Geri Dön

Acil serviste pulmoner emboli tanısı konan hastaların özellikleri ve alt ekstremite venöz doplerin değerliliği

The charecteristics of patients with pulmonary embolism in the ed and the diagnostic vaue of low extremity doppler us

  1. Tez No: 307856
  2. Yazar: FERDA MUYAN CELEBCİ
  3. Danışmanlar: DOÇ. DR. YILDIRAY ÇETE
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: İlk ve Acil Yardım, Emergency and First Aid
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2010
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Akdeniz Üniversitesi
  10. Enstitü: Tıp Fakültesi
  11. Ana Bilim Dalı: Acil Tıp Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 63

Özet

Pulmoner Emboli (PE) akut koroner sendrom ve inmeden sonra üçüncü en sık görülen kardiyovasküler acil hastalıktır. Birçok olguda silik ve nonspesifik başvuru belirtileri nedeni ile tanı sıklıkla atlanmaktadır. Düşük ön test olasılığı ve negatif D?dimer sonucu varlığında PE tanısı dışlanabilir. Toraks BT anjiografi ile pulmoner arterlerin değerlendirilmesi PE hastalarında temel tanısal test konumuna gelmiştir. Düşük BNP ya da NT-proBNP düzeyleri kısa dönemdeki mortalite açısından prognozu iyi olan hastaların belirlenmesinde güvenle kullanılabilir. Yükselmiş troponin düzeylerinin, hemodinamik açıdan stabil hasta alt grubunda artmış mortalite ile ilişkili olduğu doğrulanmıştır. Tedavinin temeli yeni tromboembolilerin önlenmesi ve trombüsün uzaklaştırılmasını içerir. Çalışmanın amacı PE hastalarının demografik özellikleri, eşlik eden kronik hastalıkları, acil servise başvuru anındaki hayati bulguları, BNP ve troponin düzeyleri gibi özellikleri tanımlamak ve bu hastalarda alt ekstremite venöz doplerin yerini tartışmaktır. Yapılan çalışmada, 01.01.2008 ile 31.12.2009 tarihleri arasında Akdeniz Üniversitesi Hastanesi Acil Servisine başvuran ve PE ön tanısı ile toraks BT Angio tetkiki istenen hastaların dosyaları Medihasta programı aracılığı ile bulundu. Saptanan dosyalar geriye dönük olarak tarandı ve toraks BT angio sonucu ile PE tanısı konan ve dosya bilgileri eksik olmayan 50 hasta değerlendirmeye alındı. Çalışmaya alınan hastaların yaş, cinsiyet gibi demografik verilerinin yanı sıra tıbbi öz geçmişleri, hayati bulguları, laboratuar sonuçları kaydedildi. Hastaların PE tanısı aldıktan sonraki 1 ay içerisinde ölüm de dahil olmak üzere akut miyokard enfarktüsü, tekrarlayan PE atağı ve hayatı tehdit eden ritim bozukluğu geçirip geçirmedikleri de takip edildi.Değerlendirmeye alınan hastaların 21 ile 97 yaş arasında dağılım gösterdiği, yaş ortalamasının 63.36 ± 16.792 ve ortancasının 67 olduğu saptandı. Çalışmaya alınan hastaların 30?ununu (%60) kadın ve 20?sinin (%40) erkek cinsiyette olduğu belirlendi. Çalışmaya alınan hastalarda süreğen hastalık olarak en sık hipertansiyon (%26) bulunduğu ve 11 hastanın (%22) kanser tanısı almış olduğu belirlendi. Hastaların 3?ünün (%6) 100 mmHg altında sistolik kan basıncı değerine sahip olduğu, %54 hastada başvuru anında taşikardi bulunduğu, 34 hastanın (%68) başvuru anında takipneik oldukları ve 12 (%24) hastanın oda havası parmak ucu oksijen doygunluğu değerinin 90?nın altında olduğu saptandı. Hastaların %95.8?inde yüksek D-dimer düzeyi ve %15?inde yüksek troponin düzeyi olduğu saptandı. BNP istenen hastaların %55?inde düzeyin yüksek olduğu ve bu hastaların 3?ünde eşlik eden konjestif kalp yetmezliği tanılarının da bulunduğu saptandı. PE etiyolojisi açısından 43 (%86) hastaya acil serviste ya da yatırıldıkları bölümde başvuru günü ya da en geç 1 sonraki gün alt ekstremite venöz Dopler tetkikinin yapılmış olduğu belirlendi. Dopleri yapılan hastaların 30?unun (%69.8) normal olarak raporlandığı ve geri kalan 13 (%30.2) hastada ise alt ekstremite derin ven trombozu tanısı konduğu belirlendi. İlk 1 ay içerisinde ölen ya da akut miyokard enfarktüsü, tekrarlayan PE, inme ya da hayatı tehdit eden ritim bozukluğu tanısı alan herhangi bir hasta olmadığı belirlendi. PE tanısından sonraki ilk 3 ay içerisinde 1 (%2) hastanın öldüğü ve dosya incelemesinden de ölüm nedeninin eşlik eden malignite progresyonu olarak kaydedildiği belirlendi. Sonuç olarak PE her yaş grubunu etkileyebilen bir hastalık olmasına rağmen ileri yaşlarda daha sık görülür. Bu hastalarda süreğen hastalık ve etiyolojik faktör olarak malignite varlığı dikkati çekmektedir. Başvuru anında takipnesi ve hipoksemisi olan hastaların büyük bir çoğunluğunda neden sadece pulmoner emboli değildir ve eşlik eden konjestif kalp yetmezliği ve kronik obstrüktif akciğer hastalığı da düşünülmeli ve tedavi edilmelidir. Her ne kadar derin venöz tromboz bilinen en sık etiyolojik neden olsa da, akut PE hastalarında ilk inceleme sonucu normal olan hastalara takip eden günler içerisinde tekrar alt ekstremite venöz dopler yapılması ya da etiyolojik faktör olarak kardiyak incelemenin göz önünde bulundurulması gerekmektedir.

Özet (Çeviri)

PE is the third most common cardiovascular emergency condition after acute coronary syndrome and stroke. Since the sign and symptoms of PE are usually soft and non-specific doctors may have diagnostic difficulties. The diagnosis of PE can be excluded in the presence of low pretest probability and negative D-dimer results. Visualizing of the Pulmonary artery by CT angiography has become the main diagnostic test in the evaluation of patients with PE. Lower levels of BNP or NT-proBNP can safely be used in determining short-term mortality of patients with good prognosis. Elevated troponin levels have been confirmed to be associated with increased mortality in subgroups of hemodynamically stable patients. The mainstay of treatment is new VTE prevention and removal of thrombus The aim of the study is to determine the clinical profile of patients with poor prognosis PE as demographic characteristics, comorbid diseases, initial vital signs, BNP and troponin levels after the first three months of their admission. In this retrospectiv study, we evaluated the data of PE patients diagnosed by CT angiogram and presented to the Akdeniz University Hospital Emergency Service between 01/01/2008 and 31/12/2009. The patients were reached by using hospital information software ?Medihasta?. 68 patients were ordered CT angiogram during the study period. Seven of these patients had normal chest CT Angio and 11 patients could not be evaluated because of insufficient data. Fifty charts of patients were eligable. Age, gender, demographic data, as well as accompanying chronic diseases, vital signs such as blood pressure, heart rate, respiratory rate at the admitted to the Emergency Service and Pulse Oximetry of the patients in the study were recorded. Additionally, d-dimers, troponin, B type natriuretic peptide, the laboratory results such as WBC and platelet counts, lowerextremity venous Doppler results were also recorded. After the first month of their PE diagnosis, possible cardiac events (acute myocardial infarction, recurrent PE episodes and life-threatening arrhythmia, including death) were recorded. We also have recorded weather they were received thrombolytic therapy or intubated and admitted to ICU or not. There was no cardiac event at the end of first month after their ED visit of our patient?s population. A death was recorded at one of (2%) PE patients died in the first three months following and the cause of death was recorded as malignant progression that had been associated with the file review. The mean age of patient was 63.4 ± 16.8 and the median was 67. 30 (60%) of the patients were female. Hypertension was the most prominent chronic disease among the study patients following by the cancer. Only 3% of the patients had a low systolic blood pressure while 54%, 68% and 24% of them were having tachycardia, tachypnea and hypoxemia respectively. As a conclusion, PE can affect all age group but occur more frequently in the elderly. Having a malignancy is the most prominent underlying disease in PE patients. PE is not the only cause in patients with tachypnea and hypoxemia during the admission in the emergency department and congestive heart disease and chronic obstructive pulmonary disease should be considered. Although deep venous thrombosis is an frequent underlying cause of PE, patients with a normal result of the first leg ultrasonography should be sent to further investigation about missed deep venous thrombosis and underlying heart disease.

Benzer Tezler

  1. Başkent Üniversitesi Ankara Hastanesi acil servisinde 2011-2015 yıllarında pulmoner tromboemboli tespit edilen hastalarda risk faktörlerinin araştırılması ve bu risk faktörlerinin mortaliteye katkısının belirlenmesi

    Determination of Baskent University Hospital in the years 2011-2015 in emergency detected in patients with pulmonary thromboembolism and mortality investigation of risk factors contributing to the risk factors

    MELİHA FINDIK

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2016

    İlk ve Acil YardımBaşkent Üniversitesi

    Acil Tıp Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. CEMİL KAVALCI

  2. Pulmoner embolide plazma laktat seviyesinin 30 günlük mortalitede prognostik değeri

    Prognostic value of plasma lactate levels in pulmonary emboli̇sm patients

    ALİ HAYDAR TEMEL

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2015

    İlk ve Acil YardımEge Üniversitesi

    Acil Tıp Ana Bilim Dalı

    YRD. DOÇ. DR. FUNDA KARBEK AKARCA

  3. Pulmoner emboli ile D-dimer düzeyinin korelasyonu ve yaşa göre eşik değerlerinin belirlenmesi

    Correlation of pulmonary embolism with D-dimer level and determination of CUT-OFF values according to age

    NAFİS VURAL

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2021

    İlk ve Acil YardımAkdeniz Üniversitesi

    Acil Tıp Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. YILDIRAY ÇETE

  4. Acil serviste geçici iskemik atak tanısı konan hastalarda ABCD2 risk skoru ve serum adropin düzeylerinin değerlendirilmesi

    'evaluation of ABCD2 risk score and serum adropin levels in patients admitted to the emergency department wi̇th A transient ischemic attack'

    EREN ÖZ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2022

    Acil TıpSağlık Bilimleri Üniversitesi

    Acil Tıp Ana Bilim Dalı

    DR. ÖĞR. ÜYESİ OĞUZHAN BOL