Geri Dön

Çin porselen sanatı: Toprağın ateşle dansı

The art of Chinese porcelain: The dance of soil with fire

  1. Tez No: 303016
  2. Yazar: ADİLE BİRBEN
  3. Danışmanlar: PROF. DR. BÜLENT OKAY
  4. Tez Türü: Yüksek Lisans
  5. Konular: El Sanatları, Crafts
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2011
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Ankara Üniversitesi
  10. Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Sineloji Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 223

Özet

Kilin, kalıpta veya tornada biçimlendirilip, belirli bir ısıda fırınlanarak pişirilmesi sanat alanında Seramik, mimari yapılarda kullanılması Çini olarak isimlendirilir. Yüzeyinin belirgin parlaklığı, ışık geçirgenlik özelliği, üzerine vurulduğunda kulağa hoş gelen çınlama sesi ve çok çeşitli tonlardaki rengi ise diğer temel özellikleridir. Sözcük, İtalyanca olan ?Porcella? kelimesinden türetilmiştir. Araplar ?Çin İmparatoru? anlamına gelen ?fağfur? ( ? ? ??? ) kelimesini porseleni imgelemek için kullanmışlardır. Tarihsel süreçte Çin porseleni, Avrupa, Ortadoğu, Asya ve Osmanlı pazarında büyük talep görmüş, tanınmış, beğeni kazanmış ve her ülkenin isteğine göre farklı porselen üretimleri yapılmıştır. Bu ticaret 20. yüzyıla kadar hem denizden hem de İpek yolu vasıtasıyla karadan yapılmıştır. Porselenin bu denli büyük talep görmesinin nedeni; üzerine dokunulduğunda çınlaması, ince, şeffaf, kolay kırılabilen, sıcağa karşı dirençli, yıkaması kolay ve suyu geçirmeme özelliğine sahip olmasıdır. Bu özellik tahta ve topraktan yapılmış tabak çanak kullanan Avrupalıların porselene olan ilgisini artırmış ve sonuç olarak Çinli porselen imalatçıları, repertuarlarının bütününü Avrupalıların sosyal alışkanlıklarına ve dini inançlarına uygun bir hale dönüştürmüştür. Porselen sadece Avrupa Krallarının değil Arap ve Osmanlı Hükümdarlarının da beğenisini kazanır. Bu beğenide ki en büyük etken ise mavi-beyaz porselenlerin içinde servis edilecek herhangi bir zehirli yiyeceğin porselenin rengini siyaha dönüştürdüğüne inanılmasıdır. Porselenin zehri belli ettiği inanışının, İmparatoru korumak ve çevresindekilere korku salmak maksadı ile söylenmiş olduğu ve bu durumun porselenin tek tercih sebebi olmasını sağladığı görülür. Çin'de siyasi karışıklıkların baş göstermesi nedeni ile İmparatorluk tarafından özel ticaret yasaklanmış ve Çin porselenleri ülke dışına ancak geleneksel ve diplomatik ilişkiler içinde, hediye ya da ödül olarak çıkabilmiştir. Yabancı ülkeler, kendilerine özgü olan ürünleri dostluk göstergesi olarak Çin sarayına sunarken, Çin İmparatorları da yurt dışında en çok aranan ürünler olarak başı çeken ipek ve porseleni, yabancı hükümdarlara armağan olarak sunmuştur. Bu durum diğer ülkeler tarafından Çin porseleninin üretilmeye çalışılmasına ve taklit edilmesine sebebiyet vermiştir. İslam ülkelerinin kendi tekniklerini ya da Çin porselenlerinin yeni türlerini yaratırken, Çin'de kullanılan renk, biçim ve desenlerden çokta uzaklaşamadıkları görülür. Çin etkisinin devam ettiği ve üretilen porselen ürünlerde, sitil ve tekniklerin yıllar boyunca birçok değişikliğe uğradığı, bir devletten diğer bir devlete aktarılırken ki uygulanışının büyük farklılıklar gösterdiği göze çarpar. Müslümanlığın hükümleri tarafından yasaklanan sanat anlayışına bakıldığında insan formunun kullanılması yasaktır. Bu durum, sanatsal çalışmalarda geometrik şekillerin, biçimlerin içinde uyumlu renklerin, geometrik çizgilerin ve kaligrafilerin kullanılmasına sebep olmuştur. Parçalar üzerine işlenen kaligrafiler, çoğunlukla Kur-an'dan alınan sözlerdir. Kullanılan kaligrafiler ve dini süslemeler cami ve anıtların iç ve dış süslemeleri için kullanılmış ve ?çini? kavramının oluşmasını sağlamıştır. Sanattaki bu gelişim taklit olarak değil diğer ülkelerin teknik ve fikirlerini alıp kendi sitillerini de katarak yeni bir stil yaratma yolu ile yapılmıştır. Üretim, ilerleyen süreçte Osmanlılar ve Selçukluların Anadolu'ya özgü malzeme ve teknikleri kullanmasıyla daha da gelişmiş ve buradan tüm dünyaya yayılmıştır. Çin seramiği, İslam seramik sanatını etkilemiş ve bu etki Türk sanatını da içine almıştır. Osmanlı sitili İslam dünyasının büyük bir kısmını etkisi altına alarak, sanatın daha gösterişli bir konuma gelmesini sağlamıştır. Osmanlı sarayı ve çevresinde yaygın biçimde kullanılan ve beğeni toplayan Çin porselenleri genellikle Çin İmparatorluğu tarafından hediye olarak gönderilmiş ve bu durum porselene karşı büyük bir beğeninin oluşmasını sağlayarak saray sanatçılarına ilham kaynağı olmuştur. Çin'den gelen ipek ve porselenin kalitesine hayran olan Osmanlılar, ipek ürünlerin içlerinde var olan desenlerden etkilenmişler, desenleri sanatlarında yorumlarken de oldukça özgün sonuçlar elde etmişlerdir. Bu durum Türk sanatında var olan ileri bir süsleme kabiliyetini ve kuvvetli bir üslubu gözler önüne serer. Sultan Abdülmecid (1839-1861) zamanında Ahmet Fethi Paşa tarafından 1845'lerde Beykoz porselen fabrikası kurulmuş, Türk zevkine uygun, taklitten uzak adeta yeni özellikleri olan eserler üretilmiştir. Ayrıca Sultan II. Abdülhamid'in talimatı ile 1892-1894 yıllarında Yıldız Sarayı'nın dış bahçesine Yıldız Çini Fabrika-i Hümâyûn adıyla bir fabrika kurulmuştur. Bu gruptaki porselenler yabancı devlet adamlarına ve üst düzey bürokratlara hediye olarak verilen pahalı ve az sayıda üretilen göz alıcı dekoratif ürünlerdir. Fabrikanın 19.yüzyıl'da Avrupa'daki porselen sanayinin ülkeye getirilmesi, Osmanlı çiniciliğinin canlandırılması, Türk Çini sanatının dünyada tanınması ve sanat alanında Doğu-Batı sentezine önemli katkıları olmuştur. İpek Yolu? ve deniz yolu üzerinden zor koşullarda getirilerek Osmanlı pazarına giren Çin porselenleri, incelikleri ve zarafetleri nedeniyle Türklerin büyük beğenisini toplamış Osmanlıların yaşamında her zaman güç ve zenginliğin göstergesi olmuş ve sarayın vazgeçilmezleri arasına girmiştir. Hiçbir zaman halkın yaşamının bir parçası haline gelmemiştir. Padişahlar porselen kaplarda yemek yemeği tercih etmiş, tahta çıkış, doğum ve düğün gibi mutlu olaylarda Çin porselenlerini hediye olarak vermişlerdir. Divan-ı Hümayun'da verilen ziyafetler ve elçi kabullerinde, günlerce sürerek bir şenliğe dönüşen saray düğünlerinde, devlet adamlarının yurt dışındaki görevleri sırasında kullanmaları için yanlarına verilen porselen ürünler, devletin gücünün, iktidarının ve zenginliğinin bir göstergesidir. Saray içinde, sadece sultanlar için yapılan, özel durumlar dışında dışarıya çıkmasına izin verilmeyen porselenler mücevherlerle süslenmiş, ayrıca altın, gümüş gibi madenler kullanarak kase, şişe, vazo gibi bazı Çin porselenlerinin işlevselliği değiştirilmiş ve Osmanlı zevkine hitap eden uygun kullanım formları elde edilmiştir. Porselenlerin kırılan bölümlerini onarma ve eşyaların işlevlerini değiştirme amaçlı yapılan bu işlem, 18. yüzyıldan itibaren daha çok süslemeye yönelmiştir. Kullanılan metal aksamlarda dönemin süsleme özellikleri yansıtılmıştır. Osmanlıdaki batılılaşma süreci ile birlikte, 18. yüzyıldan itibaren Çin porselenlerinin yerini Avrupa porselenleri almıştır. Saray koleksiyonunda, Osmanlı zevkine uygun, Alman, Viyana, Fransız, Rus ihraç malı porselen sofra takımları bulunmaktadır.Çin porseleni dünya üzerinde tek ve paha biçilmezdir. Osmanlı İmparatorluğu kara ve deniz yolu ile ülke topraklarına giren bu incelikli sanatı kendi kültüründe yoğurmuş, farklı düşünceler katarak yeni bir biçim, yeni bir süsleme ve farklı bir kullanım alanı oluşturmuştur. Geçmişten günümüze kadar gerek hediye gerek diğer yollarla gelen porselen eşyalara süslemeleri bozmadan hak ettiği değeri vermiş, bu sanatı yaşatmak ve devamını getirmek adına yeniden biçimlendirerek özgün bir değer katmıştır. Sanatın temel yapı taşlarını alarak taklitten olabildiğince uzak, kendinden bir şeyler katıp kültürüne uyarlayarak geliştirmiş ve bugünkü porselen çalışmalarının sağlam bir temelini oluşturmuştur.

Özet (Çeviri)

The use of clay, shaped by a mould or on a lathe and dried in an oven at a specific temperature, is known as Ceramic in the arts whereas it?s known as China in architecture. The significant brightness of its surface, its transparency, the tingling sound obtained when one taps on it, and various tones of color are also its other basic characteristics. The word ?Porcelain?, derived from an Italian word ?Porcella?. The Arabs used the word ?fağfur? ( ? ? ??? ) which meant ?Chinese Empire?, to define porcelain. In historical process, China was demanded, recognized, and admired in the markets of Europe, Middle-East, Asia, and Ottoman; resulting in the production of various China types. This trade was made through sea and land with the help of silk road until the 20th century. The reason why China was so much in demand was its characteristics such as the tingling sound it created when tapped, its lightness, transparency, fragility, resistance to heat, its being easy to wash and waterproof. This characteristic caught the attention of Europeans who had been using pottery made from wood and forced Chinese porcelain producers to change their products in accordance with the social habits and religious beliefs of the Europeans. China was not only admired by the kings in Europe, but also by the Arab and Ottoman rulers. The most important reason of this admiration was the belief that any poisonous food served within the blue-white China would turn the color of it into black. This belief, spread to protect the emperor from his enemies by making them fear, made the China the only preference. The trade of China was banned after the occurrence of political turmoil in China and it could leave the country only as a reward or a gift in traditional and diplomatic relations. While other foreign countries presented gifts that were special to their own countries as an indication of their friendship, Chinese emperors presented silk and China, which were the most demanded products abroad, as gifts to foreign rulers causing foreign countries to try to manufacture or imitate the China. It can be seen that Islamic countries, while creating their own techniques and new types of China, hadn?t used different colors, shapes, and patterns used in China. It is also clear that while the impact of China maintained, the style and technique in the products created had changed, especially in the application of China, while passed from one country to another. The concept of art discussed by the Islamic faith prohibits the use of human form. As a result, geometrical shapes, harmonious colors in these shapes, geometrical lines and calligraphies were used in artistic works. Calligraphies engraved on patterns were generally sayings taken from the Quran. Calligraphies and religious ornaments which were used to decorate the interior and the exterior of mosques and monuments helped the development of the concept of ?China?. This development was not created by imitation but by the combination of ideas taken from other countries with their own styles. Eventually, with the use of materials and techniques unique to the Ottomans and the Seljuk, China improved and spread to other parts of the world. As a result, China influenced not only the Islamic art but the Turkish art as well. This Ottoman style helped this art to become more spectacular by influencing the majority of the Islamic world. China which was widely used and admired by the Ottoman was generally sent by the Chinese Empire as a gift, an inspiring act for the court artists. The Ottomans who admired the quality of the silk and the porcelain were influenced by the patterns found in these products and interpreted them in their own works, creating original results. This situation revealed advanced skills and strong style in the art of decoration in Turkish art. During Sultan Abdülmecid?s time (1839-1861), Ahmet Fethi Paşa established Beykoz Porcelain Factory in the 1845s. New works that are appropriate for the Turkish taste were produced there. Also with the order of Sultan Abdülhamid II, a factory named Yıldız Çini Fabrika-i Hümâyûn was established in the exterior garden of Yıldız Palace. The porcelains in this group were the glamorous products which were expensive and produced in small numbers that were given to foreign statesmen and bureaucrats as gifts. The factory had contributed highly to the revival of the Ottoman ceramics, establishment of the porcelain industry of Europe in the homeland in the 19th century, worldwide recognition of the art, and the synthesis of the East and West. Chinese porcelains that got into the Ottoman market through the Silk Road and via sea route under harsh circumstances were largely admired by the Ottoman due to their grace and beauty and became a part of the court life symbolizing power and wealth. However, they were never a part of the lives of common people. Sultans, on the other hand, preferred to eat their food from porcelain dishes. They also gave out them as presents at important times such as accession to the throne, birth and weddings. The porcelain given at royal weddings that transform into feasts that last for days, at receptions of ambassadors, at feasts held in Divan-ı Hümayun, and to the statesmen before they leave their country for posts abroad, is a symbol of the power, control, and the wealth of the government. Other porcelains that stayed inside the palace except for special occasions were ornamented with jewels. Also by using precious metals such as gold and silver, functionality of some China porcelains was altered to appeal to the taste of the Ottoman. This process aimed to repair the broken pieces of the porcelains and to alter the functionality of these porcelains were directed more towards decoration in beginning from the 18th century. The characteristics of the decorations of the era were reflected in the metal parts used in the process. With the westernization process of the Ottoman, China porcelain was replaced by the European porcelain starting from the 18th century. In the collection of the royalty, German, Viennese, French, and Russian porcelain fit for the Ottoman taste can be found. Chinese porcelain is single and priceless in the world. The Ottoman Empire was impasted the art of porcelain into its own culture which entered the territory by land and sea. Different ideas by adding a new form of art, has created a new ornament and a different use of space. Porcelain from the past to the present need for gift items as well as other ways to decorate without breaking gave the value it deserves, and more to bring the art to deliver a value added re-formatting the original. Far as possible from imitation to take the basic building blocks of art,culture, adding something of himself and developed by adapting the work of today's porcelain has been the basis of a solid

Benzer Tezler

  1. Osmanlı porselen sanatı

    Başlık çevirisi yok

    BUKET BAYKAL

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2000

    Güzel Sanatlarİstanbul Teknik Üniversitesi

    Güzel Sanatlar Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. FİLİZ ÖZER

  2. Geleneksel çini sanatımızın coğrafi, felsefi ve sosyo-ekonomik açılardan irdelenmesi ve günümüz koşullarına değerlendirilmesi

    Research about geography, philosophy and socio-economic of traditional ceramic art and rethink and apply in to day's value

    AYLİN ÇÖLERİ COSİNEAU

    Sanatta Yeterlik

    Türkçe

    Türkçe

    1997

    El SanatlarıDokuz Eylül Üniversitesi

    Geleneksel Türk El Sanatları Ana Bilim Dalı

    PROF. SEVİM ÇİZER

  3. Geleneksel uzakdoğu seladon sırlarının araştırılarak, özgün porselen tasarımlarına uygulanması

    The distinguished designs used in the making of porcelain by investigating the traditional far east culture

    BİRSEN GÜNEŞER

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2008

    Güzel SanatlarÇukurova Üniversitesi

    Seramik Ana Sanat Dalı

    YRD. DOÇ. DR. NECDET SAKARYA

  4. Porselen yüzeylere uygulanan dekor teknikleri kapsamında, geleneksel çini motiflerinin teknolojik ve görsel tasarım çözümleri ile değerlendirilmesi

    Decorative techniques applied to the porcelain surface: The evaluation of traditional tile motifs with technological and visual design solutions

    RAMAZAN KOCABAŞ

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2015

    Güzel SanatlarÇanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi

    Seramik Ana Sanat Dalı

    DOÇ. AYŞE GÜLER

  5. Topkapı Sarayı Müzesinde sergilenen Ming dönemi porselenleri ile 15-17. yy. İznik çinilerinin kompozisyon özellikleri bağlamında karşılaştırılması

    Ming period porcelains exhibited in the Topkapı Palace Museum and the 15-17th century. Comparison of 19th century İznik tiles in the context of their compositional features

    HEDİYE BAY

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2024

    Güzel SanatlarNecmettin Erbakan Üniversitesi

    Geleneksel Türk Sanatları Ana Bilim Dalı

    DR. ÖĞR. ÜYESİ ÇETİN ÖZTÜRK