Bir sürdürülebilir kent modeli: Yavaş şehir hareketi
A model for sustainable urban: Slow city movement
- Tez No: 297068
- Danışmanlar: PROF. DR. BÜLENT TARIM
- Tez Türü: Yüksek Lisans
- Konular: Mimarlık, Architecture
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2011
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Yıldız Teknik Üniversitesi
- Enstitü: Fen Bilimleri Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Mimarlık Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Bina Araştırma ve Planlama Bilim Dalı
- Sayfa Sayısı: 112
Özet
Endüstri devrimi, Fordist üretim, teknolojik gelişim derken dünya küresellik kavramı altında tek bir pazar haline gelmiş, güçlü kapital ekonomiler bu pazarda etkili olabilmek için üretim-tüketim dengelerini kendi lehlerine şekillendirmişlerdir. Dünyanın her yerine aynı üretim standartını taşıyıp, tüketicileri de bu aynılaşmaya çekmek için stratejiler yaratılmaktadır. Bu aynılaşma her coğrafyaya yayılmakta ve yerel üretim bu büyük dış ekonomi ile mücadele edemez duruma gelmektedir. Üreticiler, tüketim ne kadar yalın, sorgusuz ve hızlı olursa pazardan o kadar kazanç elde edebileceklerinin farkında olarak bu standartlaşmayı kabul ettirme çabasındadırlar. Bu çaba sayesinde hergün aynı şeyleri çok hızlı tüketen ve sorgulamayan toplumlar (pazarlar) oluşmasına neden olmaktadır. Bu sayede dünya genelinde, her coğrafyaya her millete ait kültürler kendi mikroekonomilerini bu üretim devleri ile rekabete sokamamakta ve neticesinde dönüşmeye, aynılaşmaya ve standartlaşmaya maruz kalmaktadırlar. Kültürel çeşitliliğin nesli tükenmektedir. Kültürlerin en önemli bileşenlerinden biri olan yemek (mutfak) yavaş yavaş yok olmakta, yerini kapital şirketlerin standart üretimlerine kaptırmaktadırlar. Kültürel yapıları ve mutfaklarıyla övünç duyan bir grup İtalyan, bu kültür yozlaşmasına dur demek için kendi mutfaklarını koruma altına alan bir hareket başlatmış, sonraları bu koruma tüm dünyadaki özgün mutfakları ve yeme alışkanlıklarını kapsar hale gelmiştir. Slowfood, yani ?Yavaş Yemek? denilen hareket, her kültürün kendine özgü yerel ürünlerini ön plana çıkarmaya, insanların yemek yeme alışkanlığını kapitalist dünyanın istediği gibi hızlı bir şekilde bitirilmesi gereken bir ihtiyaç olmaktan çıkartıp, yemek yemeyi bir keyif, bir zevk haline getirmeye çalışmaktadır. Bu zevk aslında sadece yemek yemeyi değil, koşturarak geçirdiğimiz hayata daha sakin, daha duyarlı, daha tadını çıkartarak bakmamız gerektiğini anlatmaktadır. Bu hareketle aynı felsefeyi taşıyan cittaslow, yani ?Yavaş Şehir? kavramı da kültürel zenginliklerin ve yaşam kalitesinin kent ölçeğinde korunduğu ve savunulduğu bir hareket olarak doğar. Çevreye duyarlı, yerel ekonomisi ile dış ekonomiye bağlı olmayan, her türlü sanatsal faaliyet, eğitim, enerji ve tesis konusunda kendi kendine yetebilen kentleri örgütleyen bu hareket, -tezin yazıldığı tarih itibariyle- tüm dünyada 24 ülkede, 147 şehirde benimsenmiş ve sürdürülebilir bir kent olma yolunda konulmuş 60'a yakın kriteri kentlerde gerçekleştirmeye çalışmışlardır. Bu kriterler, çevre, altyapı, yerel üretimin korunması, kentsel kalite için teknoloji ve tesis oluşturma, konukseverlik ve bilinçlendirme başlıkları altında toplanmıştır. Bu tez kapsamında ?yavaşlık? felsefesini kendilerine politika eden kentler ve o kentlerin bu hususta ne tip uygulamalar yaptıkları anlatılmaktadır. Yapılan uygulamalar incelenmiş ve kentlerin kendi kültürel varlıklarını sürdürebilmeleri için neler yapmaları gerektiği önerilmiştir.
Özet (Çeviri)
Through the industrial revolution, Fordist manufacture and the technological advancement, the world has become a single market under the notion of globalization and to become affective in this market, strong capitalist economies have turned the production - consumption balance in their favour. By carrying the same production standard around the world, strategies are created to pull in the consumer to this similarity. This is spreading everywhere and the local production is unable to battle against large foreign economies. The manufacturers have realised that the quicker, plainer and undisputed the consumption is, the profits are also to follow accordingly therefore they are trying to impose this standardization. This action results in unchallenging societies (markets) that consistently and rapidly consume products. Consequently worldwide, every geography and every culture are not competing their own microeconomies with these production giants and as a result are subject to standardisation. Cultural diversity is becoming extinct. Food (cuisine) as one of the most important components of cultures is dissapearing slowly and is being replaced by capital firms standard production. A group of Italians, proud of their cuisine and cultural structures, started a movement to protect their cuisine and to put a stop to this and later this protection started covering all genuine cuisines and eating habits. Slow eating movement also known as Slowfood, brings to the front the local produce that is specific to that culture and it is trying to state that the eating habits of people should not be something quick, like the capitalist world would want it to be but it should be something enjoyable and consequently give you pleasure. This pleasure should not just concern food, it should also mean that we should be calmer, more sensitive and more gratified in life. Sharing the philosophy with this movement the ?Cittaslow? initiates as a notion that protects the living quality and the cultural prosperity on an urban scale. This movement organises towns that are sensitive to the environment, that has not connected its local economy to a foreign economy and is self sufficient with any kind of its artistic activity, education, energy and facility is now embraced over 20 countries and close to 150 cities and has tried to substantiate nearly 60 criteria to becoming a sustainable city. These criteria are collected under the titles of environment, infrastructure, protecting the local produce, technology for urban quality and creating facilities, hospitality and awareness. In the scope of this thesis the cities that have made ?slowness? philosophy their policy and what those cities are implementing in its path, is explained. These implementations have been examined and suggestions have been made to see what cities need to do to sustain their cultural existence.
Benzer Tezler
- Sürdürülebilir kent kavramına farklı bir bakış olarak yavaş şehirler (Cittaslow): Seferihisar örneği
Sustainable urban concept in a different perspective slow cities (Cittaslow): Seferihisar case
ENES BATTAL KESKİN
Yüksek Lisans
Türkçe
2010
Kamu YönetimiDumlupınar ÜniversitesiSiyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü
YRD. DOÇ. DR. CANTÜRK CANER
- Sürdürülebilir mimarlıkta sakin şehir (Cittaslow) yaklaşımı
An approach to slow city (Cittaslow) in sustainable architecture
SELMA AYDOĞAN
Yüksek Lisans
Türkçe
2015
Mimarlıkİstanbul Teknik ÜniversitesiMimarlık Ana Bilim Dalı
ÖĞR. GÖR. ŞULE FİLİZ AKŞİT
- Cittaslow olma potansiyelinin belirlenmesine yönelik bir araştırma: Kandıra örneği
A research to determine the potential of cittaslow: Kandıra case
HANDE YÜKSEL
Yüksek Lisans
Türkçe
2016
Kamu YönetimiKocaeli ÜniversitesiSiyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. ÖRGEN UĞURLU AKMAN
- Yavaş şehir (cittaslow) hareketinin sağlıklı şehirler bağlamında değerlendirilmesi: Abbiategrasso (İtalya) yerleşimi üzerinde bir inceleme
Evaluation of the slow city (cittaslow) movement in the context of healthy cities: An examination on Abbiategrasso (Italy)
ZEMZEM ECE
Yüksek Lisans
Türkçe
2021
MimarlıkMimar Sinan Güzel Sanatlar ÜniversitesiMimarlık Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. EBRU ÖZEKE-TÖKMECİ
- Sürdürülebilir bir kalkınma modeli olarak Türkiye'de 'Sakin Şehir (Cittaslow /Slow City) hareketi' üzerine bir analiz
An analysis on the slow city movement in Turkey as a sustainable development model
AYŞE PEKİN
Yüksek Lisans
Türkçe
2021
Kamu YönetimiGümüşhane ÜniversitesiSiyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Ana Bilim Dalı
DR. ÖĞR. ÜYESİ EMRE CENGİZ