Geri Dön

Tek taraflı üreteropelvik bileşke obstrüksiyonunda karşı böbrek parankiminde görülen erken ve geç dönem değişiklikler

The early and late period alterations on the contralateral renal parenchyma secondary to unilateral ureteropelvic junction obstruction

  1. Tez No: 303342
  2. Yazar: MESUT KAÇAR
  3. Danışmanlar: PROF. EMİN BALKAN
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Çocuk Cerrahisi, Pediatric Surgery
  6. Anahtar Kelimeler: Üreteropelvik bileşke, obstrüksiyon, histopatolojik değişiklikler, Ureteropelvic junction, obstruction, histopathological alterations
  7. Yıl: 2011
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Uludağ Üniversitesi
  10. Enstitü: Tıp Fakültesi
  11. Ana Bilim Dalı: Çocuk Cerrahisi Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 78

Özet

Amaç: Yenidoğan döneminde görülen hidronefrozun en sık sebebi üreteropelvik bileşke (ÜPB) obstrüksiyonudur. ÜPB obstrüksiyonu hem aynı taraf hem de karşı taraf böbrekte histopatolojik değişikliklere neden olur. Bu değişikliklerin tanımı, renal hasarın derecesini belirlediği için klinik açıdan önemlidir. Bu çalışma; deneysel olarak oluşturulan tek taraflı parsiyel ve tam ÜPB obstrüksiyonu modelinde aynı taraf ve özellikle karşı taraf böbrekte görülen erken ve geç dönem histopatolojik değişiklikleri ortaya koymak ve bu değişikliklerin progresyonunu değerlendirmek amacıyla planlanmıştır.Gereç ve Yöntem: Kırk iki adet Sprague Dawley cinsi dişi sıçan her grupta 14 sıçan olacak şekilde oluşturulan tek taraflı ÜPB obstrüksiyonunun derecesine göre rastgele üç gruba ayrıldı. Grup I'e, sham operasyonu yapıldı. Grup 2'de parsiyel, Grup 3'te ise tam ÜPB obstrüksiyonu oluşturuldu. Her gruptaki sıçanların yarısı iki hafta sonra, diğer yarısı ise sekiz hafta sonra sakrifiye edilerek bilateral nefrektomi uygulandı ve böbrek parankimleri histopatolojik olarak incelendi.Bulgular: ÜPB obstrüksiyonu aynı taraf böbrekte; renal pelviste kistik dilatasyona, glomerüler kollapsa, proksimal, distal ve kollektör tübüllerde dilatasyona ve tübül lümeninde nekrotik hücre depozitine, epitel hücrelerinde dejenerasyona, intertisyel ödem, inflamasyon ve fibrozise neden oldu. Bu histopatolojik değişikliklerin şiddeti, obstrüksiyonun şiddetine ve süresine bağlı olarak arttı.ÜPB obstrüksiyonu karşı böbrekte ise, renal pelviste kistik dilatasyona, glomerüler kollapsa, proksimal, distal ve kollektör tübüllerde epitel dejenerasyonuna, intertisyel ödem ve inflamasyona neden oldu. Bu histopatolojik değişikliklerde obstrüksiyonun şiddetine bağlı olarak anlamlı bir değişiklik olmadı. Buna karşın obstrüksiyonun süresine bağlı olarak değişikliklerin şiddetinde azalma olduğu görüldü.Sonuç: Tek taraflı ÜPB obstrüksiyonu karşı böbrekte erken dönemde renal hasara yol açmakta, geç dönemde ise bu hasar azalmaktadır. Karşı böbrekte erken dönemde görülen hasarın ve geç dönemde görülen iyileşmenin mekanizmasını araştıracak ileri çalışmalara ihtiyaç vardır.

Özet (Çeviri)

Aim: The most common cause of hydronephrosis is ureteropelvic junction (UPJ) obstruction in the neonatal period. UPJ obstruction causes histopathological alterations both in ipsilateral and contralateral kidney. Because these alterations directly affect the degree of renal damage, definition of these alterations is of utmost importance from the clinical point of view. The aim of this experimental study is to determine all histopathological alterations caused by partial and complete unilateral UPJ obstruction in ipsilateral and particularly contralateral kidney and to evaluate the progression of these alterations.Materials and Methods:Forty-two female Sprague Dawley rats were assigned randomly into three groups (each containing 14 rats) according to the degree of unilateral UPJ obstruction as group I, sham operation was performed; group II, partial UPJ obstruction was made; group III, complete UPJ obstruction was made. Half of the rats in each group were sacrificed after two weeks and while the other half were sacrificed after eight weeks and was performed bilateral nephrectomy. Tissue samples were prepared and processed according to routine light microscopic tissue processing.Results: UPJ obstruction led to cystic dilatation of the renal pelvis, glomerular collapse, dilatation of proximal, distal and collector tubules and necrotic cell deposit in the tubule lumen, degeneration of the epithelial cells, interstitial edema, inflammation and fibrosis in ipsilateral kidneys. Severity of these histopathological alterations depended on degree and duration of the obstruction.UPJ obstruction also led to histopathological alterations on the contralateral kidneys such as cystic dilatation of the renal pelvis, glomerular collapse, epithelial degeneration of the proximal, distal and collector tubules and interstitial edema and inflammation. Although severity of these histopathological alterations did not depended on degree of obstruction, decreased in severity depending on the duration of the obstruction.Conclusion: UPJ obstruction leads to renal damage on the contralateral kidney in the early period, but this renal damage is reduced in the late period. Further investigations are needed to investigate the mechanism of renal damage that the development in the early period and the improvement in the late period.

Benzer Tezler

  1. Tek taraflı parsiyel üreteropelvik bileşke obstrüksiyonuna bağlı hidronefrozu olan çocuklarda yaşam içi kan basıncı izlemi ile hipertansiyonun araştırılması

    Investigation of hypertension with ambulatory blood pressure monitoring in children with hydronephrosis caused by unilateral partial ureteropelvic junction obstuction

    İHSAN YÜKSEKKAYA

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2013

    NefrolojiÇukurova Üniversitesi

    Dahili Tıp Bilimleri Bölümü

    PROF. AYSUN KARABAY BAYAZIT

  2. Üreteropelvik bileşke obstrüksiyonu patogenezinde idrar kaspaz-3 ve sitokrom C düzeylerinin önemi

    The importance of urine caspase-3 and cytochrome C levels in the pathogenesis of ureteropelvic junction obstruction

    SEYİDE GÖRKEM ZEYBEK

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2022

    Biyokimyaİstanbul Üniversitesi

    Biyokimya Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. CANAN KÜÇÜKGERGİN

  3. Tek taraflı üreteropelvik darlık oluşturulan sıçanlarda enalaprilin renal rezistif indeks, idrar elektrolitleri ve böbrek dokusu TGF ß-1 düzeylerine etkisi

    The effect of enalapril on the renal resistive index measurements, urine electrolytes and renal TGF ß-1 levels in a rat model of unilateral ureteropelvic obstruction

    SÜLEYMAN CÜNEYT KARAKUŞ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2008

    Çocuk CerrahisiGazi Üniversitesi

    Çocuk Cerrahisi Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. ZAFER TÜRKYILMAZ

  4. Tek taraflı üreteropelvik darlıklı hastalarda prognostik belirteçler

    Prognostic markers in unilateral ureteropelvic junction obstruction

    YASİN BAYRAM

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2011

    NefrolojiÇukurova Üniversitesi

    Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. AYSUN KARABAY BAYAZIT

  5. Üreteropelvik bileşke darlığı olgularında üriner biyolojik belirteçler dinamik böbrek sintigrafisinin yerini alabilir mi?

    Can urinary biomarkers succeed diagnostic value of renal scintigraphy in patients with ureteropelvic junction disruption?

    DENİZ ERSAYIN GÜRER

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2015

    Çocuk CerrahisiCelal Bayar Üniversitesi

    Çocuk Cerrahisi Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. ÖMER YILMAZ