the system was locked. Fusion was assessed postoperatively by plain cervical X-ray films and computerized tomography. The patients with myelopathic symptoms were evaluated by modified Japanese Orthopeadic Association (MJOA) scores in the preoperative and postoperative period. These scores were analized by means of Wilcoxon sign test.Results:Patients ranged in age from 7 to 61 years (mean 32,4) and there were 10 female and 17 male patients. The mean follow-up period was 22,1 months (range 1?60). The overall fusion rate was 100%. The mean mJOA scores were 13,90 (5-16) preoperatively and 16,40 (13-18) postoperatively, with a increase of 2,5 points on average (p=0,003). During the follow-up period, 68,75 % of the patients (11/16) exhibited improvement in their myelopathic symptoms; in 31,25 % (5/16) the symptoms were unchanged. Complications were CSF leakages (in 2 patients) and wound infection (in 2 patients). All of them were treated medically without any morbidity. Stability was demonstrated on flexion/extension studies in all cases. There were no treatment-related deaths, but 3 patients died due to progression of the metastatic disease in the follow-up period.Conclusion:ROCF, inclusive of autogenic rib graft placement and plate-rod-screw system is a sufficient and efficient method due to improvement in neurologic function, low complication rate and high fusion rates.

Benzer Tezler

  1. Kraniyoservikal bileşke instabilitesinde rijit rod ile dinamik posterior oksipitoservikal rodun biyomekanik açıdan karşılaştırılması ve uygunluğunun değerlendirilmesi

    Biomechanical comparison of rigid rod and dynamic posterior occipitocervical rod in craniocervical junction instability and evaluation of the eligibility

    SERDAR SOLMAZ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2020

    NöroşirürjiAnkara Üniversitesi

    Beyin ve Sinir Cerrahisi Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. YUSUF ŞÜKRÜ ÇAĞLAR

  2. Posterior atlanto-oksipital transartiküler klival vida tekniği; anatomik kadavra çalışması

    Posterior atlanto-occipital transarticular clival screw technique; an anatomical cadaver study

    MACİT TERZİ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2024

    NöroşirürjiAnkara Üniversitesi

    Beyin ve Sinir Cerrahisi Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. AYHAN ATTAR

  3. Baziler invaginasyon sebebiyle opere edilen hastaların klinik ve radyolojik olarak incelenmesi, kraniyoservikal bileşke ilişkisinin düzeltilebilmesi üzerine etkili faktörlerin belirlenmesi

    Bazi̇ler i̇nvagi̇nasyon sebebi̇yle opere edi̇len hastalarin kli̇ni̇k ve radyoloji̇k olarak i̇ncelenmesi̇, krani̇yoservi̇kal bi̇leşke i̇li̇şki̇si̇ni̇n düzelti̇lebi̇lmesi̇ üzeri̇ne etki̇li̇ faktörleri̇n beli̇rlenmesi̇

    EVREN SANDAL

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2015

    NöroşirürjiEge Üniversitesi

    Beyin ve Sinir Cerrahisi Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. MEHMET SEDAT ÇAĞLI

  4. Kranioservikal bileşkenin morfometrik özellikleri

    Morphometric features of craniocervical junction

    TALAT CEM OVALIOĞLU

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2005

    NöroşirürjiSağlık Bakanlığı

    Nöroşirürji Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. YUSUF ŞÜKRÜ ÇAĞLAR

  5. Kranioservikal bileşkenin baş ağrısı olan bireylerde ve kontrol grubunda karşılaştırmalı olarak anatomik incelenmesi

    A comparative anatomical examination of the craniocervical junction inindividuals with headache and control group

    OĞUZHAN HARMANDAOĞLU

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2021

    AnatomiSelçuk Üniversitesi

    Anatomi Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. NADİRE ÜNVER DOĞAN